Historique

bırak!

Sens de "bırak!" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 8 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	bırak!	let be! interj.
2	General	bırak!	let go! interj.
3	General	bırak!	holla [obsolete] interj.
Colloquial
4	Colloquial	bırak!	give it up! exclam.
Slang
5	Slang	bırak!	blow this for a game of soldiers expr.
6	Slang	bırak!	blow that for a game of soldiers expr.
7	Slang	bırak!	sod this for a game of soldiers [uk] expr.
8	Slang	bırak!	sod that for a game of soldiers [uk] expr.

Sens de "bırak!" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 351 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	dışarda bırak	lock out n.
2	General	bir yana bırak	let alone adv.
3	General	bırak	let it be interj.
4	General	beni rahat bırak!	leave me alone! interj.
5	General	çocukluğu bırak!	grow up! interj.
6	General	rahat bırak!	hands-off interj.
7	General	bırak ya	harrumph interj.
8	General	bırak ya	harumph interj.
Phrases
9	Phrases	bırak artık	leave it be expr.
10	Phrases	bırak böyle olsun/kalsın	leave it be expr.
11	Phrases	dokunma bırak	leaves of three, let it be expr.
12	Phrases	mızmızlanmayı bırak	quit your bellyaching expr.
13	Phrases	mızmızlanmayı bırak!	quit your bellyaching! expr.
14	Phrases	mızıldanmayı bırak!	quit your bellyaching! expr.
15	Phrases	mızırdanmayı bırak!	quit your bellyaching! expr.
16	Phrases	sızlanmayı bırak!	quit your bellyaching! expr.
17	Phrases	lafı bırak icraata bak	fish or cut bait expr.
18	Phrases	büyük işler yapmak istiyorsan küçük düşünmeyi bırak	if you want to go big, stop thinking small expr.
19	Phrases	bırak	let alone expr.
20	Phrases	işi oluruna bırak	let the sleeping dogs lie expr.
21	Phrases	oluruna bırak	leave it alone expr.
22	Phrases	negatifi bırak pozitife odaklan	accentuate the positive and eliminate the negative expr.
23	Phrases	negatifi bırak pozitife odaklan	eliminate the negative and accentuate the positive expr.
24	Phrases	ve şunu/bunu ertelemeyi bırak	and be done with it expr.
25	Phrases	bırak birini/bir şeyi	let alone someone or something expr.
Proverb
26	Proverb	bırak geçmişte kalsın	let bygones be bygones
27	Proverb	bırak pasta yesinler	let them eat cake
28	Proverb	bırak kendi kuyusunu kazsın	give him enough rope and he'll hang himself
29	Proverb	bırak kendi kuyusunu kazsın	give them enough rope to hang themselves
30	Proverb	bırak kendi kuyusunu kazsın	give somebody enough rope
31	Proverb	bırak kendi kuyusunu kazsın	give someone enough rope and he'll hang himself
32	Proverb	bırak kendi kuyusunu kazsın	give somebody enough rope to hang themselves
33	Proverb	sonraki neslin yararına bir şeyler yap/bırak	plant pears for your heirs
34	Proverb	gelecek nesle bir dikili ağaç bırak	plant pears for your heirs
35	Proverb	bırak kendi kuyusunu kazsın	give a man enough rope and he will hang himself
36	Proverb	beceremiyorsan, bırak	if you can't stand the heat, keep out of the kitchen
37	Proverb	geçmişi arkanda bırak	let the dead bury the dead
Colloquial
38	Colloquial	bırak artık şu inadı	give it a rest n.
39	Colloquial	bırak artık şu işin ucunu	give it a rest n.
40	Colloquial	bırak şu mereti	quit that crap/shit n.
41	Colloquial	bırak (artık) peşini	give it a rest n.
42	Colloquial	bırak onu	let alone n.
43	Colloquial	bırak	cheese it n.
44	Colloquial	kendini aldatmayı bırak	stop deluding yourself v.
45	Colloquial	serbest bırak	let her rip v.
46	Colloquial	bırak bildiği gibi yapsın/ne yaparsa yapsın	leave to it v.
47	Colloquial	bir rahat bırak adamı	get off my bumper! interj.
48	Colloquial	bırak ensemi/yakamı	get off my bumper! interj.
