belirsizlik - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

belirsizlik



Sens de "belirsizlik" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 101 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
belirsizlik uncertainty n.
General
belirsizlik dark n.
belirsizlik equivocalness n.
belirsizlik obscurity n.
belirsizlik darkness n.
belirsizlik twilight world n.
belirsizlik gloom n.
belirsizlik muzziness n.
belirsizlik ambiguity n.
belirsizlik equivoque n.
belirsizlik laxness n.
belirsizlik suspense n.
belirsizlik vagueness n.
belirsizlik equivoke n.
belirsizlik amphibology n.
belirsizlik haze n.
belirsizlik elusiveness n.
belirsizlik indistinctness n.
belirsizlik fuzziness n.
belirsizlik equivocacy n.
belirsizlik dreariness n.
belirsizlik limbo n.
belirsizlik obscureness n.
belirsizlik peradventure n.
belirsizlik twilight zone n.
belirsizlik laxity n.
belirsizlik generality n.
belirsizlik drift n.
belirsizlik if n.
belirsizlik doubtfulness n.
belirsizlik dreaminess n.
belirsizlik drabness n.
belirsizlik indefiniteness n.
belirsizlik fogginess n.
belirsizlik dimness n.
belirsizlik haziness n.
belirsizlik dubiousness n.
belirsizlik question n.
belirsizlik incalculability n.
belirsizlik nebulation n.
belirsizlik unclarity n.
belirsizlik indeterminacy n.
belirsizlik want of certainty n.
belirsizlik doubt n.
belirsizlik undetermination n.
belirsizlik tentativeness n.
belirsizlik uncertainness n.
belirsizlik amphiboly n.
belirsizlik equivocality n.
belirsizlik underdetermination n.
belirsizlik caliginosity [rare] n.
belirsizlik reconditeness n.
belirsizlik nowhere n.
belirsizlik nebulousness n.
belirsizlik twilight n.
belirsizlik two-facedness n.
belirsizlik andabatism [obsolete] n.
belirsizlik unfixedness n.
belirsizlik unfixity n.
belirsizlik unsettlement n.
belirsizlik unstaidness n.
belirsizlik unsureness n.
belirsizlik unsurety n.
belirsizlik blob n.
belirsizlik hesitation n.
belirsizlik muck n.
belirsizlik mucker [uk] n.
belirsizlik obscure n.
belirsizlik demur n.
belirsizlik opacity n.
belirsizlik imprecision n.
belirsizlik inevidence n.
belirsizlik inexactitude n.
belirsizlik doubtance n.
belirsizlik dubiosity n.
belirsizlik dubitancy n.
belirsizlik incertainty [obsolete] n.
belirsizlik indefinitude [obsolete] n.
belirsizlik indefinity n.
belirsizlik precariousness n.
belirsizlik pubescence n.
belirsizlik shade n.
belirsizlik unsure adj.
Colloquial
belirsizlik maybe n.
Idioms
belirsizlik a question mark n.
Trade/Economic
belirsizlik uncertainty n.
Law
belirsizlik abeyance n.
belirsizlik abeyancy n.
belirsizlik vagueness n.
Politics
belirsizlik uncertainty n.
Informatics
belirsizlik uncertainty n.
belirsizlik ambiguity n.
Psychology
belirsizlik uncertainty n.
Linguistics
belirsizlik ambiguity n.
belirsizlik amphilogy [obsolete] n.
Archaic
belirsizlik ambage n.
belirsizlik dependance n.
belirsizlik dependence n.
belirsizlik imperspicuity n.
belirsizlik drearihead n.
belirsizlik drearihood n.

Sens de "belirsizlik" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 99 résultat(s)

