birini zorlamak - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

birini zorlamak



Sens de "birini zorlamak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
General
birini zorlamak force someone v.
Colloquial
birini zorlamak hound someone v.

Sens de "birini zorlamak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 160 résultat(s)

Turc Anglais
General
birini bir şey yapmaya zorlamak bludgeon someone into doing something v.
birini aç bırakarak teslim olmaya zorlamak starve someone out v.
birini bir şey yapmaya zorlamak place someone under an obligation v.
(birini bir şeye) zorlamak gar [scotland] v.
(birini bir şeye) zorlamak condemn v.
(birini) devlet memuru adayı olmak için zorlamak draft v.
(birini) özel müfreze ile orduya katılmaya zorlamak press gang v.
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya zorlamak beat (someone or something) into (something) v.
(birini bir şey) yapmaya zorlamak beat someone into (doing) something v.
(birini bir şey) yapmaya zorlamak beat into v.
bir yeri yakarak (birini) dışarı çıkmaya zorlamak burn (one) out of (something) v.
(birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak put (one) out of (something or some place) v.
(birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak put (someone or an animal) out of something v.
(birini bir şeye) zorlamak coerce (one) into (something) v.
birini bir şey yapmaya zorlamak push someone to do something v.
birini aç bırakarak bir yerden çıkmaya zorlamak starve someone out of some place v.
birini konuşmaya/belli ayrıntıları ifade etmeye zorlamak nail someone down on something v.
birini bir şeye zorlamak force somebody into something v.
birini bir işe müdahale etmeye zorlamak interject someone into something v.
birini konuşmaya/belli ayrıntıları ifade etmeye zorlamak pin someone down on something v.
birini aç bırakarak bir yerden çıkmaya zorlamak starve someone out v.
birini bir şey yapmaya zorlamak force someone to do something v.
birini bir şey yapmaya zorlamak urge someone to do something v.
birini aç bırakarak bir şey yapmaya zorlamak starve someone into something v.
(birini) bir işi yapmaya/bir gruba katılmaya zorlamak co-opt someone into something v.
(birini bir şeye) zorlamak entrap (someone) in (something) v.
(birini bir şeye) zorlamak entrap (someone) into (something) v.
(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle bir şeye) zorlamak entrap (someone) in (something) with (something) v.
(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle bir şeye) zorlamak entrap (someone) into (something) with (something) v.
(birini başka birini kullanarak/bir yöntemle bir şeye) zorlamak entrap (someone) with (something) v.
(birini/bir şeyi) bir yere girmeye zorlamak force (someone or something) in v.
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya zorlamak force (someone or something) off (of) (something) v.
(birini/bir şeyi) bir gruptan vazgeçmeye zorlamak force (someone or something) off (of) (something) v.
(birini/bir şeyi) bir yerden el çekmeye zorlamak force (someone or something) off (of) (something) v.
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya zorlamak force off v.
(birini/bir şeyi) bir gruptan vazgeçmeye zorlamak force off v.
(birini/bir şeyi) bir yerden el çekmeye zorlamak force off v.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak force someone or something off (of) something v.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak force someone or something off (of) something v.
birini/bir şeyi bir yerden, komiteden el çekmeye zorlamak force someone or something off (of) something v.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak and force someone or something off v.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak and force someone or something off v.
birini/bir şeyi bir yerden, komiteden el çekmeye zorlamak and force someone or something off v.
(birini/bir şeyi) devam etmeye zorlamak force on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) zorlamak force on (someone or something) v.
(birini/bir grubu) yaşadığı yerden gitmeye zorlamak uproot (someone or something) from (something or some place) v.
birini yaşadığı yerden gitmeye zorlamak uproot someone from v.
birini bir yere gitmeye/girmeye zorlamak haul in v.
birini bir yere gitmeye/girmeye zorlamak haul into (some place) v.
bir şeyle birini veya bir şeyi zorlamak press something against someone or something v.
(birini/bir şeyi) zorlamak prod into (someone or something) v.