49	Colloquial	her şeyi bırak!	drop everything! interj.
50	Colloquial	akışına bırak (gitsin)	let things ride expr.
51	Colloquial	alkolü bırak	lay off the booze expr.
52	Colloquial	bırak bu işleri!	come off it! expr.
53	Colloquial	bırak kendi başının çaresine baksın	let him be expr.
54	Colloquial	bırak bu ayakları!	come off it! expr.
55	Colloquial	bırak gideyim	set me free expr.
56	Colloquial	bırak gitsin	let him go expr.
57	Colloquial	bırak gitsin	let go expr.
58	Colloquial	beceremiyorsan, bırak!	if you can't stand the heat get out of the kitchen! expr.
59	Colloquial	beni rahat bırak	let me off expr.
60	Colloquial	beni rahat bırak!	stay out of my hair! expr.
61	Colloquial	beni rahat bırak	bolt ya rocket expr.
62	Colloquial	bırak başka biri yapsın	let someone else do it expr.
63	Colloquial	bırak kendini	let it go expr.
64	Colloquial	bırak saçmalamayı	save that bullshit expr.
65	Colloquial	bırak ne hali varsa görsün	let him alone expr.
66	Colloquial	bırak işine karışma	let him alone expr.
67	Colloquial	bırak ne hali varsa görsün	let him be expr.
68	Colloquial	bırak maval okumayı	save that bullshit expr.
69	Colloquial	bırak bir başkası yapsın	let someone else do it expr.
70	Colloquial	bırak kendi başının çaresine baksın	let him alone expr.
71	Colloquial	bırak geçmiş geçmişte kalsın	let bygones be bygones expr.
72	Colloquial	birazını bana bırak	save me some expr.
73	Colloquial	bırak üzülsünler	let them be upset expr.
74	Colloquial	bırak!/boş ver!/unut!	lump it! expr.
75	Colloquial	bırak işine karışma	let him be expr.
76	Colloquial	bırak gitsin	let her go expr.
77	Colloquial	bırak	give it up expr.
78	Colloquial	bırak geçmiş geçmişte kalsın	let the past be the past expr.
79	Colloquial	bırak şu meredi	quit that crap/shit expr.
80	Colloquial	endişelenmeyi bırak	stop worrying expr.
81	Colloquial	içkiyi bırak	lay off the booze expr.
82	Colloquial	lafı bırak icraata bak!	put your money where your mouth is! expr.
83	Colloquial	kendini suçlamayı bırak	stop blaming yourself expr.
84	Colloquial	silahını yere bırak	drop the gun on the floor expr.
85	Colloquial	silahı yere bırak	put the gun down expr.
86	Colloquial	sorun yaratmayı bırak	stop causing problems expr.
87	Colloquial	sızlanmayı/şikayet etmeyi bırak!	stop whining! expr.
88	Colloquial	şu söylentileri yaymayı bırak	stop spreading those rumors expr.
89	Colloquial	sızlanmayı/şikayet etmeyi bırak!	put a lid on it! expr.
90	Colloquial	tembelliği bırak	shift one's arse expr.
91	Colloquial	daldan dala konmayı bırak	maybees don't fly in june expr.
92	Colloquial	akışına bırak!	take it down a thou! expr.
93	Colloquial	akışına bırak!	take it down a thousand! expr.
94	Colloquial	konuyu kapat, konuyu bir kenara bırak	let it drop expr.
95	Colloquial	bir konuda konuşmayı/bir şey yapmayı bırak	let it drop expr.
96	Colloquial	konuyu kapat, konuyu bir kenara bırak	let it rest expr.
97	Colloquial	bir konuda konuşmayı/bir şey yapmayı bırak	let it rest expr.
98	Colloquial	rahat bırak	get a life expr.
99	Colloquial	beni rahat bırak!	give me a break! expr.
100	Colloquial	beni rahat bırak!	gimme a break! expr.
101	Colloquial	git beni yalnız bırak!	go peddle your papers expr.
102	Colloquial	şunu yapmayı bırak	leave it out [uk] expr.
103	Colloquial	aylaklık etmeyi bırak	stop loafing (about/around) expr.
104	Colloquial	boş konuşmayı bırak	stop talking trash expr.
105	Colloquial	beni rahat bırak	bag your face expr.
106	Colloquial	bir rahat bırak!	(why don't you) give it a rest! [uk] expr.
107	Colloquial	beni eve götür/bırak	home, james! expr.
108	Colloquial	bırak	lemme expr.
109	Colloquial	bırak	let it rip expr.
