düzenli - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

düzenli



Sens de "düzenli" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 100 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
düzenli neat adj.
düzenli tidy adj.
düzenli regular adj.
General
düzenli gim [dialect] n.
düzenli order n.
düzenli taut adj.
düzenli methodical adj.
düzenli ordinate adj.
düzenli right adj.
düzenli in good trim adj.
düzenli measured adj.
düzenli equable adj.
düzenli trim adj.
düzenli orderly adj.
düzenli equal adj.
düzenli arranged adj.
düzenli set adj.
düzenli snug adj.
düzenli uniform adj.
düzenli dainty adj.
düzenli coordinated adj.
düzenli straight adj.
düzenli systematic adj.
düzenli crisp adj.
düzenli settled adj.
düzenli steady adj.
düzenli in order adj.
düzenli ordered adj.
düzenli even adj.
düzenli systematical adj.
düzenli stated adj.
düzenli harmonious adj.
düzenli shipshape adj.
düzenli organized adj.
düzenli regular adj.
düzenli periodic adj.
düzenli clean-cut adj.
düzenli well-ordered adj.
düzenli well-arranged adj.
düzenli elegant adj.
düzenli squared away adj.
düzenli uncluttered adj.
düzenli just so adj.
düzenli coordinate adj.
düzenli routine adj.
düzenli organised adj.
düzenli ruly adj.
düzenli well-tended adj.
düzenli tactic adj.
düzenli tight adj.
düzenli toshy [dialect] adj.
düzenli kempt adj.
düzenli undisordered adj.
düzenli unrumpled adj.
düzenli jimp adj.
düzenli jimpy adj.
düzenli fair adj.
düzenli heppen [dialect] [uk] adj.
düzenli in order adj.
düzenli compt [obsolete] adj.
düzenli concinnous adj.
düzenli cosh [scotland] adj.
düzenli cosmic [rare] adj.
düzenli donsie [dialect] adj.
düzenli donsy [dialect] adj.
düzenli doncy [dialect] adj.
düzenli douce [dialect] [uk] adj.
düzenli polite [obsolete] adj.
düzenli consonous [obsolete] adj.
düzenli feat [dialect] [uk] adj.
düzenli fetis adj.
düzenli in-line adj.
düzenli fetuous adj.
düzenli ordinee adj.
düzenli ordonnant adj.
düzenli prim adj.
düzenli series adj.
düzenli prest [obsolete] adj.
düzenli slicked up adj.
düzenli smirk adj.
düzenli square-cut adj.
düzenli streamlined adj.
düzenli successional adj.
düzenli surgeless adj.
düzenli fluidly adv.
Colloquial
düzenli sorted (out) adj.
düzenli together adv.
düzenli like clockwork expr.
düzenli all correct expr.
düzenli all correct expr.
Idioms
düzenli (as) nice as ninepence adj.
düzenli (as) clean as a whistle adj.
düzenli (as) neat as a pin adj.
düzenli apple pie order adj.
düzenli day in, day out, every day without fail expr.
Trade/Economic
düzenli businesslike adj.
Technical
düzenli methodical adj.
Linguistics
düzenli regular adj.
Archaic
düzenli tight [dialect] adj.
düzenli undelayed adj.

Sens de "düzenli" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
düzenli olarak regularly adv.
General
belirli bir tarifeye uymak yerine düzenli aralıklarla çalışan sefer shuttle service n.
düzenli hat koşulları lines terms n.
düzenli ödeme regular payment n.
düzenli olma regularity n.
düzenli içicilik regular smoking n.
düzenli kentleşme orderly urbanization n.
düzenli kentleşme orderly urbanisation n.
düzenli kentleşme planned urbanisation n.
düzenli şehirleşme planned urbanization n.
düzenli kentleşme planned urbanization n.
düzenli şehirleşme orderly urbanization n.
düzenli şehirleşme planned urbanisation n.
düzenli şehirleşme orderly urbanisation n.
düzenli nokta regular point n.
düzenli olma apple-pie order n.
düzenli maaş regular salary n.
düzenli seks regular sex n.
düzenli bir seks hayatı a regular sex life n.
düzenli sefer regular service n.
