bakış - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

bakış



Sens de "bakış" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 56 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
bakış glance n.
bakış look n.
bakış view n.
General
bakış eyeshot n.
bakış aperçu (fr) n.
bakış eye n.
bakış overlook n.
bakış sight n.
bakış prospect n.
bakış view n.
bakış blink n.
bakış dekko n.
bakış aspect n.
bakış vision n.
bakış regard n.
bakış scopy n.
bakış looking n.
bakış eyebeam n.
bakış peep n.
bakış look n.
bakış blush n.
bakış twire n.
bakış aspection [obsolete] n.
bakış eyeful n.
bakış eyewink n.
bakış eyliad n.
bakış oeiliad n.
bakış lookout [us] n.
bakış look-out [us] n.
bakış gleg (rare] [dialect] n.
bakış glisk [scotland] n.
bakış decko n.
bakış insight [obsolete] n.
bakış conspectuity n.
bakış peek n.
bakış gazement [obsolete] n.
bakış screw [uk] n.
bakış skellie n.
bakış skelly n.
bakış squiz [australia/new zealand] n.
Colloquial
bakış geek [australia] n.
Idioms
bakış eye-view n.
Politics
bakış outlooks n.
Technical
bakış lookup n.
Psychology
bakış gaze n.
Archaic
bakış mouth n.
Slang
bakış a captain cook n.
bakış gander n.
bakış butcher n.
bakış butcher's [uk] n.
British Slang
bakış looksy n.
bakış looksee n.
bakış goosey n.
bakış deek n.
bakış dekko n.
bakış shufty n.

Sens de "bakış" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
bakış açısı perspective n.
kısa bakış glance n.
kısaca bakış glance n.
bakış açısı point of view n.
anlık bakış glimpse n.
geçmişe bakış retrospect n.
bakış açısı viewpoint n.
General
anlık bakış glimpse n.
sabit bakış stare n.
bakış açısı feeling n.
bakış açısı line of vision n.
bakış noktası eyepoint n.
keskin bakış searching n.
yeniliklere bakış views on modernity n.
boş boş bakış vacuity n.
bakış açıları aspects n.
ters bakış glare n.
bakış (uzun ve dikkatli) stare n.
yan bakış leer n.
tatlı bakış beam n.
bakış noktası vantage n.
bakış açısı line of sight n.
kısa bakış glimpse n.
sıkıntılı bakış gloom n.
bakış açısı standpoint n.
teleskopik bakış telescopic sight n.
genel bakış survey n.
aşıkane bakış ogle n.
uyarı niteliğinde bakış high sign n.
hoşnutsuzluk belirten bakış frown n.
genel bakış conspectus n.
dargın bakış glare n.
sert bir bakış hard look n.
düşmanca bakış glare n.
bakış açısı outlook n.
bakış (bir konuya) outlook on n.
bakış açısı slant n.
dik bakış gaze n.
anlamlı bakış regard n.
bakış açısı angle n.
bakış açısı aspect n.
kötü bakış glare n.
kaçamak bakış peep n.
kızgın bakış glare n.
sabit (bakış) steady n.
bön bön bakış vacancy n.
öfkeli bakış glower n.
geçmişe bakış retrospect n.
genel bakış roundup n.
bakış açısı stance n.
bakış açısı eye n.
ters bakış glower n.
genel bakış overview n.
keskin bakış hawkeye n.
bakış açıları viewpoints n.
genel bakış general overview n.
hayata bakış (açısı) an outlook on life n.
hayata bakış (açısı) attitude to life n.
hayata bakış (açısı) view of life n.
dar bakış açısı narrow point of view n.
makro bakış macro outlook n.
genel bakış general view n.
arzu dolu bakış ogle n.
bakış açısı contention n.
sürekli bakış gaze n.
-e bakış outlook on n.
gizlice bakış peep n.
şöyle bir bakış a bird's-eye view n.
