Historique

be with someone

Sens de "be with someone" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 229 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	be angry with someone v.	birine gücenmiş olmak
2	General	be vexed with someone v.	birine kızmak
3	General	be familiar with someone v.	tanıdık gelmek
4	General	be on bad terms (with someone) v.	araları bozulmak
5	General	be in a beef with someone v.	kanlı bıçaklı olmak
6	General	be in a beef with someone v.	kavgalı olmak
7	General	be put out with someone v.	dargın olmak
8	General	be in a relationship with someone v.	biriyle ilişkisi olmak
9	General	be pleased with (someone/something) v.	memnuniyet duymak
10	General	be assaulted by someone with a gun v.	silahlı saldırıya uğramak
11	General	be on bad terms with someone v.	birisiyle ilişkileri kötü olmak
12	General	be on good terms with someone v.	birisiyle iyi ilişkiler içinde olmak
13	General	be put in touch with someone v.	birilerine yönlendirilmek
14	General	be put in touch with someone v.	birisine yönlendirilmek
15	General	be on a par with someone v.	aynı kulvarda olmak
16	General	be obsessed with someone v.	(birisine) kafayı takmak
17	General	be obsessed with someone v.	(birisiyle) kafayı bozmak
18	General	be in bad (with someone) v.	birisiyle kötü olmak
19	General	be in bad (with someone) v.	birisiyle sorunu olmak
20	General	be pregnant with someone v.	birine hamile kalmak
21	General	be at home with someone v.	birisiyle evde olmak
22	General	be angry with someone for something v.	bir şey için birine sinirli olmak
Colloquial
23	Colloquial	be honest with someone from the beginning v.	birisine karşı başından beri dürüst olmak
24	Colloquial	be curt with someone v.	kaba davranmak
25	Colloquial	be in a beef with someone v.	kavgalı olmak
26	Colloquial	be in a beef with someone v.	kanlı bıçaklı olmak
27	Colloquial	be in a beef with someone v.	papaz olmak
28	Colloquial	be replaced with (someone or something) v.	yerine, rolüne, konumuna (biri/bir şey) getirilmek
29	Colloquial	be replaced with (someone or something) v.	yeri, konumu, rolü (biriyle/bir şeyle) değiştirilmek
30	Colloquial	be replaced with (someone or something) v.	yerini, rolünü, konumunu (biri/bir şey) almak
31	Colloquial	be done with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) işi bitmek
32	Colloquial	be done with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) ilgilenmeyi bırakmak
33	Colloquial	be done with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) olan ilişkisi bitmek
34	Colloquial	be even (with someone) v.	(biriyle) ödeşmek
35	Colloquial	be even (with someone) v.	(biriyle) eşitlenmek
36	Colloquial	be even (with someone) v.	(biriyle) alacağı vereceği kalmamak
37	Colloquial	be even (with someone) v.	intikamını almak
38	Colloquial	be even (with someone) v.	öcünü almak
39	Colloquial	be in with (someone) v.	(biriyle) yakın ilişki içerisinde olmak
40	Colloquial	be in with (someone) v.	(biriyle) arkadaş olmak
41	Colloquial	be in with (someone) v.	(biriyle) arası iyi olmak
42	Colloquial	be in with (someone) v.	(birini) tanımak
43	Colloquial	be in with (someone) v.	(güç sahibi biriyle) yakın olmak
44	Colloquial	be nothing to do with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) ilgisi olmamak
45	Colloquial	be nothing to do with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) bir bağlantısı olmamak
46	Colloquial	be nothing to do with (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) alakasız olmak
47	Colloquial	be nothing to do with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) bir bağı olmamak
48	Colloquial	be nothing to do with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) alakası olmamak
49	Colloquial	be nothing to do with (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) uzak durmak
50	Colloquial	be the matter (with someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) meselesi olmak
51	Colloquial	be the matter (with someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) sorunu olmak
52	Colloquial	be the matter (with someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) derdi olmak
53	Colloquial	be the matter (with someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) ilgili ters giden şey olmak
Idioms
54	Idioms	be in good with (someone) v.	iyi geçinmek/anlaşmak
55	Idioms	be in good with (someone) v.	araları iyi olmak
56	Idioms	be in good with (someone) v.	gözüne girmek
57	Idioms	be up with someone v.	birine yetişmek
58	Idioms	be up with someone v.	birini yakalamak
59	Idioms	be up with someone v.	biriyle aynı seviyeye gelmek
60	Idioms	be in step with someone v.	adım uydurmak