düzenli hayat regular life n.
düzenli hayat orderly life n.
düzenli yaşam orderly life n.
düzenli yaşam regular life n.
düzenli aile yaşamı steady family life n.
düzenli aile yaşamı regular family life n.
düzenli aile hayatı steady family life n.
düzenli aile hayatı regular family life n.
düzenli beslenme proper nutrition n.
düzenli beslenme well-balanced diet n.
düzenli beslenme proper diet n.
düzenli beslenme balanced diet n.
düzenli beslenme regular diet n.
düzenli beslenme eating properly n.
düzenli tekrar regular repetition n.
düzenli tekrar regular repeat n.
düzenli bakım regular maintenance n.
takıntılı derecede düzenli kimse neatnik n.
düzenli aralık regular interval n.
her yıl düzenli yapılan kutlama annual celebration n.
düzenli ziyaret recourse [obsolete] n.
yakinen ve düzenli olarak sorgulama catechization n.
düzenli tekrar regular recurrence n.
düzenli tekrarlama regular recurrence n.
düzenli olan şey regularity n.
düzenli olma regularness n.
kanada'da büyük göller üzerinde düzenli sefer yapan tekne lake boat n.
düzenli iş tread [scottish] n.
tek düzenli şey uniformity n.
düzenli uyku regular sleep n.
düzenli aralıklandırma even spacing n.
düzenli adımlarla yürüme marching n.
zarif, düzenli veya taze görünüm mense [dialect] [uk] n.
düzenli sınıflandırma method n.
düzenli geliştirme method n.
selüloz, ipek, rayon lifi gibi doğal veya sentetik bir fiberin düzenli kısmı micelle n.
düzenli olma harmoniousness n.
düzenli bir prosedürün sekteye uğraması helter-skelter n.
vakit geçirmek için düzenli gelinen yer rendezvous n.
düzenli yapı bulk n.
düzenli katılımcı goer n.
parçaların düzenli ve işlevsel düzenlenmesi oeconomy n.
düzenli bir sistem oeconomy n.
düzenli ziyaret round n.
düzenli sosyal faaliyet round n.
(kadril dansı) düzenli bir dans old-time dance [uk] n.
düzenli olarak gübrelenen ve aynı mahsul için kullanılan tarla infield n.
düzenli olarak partileyen çapkın genç kadın good-time girl n.
düzenli toplantı club [obsolete] n.
düzenli asker creaght [ireland] n.
düzenli aralıklarla meydana gelme cyclicity n.
düzenli olarak sunulan şey diet n.
düzenli yararlanılan şey diet n.
düzenli grup dovecot n.
düzenli kuruluş dovecot n.
düzenli grup dovecote n.
düzenli kuruluş dovecote n.
orantılı miktarda ve düzenli eklenti increment n.
yavaş, düzenli, uzun adımlar ile yürüme pacing n.
düzenli bir bütün oluşturan insanlar people n.
düzenli davranış discipline n.
düzenli gerçekleştirilen aktivite fixture n.
ilk ve orta çağ ingilteresi'nde düzenli ödeme (kira, haraç) gavel n.
düzenli davranış orderliness n.
düzenli tedarik ordinary [obsolete] n.
düzenli ödenek ordinary [obsolete] n.
belirli bir konudaki kanunların düzenli şekilde derlenmesi ordonnance n.
düzenli olma organization n.
düzenli olma organisation n.
düzenli olma organisation n.
istasyon veya rıhtıma düzenli sefer yapan bagaj taşıyıcısı outporter n.
düzenli alıştırma practice n.
düzenli alıştırma practise n.
düzenli uygulama yapan kimse practicer n.
düzenli uygulama yapan kimse practiser n.
düzenli gaz veya buhar salınımı ile titreşimler üreten bir cihaz pulsator n.
vatandan uzakta görev yapan askerin bakmakla yükümlü olduğu kişilere düzenli olarak ödenen para separation allowance n.
düzenli olma shipshape n.
