cezalandırmak - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

cezalandırmak



Sens de "cezalandırmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 68 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
cezalandırmak punish v.
General
cezalandırmak cop it v.
cezalandırmak trounce v.
cezalandırmak come down on v.
cezalandırmak crime v.
cezalandırmak plague v.
cezalandırmak castigate v.
cezalandırmak slate v.
cezalandırmak charge v.
cezalandırmak fine v.
cezalandırmak chastise v.
cezalandırmak scourge v.
cezalandırmak skin v.
cezalandırmak get one's own back v.
cezalandırmak discipline v.
cezalandırmak be charged v.
cezalandırmak sconce v.
cezalandırmak correct v.
cezalandırmak dish out v.
cezalandırmak recompense v.
cezalandırmak give smb. gyp v.
cezalandırmak give somebody gyp v.
cezalandırmak penalise v.
cezalandırmak inflict punishment on v.
cezalandırmak impose a penalty on v.
cezalandırmak penalize v.
cezalandırmak fustigate v.
cezalandırmak censure v.
cezalandırmak chastize v.
cezalandırmak twink [dialect] v.
cezalandırmak repay v.
cezalandırmak impute v.
cezalandırmak penance v.
cezalandırmak disciple [obsolete] v.
cezalandırmak flog v.
cezalandırmak scour [obsolete] v.
cezalandırmak scum [obsolete] v.
cezalandırmak ground v.
Phrasals
cezalandırmak discipline someone for something v.
cezalandırmak bring down v.
Colloquial
cezalandırmak skin v.
cezalandırmak throw the book of rules at someone v.
cezalandırmak have it v.
cezalandırmak let someone have it v.
cezalandırmak sort out v.
Idioms
cezalandırmak knock one's heads together v.
cezalandırmak hang someone out to dry v.
cezalandırmak throw the book at v.
cezalandırmak give someone a good bawling out v.
cezalandırmak give someone a bawling out v.
cezalandırmak take the bark off [us] v.
cezalandırmak make heads roll v.
cezalandırmak clean house v.
cezalandırmak have hide v.
cezalandırmak pin ears back v.
Trade/Economic
cezalandırmak penalise v.
cezalandırmak penalize v.
Law
cezalandırmak penalize v.
cezalandırmak discipline v.
cezalandırmak penalise v.
cezalandırmak amerce v.
cezalandırmak punish v.
cezalandırmak infect v.
Aeronautic
cezalandırmak sentence v.
Archaic
cezalandırmak noint v.
cezalandırmak render v.
Slang
cezalandırmak hammer v.
cezalandırmak stick it to v.

Sens de "cezalandırmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 167 résultat(s)

Turc Anglais
General
özellikle siyasi suçluları cezalandırmak amacıyla kullanılan sovyet çalışma kampı gulag n.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç tawse [scottish] n.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç taws [scottish] n.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç tawse [scottish] n.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç taws [scottish] n.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç tawse [scottish] n.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç taws [scottish] n.
cezalandırmak/yola getirmek için yapılan muamele treatment n.
eskiden dedikoducuları cezalandırmak için kullanılan metal çerçeveli bir alet brank n.
birini ibret olsun diye cezalandırmak make an example of someone v.
yakalamak (cezalandırmak/dövmek için) lay one's hands on v.
sopa ile cezalandırmak ferule v.
yakalamak (cezalandırmak/dövmek için) lay hands on v.
dayakla cezalandırmak chastise v.
şiddetle cezalandırmak scourge v.
döverek cezalandırmak chastise v.
ıslah etmek için cezalandırmak chasten v.
ibret olsun diye cezalandırmak make an example of v.
birisini tokat atarak cezalandırmak give someone a thick ear v.
katran ve tüye bulayıp demiryolunda cezalandırmak ride someone on a rail v.
ibret-i alem olsun diye cezalandırmak punish as a warning or deterrent to others v.
başkalarına ibret olsun diye cezalandırmak punish as a warning or deterrent to others v.
ibreti alem için cezalandırmak punish as a warning or deterrent to others v.
adli para cezası ile cezalandırmak impose punitive fine v.
dizine yatırıp dövmek/cezalandırmak put somebody over your knee v.
için cezalandırmak punish someone for something v.
ile cezalandırmak punish someone by something v.
ile cezalandırmak punish someone with something v.
kırbaç ile cezalandırmak tawse [scottish] v.
kırbaç ile cezalandırmak taws [scottish] v.
kırbaç ile cezalandırmak tawse [scottish] v.
kırbaç ile cezalandırmak taws [scottish] v.
kırbaç ile cezalandırmak tawse [scottish] v.
kırbaç ile cezalandırmak taws [scottish] v.
bedenini dört parçaya ayırarak cezalandırmak quarter v.
haksız yere cezalandırmak job v.
cezalandırmak için (sopa, kamçı ile) vurmak lay v.
ağır şekilde cezalandırmak blister v.
cezalandırmak için kötülük yapmak hang v.
ellerini bağlayıp dizlerin üstünden geçirerek cezalandırmak buck v.
duvarlar arasına hapsederek cezalandırmak immure v.