üstünkörü bakış a bird's-eye view n.
küresel bakış global view n.
global bakış global view n.
yukarıdan bakış aerial viewpoint n.
havadan bakış aerial viewpoint n.
farklı bir bakış an alternative view to n.
boş bakış blank stare n.
yıla bakış year in review n.
meydan okuyan bakış defiant look n.
kafa tutan bakış defiant look n.
kısa bir bakış brief overview n.
bakış açısı attitude n.
alttan bakış view from below n.
bakış açısı vista n.
muzip bir bakış an impish look n.
kölelik konusuna genel bir bakış a general outlook on the issue of slavery n.
bütüncül bakış açısı holistic view n.
bütünleştirici bakış açısı holistic view n.
boş bakış vacant stare n.
genel bakış synoptic n.
daha detaylı bakış/araştırma further thought n.
tarafsız bakış açısı objective perspective n.
delici bakış penetrating look n.
delici bakış piercing look n.
sinirbilimsel bakış açısı neuroscience perspective n.
hayata bakış açısı perspective on life n.
yüreğe işleyen bakış intense look n.
yakından bakış close look n.
geriye bakış backward-looking n.
ilk bakış first glance n.
kısa bakış brief glimpse n.
bakış açısı vantage point n.
bilimsel bakış scientific look n.
ahlaki ve etik bakış açısı alignment n.
sabit bakış steady look n.
probleme/soruna bakış açısı line of reasoning n.
kaçamak bakış furtive glance n.
son bakış final look n.
genel bakış review n.
teorik bakış açısı theoretical point of view n.
geniş bakış açısı capaciousness n.
harfleri yazıbilimsel bakış açısıyla inceleyerek kehanette bulunma nomancy n.
genel bakış theater [obsolete] n.
genel bakış theatre [obsolete] n.
delici bakış incisive glance n.
keskin bakış incisive glance n.
aşk dolu bakış amoret n.
aşk dolu bakış amorette n.
arzu dolu bakış eliad [obsolete] n.
davetkar bakış eliad [obsolete] n.
aşıkane bakış eliad [obsolete] n.
bütünsel bakış açısı holistic view n.
kısa bakış keek n.
gizlice bakış atma keek n.
şaşkın bakış bemused look n.
sevgi dolu bakış belgard [obsolete] n.
sevgi dolu bakış chierte n.
davetkar bakış eye n.
şehvetli bakış eye n.
anlamlı bakış eye n.
manalı bakış eye n.
kısa bakış eyeglance n.
şehvetli bakış eyliad n.
şehvetli bakış oeiliad n.
belirli bir bakış açısına göre düşünce veya açıklama version n.
kapsamlı zihinsel bakış açısı vista n.
bakış açısı visto n.
kısa bakış waff n.
yan bakış quarter look n.
bakış açısı genişliği bigness n.
(bir konuya) genel bakış bird's-eye n.
akıllıca bakış açısı wisdom n.
bakış açısı horizon n.
bakış açısını değiştirme retreat n.
geriye bakış retroversion n.
içe bakış konusunda iyi olan kimse yogi n.
anlık delici bakış lightning glance n.
bakış atan kimse glancer n.
kızgın bakış atma glaring n.
göz ucuyla bakış glee [scotland] n.
kısa bakış gleg (rare] [dialect] n.
hızlı bakış glent [dialect] [uk] n.
anlık bakış gliff [scotland] n.
yan bakış glime [dialect] [uk] n.
dikkatli bakış glower [dialect] [uk] n.
şaşkın bakış glower [dialect] [uk] n.
bakış açısının tamamen tersine çevrilmesi right-about n.
uzaktan bakış descry [obsolete] n.
yetkililerin bakış açısı officialdom n.
düzenlemelere sıkı sıkıya bağlı kalanların bakış açısı officialdom n.
genel bakış general aspect n.
insanlara kendilerinden tamamen farklı durum veya bakış açılarını deneyimlemeyi öğreterek kişilerarası farkındalığı artırmayı amaçlayan bir yöntem consciousness-raising n.
romantik bakış goo-goo eyes n.
bakış açısı complexion n.
(geleceğe dair) kötümser bakış açısı doomwatch n.
hüzünlü bakış downcast n.
bakış açısı piece n.
bakış açısında değişiklik policy change n.
bakış açısında değişiklik volte-face n.
kültsel eğilim veya bakış açısı cultism n.
meseleye yeni bakış açısı initiative n.
içe bakış inwardness n.
konuya kapsamlı bakış panorama n.
bütüncül bakış pantography n.
bilginin tüm kollarına ilişkin sistematik genel bakış pantology n.
kısa bakış peek n.
ilk bakış peep n.
anlık bakış peep n.
bakış açısı pov (point of view) n.
bakış açısı corner n.
fırlatılan bakış darting n.
ilk bakış first blush n.
soğuk bakış fisheye n.
dik dik bakış fisheye n.