110	Colloquial	bırak	let'er rip expr.
111	Colloquial	kendini bırak	let yourself go expr.
112	Colloquial	kendini rahat bırak	let yourself go expr.
113	Colloquial	sızlanmayı bırak	quit griping expr.
114	Colloquial	bırak yapacağını yapsın	let them/him/her cook expr.
115	Colloquial	beni rahat bırak	beat it exclam.
116	Colloquial	beni rahat bırak!	don't bother me! exclam.
117	Colloquial	bırak/vazgeç gitsin!	give it up! exclam.
Idioms
118	Idioms	bırak kendi kuyusunu kazsın	give (someone) enough rope v.
119	Idioms	bırak kendi kuyusunu kazsın	give (one) enough rope v.
120	Idioms	bırak bir başkası yapsın	let george do it expr.
121	Idioms	bırak burnunu sokma	let well alone expr.
122	Idioms	bırak her şeyi!	stop the presses! expr.
123	Idioms	bırak karışma	leave well alone expr.
124	Idioms	beni rahat bırak	stop giving me hard time expr.
125	Idioms	bırak başka biri yapsın	let george do it expr.
126	Idioms	bırak bildiği gibi gitsin	leave well alone expr.
127	Idioms	beni rahat bırak	leave me be expr.
128	Idioms	bırak karışma	let well alone expr.
129	Idioms	bırak bildiği gibi gitsin	let well alone expr.
130	Idioms	bırak her şeyi!	stop the music! expr.
131	Idioms	bırak burnunu sokma	leave well alone expr.
132	Idioms	sen elinden geleni yap gerisini allah'a bırak	god helps him who helps himself expr.
133	Idioms	rol yapmayı bırak	drop the act expr.
134	Idioms	beni hemen eve götür/bırak	home, james, and don't spare the horses expr.
135	Idioms	beni doğruca eve götür/bırak	home, james, and don't spare the horses expr.
136	Idioms	saçmalamayı bırak	go to sleep expr.
137	Idioms	bırak kendi kuyusunu kazsın	give somebody enough rope (and he'll/she'll hang himself/herself) expr.
138	Idioms	bırak kendi kuyusunu kazsın	give (one) enough rope to hang (oneself) expr.
139	Idioms	bırak kendi kuyusunu kazsın	give enough rope and he'll hang himself expr.
140	Idioms	bırak kendi kuyusunu kazsın	give somebody enough rope expr.
141	Idioms	bırak kendi kuyusunu kazsın	give someone enough rope expr.
142	Idioms	bırak kendi kuyusunu kazsın	give someone plenty of rope expr.
143	Idioms	bırak kendi kuyusunu kazsın	give someone enough rope to hang themselves expr.
144	Idioms	bırak kendi kuyusunu kazsın	give someone just enough rope to hang themselves expr.
145	Idioms	beceremiyorsan, bırak	if you can't stand the heat expr.
146	Idioms	beceremiyorsan, bırak	if you can't take the heat, get out of the kitchen [us] expr.
147	Idioms	seçeneklerini açık bırak	keep your options open expr.
148	Idioms	seçeneklerini açık bırak	leave your options open expr.
Speaking
149	Speaking	bırak yesinler birbirlerini	let them eat each other n.
150	Speaking	gerisini bana bırak	leave the rest to me v.
151	Speaking	bırak gelsinler	let them come interj.
152	Speaking	bırak gitsinler	let them go interj.
153	Speaking	her şeyi bırak!	hold everything! interj.
154	Speaking	açık bırak	keep open expr.
155	Speaking	açık bırak	leave it open expr.
156	Speaking	ağaçları rahat bırak	leave the trees alone expr.
157	Speaking	bırak yansın	let it burn expr.
158	Speaking	beni benimle bırak	leave me by myself expr.
159	Speaking	bırak kendi başının çaresine baksın	leave him by himself expr.
160	Speaking	bırak da sana yardım edeyim	let me help you expr.
161	Speaking	bırak gideyim	let me go expr.
162	Speaking	beni özgür/serbest bırak	set me free expr.
163	Speaking	bana öğüt vermeyi bırak	don't lecture me expr.
164	Speaking	beni rahat bırak!	give me a break! expr.
165	Speaking	beni rahatsız etmeyi bırak	stop bugging me expr.
166	Speaking	bırak okuyayım	let me read expr.
167	Speaking	beni rahat bırak	leave me alone expr.