(gösteride düzenli olarak yapılan) numara shtick n.
düzenli oyun shtick n.
düzenli gösteri shtick n.
düzenli gösteri schtick n.
gösteride düzenli olarak yapılan numara shtik n.
düzenli oyun shtik n.
düzenli gösteri shtik n.
düzenli işlemin durdurulması freeze n.
düzenli uğrama frequentage n.
düzenli uğrama frequentation n.
düzenli okuma frequentation n.
düzenli bir araya gelen kilo verme grubu slimming club n.
tehdit ile düzenli olarak alınan para protection money n.
kare düzenli meydan dansı için toplanma square dance n.
(basımevinden alınan) düzenli gelir stab [uk] n.
düzenli iş stab [uk] n.
(çözücü kristallerde) çözünen atomun düzenli dizilimi superstructure n.
(düzenli yayın) sayı volume n.
bir şeyi düzenli bir şekilde (bir yere) koymak stow away v.
düzenli olarak yapmak regularize v.
iki veya daha çok nokta arasında düzenli seferler yapmak ply v.
düzenli hale getirmek make regular v.
düzenli katılım göstermek attend regularly v.
bir şeyi düzenli bir şekilde (bir yere) koymak stow in v.
(arasında) düzenli seferler yapmak ply between v.
düzenli yığmak stack up v.
düzenli çalışmak work systematically v.
düzenli olmak be in order v.
düzenli çalışmak work methodically v.
düzenli olmak be orderly v.
düzenli tutmak keep (something) orderly v.
düzenli tutmak keep (something) in order v.
düzenli yerleştirmek set (down) orderly v.
düzenli yerleştirmek place orderly v.
düzenli çalışmak study systematically v.
düzenli olmak be systematic v.
düzenli olmak be tidy v.
düzenli çalışmak study methodically v.
düzenli tutmak keep (somewhere) tidy v.
düzenli bırakmak (bir odayı vb) leave neat v.
düzenli yerleştirmek place well-ordered v.
düzenli adımlarla yürümek march v.
düzenli sefer yapmak ply v.
düzenli bir işe girmek get a regular job v.
düzenli haber almak be well informed v.
düzenli aralıklarla ekokardiyografik incelemeye tabi tutulmak be assessed by echocardiography at regular intervals v.
düzenli seks yapmak have sex regularly v.
düzenli seks yapmak have regular sex v.
düzenli olarak seks yapmak have sex regularly v.
düzenli bir işi olmak have a regular job v.
düzenli bir işi olmak have regular job v.
düzenli olarak yapmak regularise v.
düzenli spor yapmak exercise regularly v.
düzenli kullanmak trade [obsolete] v.
düzenli egzersiz yapmak exercise regularly v.
düzenli olarak yapmak vape v.
maşa ile düzenli ve iri dalgalar yaparak saça şekil vermek marcel v.
düzenli olarak tüketmek have v.
(deniz feneri ışığı) düzenli aralıklarla kesilmek occult v.
düzenli bir rotada seyahat etmek run v.
(bedenin, zihnin) düzenli veya normal fonksiyonlarını bozmak disorder v.
düzenli veya normal işleyişini bozmak disorder v.
(düzenli veya sık sık) ilaç almak pop v.
düzenli yayılmak outray [obsolete] v.
düzenli tüketimini yapmak plough through v.
düzenli görüşmek see v.
düzenli okumak frequent v.
düzenli bir yol tutmak stair-step v.
düzenli bir örüntüde ilerlemek stair-step v.
düzenli müşterisi olmak support v.
düzenli biçimde straight adj.
kadar düzenli as regular as adj.
düzenli yayınlanan periodic adj.
çok düzenli like clockwork adj.
düzenli hareket olamayan erratic adj.
düzenli aralarla meydana gelen periodic adj.
temiz ve düzenli neat and tidy adj.
sıkı düzenli regimented adj.
ayaklarını hızlı ve düzenli biçimde hareket ettirebilen nimble-footed adj.
düzenli olmayan nonregulated adj.
düzenli ilişkisi olan attached adj.
düzenli olmayan unarranged adj.
düzenli olmayan unbusinesslike adj.
düzenli olmayan unordinate [rare] adj.
düzenli hareket etmeyen unorganized adj.
düzenli hareket etmeyen unorganised adj.
düzenli tempoda olmayan unpaced adj.
