cansız - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

cansız



Sens de "cansız" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 127 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
cansız inanimate adj.
cansız lifeless adj.
cansız dead adj.
General
cansız clay cold n.
cansız sluggish adj.
cansız singsong adj.
cansız stagnant adj.
cansız frigid adj.
cansız wishywashy adj.
cansız listless adj.
cansız breathless adj.
cansız pale adj.
cansız weak adj.
cansız exanimate adj.
cansız vapid adj.
cansız dull adj.
cansız poky adj.
cansız ponderous adj.
cansız inorganic adj.
cansız flabby adj.
cansız flagging adj.
cansız wishy washy adj.
cansız apathetical adj.
cansız thin adj.
cansız insensible adj.
cansız languid adj.
cansız feckless adj.
cansız nerveless adj.
cansız torpid adj.
cansız stodgy adj.
cansız scholastic adj.
cansız insensate adj.
cansız sapless adj.
cansız spiritless adj.
cansız uninteresting adj.
cansız insentient adj.
cansız apathetic adj.
cansız lacklustre adj.
cansız toneless adj.
cansız heartless adj.
cansız colorless adj.
cansız soulless adj.
cansız dying adj.
cansız dormant adj.
cansız lackadaisical adj.
cansız impassive adj.
cansız lackluster adj.
cansız wooden adj.
cansız bloodless adj.
cansız nonliving adj.
cansız nonorganic adj.
cansız unanimated adj.
cansız unenthusiastic adj.
cansız tepid adj.
cansız deadpan adj.
cansız dusty adj.
cansız dead-pan adj.
cansız non-living adj.
cansız off adj.
cansız anemic adj.
cansız exhausted adj.
cansız colourless adj.
cansız anaemic adj.
cansız tame adj.
cansız actless adj.
cansız cauldrife adj.
cansız cessant [obsolete] adj.
cansız lackluster adj.
cansız nice [obsolete] adj.
cansız turnipy adj.
cansız unactive adj.
cansız unexpressive adj.
cansız unfired adj.
cansız unquickened adj.
cansız languishing adj.
cansız barren adj.
cansız unspirited adj.
cansız key-cold adj.
cansız exanimous adj.
cansız juiceless adj.
cansız meek adj.
cansız brute adj.
cansız lustless adj.
cansız disinteresting adj.
cansız inanimated adj.
cansız comatose adj.
cansız comatous adj.
cansız dowf [scotland] adj.
cansız dowff [scotland] adj.
cansız saltless adj.
cansız deadish adj.
cansız deadly [obsolete] adj.
cansız fireless adj.
cansız puling adj.
cansız pulseless adj.
cansız scram [dialect] [uk] adj.
cansız sluggy adj.
cansız sodden adj.
cansız pokey adj.
cansız sure [obsolete] adj.
cansız lifelessly adv.
Colloquial
cansız square adj.
cansız soggy adj.
Idioms
cansız half-hearted adj.
cansız dry-as-dust adj.
cansız milk-and-water expr.
Technical
cansız lifeless adj.
cansız dead adj.
Medical
cansız nonviable adj.
cansız non-viable adj.
Chemistry
cansız inorganic adj.
Biology
cansız abiotical adj.
cansız abiotic adj.
cansız abiotrophic adj.
cansız disorganic adj.
Linguistics
cansız inanimate adj.
cansız neuter gender adj.
cansız inanimate (gender) adj.
Music
cansız pesante adj.
cansız singsongy adj.
Archaic
cansız amort adj.
cansız unlively adj.
cansız sprightless adj.
Slang
cansız devoid of ink adj.
cansız peely-wally [scotland] adj.
cansız peelie-wallie [scotland] adj.
British Slang
cansız half-arsed adj.

Sens de "cansız" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 103 résultat(s)

