bir şeye çıkmak - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

bir şeye çıkmak



Sens de "bir şeye çıkmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 3 résultat(s)

Turc Anglais
Phrasals
bir şeye çıkmak climb on something v.
bir şeye çıkmak climb onto something v.
Colloquial
bir şeye çıkmak be out v.

Sens de "bir şeye çıkmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 86 résultat(s)

Turc Anglais
Phrasals
(bir şeye) söz ve eylemleriyle karşı çıkmak clamor against (something) v.
(birine veya bir şeye) karşı çıkmak protest about (someone or something) v.
(birine veya bir şeye) karşı çıkmak and protest against (someone or something) v.
(bir şeye) sahip çıkmak adopt (someone or something) as (something) v.
nedenlerini sıralayarak/söyleyerek bir şeye karşı çıkmak reason against something v.
(birine/bir şeye bir şeyle) sırt çıkmak put (something) behind (someone or something) v.
(birine/bir şeye bir şeyle) arka çıkmak put (something) behind (someone or something) v.
birine/bir şeye bir şeyde baskın çıkmak surpass someone or something in something v.
hızlıca (birine/bir şeye) bakıp çıkmak peek in on (someone or something) v.
bir anda (birine/bir şeye) doğru yoldan çıkmak veer into (someone or something) v.
(birine/bir şeye biri/bir şey) için sahip çıkmak keep (someone or something) for (someone or something) v.
bir şeye istediği gibi girip çıkmak stray onto something v.
bir şeye elini kolunu sallayarak girip çıkmak stray onto something v.
bir şeye kafasına göre girip çıkmak stray onto something v.
bir şeye karşı çıkmak argue with something v.
(birine/bir şeye) arka çıkmak back (someone or something) up v.
bir şeye arka çıkmak back something up v.
bir şeye karşı çıkmak balk at something v.
(bir şeye) çıkmak climb up (something) v.
(birine/bir şeye) tamamen karşı olmak/çıkmak come down on (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak come out against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) şiddetle karşı çıkmak crusade against (someone or something) v.
(bir şeyden birine/bir şeye doğru) hızla çıkmak/fırlamak dart out (of something) (at someone or something) v.
(bir şeyden birine/bir şeye doğru) ok gibi fırlamak/çıkmak dart out (of something) (at someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak frown at (someone or something) v.
birine/bir şeye karşı çıkmak frown on someone or something v.
birine/bir şeye arka çıkmak get behind someone/something v.
bir şeyi/şeye çıkmak get up something v.
(bir şeye) kadar çıkmak get up to (something) v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak go up against (someone or something) v.
(bir şeye doğru) yola çıkmak/koyulmak head out (for something) v.
(bir şeye) sahip çıkmak hold onto (something) v.
yüksek bir (yere/bölgeye/şeye) çıkmak move up into (something or some place) v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak object to (someone or something) v.
sonu (bir şeye/yere) çıkmak open into (something) v.
(birine/bir şeye) arka çıkmak plump for (someone or something) v.
(bir şeye) karşı çıkmak quarrel with (something) v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak rage against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak rail against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) destek çıkmak rally to (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak rise against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak rise up against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak stand against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak stand up against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak stand up to (someone or something) v.
(bir şeye/bir yere) doğru gitmek/yola çıkmak strike out for (something or some place) v.
(birine/bir şeye) arka çıkmak take up for (someone or something) v.
Idioms
bir şeye karşı çıkmak have one's heart dead set against something v.
bir şeye karşı çıkmak have one's heart set against something v.
(birine/bir şeye) baskın çıkmak steal a march over (someone or something) v.
(birine/bir şeye) baskın çıkmak steal a march upon (someone or something) v.
(birine/bir şeye) baskın çıkmak steal the march over (someone or something) v.
(birine/bir şeye) baskın çıkmak steal the march upon (someone or something) v.
birine/bir şeye karşı çıkmak take somebody/something to the mat [us] v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak be against (someone or something) v.
birinin yaptığı/söylediği bir şeye karşı çıkmak/muhalefet etmek cast something in someone's teeth v.
(birine/bir şeye) arka çıkmak come down on the side of (someone or something) v.
birine/bir şeye şiddetle karşı çıkmak fly in the face of someone or something v.
birine/bir şeye şiddetle karşı çıkmak fly in the teeth of someone or something v.
(bir şeye) şiddetle karşı çıkmak fly in the face of (something) v.
bir şeye şiddetle karşı çıkmak fly in the face of something v.
(birine/bir şeye karşı) üstün çıkmak/üstünlük sağlamak get the upper hand on (someone or something) v.
(bir şeye) girip girip çıkmak go in and out (of something) v.
(bir şeye) girip çıkmak go in and out (of something) v.
(birine/bir şeye) arka çıkmak go to the mat for (someone or something) v.
(biriyle beraber birine/bir şeye) arka çıkmak go to the mat (with somebody) (for somebody/something) [us] v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak make a dead set at (someone or something) [obsolete] v.
(birine/bir şeye) var güçle/gücüyle arka çıkmak put (one's) weight behind (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı koymak/çıkmak raise a voice against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı koymak/çıkmak raise one's voice against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak aise an objection (to someone or something) v.
(bir şeye) ısrarlı biçimde karşı çıkmak set (one's) face against (something) v.
(bir şeye) şiddetle karşı çıkmak set (one's) face against (something) v.
bir şeye ısrarlı biçimde karşı çıkmak set your face against something [uk] v.
bir şeye şiddetle karşı çıkmak set your face against something [uk] v.
birine/bir şeye sahip çıkmak stake (out) a claim to somebody/something v.
birine/bir şeye sahip çıkmak stake (out) your claim to somebody/something v.
birine/bir şeye sahip çıkmak stake a claim to someone or something v.
(bir şeye) sahip çıkmak stake out (one's) claim on (something) v.
(bir şeye) sahip çıkmak stake out (one's) claim to (something) v.
(bir şeye) karşı çıkmak stare (something) in the face v.
(birine/bir şeye) arka çıkmak take up the cudgels for (someone or something) v.
(birine/bir şeye) arka çıkmak take up the cudgel for (someone or something) v.
(birine/bir şeye) arka çıkmak take up the cudgels on behalf of (someone or something) v.
(birine/bir şeye) arka çıkmak take up the cudgel on behalf of (someone or something) v.
(birine/bir şeye) var güçle/gücüyle arka çıkmak throw (one's) weight behind (someone or something) v.