zarif bir şekilde düzenli bandbox adj.
düzenli olmayan unthorough adj.
düzenli bir formu olmayan massive adj.
metronom gibi düzenli metronomic adj.
düzenli olarak iyileşen boomy adj.
düzenli olarak büyüyen boomy adj.
sıkı düzenli monastic adj.
düzenli katılan going adj.
doğası gereği düzenli clean adj.
düzenli olmayan odd-job adj.
düzenli çalışan onstream adj.
aşırı düzenli overneat adj.
fazla düzenli overnice adj.
aşırı düzenli overstructured adj.
düzenli şekilde işlemeyen disordered adj.
düzenli meyve veremeyen barren adj.
düzenli müşteri olma client adj.
fazla düzenli feat [obsolete] adj.
düzenli hareket etmeyen inorganized adj.
düzenli hareket etmeyen inorganised adj.
düzenli katkı veren contributing adj.
düzenli üyelerden oluşan first-string adj.
düzenli katılımcılardan meydana gelen first-string adj.
düzenli çalışanlara ait ordinary adj.
düzenli yapı oluşturan organific adj.
düzenli işe ait olmayan outside adj.
düzenli görevlerden olmayan outside adj.
düzenli ve şiddetli yağış alan pluviose adj.
düzenli ibadet eden praying adj.
düzenli filizlenen shooty adj.
tertipli düzenli snod adj.
(at yürüyüşü) düzenli square adj.
(at yürüyüş stili) düzenli square adj.
düzenli olarak kasılarak genişleyen systaltic adj.
düzenli olarak measuredly adv.
düzenli olarak methodically adv.
düzenli olarak on a regular basis adv.
düzenli olarak routinely adv.
çok düzenli bir halde just so adv.
bozuk düzenli olarak uncoordinatedly adv.
düzenli aralıklarda at regular intervals adv.
düzenli olarak crisply adv.
düzenli sıra ile yolunda in order adv.
çok düzenli in apple pie order adv.
çok düzenli precisely adv.
çok düzenli smoothly adv.
düzenli olarak regularly adv.
düzenli olarak (on a) regular basis adv.
çok düzenli bir şekilde in apple-pie order adv.
düzenli aralıklarla regularly adv.
düzenli aralarla regularly adv.
düzenli biçimde on a regular basis adv.
düzenli aralıklarla at regular intervals adv.
düzenli bir biçimde in an orderly manner adv.
düzenli (bir şekilde) neatly adv.
düzenli aralıklarla in regular intervals adv.
düzenli olarak religiously adv.
düzenli aralarla at regular intervals adv.
düzenli bir biçimde in an orderly fashion adv.
düzenli olarak regular adv.
düzenli olarak unseldom adv.
metronom gibi düzenli bir şekilde metronomically adv.
düzenli olarak gradatim [obsolete] adv.
düzenli aralıklarla on a regular basis adv.
devletten düzenli işsizlik yardımı alarak on the dole adv.
fazla düzenli bir şekilde overnicely adv.
düzenli olarak in course adv.
düzenli olarak in due course adv.
düzenli bir şekilde cleanlily adv.
düzenli bir şekilde fetisely adv.
düzenli olarak orderly adv.
düzenli bir şekilde ordinately adv.
düzenli bir şekilde statedly adv.
düzenli ilişki içinde steady adv.
düzenli bir kimyasal bileşik serisinde ikinci olan anlamı veren ön ek deut- pref.
düzenli bir kimyasal bileşik serisinde ikinci olan anlamı veren ön ek deuto- pref.
düzenli olarak belirli bir faaliyeti yapan anlamındaki son ek -ard suf.
düzenli olarak belirli bir faaliyeti yapan anlamındaki son ek -art suf.
düzenli aralıklarla anlamı veren son ek -ly suf.
çok düzenli kas yapısına sahip canlı anlamı veren son ek -mya suf.
düzenli katılım anlamı veren son ek -going suf.
düzenli yapan anlamı veren son ek -ive suf.
net ve düzenli bir şekilde in print [dialect] expr.