61	Idioms	be at odds with someone v.	araları açılmak
62	Idioms	be at odds with someone v.	araları bozulmak
63	Idioms	be not in the same league with someone v.	aynı seviyede/düzeyde/kalitede vb olmamak
64	Idioms	be in tune with someone v.	aynı telden çalmak
65	Idioms	be in dutch with someone v.	birisiyle başı dertte/belada olmak
66	Idioms	be on first name terms with someone v.	biriyle senli benli olmak
67	Idioms	be on a first-name basis with someone v.	birisiyle iyi arkadaş olmak
68	Idioms	be not in the same league with someone v.	birisiyle aynı kulvarda olmamak
69	Idioms	be on the outs with someone v.	biriyle küs olmak
70	Idioms	be on first name terms with someone v.	biriyle samimi olmak
71	Idioms	be head over heels in love with someone v.	birine sırılsıklam aşık olmak
72	Idioms	be on the outs with someone v.	biriyle dargın olmak
73	Idioms	be in butch with someone v.	biriyle başı dertte olmak
74	Idioms	be not on speaking terms (with someone) v.	birine dargın/küskün olmak
75	Idioms	be short with someone v.	birini başından savmak
76	Idioms	be involved with someone v.	biriyle ilişki içinde/yaşıyor olmak
77	Idioms	be on first name terms with someone v.	biriyle sıkı fıkı olmak
78	Idioms	be taken with someone or something v.	birine/bir şeye vurulmak
79	Idioms	be short with someone v.	birine soğuk davranmak
80	Idioms	be on good terms with someone v.	biriyle arası iyi olmak
81	Idioms	be on a first-name basis with someone v.	birini çok iyi tanımak
82	Idioms	be in hot water with someone v.	birisiyle başı belada/dertte olmak
83	Idioms	be physical with someone v.	fiziksel müdahalede bulunmak
84	Idioms	be on a first-name basis with someone v.	iyi arkadaşı olmak
85	Idioms	be at daggers drawn with someone v.	kanlı bıçaklı olmak
86	Idioms	be physical with someone v.	tensel/bedensel temasa girmek
87	Idioms	be at loggerheads with someone v.	(biriyle) arası bozuk olmak
88	Idioms	be (right) up there with (someone or something) v.	(biriyle veya bir şeyle) aynı derecede olmak
89	Idioms	be (right) up there with (someone or something) v.	(biriyle veya bir şeyle) eşit olmak
90	Idioms	be (right) up there with (someone or something) v.	(birine veya bir şeye) denk olmak
91	Idioms	be (right) up there with (someone or something) v.	(biriyle veya bir şeyle) aynı şey demek
92	Idioms	be (right) up there with (someone or something) v.	(birinden veya bir şeyden) aşağı kalır yanı olmamak
93	Idioms	be a hit with (someone) v.	(biri) tarafından beğenilmek
94	Idioms	be a hit with (someone) v.	(birileri) arasında bir hit olmak
95	Idioms	be in good with someone v.	biriyle arası iyi olmak
96	Idioms	be in good with someone v.	biriyle iyi anlaşmak
97	Idioms	be in good with someone v.	biriyle ilişkisi iyi olmak
98	Idioms	be in good with someone v.	(birinin) gözdesi olmak
99	Idioms	be in good with someone v.	biriyle iyi geçinmek
100	Idioms	be in with someone v.	biriyle arası iyi olmak
101	Idioms	be in with someone v.	biriyle iyi anlaşmak
102	Idioms	be in with someone v.	biriyle ilişkisi iyi olmak
103	Idioms	be in with someone v.	(birinin) gözdesi olmak
104	Idioms	be in with someone v.	biriyle iyi geçinmek
105	Idioms	be one age with (someone) [dated] [ireland] v.	(biriyle) aynı yaşta olmak
106	Idioms	be one age with (someone) [dated] [ireland] v.	(biriyle) aşağı yukarı aynı yaşta olmak
107	Idioms	be thrilled with (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) etkilenmek
108	Idioms	be thrilled with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) çok sevinmek
109	Idioms	be thrilled with (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) çok memnun olmak
110	Idioms	be thrilled with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) gurur duymak
111	Idioms	be thrilled with (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) tatmin olmak
112	Idioms	be thrilled with (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) hoşnut olmak
113	Idioms	be thrilled with (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) büyük heyecan duymak
114	Idioms	be on nodding terms (with someone) v.	(biriyle) merhaba merhaba olmak
115	Idioms	be on nodding terms (with someone) v.	(biriyle) selamlaşma düzeyinde tanışmak
116	Idioms	be on nodding terms (with someone) v.	(biriyle) sadece aşina olmak
117	Idioms	be on nodding terms (with someone) v.	(biriyle) aşinalık düzeyinde tanışmak
118	Idioms	be quits (with someone) v.	(biriyle) fit olmak
119	Idioms	be quits (with someone) v.	(biriyle) alacağı vereceği kalmamak
120	Idioms	be quits (with someone) v.	(biriyle) arasında borç alacak kalmamak
121	Idioms	be quits (with someone) v.	(biriyle) ödeşmek