(birini bir şey) yapmaya/vermeye zorlamak squeeze (something) out of (someone) v.
(birini bir şey) yapmaya zorlamak terrify (one) into (something) v.
birini bir şey yapmaya zorlamak terrify someone into something v.
birini bir şey yapmaya zorlamak terrorize someone into something v.
(birini bir şeyden/yerden) çıkmaya zorlamak terrify (one) out of (something or some place) v.
(birini bir şeyi/yeri) terk etmeye zorlamak terrify (one) out of (something or some place) v.
(birini bir şey) yapmaya zorlamak terrorize (one) into (something) v.
(birini bir şeyden) çıkmaya zorlamak terrorize (one) out of (something) v.
(birini bir şeyi) terk etmeye zorlamak terrorize (one) out of (something) v.
(birini) sıkışık/kalabalık (bir yerde/şeyde) kalmaya zorlamak stuff into (something) v.
(birini bir şeyden) çok yemeye zorlamak stuff into (something) v.
(birini bir şey) yapmaya zorlamak push (something) into (something) v.
(birini) ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için zorlamak urge (one) along v.
birini ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için zorlamak urge someone along v.
birini daha hızlı ilerlemesi için teşvik etmek/zorlamak/dürtmek urge someone along v.
birini istifaya zorlamak force out v.
birini yetkili konumunu bırakmaya zorlamak force out v.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak/itmek bounce into (someone) v.
bir şeyi yakıp birini dışarı çıkartmak/çıkmaya zorlamak burn someone out of something v.
(birini/bir şeyi bir yerden) dışarı çıkmaya zorlamak clear (someone or something) out of (some place) v.
(birini bir şey yapmaya) zorlamak compel (someone) to (do something) v.
(birini bir şeye) zorlamak cow (someone) into (something) v.
(birini bir şeye) zorlamak dragoon (someone) into (something) v.
(birini) istifaya zorlamak elbow (one) out v.
birini bir şeyden istifa etmeye zorlamak elbow someone out of something and elbow someone out v.
(birini bir şeyden) istifa etmeye zorlamak elbow (one) out of (something) v.
(birini) istifaya zorlamak force (someone) out of (something) v.
(birini pozisyonunu/koltuğunu) bırakmaya zorlamak force (someone) out of (something) v.
(birini pozisyonundan) ayrılmaya zorlamak force (someone) out of (something) v.
(birini bir yerden) el çekmeye zorlamak force (someone) out of (something) v.
(birini/bir şeyi) devam etmeye zorlamak force (someone or something) on v.
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden çıkmaya/ayrılmaya zorlamak force someone or something out of something v.
birini/bir şeyi konumunu bırakmaya zorlamak force someone or something out of something v.
birini/bir şeyi konumundan ayrılmaya zorlamak force someone or something out of something v.
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden çıkmaya/ayrılmaya zorlamak force someone or something out v.
birini/bir şeyi konumunu bırakmaya zorlamak force someone or something out v.
birini/bir şeyi konumundan ayrılmaya zorlamak force someone or something out v.
(birini) zorlamak get after (someone) v.
(birini) devam etmeye zorlamak goad (someone) on v.
(birini bir şey) söylemesi/(bir bilgi) vermesi için zorlamak hound (something) out of (one) v.
(birini) korkutarak/tehditle (bir şeye) zorlamak intimidate (one) into (something) v.
(birini bir şey yapmaya) zorlamak pressure (one) into (doing something) v.
(birini bir şey) yapmaya zorlamak push (someone) into (something) v.
(birini bir şey) yapmaya itmek/zorlamak put (one) up to (something) v.
(birini bir şeye) zorlamak railroad (one) into (something) v.
(birini) aç bırakarak (bir şeyden/bir yerden) çıkmaya zorlamak starve (one) out of (something or some place) v.
(birini bir şey yapmaya) zorlamak torment (one) into (doing something) v.
(birini bir şey yapmaya) zorlamak torture (one) into (doing something) v.