Turc Anglais
General
cansız ritim singsong n.
cansız manken dummy n.
cansız varlık non-living thing n.
cansız beden inanimate body n.
cansız beden dead body n.
cansız saçlar limp hair n.
cansız hedef non-living target n.
cansız beden lifeless body n.
cansız beden caroigne [obsolete] n.
cansız vücut caroigne [obsolete] n.
cansız maddeden canlı organizma oluşumu archebiosis n.
cansız doğayı inceleyen bilim dalı azoology n.
ruhsuz, cansız ve ezbere konuşan kimse zombi n.
ruhsuz, cansız ve ezbere konuşan kimse zombie n.
düz ve cansız saç lank hair n.
cansız nesnelerden oluşan topluluk clan n.
cansız nesneler grubu clan n.
mezardaki cansız beden graven n.
cansız et mummy [obsolete] n.
cansız beden offal n.
cansız şeylere insani duygular yüklenmesi pathetic fallacy n.
cansız şey inanimate n.
cansız kütle inclusion n.
cansız beden deadness n.
cansız manken phantom n.
cansız bebek manken phantom n.
cansız ses singsong n.
cansız şey stock n.
cansız şey stockfish n.
cansız söylemek singsong v.
cansız düşmek be exhausted v.
cansız halde hareket etmek mouch [uk] v.
(hayvan kürkü) cansız göstermek stare v.
(saç) düz ve cansız lank adj.
(hayvan) cansız out of blood [obsolete] adj.
rutin, cansız ve isteksiz performansı sebebiyle makineye benzeyen mechanic adj.
yumuşak ve cansız doughy adj.
cansız konuşma yapan singsong adj.
cansız bir halde palely adv.
cansız bir halde vapidly adv.
cansız bir şekilde inanimately adv.
cansız bir şekilde tonelessly adv.
cansız bir şekilde bloodlessly adv.
cansız bir şekilde woodenly adv.
cansız bir şekilde frigidly adv.
cansız halde apathetically adv.
cansız halde abiotically adv.
cansız bir halde lacklustrely adv.
cansız bir şekilde uninterestingly adv.
Phrasals
cansız göstermek wash out v.
cansız olmak moon about v.
cansız olmak moon around v.
Phrases
cansız/sönük bir şekilde to little effect expr.
Colloquial
cansız manken meydan okuması mannequin challenge n.
cansız yer/şey dullsville n.
cansız kimse/çalışan burnout adj.
cansız (ekonomi/iş) down in the doldrums expr.
Idioms
ruh gibi (amaçsızca/cansız) yürümek walk like a lost soul v.
ruh gibi (amaçsızca/cansız) like a lost soul expr.
Trade/Economic
cansız borsa dormant exchange n.
Electric
cansız devre open circuit n.
Medical
mikrobik enfeksiyonları taşıyabilen cansız nesne fomite n.
cansız partikül non-viable particulate n.
soluk, sarkık ve cansız granülasyonlarla kaplı yara weak sore n.
Psychology
cansız nesneye veya vücudun cinsel organ dışındaki bir bölümüne dokunarak haz duyma fetishism n.
cansız cisimlerdeki bilinç yokluğuyla ilgili nonconscious adj.
Dentistry
cansız diş nonvital tooth n.
Pathology
sperm hücrelerinin cansız veya hareketsiz olması necrospermia n.
Biology
cansız varlıkları inceleme abiology n.
amip gibi davranan, cansız kısımları bulunan, çeşitli süngerlerin yapısında görülen bir hücre tipi thesocyte n.
cansız çevre abiotic environment n.
cansız çevre abiota n.
cansız maddeden canlı organizmaların oluşması varsayımı autogeny n.
cansız maddeden canlı organizmaların oluşması varsayımı spontaneous generation n.
cansız maddeden canlı organizmaların oluşması varsayımı autogony n.
canlı hücrelerin göze sıvılarında damlacık ya da tanecik halinde bulunan cansız madde eleidin n.
canlıların cansız varlıklardan üreyebilmesi xenogeny n.
özellikle evrimsel bir süreç olarak cansız maddelerden canlı bir maddenin gelişimi biopoiesis n.
cansız maddelerden oluşup canlıların atası olarak kabul edilen çoğalabilir varsayımsal birim protogene n.
bir canlının üzerinde yaşadığı cansız zemin substratum n.
cansız yan ürünler içeren ergastic adj.
Botanic
cansız mantar doku phellem n.
Linguistics
cansız ad castless noun n.
cansız ad inanimate noun n.
Religious
jainizm inanışında cansız/ruhsuz olan şey ajiva n.
vudu inancında cansız bir bedene girip onu yeniden canlandırabilen doğaüstü güç ya da ruh zombi n.
cansız bir bedeni yeniden canlandıran ruh zombi spirit n.
vudu inancında cansız bir bedene girip onu yeniden canlandırabilen doğaüstü güç ya da ruh zombie n.
cansız bir bedeni yeniden canlandıran ruh zombie spirit n.
cansız nesnelere tapınma chrematheism [obsolete] n.
Philosophy
cansız nesnelerin de bilinci olduğu doktrini animatism n.
canlı maddenin sürekli olarak cansız maddeden yaratıldığı teorisi continuous creation n.
cansız nesnelerin de bilinci olduğu inancına ait veya ilgili animatistic adj.
(cansız nesneler) düşünemeyen incogitative adj.
Environment
cansız çevre abiotic environment n.
Geography
yeryüzünün, atmosfer, hidrosfer ve biyosfer dışındaki katı, cansız bölümü geosphere n.
Painting
cansız tabiat still-life n.
Photography
fotoğraf filminin yüzeyinde renklerin cansız olmasını engellemek üzere fotoğrafın banyoda hareket ettirilmesi turbulation n.
insan formu veya cansız nesnenin istenen özelliklerini ışık ve gölgelerle vurgulayacak şekilde stüdyo aydınlatmasını düzenlemek model v.
Archaic
cansız beden lich n.
cansız beden lych n.
Slang
cansız kimse/çalışan burnout n.
cansız gibi yığılmak rag doll v.