Phrasals
tanı veya tedaviyi takiben hastayı düzenli olarak kontrol etmek follow up v.
bir düzenli ödemeyi/görevi vaktinde/zamanında yapamamak fall behind on (something) v.
bir düzenli ödemeyi/görevi geç yapabilmek fall behind on (something) v.
bir düzenli ödemede/görevde geç kalmış olmak fall behind on (something) v.
bir düzenli ödemenin/görevin vaktini/zamanını geçirmek fall behind on (something) v.
bir düzenli ödemeyi/görevi vaktinde/zamanında yapamamak get behind on (something) v.
bir düzenli ödemeyi/görevi geç yapabilmek get behind on (something) v.
bir düzenli ödemede/görevde geç kalmış olmak get behind on (something) v.
bir düzenli ödemenin/görevin vaktini/zamanını geçirmek get behind on (something) v.
(resmi anlamda) birisiyle düzenli olarak görüşmek/iletişim kurmak check in with somebody v.
(taksit/düzenli ödeme vb.) ödeyememek fall behind with something v.
bir ilacı düzenli olarak almayı sürdürmek remain on v.
(bir şeyin) düzenli ödemesini yapmak pay on (something) v.
çevresinde/çevrede sık sık/düzenli olarak görmek see around v.
(hidrolik güç) düzenli akışını sağlamak firm up v.
Phrases
düzenli olarak (bir şey) yapmak be given to (something) v.
düzenli olarak bir şey yapmak be given to something/to doing something v.
düzenli aralıklarla in regular basis expr.
düzenli aralıklarla in regular intervals expr.
(bir şeye/yere) düzenli olarak gitme in and out (of something) expr.
Colloquial
san jose (silikon vadisi) ve seattle gibi yüksek teknoloji şirketlerinin yoğun olduğu abd şehirleri arasında düzenli doğrudan uçuş yapan yolcu uçağı nerd bird n.
son derece düzenli olma apple-pie order n.
spor performansını artırmak için düzenli olarak steroid gibi maddeler kullanan kimse juicehead n.
düzenli öğünlerle beslenme yerine atıştırma grazing n.
gazete ve dergilerde ödül olarak tüketici ürünleri verilen yarışmalara düzenli katılan kimse comper n.
aşırı derecede düzenli/cimri/takıntılı olmak be anal about it v.
temiz ve düzenli clean and tidy adj.
düzenli olmayan unrid [dialect] adj.
düzenli olarak in good order expr.
düzenli değil not regular expr.
düzenli bir şekilde on the reg (on the regular) expr.
düzenli olarak on the reg (on the regular) expr.
düzenli bir şekilde on the regular expr.
düzenli olarak on the regular expr.
düzenli işini bırakma don't quit the day job expr.
eşyalarımızı düzenli tutmak bizim elimizde it is in our hands to keep our items organized expr.
düzenli olarak belli bir yerde görüşen kişiler arasında kullanılan vedalaşma kalıbı cuic (see you in church) abrev.
Idioms
kolay okunup anlaşılabilen düzenli, işler kod clean code n.
düzenli ve verimli işleyen grup/yer/kuruluş a tight ship n.
düzenli iş day job n.
(birinin) düzenli işi (one's) day job n.
dış görünümü düzenli ruhu serseri adam dirty beau [obsolete] n.
erken yatma konusunda düzenli olmak keep good hours v.
düzenli olarak belli bir yolu yürüyerek dolaşmak pound a beat v.
bir şeyi düzenli olarak yapmak go in for something v.
düzenli tutmak keep something tidy v.
düzenli yaşamaya başlamak make good v.
düzenli tutmak have something in order v.
düzenli ve disiplinli yönetmek run a taut ship v.
düzenli egzersiz yapmak keep in training v.
düzenli spor yapmak keep in training v.
düzenli tutmak put something in order v.
düzenli ve disiplinli yönetmek run a tight ship v.
düzenli tutmak get something in order v.
saat gibi düzenli olmak be as regular as clockwork v.
(düzenli) seks yapmak be getting one's oats v.
birini/bir şeyi düzenli tutmak keep someone or something in order v.
birbirinden farklı fakat birbirini tamamlayan parçaları (kıyafet, eşya) seçip bir araya getirerek uyumlu/düzenli bir takım oluşturmak mix and match v.
uyku saatleri (düzenli, bozuk, erken, geç) olmak keep (some kind of) hours v.