(birini/bir şeyi kırbaçlayarak) zorlamak whip (someone or something) on v.
Colloquial
birini kendine borç vermeye zorlamak shake someone down v.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak drive (one) to (do something) v.
birini istifaya zorlamak clean out v.
(birini) zorlamak railroad (one) v.
Idioms
birini bir şey yapmaya zorlamak put the squeeze on (one) v.
birini bir şey yapmaya zorlamak put the squeeze on someone/something v.
birini bir şey yapmaya zorlamak put the squeeze on someone/something v.
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak browbeat (one) into (something) v.
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak browbeat someone into something v.
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak bully (one) into (something) v.
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak bully someone into something v.
birini bir şey yapmaya zorlamak hold a gun to someone's head v.
birini istifaya zorlamak force someone off something v.
birini yaptığı işe bütün enerjisini ve dikkatini vermeye zorlamak keep somebody on their toes v.
birini bir şeye zorlamak put the screws on v.
birini istifaya zorlamak force someone off v.
birini emekli olmaya zorlamak put somebody out to grass v.
birini emekli olmaya zorlamak turn somebody out to grass v.
birini emekli olmaya zorlamak send somebody out to grass v.
(birini) emekli olmaya zorlamak turn (someone) out to grass v.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak have a gun to (one's) head v.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak hold a pistol to (one's) head v.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak put a pistol to (one's) head v.
(birini) sürekli kendi isteklerine uymaya zorlamak have (someone) under (one's) thumb v.
(birini) tehditle bir şey yapmaya zorlamak turn the screws (on someone) v.
(birini) tehditle bir şey yapmaya zorlamak turn the screw (on someone) v.
birini tehditle bir şey yapmaya zorlamak turn the screw on someone v.
birini tehditle bir şey yapmaya zorlamak tighten the screw on someone v.
(birini bir şeyden) çok yemeye zorlamak stuff (someone) full of (something) v.
(birini) emekli olmaya zorlamak put (someone) out to pasture v.
(birini) emekli olmaya zorlamak send (someone) out to grass v.
(birini) zorlamak bring (someone) to terms v.
(birini) istifaya zorlamak drive (one) out of office v.
birini bir şey yapması için zorlamak exhort someone to do something v.
(birini) istifaya zorlamak force (one) out of office v.
(birini) pozisyonunu/koltuğunu bırakmaya zorlamak force (one) out of office v.
(birini) pozisyonundan ayrılmaya zorlamak force (one) out of office v.
(birini) el çekmeye zorlamak force (one) out of office v.
(birini bir şeyi) kabul etmeye zorlamak force (something) down (one's) throat v.
birini zorlamak/zorlanmak give somebody a bumpy ride v.
birini zorlamak/zorlanmak have a bumpy ride v.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak hold a gun to (one's) head v.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak hold a gun to head v.
birini (bir şey) yapmaya zorlamak hold/put a gun to somebody's head v.
(birini) belli kurallara uymaya zorlamak keep (someone) within bounds v.
(birini/bir şeyi) bir şeyi yapmaya zorlamak/mecbur etmek press (someone or something) into service v.
(birini) zorlamak put (one) on (one's) mettle v.
(birini) emekliliğe zorlamak put (someone) out to grass v.
(birini) zorlamak put the screws on (one) v.
(birini) zorlamak put the screws to (someone) v.
birini bir yeri terk etmeye zorlamak run someone out of town [us] v.
Psychology
(birini) çocuk gibi davranmaya zorlamak infantilize v.
(birini) çocuk gibi davranmaya zorlamak infantilise v.
Social Sciences
zihinsel problemi olan birini hastaneye götürüp tedavi altına almaya zorlamak section [uk] v.
(birini) evinden çıkmaya zorlamak displace v.
Slang
(birini) zorlamak bust (one's) ass v.
(birini) zorlamak bust (one's) balls v.
(birini) zorlamak bust (one's) chops v.
birini okulu bırakmaya zorlamak bust someone out of some place v.
birini okulu bırakmaya zorlamak bust someone out v.