bir parça - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

bir parça



Sens de "bir parça" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 35 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
bir parça a little adv.
General
bir parça dose n.
bir parça soupcon n.
bir parça ounce n.
bir parça dosage n.
bir parça element n.
bir parça dollop n.
bir parça piece n.
bir parça a bar of n.
bir parça unce [obsolete] n.
bir parça glim [scotland] n.
bir parça pick [dialect] n.
bir parça schtik n.
bir parça crumb n.
bir parça a bit of a adj.
bir parça some adj.
bir parça a piece of adj.
bir parça faint adj.
bir parça a modicum of adj.
bir parça ounce of something adj.
bir parça somedeal adj.
bir parça somewhat adv.
bir parça a little bit adv.
bir parça slightly adv.
bir parça a bit adv.
bir parça something adv.
Colloquial
bir parça smidge n.
bir parça a bit expr.
bir parça little bit expr.
Idioms
bir parça a fat lot adv.
Technical
bir parça driblet n.
bir parça a length of expr.
Slang
bir parça fat lot adv.
bir parça a smidge expr.
bir parça a smidgen expr.

Sens de "bir parça" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 243 résultat(s)

Turc Anglais
General
ince bir tabaka halinde olan parça flake n.
kalın bir parça chunk n.
seçilmiş parça (bir kitaptan/yazıdan) excerpt n.
küçük bir parça (bir şeyden) fraction n.
kullanılmış bir şeyden kalan parça stub n.
bir şeye takılabilen parça attachment n.
bir azizin bedeninden artakalan parça veya özel eşya relic n.
kesilmiş bir parça kerf n.
herhangi bir malzemeden küçük bir parça patch n.
kırılmış ufak bir parça fraction n.
bir parça teselli quantum of solace n.
ayrılmaz bir parça an inseparable part n.
bir şeyin arkasını oluşturan parça backpiece n.
torbaya veya bir parça kumaşa sarılmış az miktarda tıbbi malzeme nodule [obsolete] n.
bir azizin bedeninden artakalan parça veya özel eşya relict [obsolete] n.
bir azizin bedeninden artakalan parça veya özel eşya relik [obsolete] n.
bir parça ekmek toke [brit] n.
bir parça nezaket an ounce of decency n.
bir şeyi yerinde sabit tutan parça keep n.
pantolonların önünde kasıklığı andıran bir parça ballup [dialect] n.
kurbanın ayağının üç parça bambu arasında sıkıştırıldığı bir çin işkencesi metodu kia quen n.
miğferin alın bölgesinin sağlamlığını arttıran bir parça volant n.
miğferin alın bölgesinin sağlamlığını arttıran bir parça volant piece n.
bir bütünü oluşturan her bir parça member n.
bütünden kopan bir parça bit n.
sülfürik asit ile temas ettiğinde tutuşabilmesi için ucu potasyum klorat ve şekerle kaplanmış yanıcı bir malzemeden yapılmış parça match n.
ucu sürtünme ile tutuşan yanıcı bir karışımla kaplanmış tahtadan veya kolay tutuşan başka bir malzemeden elde edilen kısa ve ince parça match n.
bir dizgindeki iki parça bükülmüş demir branches of a bridle n.
komünyonda monoton bir sesle ezbere okunan parça monotone n.
eskrim kılıcının ucundaki bir koruyucu parça button n.
rokette kullanılan bir parça barut yükü grain n.
bir parça yiyecek alma pick [dialect] n.
hareketli bir çubuğa asılan ve indirip kaldırılabilen ince ve uzun parça flag n.
iki, üç veya dört kısımdan oluşan polifonik bir parça organum n.
bir parça osmund demiri osmund n.
bir parça osmund demiri osmond n.
bir şeyin tabanını oluşturan parça seat n.
bir parça sakız cud n.
bir parça çiğneme tütünü cud n.
(bir birime ait) kırk sekiz eş parça forty-eighth n.
(bir birime ait) kırk beş eş parça forty-fifth n.
(bir birime ait) kırk bir eş parça forty-first n.
(bir birime ait) kırk dört eş parça forty-fourth n.
(bir birime ait) kırk dokuz eş parça forty-ninth n.
(bir birime ait) kırk iki eş parça forty-second n.