çalışma saatleri (düzenli, bozuk, erken, geç) olmak keep (some kind of) hours v.
düzenli tutmak keep in order v.
düzenli bir işte çalışmak punch the (time) clock v.
(birini) düzenli tutmak stay on top of (someone or something) v.
düzenli (iş) bread and butter adj.
düzenli gelir getiren bread and butter adj.
son derece düzenli right as ninepence adj.
tertipli düzenli spick and span adj.
psikoterapiste düzenli giden in counseling adj.
düzenli değil not making a habit out of it expr.
çok düzenli in apple-pie order expr.
düzenli işini bırakma don't quit your day job expr.
düzenli işini bırakma don't give up your day job expr.
düzenli olarak (ilaç vb almak) at full strength expr.
her şeyiyle düzenli in apple-pie order expr.
saat gibi düzenli as regular as clockwork expr.
son derece düzenli as neat as ninepence expr.
son derece düzenli neat as ninepence expr.
son derece düzenli as right as ninepence expr.
düzenli olarak day in, day out, every day without fail expr.
Speaking
araçlarınızı düzenli olarak servise götürün service your vehicles regularly n.
odanı düzenli bırak keep your room tidy expr.
odanı düzenli tut keep your room tidy expr.
sınıfınızı düzenli tutun keep your classroom tidy expr.
sınıfı düzenli tutun keep the classroom tidy expr.
Trade/Economic
büyük bir bakım gerektirmeden makine veya tesisin düzenli çalışabilme süresi life n.
bir işletme hakkındaki mali bilgileri düzenli bir biçimde kaydetme tekniği accounting n.
bir hat üzerinde düzenli sefer yapan uçak veya yolcu gemisi liner n.
düzenli işi olan kimse jobholder n.
düzenli transit servis regular transit service n.
düzenli toplantı regular meeting n.
düzenli hat konşimentosu liner bill of lading n.
düzenli tedarikçi regular supplier n.
düzenli temettü regular dividend n.
düzenli katkı payı regular contributions n.
düzenli nakit akışı regular cash flow n.
düzenli piyasalar hipotezi coherent market hypothesis n.
düzenli sefer konşimentosu berth bill of lading n.
düzenli dağıtım yolu regular way delivery n.
düzenli müşteri regular customer n.
düzenli ödeme emri direct debit mandate n.
düzenli talep regular demand n.
düzenli gelir regular income n.
düzenli ödeme regular payment n.
faiz oranı ve vadesinin belirli bir fondan ödenmesi gereken yıllık düzenli taksit miktarlarını belirleyici fonksiyonu annuity factor n.
işletmenin sürekli ve düzenli biçimde işlerini yürüttüğü ana merkezindeki çalışma yeri home office n.
makine veya tesisin tamir edilmez hale gelene kadar görevini düzenli olarak yaptığı süre life n.
patentin düzenli aralıklarla ufak tefek değişiklikler yapılarak yenilenmesi patent evergreening n.
sigorta poliçesinin sağlayacağı düzenli yıllık gelir tutarı annuitisation n.
yıllık düzenli gelir annuity n.
hisse senedinin fiyatına bakmadan düzenli olarak belirli miktarda yatırım yapma dollar averaging n.
menkul kıymetlerin fiyatına bakmadan düzenli olarak belirli miktarda yatırım yapma dollar–cost averaging n.
belirli bir dönem yeni şirketlere sermaye sağlayan ve düzenli aktarımlarla onların gelişimini destekleyen bir fon evergreen fund n.
hisselerini düzenli olarak satıp geri alan ve varlık havuzuna sahip denetime tabi yatırım şirketi mutual fund company n.
ticari bir oluşumun düzenli ödemeyi doğrudan kişinin banka hesabına yansıtmasını sağlayan tekli sipariş direct debit n.
hisselerini düzenli olarak satıp sonra geri alan yatırım şirketi open-end fund n.
düzenli tedarik ürünleri routine supplies n.
yıllık aşar ödemesinin yerine toprağa göre düzenli yapılan ödemenin getirilmesi commutation of tithes n.
her alım için aynı miktarda nakit ile düzenli aralıklarla menkul kıymet satın alınan bir sistem dollar day n.
düzenli veya belirli aralıklarla mevcut olan miktar draw n.
belirli bir varlığa düzenli aralıklarla belirli miktar yatırım yaparak gerçekleştirilen sermaye birikimi pound cost averaging n.
düzenli olarak ödenen sabit gider fixed cost n.
düzenli seferler düzenleyen şirket sealine n.