(yaramaz çocuğu) cezalandırmak consequence v.
fiziksel olarak cezalandırmak discipline v.
kırbaçla cezalandırmak flagellate v.
kırbaçla cezalandırmak rope's end v.
kırbaçla cezalandırmak rope's-end v.
kırbaçla cezalandırmak beat v.
ağır şekilde cezalandırmak soak v.
Phrasals
(birini bir şeyle) cezalandırmak condemn (someone) to (something) v.
birini bir şeyle cezalandırmak condemn someone to something v.
-den dolayı cezalandırmak penalize someone for something v.
karşılığında (bir şey yaparak) cezalandırmak/cezasını vermek repay (one) by (doing something) v.
şaplak atarak cezalandırmak wear out [us] v.
birini/bir şeyi bir şeyle cezalandırmak charge someone or something (with) something v.
ile cezalandırmak condemn to v.
(birini bir şey) için cezalandırmak discipline (one) for (something) v.
için cezalandırmak discipline for v.
(birini/bir şeyi bir şeyden) dolayı cezalandırmak penalize (someone or something) for (something) v.
-den dolayı cezalandırmak penalize for v.
(birini/kendini bir şey yaparak) cezalandırmak punish (someone or oneself) by (doing something) v.
(birini/kendini bir şeyden) dolayı cezalandırmak punish (someone or oneself) for (something) v.
(birini/kendini bir şey) için cezalandırmak punish (someone or oneself) for (something) v.
ile cezalandırmak punish by v.
-erek cezalandırmak punish by v.
-den dolayı cezalandırmak punish for v.
için cezalandırmak punish for v.
ile cezalandırmak punish with v.
(bir şeyle) cezalandırmak punish with (something) v.
ağzını sabunla yıkayarak cezalandırmak rinse mouth out v.
Colloquial
acil ve şiddetli bir şekilde cezalandırmak short sharp shock v.
başkalarına ibret olsun diye cezalandırmak make an example of v.
cezalandırmak üzere olmak be for the high jump v.
ibret-i alem olsun diye cezalandırmak make an example of v.
birini cezalandırmak give a hammering v.
birini cezalandırmak give a pasting v.
birini sert/ağır bir şekilde cezalandırmak give it to somebody [uk] v.
(birini) cezalandırmak give (one) a hammering v.
(birini) cezalandırmak give (one) a pasting v.
sert biçimde cezalandırmak give it to v.
katran ve tüy sürerek cezalandırmak tar-and-feather v.
yasal yollarla cezalandırmak slap v.
Idioms
üstüne gitmek/cezalandırmak için bulunan açık stick to beat (someone or something) with n.
üstüne gitmek/cezalandırmak için bulunan açık a rod to beat somebody with n.
üstüne gitmek/cezalandırmak için bulunan açık a stick to beat somebody with n.
üstüne gitmek/cezalandırmak için bulunan açık stick to beat (someone or something) with n.
üstüne gitmek/cezalandırmak için bulunan açık a stick with which to beat someone [brit] n.
birinin üstüne gitmek/birini cezalandırmak için bulunan açık a rod to beat somebody with n.
birinin üstüne gitmek/birini cezalandırmak için bulunan açık a stick to beat somebody with n.
(birini) büyük bir gizlilikle cezalandırmak take (one) behind the woodshed v.
ağır şekilde cezalandırmak nail somebody to the wall v.
ağzını sabunla yıkayarak cezalandırmak rinse someone's mouth out with soap v.
ağzını sabunla yıkayarak cezalandırmak wash someone's mouth out with soap v.
başkalarına ders olsun diye cezalandırmak make an example of v.
birisini ağır biçimde cezalandırmak nail someone to a cross v.
birini cezalandırmak have someone's hide v.
birisini ağır biçimde cezalandırmak nail someone's hide to the wall v.
birini cezalandırmak tan someone's hide v.
birini cezalandırmak give someone what for v.
ibret olsun diye cezalandırmak make an example of v.
ibreti alem için cezalandırmak make an example of v.
konuşmayarak cezalandırmak send to coventry v.
kendini yok yere cezalandırmak cut off nose to spite face v.
öldürmek/cezalandırmak/intikam için peşine düşmek be after somebody's blood v.
kendini cezalandırmak/suçlamak beat oneself up v.
kendini yok yere cezalandırmak cut off one's nose to spite one's face v.
sopayla vurarak cezalandırmak give someone six of the best v.
sopayla vurarak cezalandırmak six of the best v.