(bir birime ait) kırk yedi eş parça forty-seventh n.
(bir birime ait) kırk altı eş parça forty-sixth n.
(bir birime ait) kırk üç eş parça forty-third n.
parça başı iş yapılan bir atölyede dizgicinin nüsha bitince üzerine adını yazdığı taş slate [uk] n.
büyük bir şeyden alınan düzensiz parça snag n.
daha büyük bir yapıyı destekleyen küçük parça bearer n.
belirli bir parça sort n.
orkestra vb bir parça çalmaya başlamak strike up a tune v.
almak (bir kitap vb'nden bir parça) extract v.
parça takarak bir tüyü onarmak imp v.
(tahta) ucundan ince bir parça kesmek list v.
(cihaz veya objeyi) insanlara zarar vermemesi için belirli bir parça ile teçhiz etmek guard v.
(ayakkabı, bot) topuğuna bir parça deri eklemek heeltap v.
küçük bir parça ile karıştırmak dollop [uk] v.
küçük bir parça ile karıştırmak dallop [uk] v.
(yiyecek, içecek) bir parça almak partake v.
(çalışılan parça üzerinde) ileri geri hareket eden bir alet aracılığıyla düz yüzey oluşturmak shape v.
bir parça göre a cake of adj.
sadece bir parça tarafından etkilenen partial adj.
iri bir parça a wodge of adj.
ufak bir parça a patch of adj.
tek ve kesintisiz bir parça halinde saran wrapround adj.
bir parça fazla a bit much adv.
bir parça fazla rising adv.
Phrasals
(birini/bir şeyi) gerekli parça, ekipman, kıyafet, alet ile donatmak/teçhiz etmek fit (someone or something) up with (something) v.
(bir şeyi) parça pinçik etmek hack away at (something) v.
(bir şeyi) parça parça yapmak hack away at (something) v.
'-den bir parça almak partake of v.
(bir şeyden) bir parça kopartmak/kırmak break something away (from something) v.
bir şeyden bir şey/parça koparmak break something off (of) something v.
bir şeyden bir şey/parça kırmak break something off (of) something v.
bir şeyden bir şey/parça koparmak break something off v.
bir şeyden bir şey/parça kırmak break something off v.
(bir şeyi) parça parça yapmak chip (away) at (something) v.
küçük ve yassı bir parça koparmak chip off v.
birini/bir şeyi parça parça yapmak hack (away) at someone or something v.
birini/bir şeyi parça parça yapmak hack someone or something apart v.
Phrases
bir parça ekmek, peynir istemez a little bit of bread and no cheese [uk] expr.
Colloquial
ufak bir parça a nugget of n.
bir parça (bir şey) a touch of (something) n.
bir parça bir şey touch of something n.
küçük bir parça bir şey touch of something n.
zamanda bir parça interstice n.
bir özelliği bilgisayar işletim sistemine ayrılmaz parça olarak eklemek bake in v.
bir parça yapmak do a bit v.
küçük bir parça a nugget of expr.
bir parça (bir şey) little bit (of something) expr.
bir parça bir şey sort of something expr.
bir parça bir şey kind of something expr.
bir parça bir şey sort of something expr.
bir parça bir şey kind of something expr.
bir parça kırmızı a pop of red expr.
Idioms
bir parça gerçeklik payı a kernel of truth n.
bir parça iş a lick of work n.
bir parça iş lick of work n.
alımlı bir parça bright young thing n.
alımlı bir parça bright young thing n.
müstesna bir parça collector's item n.
sistemin işlemesini sağlayan küçük bir parça a cog in the machine n.
bir parça şans a stroke of luck n.
bir parça bir şey touch of something n.
sistemin işlemesini sağlayan küçük bir parça cog in the machine n.
sistemin işlemesini sağlayan küçük bir parça cog in the wheel n.
bir şeyi parça parça etmek rip somebody/something apart to shreds v.
bir parça ekmek kazanmak için kendinden geçmek be out earning a crust v.
bir parça yaşlanmak be getting on a bit v.
bir şeyi parça parça etmek rip something to bits v.