üyelerin büyüme mevsimi boyunca düzenli hasat payı almak için işletmeciye üyelik harcı ödediği çiftlik sistemi csa (csar-capable assets) n.
(hisse) düzenli olarak alıp satmak trade v.
(hisse senedi veya emtia piyasası) düzenli bir trendi olmayan irregular adj.
düzenli ödeyen financial adj.
Law
(britanya'da) suçlu gençlerin hapis cezası yerine düzenli olarak gelmeleri gereken yer attendance centre n.
mahkemenin çocuğun velayetinden yoksun bırakılan akrabaya tanıdığı çocuğu düzenli ziyaret etme hakkı visitation right n.
(iskoç hukuku'nda) kira kontratı yapıldığında düzenli kiraya ek olarak bir defada yapılan ödeme grassum [scotland] n.
Politics
kurulu ve düzenli siyasi partilerin hiçbirini desteklememe politikası nonpartisanism n.
atık düzenli depolama sahaları landfill of wastes n.
düzenli çaba concerted effort n.
düzenli rapor regular report n.
düzenli izleme regular follow-up n.
düzenli aralıklarla yapılan seçim regular election n.
gizli, gayrı resmi yahut düzenli işlemeyen iletişim yolu/kanalı back-channel n.
ortak düzenli kuruluşlar coordinated organisation n.
görece olarak düzenli aralıklarla başa gelebilecek güce sahip siyasi parti major party n.
1835 yılında düzenli parti örgütlenmesine karşı kurulan radikal bir new york demokratları grubunun üyesi loco (locofoco) abrev.
Industry
çalışanın maaşına ilişkin kararların alındığı düzenli değerlendirme salary review n.
düzenli bir işi olmak bundy v.
makinedeki işin düzenli aralıklarla tekrarı için (makine üstündeki parçayı) hareket ettirmek index v.
bir iş için düzenli ücret alan waged adj.
Insurance
düzenli katkı payı regular contributions n.
Tourism
düzenli sefer regular service n.
Media
gazete ve benzeri yayınların reklam haricindeki düzenli içeriği reading matter n.
(gazetede vb.) düzenli bir yayının bulunduğu sayfa page n.
çeşitli yayınlarda çalışıp düzenli olarak benzer konuları birlikte ele alan gazeteciler press corps n.
Technical
çevirme düzenli fırın tilting furnace n.
düzenli eşpolimer regular copolymer n.
düzenli birim göze ordered unit cell n.
düzenli nokta regular point n.
düzenli kestirici regular estimator n.
düzenli kristal ordered crystal n.
düzenli kopolimer regular copolymer n.
düzenli yapı ordered structure n.
düzenli katı çözelti ordered solid solution n.
düzenli örgü superlattice n.
düzenli bakım systematic maintenance n.
düzenli işlev regular function n.
düzenli örüt ordered crystal n.
düzenli çözelti regular solution n.
düzenli evre ordered phase n.
düzenli eğri regular curve n.
sıfır düzenli tepkime zero order reaction n.
uzam-düzenli kauçuklar stereo-regular rubbers n.
yavaş ve düzenli aşınma slow and regular wear n.
bir nesne veya olayı ifade eden kısa ve düzenli ses dizini earcon n.
periyodik değişkene ait düzenli nükseden değerler grubu cycle n.
düzenli ve sistemli referans standardı scale of measurement n.
(metal levha gibi malzemeyi) düz, paralel, düzenli ve eşit derecede kavisli sırtlar ve oyuklar halinde şekillendirmek corrugate v.
(demiryolu, karayolu dolgusu) enine konturlar çizmek için düzenli olarak tesviye etmek cross-section v.