şüpheli bakış fisheye n.
donuk bakış fisheye n.
günümüz bakış açılarının etkisindeki kimse presentist n.
mütevazı ve mahcup bakış sheep's-eye n.
sevecen bakış sheep's-eye n.
anlık bakış shim[dialect] [uk] n.
kısa bakış shim[dialect] [uk] n.
(birinin) belirli bir olaya bakış açısı shoes n.
yana bakış side-glance n.
yan bakış side-glance n.
yan bakış side-look n.
yandan bakış side-look n.
anlık bakış sight n.
kendini beğenmiş bakış smug look n.
ilk bakış prevue n.
kısa bakış skellie n.
yandan bakış skellie n.
kısa bakış skelly n.
yandan bakış skelly n.
kısa bakış slant n.
aşıkane bakış smickering n.
şehvetli bakış smickering n.
kadın bakış açısı female gaze n.
anaerkil bakış açısı female gaze n.
bakış açısı point n.
bakış açısı prospective n.
bakış açısı veya muamele bakımından tümüyle ciddi olma sobersidedness n.
kaçamaklı bakış atma squint n.
kısa bakış squiz [australia/new zealand] n.
şöyle bir bakış squiz [australia/new zealand] n.
üstten bakış squiz [australia/new zealand] n.
meraklı bakış sticky n.
hevesli bakış sticky n.
genel bakış survey n.
bütüncül bakış survey n.
tepeden bakış survey n.
panoramik bakış survey n.
bakış açısı system n.
bakış açısı view n.
birine davetkar bir bakış yöneltmek give someone the glad eye v.
dikmek (bakış) rest v.
donuklaşmak (bakış) glaze v.
(bakış) atmak flash v.
bakış atmak throw a glance at v.
çevirmek (bakış vb'ni) cast v.
bakış açısını genişletmek broaden one's viewpoint v.
bakış açısını genişletmek widen one's viewpoint v.
bakış açısı geliştirmek develop a point of view v.
farklı bir bakış açısı kazanmak gain a different point of view v.
farklı bir bakış açısı kazanmak gain a different viewpoint v.
yeni bir bakış açısı getirmek bring a new perspective v.
bireysel bakış açısı benimsemek adopt an individual perspective v.
bakış açısı kazandırmak give point of view v.
bir bakış atmak cast a look v.
eseri farklı bakış açısı ve yorumla değerlendirmek recontextualise v.
eseri farklı bakış açısı ve yorumla değerlendirmek recontextualize v.
küresel bir bakış açısıyla değerlendirmek world v.
küresel bir bakış açısıyla değerlendirilmesine neden olmak world v.
bakış atmak glisk [scotland] v.
tarihselci bakış açısından bakmak historicize v.
tarihselci bakış açısından bakmak historicise v.
buz gibi bir bakış atmak gorgonize v.
buz gibi bir bakış atmak gorgonise v.
bakış açısını değiştirmek screw v.
maddeci bakış açısına sahip olmak sensualize v.
maddeci bakış açısına sahip olmak sensualise v.
yandan bakış atmak skellie v.
yandan bakış atmak skelly v.
(bakış) atmak cast v.
yalvaran (bakış) appealing adj.
donuk (bakış) glassy adj.
alaylı ve keyifli (gülüş/bakış vb) quizzical adj.
boş (bakış) vacant adj.
dalgın (bakış) faraway adj.
keskin (bakış) penetrating adj.
bir şeyleri bildiğini ima eden (bakış) knowing adj.
sorgulayıcı (bakış/tavır vb) quizzical adj.
kişisel bakış açısı ile ilgili subjective adj.
sert (bakış/yüz) stern adj.
ciddi (bakış) straight adj.
keskin (bakış) searching adj.
soru sorar gibi (bakış/yüz ifadesi) inquiring adj.
(bakış) dalgın faraway adj.
göz ucuyla (bakış) askant adj.
yan yan (bakış) asquint adj.
göz ucuyla (bakış) asquint adj.
göz ucuyla (bakış) squint-eyed adj.
göz ucuyla (bakış) squint adj.
yan yan (bakış) squint-eyed adj.
göz ucuyla (bakış) sidelong adj.
yan yan (bakış) askant adj.
yan yan (bakış) squinty adj.
göz ucuyla (bakış) squinty adj.
yan yan (bakış) squint adj.
göz ucuyla (bakış) askance adj.
yan yan (bakış) askance adj.
yan yan (bakış) sidelong adj.
bakış açısı ile ilgili vistal adj.
belirgin bir erkek bakış açısına sahip masculinist adj.
bakış açısında veya düşünce biçiminde kalıcı değişim yaratan mind-altering adj.
yan yan (bakış) moon-eyed adj.