(bir şeyi) parça pinçik etmek rip (something) to bits v.
birini/bir şeyi parça pinçik etmek rip somebody/something apart v.
birini/bir şeyi parça parça etmek rip somebody/something apart to bits v.
bir şeyi parça pinçik/yırtık pırtık yapmak cut something to ribbons v.
bir şeyi parça pinçik/yırtık pırtık yapmak tear something to ribbons v.
bir şeyi parça pinçik/yırtık pırtık yapmak cut, tear, something to ribbons v.
(bir şeyi) parça pinçik etmek hack (something) to pieces v.
elde birkaç parça bir şey yıkamak wash a few things out v.
bir parça/bir miktar a thought adv.
bir parça/porsiyon (yemek) daha second helping expr.
Speaking
bana bir parça kendimi hatırlatıyorsun you remind me a little of myself expr.
bana bir parça kendi halimi anımsatıyorsun you remind me a little of myself expr.
eğer bir parça bile sana benziyorlarsa if they're anything like you expr.
Trade/Economic
bir konteynerin tümünü doldurmayan parça yük less than container load n.
bir konteynerin tümünü doldurmayan parça yük less-than-container load (lcl) n.
Politics
ülkenin bölünmeden sonra veya bir parçasının ayrılması, işgale uğraması veya ilhak edilmesinden sonra geriye kalan parça rump n.
Industry
trikotaj makinesinde iğne başka bir ilmeğe batarken örülmekte olan ilmeği pozisyonlandıran mafsallı parça fly n.
Technical
radyal bir parça veya yapı radius n.
eski el preslerinde manşonu destekleyen yatay bir parça till n.
herhangi bir malzemeden küçük bir parça patch n.
içinde kullanıcının servis yapabileceği herhangi bir parça yoktur no user serviceable parts inside n.
kalıp ile kesilen veya şekil verilen bir parça çoğu zaman metal levha parçası die stamping n.
kesilmiş bir parça kerf n.
parçaları bir arada tutmak için kullanılan parça pin n.
at arabalarının aksının üstünde bulunup ön tekerleklerin dönmesi için yeterli mesafeyi sağlayan küçük bir ara parça bolster n.
makine veya mekanik parça koruyucu muhafazası olan bir kutunun içindekiler box n.
iki hortum hattını bağlamaya veya ayırmaya yarayan metal bir parça breaching n.
klasik veya klasik olmayan mimari kompozisyonun farklı parçalarının oranlarının ölçüldüğü bir ölçü birimi olarak kullanılan parça boyutu module n.
belirli bir tasarımı yumuşak gıdalara basmaya yarayan oymalı ahşap parça moulder n.
(ısıtma sisteminde) genellikle bir boru veya plakadan ısı yayılımını teşvik için kullanılan parça gill n.
saat mekanizmasının içindeki bir parça going barrel n.
saat mekanizmasının içindeki bir parça going train n.
vadi tabanında birikim oluşumunu engellemek için kullanılan, vadiden daha geniş düz bir metal parça gusset n.
(araba) standart bir donanımı yenisiyle değiştirmek veya yükseltmek için seçilebilecek parça veya özellik option n.
(büyük bir süngerden kesilen) küçük satılabilir büyüklükte parça cut n.
saat gövdesini tutan bir tür parça pillar n.
yedek parça olarak kullanılan eksi bir donanım parçası organ donor n.
bir parça keserek kısaltmak detruncate v.
Electric
mıknatısın kutuplarını bağlayan yumuşak demirden imal edilmiş bir parça keeper n.
Mechanic
bir parça üzerinde hareket eden kayar platform traveller n.
tezgah üzerinde parça kenarını veya ortasını bulmaya yarayan bir gereç wiggler n.
tezgah üzerinde parça kenarını veya ortasını bulmaya yarayan bir gereç wobbler n.
dıştan gelen bir kuvvet tarafından harekete geçirildiğinde form değiştiren veya titreşen mekanik, ince, düz ve esnek parça membrane n.
Textile
trikotaj makinesinde iğne başka bir ilmeğe batarken örülmekte olan ilmeği pozisyonlandıran mafsallı parça latch n.
bebekler için tulum veya zıbın gibi tek parça kıyafetler yapan bir giyim markası onesie® n.
bebekler için tulum veya zıbın gibi tek parça kıyafetler yapan bir giyim markası onesies® n.
tesisatta lehimi bir parça kumaş veya deriyle kaplayarak ek yeri oluşturmak wipe v.