Turc Anglais
General
belirsizlik zamiri indefinite pronoun n.
belirsizlik tahlili uncertainty analysis n.
belli belirsizlik nebulousness n.
politik belirsizlik political uncertainty n.
siyasal belirsizlik political uncertainty n.
siyasi belirsizlik political uncertainty n.
belirsizlik çağı age of uncertainty n.
belirsizlik duygusu niggle n.
teknolojik belirsizlik technological uncertainty n.
bir şeyi belirsizlik durumunda riske atma gambling n.
(kadın, kız çocuğu) kimliği belirsizlik incognita n.
belirsizlik koridoru corridor of uncertainty n.
belirsizlik yaratan kimse smudger n.
belirsizlik içeren politomi soft polytomy n.
belirsizlik yaşayan distraught adj.
belirsizlik ifadesi olarak kullanılan bir kalıp something or other pron.
belirsizlik veya hayal kırıklığı belirten bir ünlem oy interj.
Phrasals
(proje/plan) güçlükle/belirsizlik içinde ilerlemek/devam etmek bump along v.
belirsizlik içinde bırakmak string on v.
Colloquial
belirsizlik bildiren yanıt maybe n.
Idioms
belirsizlik yaratan şey curve ball n.
bir şeyin sonuçlarının ertelendiği bir belirsizlik dönemi borrowed time (on) n.
(bir şey) hakkında belirsizlik question mark over n.
belirsizlik içinde olmak be on shaky ground v.
belirsizlik içinde savrulmak grasp in the dark v.
belirsizlik içinde savrulmak grope in the dark v.
sürekli bir belirsizlik içinde have one foot on a banana peel expr.
(mayıs ayında genelde belirsizlik hakim olduğundan) hazır seviye yüksekken hisse senetlerinin satılması sell in may and stay away expr.
belirsizlik içinde on the string expr.
Trade/Economic
belirsizlik ortamı environment of uncertainty n.
belirsizlik aralığı uncertainty band n.
belirsizlik ortamı atmosphere of uncertainty n.
belirsizlik sorunu indeterminacy problem n.
belirsizlik ve istikrarsızlık uncertainty and instability n.
belirsizlik modeli indeterminate model n.
bağıl standart belirsizlik relative standard uncertainty n.
belirsizlik dolayısıyla ortaya çıkabilen farklı sonuçlar risk n.
bilanço kalemlerindeki şarta bağlı belirsizlik contingency n.
birleştirilmiş belirsizlik combined uncertainty n.
ekonomik belirsizlik economic uncertainty n.
gelecekteki tüm belirsizlik durumlarında diğer bir mali varlığa göre daha düşük getiri sağlayan yatırım aracı dominated asset n.
genişletilmiş belirsizlik expanded uncertainty n.
mali belirsizlik financial uncertainty n.
piyasada belirsizlik uncertainty in the market n.
pazarda belirsizlik uncertainty in the market n.
standart belirsizlik standard uncertainty n.
(mayıs ayında genelde belirsizlik hakim olduğundan) hazır seviye yüksekken hisse senetlerinin satılması sell in may and go away n.
piyasalarda belirsizlik oluşturmak cause uncertainty in the markets v.
Law
aleni belirsizlik patent ambiguity n.
belirgin belirsizlik patent ambiguity n.
gizli belirsizlik latent ambiguity n.
saklı belirsizlik latent ambiguity n.
yasal belirsizlik legal uncertainty n.
yasal belirsizlik legal limbo n.
mülkiyet üzerindeki belirsizlik ve iddiaları yasal yollarla bertaraf etmek quiet title v.
Technical
bilgisel belirsizlik epistemic uncertainty n.
rastlantısal belirsizlik aleatoric uncertainty n.
belirsizlik kuralı indeterminancy principle n.
belirsizlik ilkesi uncertainty principle n.
belirsizlik kuralı uncertainty principle n.
Computer
belirsizlik katsayısı coefficient of variation n.
(dil işlemede) belirsizlik giderici disambiguator n.
Informatics
belirsizlik giderme disambiguation n.
(gerçekleştirilecek çalışma sonucuna ait) belirsizlik oranı information n.
Telecom
zaman kodlu belirsizlik time code ambiguity n.
Medical
belirsizlik faktörü uncertainty factor n.
olasılıklı belirsizlik analizi probabilistic uncertainty analysis n.
Psychology
belirsizlik analizi uncertainty analysis n.
cinsel belirsizlik ambiguity of sex n.
Math
(özellikle soyut cebirde) belirsizlik indeterminate n.
belirsizlik analizi indeterminate analysis n.
belirsizlik problemi indeterminate problem n.
Statistics
belirsizlik katsayısı coefficient of variation n.
grenander'in belirsizlik ilkesi grenander's uncertainty principle n.
Physics
belirsizlik ilkesi uncertainty-principle n.
belirsizlik ilkesi uncertainty principle n.
heisenberg belirsizlik kuralı heisenberg's uncertainty principle n.
heisenberg belirsizlik ilkesi heisenberg's uncertainty principle n.
belirsizlik ilkesi uncertainty principle n.
belirsizlik ilkesi indeterminacy principle n.
heisenberg'in belirsizlik ilkesine göre kısa bir süre için var olan ve varlığının devamı enerjinin korunumu yasasını ihlal edecek olan atom altı parçacık virtual particle n.
belirsizlik ilkesinin resmi ismi heisenberg uncertainty principle n.
heisenberg belirsizlik ilkesi heisenberg uncertainty principle n.
heisenberg belirsizlik kuralı heisenberg uncertainty principle n.
Social Sciences
kültürel belirsizlik cultural limbo n.
Literature
üslubu veya ifadesinde kasti belirsizlik bulunan elliptic adj.
Linguistics
belirsizlik hoşgörüsü tolerance of ambiguity n.
belirsizlik sıfatı indefinite adjective n.
belirsizlik sıfatı adjective of indefiniteness n.
dilbilgisel belirsizlik grammatical ambiguity n.
sözdizimsel-anlamsal belirsizlik syntactic-semantic ambiguity n.
sözcüksel belirsizlik lexical ambiguity n.
yapısal belirsizlik structural ambiguity n.
Environment
belirsizlik faktörü uncertainty factor n.
Military
savaş ortamındaki belirsizlik fog of war n.
Art
kasıtlı belirsizlik veya çarpıklıkla karakterize bir tarz obscurantism n.
kasıtlı belirsizlik veya çarpıklıkla karakterize eser obscurantism n.
Archaic
belirsizlik içerisinde olan chanceful adj.
Modern Slang
belirsizlik alanı ambiguity zone n.