(yüz ifadesi veya bakış) kızgın lowering adj.
(bakış) sinirli lowering adj.
yan yan (bakış) glee [scotland] adj.
göz ucuyla (bakış) glee [scotland] adj.
yan yan (bakış) gleed [scotland] adj.
göz ucuyla (bakış) gleed [scotland] adj.
tek taraflı (argüman, bakış açısı) one-legged adj.
taraflı (argüman, bakış açısı) one-legged adj.
diyalektik bakış açısıyla ele alan dialectical adj.
diyalektik bakış açısıyla yorumlayan dialectical adj.
zamanla bakış açısını değiştiren insinuating adj.
incelikli ve dikkatli (davranış, bakış açısı) go-slow adj.
amerikan bakış açısından americancentric adj.
bakış atan gazy adj.
bakış açısı kısıtlı olan parish-pump [uk] adj.
erkek egemen bakış açısı ile ilgili phallocentric adj.
erkek egemen bakış açısını yansıtan phallocentric adj.
günümüzün bakış açılarının etkisinde olan presentist adj.
(özellikle göz/bakış) dikkatle takip eden single adj.
bakış açısı dar olan small-bore adj.
bakış açısı veya muamele bakımından tümüyle ciddi olan sobersided adj.
(bakış) yan yan squinny adj.
genel bir bakış sunan synoptic adj.
bütüncül bakış açısı ile öne çıkan synoptic adj.
genel bir bakış sunan synoptical adj.
bütüncül bakış açısı ile öne çıkan synoptical adj.
sabit (bakış) steady adj.
editoryal bakış açısıyla editorially adv.
astrobiyolojik bakış açısından astrobiologically adv.
farklı bir bakış açısı ile from a different viewpoint adv.
bakış açısından from the point of view adv.
tanrısal bakış açısıyla omnisciently adv.
birleştirici bir bakış açısıyla unitarily adv.
net bir bakış açısıyla vively adv.
beşeri bakış açısından manward adv.
insanoğlunun bakış açısından humanly adv.
modüler bir bakış açısından modularly adv.
modüler bir bakış açısına göre modularly adv.
hedonik bakış açısından hedonically adv.
operasyonel bakış açısıyla operantly adv.
üretken bakış açısıyla operantly adv.
sıradan bir bakış açısıyla ordinally adv.
çoğulcu bakış açısıyla pluralistically adv.
premilenyal bakış açısıyla premillennially adv.
sosyokültürel bakış açısı ile socioculturally adv.
uzay bakış açısı ile spaceward adv.
(bakış, göz) sabitlenmemiş off prep.
(bakış, göz) yöneltilmemiş off prep.
Phrasals
aynı bakış açısına sahip olmak be at one with v.
dolaylı yoldan/dikkatlice birinin yaklaşımını veya bakış açısını anlamaya/hissetmeye çalışmak feel out v.
dolaylı yoldan/dikkatlice birinin yaklaşımını veya bakış açısını tartmaya çalışmak feel out v.
bakış açısını bir şeye odaklamak zero in v.
bakış açısını (bir şeye) odaklamak zero in on (something) v.
bir şeyin iç yüzüne bir bakış atmak step inside v.
bakış açısı/yaklaşımı (birinden/bir şeyden) gelmek come from (someone or something) v.
bakış açısı/yaklaşımı (birinden/bir şeyden) kaynaklanmak come from (someone or something) v.
bakış açısı/yaklaşımı (birine/bir şeye) dayanmak come from (someone or something) v.
(birine/bir şeye) hızlıca bir bakış atmak/göz gezdirmek glance at (someone or something) v.
teleskopik bakış aracılığıyla bakmak scope in v.
Phrases
bu bakış açısından yola çıkarak from this point of view expr.
bu bakış açısından hareketle from this point of view expr.
benim bakış açıma göre the way I see it expr.
benim bakış açımdan from my point of view expr.
benim bakış açıma göre from where i stand expr.
benim bakış açıma göre from my standpoint expr.
benim bakış açıma göre in my point of view expr.
benim bakış açımdan from my perspective expr.
benim bakış açımdan the way I see it expr.
belli bir bakış açısına göre from a certain point of view expr.
benim bakış açıma göre from my point of view expr.
sağlığa kısa bir bakış health at a glance expr.
makul bir bakış içerisinde/içerisine in perspective expr.
birinin bakış açısı where one is coming from expr.
birinin görüşünün/bakış açısının altında yatan şey where one is coming from expr.
birinin bakış açısı where someone is coming from expr.
birinin görüşünün/bakış açısının altında yatan şey where someone is coming from expr.