168	Speaking	bu işi bana bırak	leave this with me expr.
169	Speaking	beni rahat bırak!	get off my back! expr.
170	Speaking	beni rahat bırak!	gimme a break! expr.
171	Speaking	bırak kolumu	let go of my arm expr.
172	Speaking	bizi bir dakikalığına yalnız bırak	leave us alone for a minute expr.
173	Speaking	bırak ödeyeyim	let me pay expr.
174	Speaking	bırak da bakayım	let me look expr.
175	Speaking	beni rahat bırak!	get out of my face! expr.
176	Speaking	benimle uğraşmayı bırak	stop messing around with me expr.
177	Speaking	bırak ne hali varsa görsün	leave him by himself expr.
178	Speaking	bırak senden nefret ettiğimi görsünler	let them see that i hate you expr.
179	Speaking	bırak	let him have his say expr.
180	Speaking	beni rahat bırak	just get off my back expr.
181	Speaking	bulmak istediğin gibi bırak	leave it as you would wish to find it expr.
182	Speaking	bırak işine karışma	leave him by himself expr.
183	Speaking	beni takip etmeyi bırak	stop following me expr.
184	Speaking	beni rahat bırak!	cut me a break! expr.
185	Speaking	bırak da biraz daha dinlensinler	let them rest a little while longer expr.
186	Speaking	bırak açık kalsın	leave it open expr.
187	Speaking	bırak kendi başının çaresine baksın	leave him to himself expr.
188	Speaking	bırak beni	take your hands off me expr.
189	Speaking	bırak hepsi ölsün	let them all die expr.
190	Speaking	bırak ne yaparsa yapsın	leave him to it expr.
191	Speaking	bırak beni gideyim	just let me go expr.
192	Speaking	bırak sana yardım edeyim	let me help you expr.
193	Speaking	bırak sana yardım edeyim	let me give you a hand expr.
194	Speaking	beni rahat bırak!	cut me some slack! expr.
195	Speaking	beni rahat bırak	get off my back expr.
196	Speaking	benden otlanmayı bırak	quit mooching off me expr.
197	Speaking	bırak ne hali varsa görsün	leave him to himself expr.
198	Speaking	benimle oyun oynamayı bırak	stop playing games with me expr.
199	Speaking	bana içki ısmarlamayı bırak	stop buying me more drinks expr.
200	Speaking	bırak işine karışma	leave him to himself expr.
201	Speaking	benimle konuşmayı bırak	stop talking to me expr.
202	Speaking	beni yalnız bırak	leave me alone expr.
203	Speaking	bırak da bakayım	let me see expr.
204	Speaking	bırak onunla konuşayım	let me talk to him expr.
205	Speaking	beni rahat bırak!	get off my case! expr.
206	Speaking	bırak bildiği gibi yapsın	leave him to it expr.
207	Speaking	beni rahat bırak!	give me a rest! expr.
208	Speaking	benim hakkımda yalan söylemeyi bırak	stop telling lies about me expr.
209	Speaking	bırak beni	let go of me expr.
210	Speaking	beni benimle bırak	leave me alone expr.
211	Speaking	beni rahat bırak	get off my case expr.
212	Speaking	çikolata yemeyi bırak	stop eating chocolate expr.
213	Speaking	doğal akışına bırak	let nature take its course expr.
214	Speaking	görmek istediğin gibi bırak	leave it as you would wish to find it expr.
215	Speaking	her ne ile uğraşıyorsan bırak	drop whatever you're doing expr.
216	Speaking	elimi bırak	let go of my hand expr.
217	Speaking	endişelenmeyi bırak	stop worrying expr.
218	Speaking	onu biraz rahat bırak	just give him a break expr.
219	Speaking	onu rahat bırak	give her a rest expr.
220	Speaking	onlarla takılmayı bırak	stop hanging out with them expr.
221	Speaking	kavgayı bırak	stop fighting expr.
222	Speaking	odanı düzenli bırak	keep your room tidy expr.
223	Speaking	kızmayı bırak sen de aynısını yap (ödeşmek için)	don't get mad get even expr.
224	Speaking	lütfen beni filme çekmeyi bırak	stop filming me expr.
225	Speaking	mızmızlanmayı bırak/kes	stop complaining expr.
226	Speaking	olayları akışına bırak	let nature take its course expr.