(cezalandırmak amacıyla) cetvelle eline vurmak rap someone across the knuckles v.
(cezalandırmak amacıyla) cetvelle eline vurmak rap someone on the knuckles v.
(cezalandırmak amacıyla) cetvelle eline vurmak rap someone's knuckles v.
birini tokat atarak cezalandırmak give somebody a thick ear [uk] v.
birini cezalandırmak pin someone's ears back v.
(birini) hafif cezalandırmak let (one) off easy v.
birini cezalandırmak give someone what for v.
(birini) sözlü veya fiziksel olarak cezalandırmak give it to (one) v.
birini cezalandırmak hang, draw, and quarter v.
(birini/bir şeyi) cezalandırmak lower the boom (on someone or something) v.
(birini) cezalandırmak put (one) through the mangle v.
(birini) gizli bir şekilde/göstermeden cezalandırmak take (one) to the woodshed v.
birini gizli bir şekilde/göstermeden cezalandırmak take someone to the woodshed v.
(birini) cezalandırmak take (someone) to the woodshed v.
ağır şekilde cezalandırmak draw and quarter v.
çok fena cezalandırmak draw and quarter v.
birini cezalandırmak bring someone to book v.
sert biçimde cezalandırmak burn at the stake v.
(birini/bir şeyi) ağır biçimde cezalandırmak/eleştirmek come down (hard) (on someone or something) v.
(birini/bir şeyi) acımasızca cezalandırmak/eleştirmek come down (hard) (on someone or something) v.
(birini) cezalandırmak give (one) (the) what for v.
(birini) cezalandırmak have (one's) hide v.
'-i cezalandırmak lower the boom on v.
(birini) ibret olsun diye cezalandırmak make an example (out) of (one) v.
(birini) başkalarına ibret olsun diye cezalandırmak make an example (out) of (one) v.
(birini) ibret-i alem olsun diye cezalandırmak make an example (out) of (one) v.
(birini) ibreti alem için cezalandırmak make an example (out) of (one) v.
(birini) ağır biçimde cezalandırmak nail (one) to a cross v.
(birini) ağır biçimde cezalandırmak nail (one) to the wall v.
(birini) ağır biçimde cezalandırmak nail (one's) hide to the wall v.
ağır biçimde cezalandırmak nail to a cross v.
(birini) dizine yatırıp dövmek/cezalandırmak/tokatlamak put (someone) over (one's) knee v.
aracılık yapan/elçilik yapan kişiyi cezalandırmak shoot the messenger v.
gizli bir şekilde/göstermeden cezalandırmak take to the woodshed v.
Trade/Economic
sendika aidatını vermeyen işçiyi cezalandırmak amacıyla eşyalarının sendika mensuplarınca saklanması rattening n.
Law
cezalandırmak amacıyla birinin dizine vurma kneecapping n.
(denizciyi) borda iskelesinde kırbaçlayarak cezalandırmak bring to the gangway v.
cezai yaptırım altına almak/cezalandırmak penalize v.
cezai yaptırım altına almak/cezalandırmak penalise v.
dayakla cezalandırmak chastise v.
falakayla cezalandırmak chastise v.
herhangi bir takdir veya keyfi ceza vermek suretiyle cezalandırmak amerce v.
hapisle cezalandırmak sentence prison v.
para cezasıyla cezalandırmak fine v.
para cezasıyla cezalandırmak sentence fine v.
tekrar cezalandırmak resentence v.
yeniden cezalandırmak resentence v.
Technical
mahkumları cezalandırmak için kullanılan hızla dönen ahşap kafes whirligig n.
Computer
forumda kuralı çiğneyen bir kullanıcıyı cezalandırmak mod v.
Religious
münzevilerin kendilerini disipline etmek veya cezalandırmak için kırbaçlaması flagellantism n.
Military
geçmişte orduda askerleri cezalandırmak için askerlerin sürmesi istenen ata benzeyen kereste timber mare n.
(birini) bedenen yorarak cezalandırmak beast [uk] v.
Sport
ragbide hakemin serbest vuruş veya penaltıya itiraz eden tarafı cezalandırmak için serbest vuruş noktasını dokuz metre ileriye çekmesi kuralı ten-yard rule n.
Archaic
ücretini keserek cezalandırmak check v.
(şapel üyesini) cezalandırmak solace v.
Slang
(birini) cezalandırmak bite (someone) in the arse v.
sert cezalandırmak put (one's) ass in a sling v.
(birini) cezalandırmak bite (one) in the arse v.
(birini) cezalandırmak bite (one) in the ass v.
(birini) cezalandırmak stick it to (one) v.