122	Idioms	be quits (with someone) v.	durumu (biriyle) eşitlenmek
123	Idioms	be swimming with (someone or something) v.	(biri/bir şey) kaynamak
124	Idioms	be swimming with (someone or something) v.	(bir/bir şey) dolu olmak
125	Idioms	be swimming with (someone or something) v.	(birileriyle/bir şeylerle) dolup taşmak
126	Idioms	be acquainted with (someone) v.	(biriyle) tanışıklığı olmak
127	Idioms	be acquainted with (someone) v.	(biriyle) tanışık olmak
128	Idioms	be acquainted with (someone) v.	(birine) aşinalığı olmak
129	Idioms	be friends with (someone) v.	(biriyle) arkadaş olmak
130	Idioms	be friends with (someone) v.	(biriyle) arkadaşlık etmek
131	Idioms	be friends with (someone) v.	(biriyle) ahbap olmak
132	Idioms	be friends with (someone) v.	(biriyle) ahbaplık etmek
133	Idioms	be friends with (someone) v.	(biriyle) dost olmak
134	Idioms	be friends with (someone) v.	(biriyle) dostluk etmek
135	Idioms	be in bed with (someone) v.	(biriyle) gizli ilişkisi olmak
136	Idioms	be in bed with (someone) v.	(biriyle) gizlice iş birliği yapmak
137	Idioms	be in bed with (someone) v.	(biriyle) gizli bir ilişki/iş birliği içinde olmak
138	Idioms	be in good odour with someone v.	biriyle arası iyi olmak
139	Idioms	be in good odour with someone v.	biriyle iyi anlaşmak
140	Idioms	be in good odour with someone v.	biriyle ilişkisi iyi olmak
141	Idioms	be in good odour with someone v.	birinin gözdesi olmak
142	Idioms	be in good odour with someone v.	biriyle iyi geçinmek
143	Idioms	be in bad odour with someone v.	biriyle arası kötü olmak
144	Idioms	be in bad odour with someone v.	biriyle iyi anlaşamamak
145	Idioms	be in bad odour with someone v.	biriyle ilişkisi kötü olmak
146	Idioms	be in bad odour with someone v.	biriyle iyi geçinememek
147	Idioms	be in line with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) tutarlı olmak
148	Idioms	be in line with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) uyumlu olmak
149	Idioms	be in line with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) aynı çizgide olmak
150	Idioms	be in line with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) uygun olmak
151	Idioms	be in step (with someone or something) v.	(birine/bir şeye) uyum sağlamak
152	Idioms	be in step (with someone or something) v.	(birine/bir şeye) ayak uydurmak
153	Idioms	be in step (with someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) ritmine uymak
154	Idioms	be in step (with someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak
155	Idioms	be in step (with someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) senkronize olmak
156	Idioms	be in sync (with someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) senkronize olmak
157	Idioms	be in sync (with someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde olmak
158	Idioms	be in sync (with someone) v.	(biriyle) hemfikir olmak
159	Idioms	be in sync (with someone) v.	(biriyle) aynı görüşü paylaşmak
160	Idioms	be in sync (with someone) v.	(biriyle) aynı görüşte olmak
161	Idioms	be in time (with someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) ritmine uymak
162	Idioms	be in time (with someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak
163	Idioms	be in time (with someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) zamanlaması tutmak
164	Idioms	be in time (with someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) senkronize olmak
165	Idioms	be in time (with someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde olmak
166	Idioms	be in touch with (someone) v.	(biriyle) temas halinde olmak/temas kurmak
167	Idioms	be in touch with (someone) v.	(biriyle) iletişim halinde olmak/iletişim kurmak
168	Idioms	be in touch with (someone) v.	(biriyle) bağlantıda olmak/bağlantıya geçmek
169	Idioms	be in tune with (someone or something) v.	ahenkli olmak
170	Idioms	be in tune with (someone or something) v.	akortlu olmak
171	Idioms	be in tune with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) aynı düşünceleri paylaşmak
172	Idioms	be in tune with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) anlaşmak
173	Idioms	be in tune with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) aynı telden çalmak
174	Idioms	be in tune with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) uyuşmak
175	Idioms	be in tune with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) hemfikir olmak
176	Idioms	be in tune with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) mutabık olmak
177	Idioms	be infatuated with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) bayılmak