227	Speaking	kürk giymeyi bırak	stop wearing fur expr.
228	Speaking	onu rahat bırak	give him a rest expr.
229	Speaking	kapıyı biraz açık bırak	leave the door open a little expr.
230	Speaking	onu yere bırak	put that down expr.
231	Speaking	onu bu şekilde bırak	leave him like this expr.
232	Speaking	kapımı biraz açık bırak	leave my door open just a crack expr.
233	Speaking	sen onu bana bırak	leave the matter to me expr.
234	Speaking	silahı yere bırak	put the weapon down expr.
235	Speaking	pudinge de yer bırak	leave some room for pudding expr.
236	Speaking	sen bu işi bana bırak	leave it with me/to me expr.
237	Speaking	pencereyi açık bırak	leave the window open expr.
238	Speaking	şikayet etmeyi bırak	stop complaining expr.
239	Speaking	sen o işi bana bırak	leave it to me expr.
240	Speaking	sen onu bana bırak	leave it to me expr.
241	Speaking	salak gibi davranmayı bırak	stop acting like a fool expr.
242	Speaking	rahat bırak beni	leave me alone expr.
243	Speaking	sen o işi bana bırak	leave the matter to me expr.
244	Speaking	tatlıya biraz yer bırak	leave some room for dessert expr.
245	Speaking	taksimetreyi açık bırak	keep the meter running expr.
246	Speaking	taksimetreyi çalışır bırak	leave the meter running expr.
247	Speaking	tatlıya da yer bırak	leave some room for dessert expr.
248	Speaking	taksimetreyi açık bırak	leave the meter running expr.
249	Speaking	yakınmayı bırak	stop complaining expr.
250	Speaking	zaman bırak (sabırlı ol)	give it time expr.
251	Speaking	yalnız bırak beni	leave me alone expr.
252	Speaking	zamanı boşa harcamayı bırak	stop wasting time expr.
253	Speaking	telaşlanmayı/velvele yapmayı bırak	stop fussing expr.
254	Speaking	soytarılığı bırak	stop clowning around exclam.
Technical
255	Technical	ekle/bırak çoklayıcısı	add/drop multiplexer n.
256	Technical	cihazı çalışır konumda bırak	leave the device running on expr.
Computer
257	Computer	bırak komutu	release command n.
258	Computer	sürükle ve bırak ile metin düzenleme	drag-and-drop text editing n.
259	Computer	sürükle ve bırak verisi	drag-drop data n.
260	Computer	hesabı devre dışı bırak	disable account v.
261	Computer	hesabı devre dışı bırak	disable disable account v.
262	Computer	sürükle ve bırak komutuna ait	drag-and-drop adj.
263	Computer	sürükle ve bırak komutuyla ilgili	drag-and-drop adj.
264	Computer	sürükle ve bırak komutunu uygulayan	drag-and-drop adj.
265	Computer	akıllı tırnakları devre dışı bırak	disable smart quotes expr.
266	Computer	aygıtı devre dışı bırak	disable drive expr.
267	Computer	aygıtı serbest bırak	release device expr.
268	Computer	aynen bırak	leave as is expr.
269	Computer	bırak	drop expr.
270	Computer	bırak	release expr.
271	Computer	bırak	dismiss expr.
272	Computer	devre dışı bırak	deactivate expr.
273	Computer	denetimi bırak	release control expr.
274	Computer	devre dışı bırak	turn off expr.
275	Computer	devre dışı bırak	disable expr.
276	Computer	değişiklikleri devre dışı bırak	disable changes expr.
277	Computer	hücre sürükle ve bırak	cell drag and drop expr.
278	Computer	form alanı bırak	drop-down form field expr.
279	Computer	ekranı beyazlaştır/olduğu gibi bırak	whites/unwhites the screen expr.
280	Computer	ekranı karart/olduğu gibi bırak	blacks/unblacks the screen expr.
281	Computer	hücre sürükle ve bırak	allow cell drag and drop expr.
282	Computer	içeriği bırak	drop context expr.
283	Computer	java'yı devre dışı bırak	disable java expr.
284	Computer	ortamı devre dışı bırak	disable media expr.
285	Computer	kitaplığı devre dışı bırak	disable library expr.
286	Computer	ole sürükle ve bırak	ole drag and drop expr.