Construction
mozaik işlerinde kullanılan küçük bir parça (mermer, cam veya fayans) tessella n.
bir yapıda en yüksekte bulunan mimari parça amortizement n.
köşeye veya dirseğe oturması için belirli bir kavis verilmiş parça (saçak oluğu, boru yalıtımı) miter n.
Lighting
argand lambasında yakma donanımı olarak kullanılan bir parça argand burner n.
Woodworking
kiriş desteğinde kullanılan ince yatay bir parça ribbon n.
Automotive
yarış aracına yüksek hızda giderken yerde kalması amacıyla takılan düz bir parça wing n.
(otomobilin bir bölümünden) metal parça çıkarmak chop v.
Railway
biletin yırtılması veya ucundan bir parça koparılması clip n.
Marine
yelkenlinin kıç tarafında yer alan enine uzanan bir parça üzerinde hareket eden kayar platform traveler n.
yelkenlinin kıç tarafında yer alan enine uzanan bir parça üzerinde hareket eden kayar platform traveler iron n.
yelkenlinin kıç tarafında yer alan enine uzanan bir parça üzerinde hareket eden kayar platform horse n.
direğin veya borunun ucunda bulunan ve içinden başka bir direk veya borunun geçirilip sabitlendiği halkalı demir parça withe n.
geminin su altında kalan yüzeyindeki sürtünmeyi azaltarak geminin hareketini hızlandırmaya yarayan bir tür parça fairwater n.
bir parça halat course n.
bir parça kablo course n.
Medical
bir organdan koparılmış parça exclave [rare] n.
bir vücut parçasının yerine elektronik veya mekanik başka bir parça koyma tekniği bionics n.
Anatomy
yağ bezlerinin cildi ve saçları yağlandıran ve bakterilere karşı bir parça koruma sağlayan yağlı salgısı sebum n.
Dentistry
kök kanalına yerleştirilen uzun ince bir parça post n.
Optics
yalnızca sınırlı bir dalga boyu aralığında kullanılan optik parça monochromat n.
Printing
tipo baskı makinesinde çentikli bir parça belly n.
Food Engineering
büyük bir blok peynirden tadım amacıyla küçük bir parça çıkarmak için kullanılan alet cheesetaster n.
Gastronomy
bir parça tereyağı a knob of butter n.
bir parça etin kurutulmuş yosun ile birlikte pirinç tabakasına sarılmasıyla yapılan bir hawaii yemeği musubi [hawaii] n.
kavurma için uygun bir parça kuzu eti roast lamb n.
(et) bir parça pope's eye [scotland] adj.
Physics
mıknatısın kutuplarını bağlayan yumuşak demirden imal edilmiş bir parça armature n.
Chemistry
vinil klorürün homopolimer ve kopolimer reçinelerinin parça büyüklüklerinin akan bir su altında elek analizi ile belirlenmesi determination of particle size of vinyl chloride homopolymer and copolymer resins by sieve analysis in water n.
Biology
çift kabuklu yumuşakçaların kabuklarının açılıp kapanmasını sağlayana benzer bir yapı veya parça hinge n.
başka bir şeyle benzer yapı ve evrimsel kökene sahip olup farklı işlevle kullanılan parça veya organ homotype n.
kromozomun bir bölümünün yerini kardeş kromozomdaki homolog parça kopyasının alması gene conversion n.
membranın bir parça etrafında kapsül geliştirmesi incapsulation n.
(bitki çeneği) bir parça üzerine dayalı veya yapışmış halde incumbent adj.
Botanic
köke benzer veya kökle ilişkili parça anlamını veren bir son ek -rhiza suf.
yaprağa benzer parça anlamını bir veren son ek -phyllous suf.
Agriculture
(hindistan'da) bir parça tarım alanı khet n.
Apiculture
dilin her bir yanındaki parça paraglossa n.
Fishery
oltanın kancasına takılan bir parça naylon trace n.
Social Sciences
aile fertlerin ölen yakınlarının bedeninden bir parça yemesi (genellikle dini amaçlı) endocannibalism n.
Literature
ölen bir kimsenin anısına hazırlanmış kısa edebi parça epitaph n.