178	Idioms	be infatuated with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) delicesine aşık olmak
179	Idioms	be infatuated with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) vurulmak
180	Idioms	be infatuated with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) deli gibi aşık olmak
181	Idioms	be infatuated with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) abayı yakmak
182	Idioms	be infatuated with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) tutkuyla bağlanmak
183	Idioms	be intimate with (someone) v.	(biriyle) cinsel olarak yakınlaşmak
184	Idioms	be intimate with (someone) v.	(biriyle) cinsel ilişkiye girmek
185	Idioms	be intimate with (someone) v.	(biriyle) seks yapmak
186	Idioms	be intimate with (someone) v.	(biriyle) sevişmek
187	Idioms	be on friendly terms with (someone) v.	(biriyle) samimi olmak
188	Idioms	be on friendly terms with (someone) v.	(biriyle) arkadaşça/dostça bir ilişkisi olmak
189	Idioms	be on friendly terms with (someone) v.	(biriyle) arası iyi olmak
190	Idioms	be out of sync (with someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) senkronize olmamak
191	Idioms	be out of sync (with someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) olan senkronu kaybetmek
192	Idioms	be out of sync (with someone or something) v.	(birine/bir şeye) uyum sağlayamamak
193	Idioms	be out of sync (with someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) uyumu kaybetmek
194	Idioms	be out of sync (with someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) uyum içerisinde hareket etmemek
195	Idioms	be out of sync (with someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı hareket etmemek
196	Idioms	be out of touch with (someone) v.	(birinden) haberdar olmamak
197	Idioms	be out of touch with (someone) v.	(birinden) kopuk olmak
198	Idioms	be out of touch with (someone) v.	(birinin) ihtiyaçlarını, kaygılarını takip etmemek/bilmemek
199	Idioms	be out of touch with (someone) v.	(biriyle) iletişimi kopmak
200	Idioms	be out of touch with (someone) v.	(biriyle) görüşmemek
201	Idioms	be out of touch with (someone) v.	(biriyle) irtibatta olmamak
202	Idioms	be shacked up with (someone) v.	(biriyle) karı koca gibi yaşamak
203	Idioms	be shacked up with (someone) v.	(biriyle) evli olmadan beraber yaşamak
204	Idioms	be shacked up with (someone) v.	(biriyle) dost hayatı yaşamak
205	Idioms	be shacked up with (someone) v.	(biriyle) beraber yaşamak
206	Idioms	be shacked up with (someone) v.	geçici olarak (biriyle) beraber yaşamak
207	Idioms	be shacked up with (someone) v.	bir süreliğine biriyle aynı evi/kalacak yeri paylaşmak
208	Idioms	be struck with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) vurulmak
209	Idioms	be struck with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) çarpılmak
210	Idioms	be struck with (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) çok etkilenmek
211	Idioms	be struck with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) hayran kalmak/olmak
212	Idioms	be taken up with (someone or something) v.	(biri/bir grup) tarafından ilgilenilmek
213	Idioms	be taken up with (someone or something) v.	(biri/bir grup) tarafından üstlenilmek
214	Idioms	be taken with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) aşık olmak
215	Idioms	be taken with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) tutulmak
216	Idioms	be taken with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) abayı yakmak
217	Idioms	be tangled up with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) bulaşmak
218	Idioms	be tangled up with (someone or something) v.	(birinde/bir şeyde) sıkışıp kalmak
219	Idioms	wouldn't be caught dead with (someone) v.	ölse/hayatta (biriyle) birlikte olmamak
220	Idioms	wouldn't be caught dead with (someone) v.	imkanı yok (biriyle) birlikte olmamak
221	Idioms	(someone or something) to be reckoned with expr.	güçlü (biri/bir şey)
222	Idioms	(someone or something) to be reckoned with expr.	etkili (biri/bir şey)
223	Idioms	(someone or something) to be reckoned with expr.	yenmesi zor (biri/bir şey)
224	Idioms	(someone or something) to be reckoned with expr.	hafife alınmaması gereken (biri/bir şey)
225	Idioms	(someone or something) to be reckoned with expr.	yabana atılmayacak (biri/bir şey)
226	Idioms	(someone or something) to be reckoned with expr.	dişli/zorlu (biri/bir şey)
Speaking
227	Speaking	someone will be with you in a minute expr.	birazdan birisi sizinle ilgilenecek
228	Speaking	you must be confusing me with someone else expr.	beni başkasıyla karıştırıyor olmalısın
Trade/Economic
229	Trade/Economic	be in account with someone v.	birisi ile hesap halinde bulunmak