287	Computer	öğeyi bırak	dismiss item expr.
288	Computer	mru'yu devre dışı bırak	disable mru expr.
289	Computer	mmx'ı devredışı bırak	disable mmx expr.
290	Computer	makroları devre dışı bırak	disable macros expr.
291	Computer	kenar boşluklarını bırak	margin release expr.
292	Computer	sürükle ve bırak	drag-and-drop expr.
293	Computer	sürükle ve bırak	drop drag expr.
294	Computer	ses'i devre dışı bırak	disable audio expr.
295	Computer	sözcük temelinde bırak	drop in by word expr.
296	Computer	sürükle bırak	drag and drop expr.
297	Computer	sohbet'i devre dışı bırak	disable chat expr.
298	Computer	sürükleyip bırakma sürükle ve bırak	drag and drop expr.
299	Computer	redbook'u devre dışı bırak	disable redbook expr.
300	Computer	sürükleyip bırak	drag and drop expr.
301	Computer	sürükle bırak	drag drop expr.
302	Computer	sürükle ve bırak	drag and drop expr.
303	Computer	takibi bırak	unfollow expr.
304	Computer	tümünü bırak	release all expr.
305	Computer	tümünü bırak	dismiss all expr.
306	Computer	tanım bilgilerini devre dışı bırak	disable cookies expr.
307	Computer	tümünü devre dışı bırak	disable all expr.
308	Computer	temizleyiciyi bırak	release cleaner expr.
309	Computer	yolu dışarıda bırak	exclude path expr.
310	Computer	yeniden sürükle bırak	redo drag drop expr.
311	Computer	yazıcı noktasını bırak	end capture expr.
312	Computer	veri sürükle ve bırak	drag-drop data expr.
Telecom
313	Telecom	sürükle bırak	drag-and-drop adj.
Sport
314	Sport	ya oynat beni, ya da bırak gideyim	play me or trade me expr.
Slang
315	Slang	bırak bu işleri	spare me n.
316	Slang	bırak	blow that for a lark [uk] expr.
317	Slang	bırak ya	blow that for a lark [uk] expr.
318	Slang	bırak	sod that for a lark [uk] expr.
319	Slang	bırak ya	sod that for a lark [uk] expr.
320	Slang	bırak ya	blow this for a game of soldiers expr.
321	Slang	bırak ya	blow that for a game of soldiers expr.
322	Slang	bırak ya	sod this for a game of soldiers [uk] expr.
323	Slang	bırak ya	sod that for a game of soldiers [uk] expr.
324	Slang	bırak gitsin	walkabout, it's gone expr.
325	Slang	bırak şimdi bu ayakları!	give me a break! expr.
326	Slang	beni rahat bırak!	eat my shorts! expr.
327	Slang	bırak şimdi bu ayakları!	get away with you! expr.
328	Slang	beni yalnız bırak!	eat my shorts! expr.
329	Slang	beni rahat bırak	get off my dick expr.
330	Slang	ceketimi/montumu bırak (da gideyim)	you turn-a loose-a my coat expr.
331	Slang	lafı bırak da ne yapacaksan yap!	shit or get off the can expr.
332	Slang	lafı bırak da ne yapacaksan yap!	shit or get off the pot expr.
333	Slang	zırvalamayı bırak	cut the crap expr.
334	Slang	zirzopluğu bırak	quit dicking around expr.
335	Slang	tembelliği bırak	get off your arse expr.
336	Slang	bırak	blow that for a lark [uk] expr.
337	Slang	bırak	sod that for a lark [uk] expr.
338	Slang	bırak ya	blow this for a game of soldiers expr.
339	Slang	bırak ya	blow that for a game of soldiers expr.
340	Slang	bırak ya	sod this for a game of soldiers expr.
341	Slang	bırak ya	sod that for a game of soldiers expr.
342	Slang	bırak ya	blow this/that for a game of soldiers exclam.
343	Slang	rahat bırak!	butt out! exclam.
344	Slang	beni rahat bırak!	get off my ass! exclam.
345	Slang	yakamı/peşimi bırak!	get off my ass! exclam.
346	Slang	beni rahat bırak!	get off my tail! exclam.
347	Slang	yakamı/peşimi bırak!	get off my tail! exclam.
348	Slang	beni rahat bırak!	get off my back! exclam.
349	Slang	yakamı/peşimi bırak!	get off my back! exclam.
British Slang
350	British Slang	bırak ya	bugger that for a game of soldiers expr.
351	British Slang	bırak ya	sod that for a game of soldiers expr.