Linguistics
bir parça içinde tekrarlayan birbiri ile kafiyeli iki ayrı ifade holorime n.
bir parça içinde tekrarlayan birbiri ile kafiyeli iki ayrı ifade holorhyme n.
History
bir parça başına iş teşvik sistemi stakhanovism n.
Religious
(doğu ortodoks kilisesi'nde) aşai rabbani ayini sırasında kutsanan mayalı ekmekten rahip sınıfından olmayan bir kimseye verilen küçük parça particle n.
bir parça dindar olan semireligious adj.
Military
askeri birlik tarafından verilen ve helikopterin sökülmesi için en çok ihtiyaç duyulan yedek parça ve sarf malzemelerini içine alan bir bakım donanımı packup kit n.
askeri birlik tarafından verilen ve helikopterin sökülmesi için en çok ihtiyaç duyulan yedek parça ve sarf malzemelerini içine alan bir bakım donanımı puk n.
Hunting
namluyu destekleyen kısımları birbirine bağlayan geniş ve düz bir metal parça transom n.
namluyu destekleyen kısımları birbirine bağlayan geniş ve düz bir metal parça transome n.
herhangi bir silahta daha küçük bir mermi atılmasını sağlayan parça adapter n.
tetiğin çekilmesi ile silindirin sağa veya sola bir kez dönmesini sağlayan iç parça hand n.
ateşleme düzeninin içindeki bir parça bridle n.
Music
oldukça hızlı çalınan bir parça allegretto n.
melodinin bir bölümünü oluşturan kısa parça phrase n.
(klasik müzikte) bir fügü tekrarlayan parça answer n.
müzik bestesi oluşturmak için diğer parçalarla birleştirilen enstrümantal veya vokal bir parça bed n.
ninniyi anımsatan enstrümantal bir parça berceuse n.
kilise orglarına hava basıncını kontrol için takılan bir parça viola da gamba n.
(elektro gitar'da, bateri'de) pedalla çalıştırılan elektronik parça aracılığıyla üretilen bir ses wah-wah n.
piyanistin istediği zaman notaları uzatmasını sağlayan mekanik bir parça eklenmiş piyano melopiano n.
(on sekizinci yüzyıl italyan operasında) özellikle bas ses tonda okunan komik bir parça buffo n.
on sekizinci yüzyıl italyan operasında komik bir parça okuyan bas şarkıcı buffo bass n.
on sekizinci yüzyıl italyan operasında komik bir parça okuyan bas şarkıcı basso buffo n.
(klasik müzikte) fransa menşeli düşük tempolu bir dans için bestelenmiş parça loure n.
bir parça yükselip alçalırken diğerinin aynı tonu uzatması veya tekrarlaması oblique motion n.
daha büyük bir parça veya yapının temelini oluşturan kısa bir melodik veya armonik birim figure n.
iki, üç veya dört kısımdan oluşan polifonik bir parça diaphony n.
şarkıya benzeyen kısa bir enstrümantal parça romanza n.
sağ el ile ana parça melodisi çalınan bir piyano kullanma tekniği stride piano n.
parça esnasında bir noktada önceki melodiyi tekrarlamak recapitulate v.
Painting
eşleşen iki parça üzerine yapılan, genel tek bir konu hakkında birbirini tamamlayıcı veya zıtlık içeren resimlerden oluşan eser diptych n.
Photography
objektif ile fotoğraf makinesinin gövdesi arasında bulunan ışık geçirmez bir parça bellows n.
Archaic
bir azizin bedeninden artakalan parça ve özel eşya relique n.
bir parça yemek luncheon n.
Ornithology
yavru kuşun göğüs kemiğinde yer alan anterolateral bir parça pleurosteon n.
Slang
güzel bir parça piece of ass n.
bir parça ya da dilim peyote kaktüsü mystic biscuit n.
birini devirmeye yetecek kadar büyük bir parça odun 2x4 n.
(kapı kenarına ince bir parça sokarak) kilitli kapıyı açmak loid v.
ufak/küçük bir parça a smidge expr.
ufak/küçük bir parça a smidgen expr.
British Slang
bir parça/top (dondurma) jollop n.
bir parça/top (dondurma) dollop n.
Modern Slang
bir parça esrar a zip n.