Proverb
herkesin bakış açısı farklıdır different persons have different attitudes
farklı bakış açılarından oluşan bir grubun yaptığı iş bütünlük taşımaz, sonuç verimsiz ve kalitesiz olur a camel is a horse designed by a committee
dışarıdan bakan bir göz daha geniş bir bakış açısına sahiptir onlookers see most of the game
olayın içerisinde olmayan biri daha geniş/objektif bir bakış açısı geliştirebilir onlookers see most of the game
Colloquial
pratik bakış açısı a practical turn of mind n.
sert bakış steely gaze n.
keskin bakış steely gaze n.
kınayan bakış steely gaze n.
ayıplayan bakış steely gaze n.
kızgın bakış steely gaze n.
sabit bakış steely gaze n.
gergin bakış steely gaze n.
etkileyici bakış steely gaze n.
ciddi bakış steely gaze n.
birinin bakış açısı one's say n.
acıklı bakış hangdog look n.
dikkatli bakış weather eye n.
gözlemci bakış weather eye n.
hızlı bakış bo-peep [australia/new zealand] n.
kötü bakış dirty look n.
küçümser bakış dirty look n.
sinirli bakış dirty look n.
ters bakış dirty look n.
-e bakış açısı perspective on n.
(bir şeye) bakış açısı perspective on (something) n.
ön bakış sneak preview n.
ana akım zevklere, ilgi alanlarına ve bakış açılarına sahip kişileri tanımlamak için kullanılan ifade normie n.
üstünkörü bakış squint n.
anlık bakış squint n.
üstten bakış stickybeak [australia/new zealand] n.
bakış atmak/fırlatmak blix v.
bakış atmak give a look v.
kötü bir bakış atmak give somebody a black look v.
kızgın bir bakış fırlatmak look daggers at v.
birinin bakış açısını bilmek know where someone is coming from v.
çok sert bakış steely-eyed adj.
çok kızgın bakış steely-eyed adj.
çok hiddetli bakış steely-eyed adj.
(biriyle/bir şeyle) farklı bakış açılarına sahip out of phase (with someone or something) [uk] adj.
bakış açısından from the viewpoint of expr.
sizin bakış açınızla from your point of view expr.
hangi bakış açısıyla bakarsan bak whichever way you slice it expr.
kimin bakış açısının/fikrinin dikkate alındığı whose foot the shoe is on expr.
Idioms
belirli bir bakış açısı a (kind of) turn of mind n.
belirli bir bakış açısı a (kind of) turn of mind n.
yeni bir bakış a new wrinkle n.
birinin bir konudaki bakış açısı (someone's) take on (something) n.
flörtöz ya da ayartıcı bakış the big eye n.
bakış atma the big eye n.
gereğinden fazla iyimser bakış rose-colored glasses [us] n.
gereğinden fazla iyimser bakış rose-coloured spectacles [uk] n.
baştan çıkartıcı bakış(lar) bedroom eyes n.
dar bakış açısı tunnel vision n.
davetkar/işveli (bakış) come-hither look n.
keskin bakış an eagle eye n.
kötü bakış the evil eye n.
kötülük okunan bakış the evil eye n.
sınırlı bakış açısı tunnel vision n.
sert bakış fish eye n.
tehditkâr bakış fish eye n.
erkek bakış açısı male gaze n.
ataerkil bakış açısı male gaze n.
sert bakış steely look n.
gergin bakış steely look n.
ciddi bakış steely look n.
hoşnutsuz bakış steely look n.
tasvip etmeyen bakış steely look n.
öfkeli/kızgın bakış steely look n.
farklı bir bakış a fresh pair of eyes n.
karamsar bir bakış açısı/bakış a jaundiced eye n.
önyargılı bir bakış açısı/bakış a jaundiced eye n.
negatif/olumsuz bir bakış açısı/bakış a jaundiced eye n.
şüpheci bir bakış a jaundiced eye n.
yeni/benzersiz bir bakış açısı a new slant n.
bakış açısı a point of view n.
bilimsel bir bakış a scientific turn of mind n.
bilimsel bir bakış açısı a scientific turn of mind n.
