can't but - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

can't but



Sens de "can't but" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 4 résultat(s)

Anglais Turc
Colloquial
can't but expr. -den başka çare olmamak
can't but expr. yapmadan duramamak
can't but expr. -den kendini alamamak
can't but expr. -mak zorunda/mecburiyetinde kalmak

Sens de "can't but" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 46 résultat(s)

Anglais Turc
General
can't help but to look v. kendini bakmaktan alıkoyamamak
can't help but to look v. kendini bakmaktan alamamak
can't help but think v. düşünmeden edememek
Proverb
he can dish it but he can't take it expr. başkalarını eleştirir ama kendisinin eleştirilmesinden hoşlanmaz
you can lead a horse to water, but you can't make it drink birine şans verebilirsin ama o şansı kullanması için zorlayamazsın
you can take a horse to water but you can't make him drink zorla güzellik olmaz
you can take a horse to water but you can't make him drink birine şans verebilirsin ama o şansı kullanması için zorlayamazsın
you can lead a horse to water but you can't make it drink zorla güzellik olmaz
you can take the girl out of the country, but you can't take the country out of a girl bir kızı ülkesinin dışına çıkarabilirsin ama kızın içinden ülkesini çıkaramazsın
you can lead a horse to water but you can't make him drink zorla güzellik olmaz
you can lead a horse to water but you can't make him drink birine şans verebilirsin ama o şansı kullanması için zorlayamazsın
Colloquial
you can run, but you can't hide expr. kaçabilirsin ama saklanamazsın
Idioms
can't help but notice (that) (something) v. söylemeden geçememek
can't help but notice (that) (something) v. (bir şey) dikkatini çekmek
can't help but notice (that) (something) v. söylemeden geçememek
can't help but notice (that) (something) v. (bir şey) dikkatini çekmek
can't help but notice (that) (something) v. (aslında çok açık/belirgin olan bir şey için) fark etmek/gözüne çarpmak
can't help but notice (that) (something) v. fark etmeden yapamamak/geçememek
can't help but do something v. yapmaktan başka çaresi olmamak
can't help but notice (that) (something) v. dikkatini çekmek
can't help but notice (that) (something) v. '-ni fark etmek
can't help but notice (that) (something) v. dikkatinden kaçmamak
can't help but notice (that) (something) v. (bir şey) gözünden kaçmamak
can't help but (do something) v. (bir şey yapmaktan) başka çare olmamak
can't help but (do something) v. (bir şey yapmak) zorunda/mecburiyetinde kalmak
can't help but (do something) v. (bir şey yapmadan) duramamak
can't help but (do something) v. (bir şey yapmaktan) kendini alamamak
can't help but (do something) v. (bir şey yapmak) elinde olmamak
can't help but (do something) v. (bir şey yapmayı) engelleyememek
can't help but do v. yapmaktan başka çare olmamak
can't help but do v. yapmak zorunda/mecburiyetinde kalmak
can't help but do v. yapmadan duramamak
can't help but do v. yapmaktan kendini alamamak
can't help but do v. yapmak elinde olmamak
can't help but do v. yapmayı engelleyememek
(one) can dish it out, but (one) can't take it expr. (biri) başkalarına hakaretini/öfkesini/eleştirilerini kusar, fakat aynısı kendine yapılınca kaldıramaz
(one) can dish it out, but (one) can't take it expr. (biri) karşısındakine her şeyi söyler, fakat kendine gelince kaldıramaz
(one) can dish it out, but (one) can't take it expr. (biri) karşısındakine her türlü hakareti/eleştiriyi yapar, fakat kendisine yapılınca hoşuna gitmez
Speaking
I'm looking for my friend but I can't find her expr. arkadaşımı arıyorum ancak onu bulamıyorum
I'm looking for my friend but I can't find him expr. arkadaşımı arıyorum ancak onu bulamıyorum
I would love to but I can't expr. çok isterdim ancak yapamam
I would love to but I can't expr. çok isterdim ama yapamam
I would love to but I can't expr. çok isterdim fakat yapamam
I can't promise but I'll try to be there expr. söz veremiyorum ama orada olmaya çalışırım
I can't promise but I'll try to be there expr. söz veremiyorum ama gelmeye çalışırım
I would if I could (but I can't) expr. yapabilsem yapardım (ama yapamam)