öznel bir fikir/bakış a worm’s-eye view n.
içeriden bir görüş/bakış a worm’s-eye view n.
keskin bakış an eagle eye n.
flörtöz ya da ayartıcı bakış big eye n.
bakış atma big eye n.
genel bakış bird's-eye view n.
hızlı bakış bird's-eye view n.
üstünkörü bakış bird's-eye view n.
şöyle bir bakış a bird's-eye view n.
genel bir bakış a bird's-eye view n.
üstünkörü bakış a bird's-eye view n.
kötü bakış black look n.
kızgın bakış black look n.
ters bakış black look n.
pis bakış black look n.
sanatsal yaklaşım/bakış sense of craft n.
dikkatli bakış eagle eye n.
geçmişe bakış lookback n.
(bir tartışmada) bakış açısı side of the fence n.
ters bakış/yüz ifadesi the stink eye n.
iğrenerek bakış/iğrenmiş yüz ifadesi the stink eye n.
kibirli bakış/yüz ifadesi the stink eye n.
kötü bakış/yüz ifadesi the stink eye n.
küçümseyici bakış/yüz ifadesi the stink eye n.
bakış açısını bilmek know where (one) is coming from v.
bakış açısını bilmek know where one is coming from v.
belli bir meseledeki tutum veya bakış açısını tamamıyla tersine çevirmek box the compass v.
(bir şeye) yepyeni bir bakış açısı kazandırmak put a new complexion on (something) v.
(bir şeye) yepyeni bir bakış açısı kazandırmak put a different complexion on (something) v.
bakış atmak have a captain cook v.
yeni bir bakış açısı kazandırmak add a new wrinkle v.
bir şeyle ilgili iyi bir bakış açısına/görüşe/anlayışa sahip olmak have a good perspective on something v.
bakış fırlatmak flash at v.
insanların anlayacağı şekilde üzüntülü bir tavır takınmak (bakış ya da ifade) wear a martyred expression v.
kuşkuyla/şüpheyle veya şehvetle bakmak (bakış atma) look sideways at v.
(göz/bakış) takılmak light upon v.
(göz/bakış) takılmak light on v.
geleneksel/alışılagelmiş bakış açısına sahip olanları şaşırtmak épater les bourgeois v.
(birine) bakış atmak flash (one) a look v.
(birine) ani/saniyelik bir bakış atmak flash (one) a look v.
birine bakış atmak flash somebody a look v.
birine anlık bir bakış atmak flash somebody a look v.
kendi bakış açısını bulmak find (one's) voice v.
(bir şeye) yepyeni/farklı bir bakış açısı kazandırmak put a new/different complexion on something v.
bir anda bakış açısını değiştirmek sing a different song v.
bir anda bakış açısını değiştirmek sing a different song/tune v.
klasik/kanaatkar bakış açısına sahip olduğu düşünülen kişileri şaşırtmak épater les bourgeois v.
klasik/kanaatkar bakış açısına sahip olduğu düşünülen kişileri şok etmek épater les bourgeois v.
(birine veya bir şeye) bir bakış atmak steal a look (at someone or something) v.
(birine/bir şeye) hızlıca bir bakış atmak steal a glance (at somebody/something) v.
(birine/bir şeye) çaktırmadan bir bakış atmak steal a glance (at somebody/something) v.
(birine/bir şeye) hızlıca bir bakış atmak steal a look (at somebody/something) v.
(birine/bir şeye) çaktırmadan bir bakış atmak steal a look (at somebody/something) v.
(birinin) gözünden/bakış açısından bakmak stand in (someone's) shoes v.
(birinin) düşüncelerini/bakış açısını bilmek know where (one) stands v.
bakış açısını geniş tutmak cast (one's) net wide v.
bakış açısını geniş tutmak cast (one's) net wider v.
şüpheli bir bakış atmak cast a sheep's eye v.
şüpheci/kuşkucu bir bakış atmak cast a sheep's eye v.
(bir şey) üzerine bir bakış/inceleme sunmak cast an eye on (something) v.
bakış açısını geniş tutmak cast your net wider v.
bakış açısını geniş tutmak cast the net wider v.
birine/bir şeye anlık bir bakış atmak cut one's eyes at someone or something v.
(birine/bir şeye) anlık bir bakış atmak cut eyes at (someone or something) v.