(grafiği) düzenli hale getirmek smooth v.
düzenli çapraz aralıklarla çentikli (arma) raguled adj.
düzenli aralıklarla tekrar etmeyen nonperiodic adj.
düzenli bir şekilde birbirine bağlı articulate adj.
sürekli veya düzenli aralıklarla ışık yayan emitting a continuous or regular intermittent light adj.
sıra düzenli hierarchical adj.
çalışır durumda kalmak için düzenli bakım gerektiren high-maintenance adj.
düzenli olarak regularly adv.
düzenli aralıklarla periodically adv.
düzenli aralıklarla at regular intervals adv.
Computer
düzenli durdurma orderly closedown n.
düzenli dil regular language n.
düzenli ifade regular expression n.
düzenli ziyaretçi frequent visitor n.
youtube'da düzenli olarak video yayınlayan kimse youtuber n.
çevrimiçi ortamları düzenli takip ettiği halde etkileşim vermeyen kimse lurker n.
düzenli olarak bilgisayar kullanan kimse onliner n.
düzenli gerilim dalga formuna ait tekli salınım cycle n.
bir koşulun sağlanma durumunu düzenli kontrol eden talimat poller n.
içeriği düzenli bir hal sırasından geçen sicil counter n.
standart düzenli qwerty adj.
sağda düzenli ragged left expr.
solda düzenli ragged right expr.
Informatics
küçük bilgi birimlerini büyük ve düzenli birimler haline getirme unitisation n.
küçük bilgi birimlerini büyük ve düzenli birimler haline getirme unitization n.
Telecom
düzenli gelen çağrılar smooth call arrival n.
düzenli işaretleşme hattı regular signalling link n.
Electric
düzenli aralıklarla yön değiştirmek alternate v.
Television
düzenli yayınlanarak on the air adv.
Radio
(yayında) düzenli olarak belirli bir konuya atfedilen köşe department n.
Textile
(dokumayı) düzenli aralıklar ile genişletmek pace v.
(dokumayı) düzenli aralıklar ile daraltmak pace v.
Architecture
norman mimarisinde düzenli aralıklarla yerleştirilmiş kütük şeklindeki süsleme billet n.
düzenli küçük bindirmeliklerin kullanıldığı bir bindirme kemer türü mayan arch n.
korint düzenli abaküs kenarlarının ortasında yer alan küçük çiçek fleuron n.
Construction
düzenli katı çözelti ordered solid solution n.
üst düzenli kafes superlattice n.
Lighting
optik düzenli lamba pressed glass lamp n.
Automotive
ingiliz hükümeti'nin motorlu taşıtların güvenlik standartlarına uygunluğunu denetlemek için zorunlu tuttuğu düzenli muayene mot n.
düzenli olmayan non-uniform adj.
Transportation
çoğunlukla iki nokta arasında düzenli seyahat edenleri taşıyan tren commuter n.
düzenli yolcu straphanger n.
toplu taşımayı düzenli kullanan kimse straphanger n.
Traffic
düzenli yolcu servisi regular passenger service n.
Aeronautic
düzenli bazda toplu hava taşımacılığı yapan taşıyıcı airline business n.
düzenli bazda toplu hava taşımacılığı yapan taşıyıcı airline n.
düzenli uçuş planına sahip hava yolu firması sked n.
(hava aracı veya uçuş) düzenli seferin parçası olan scheduled adj.
Marine
düzenli dalgalar monochromatic waves n.
düzenli uğranılan liman port of regular calling n.
düzenli yerleşme regular placing n.
düzenli dalgalar regular waves n.
düzenli hat gemi şirketlerinin aralarında yaptıkları anlaşmanın koşulları conference terms n.
düzenli olarak bir hatta çalışan yolcu vapuru liner n.
ırmak, göl, kanal vs üzerinden düzenli olarak yolcu taşıyan tekne water bus n.
sahili düzenli hale getirme yöntemi beach stabilizing method n.
belirli bir süreliğine düzenli olarak seyahat edilmesi beklenen yön mean line of advance n.
düzenli sefer yapmak ply to v.
düzenli seferler yapmak ply v.
düzenli olmayan lubberly adj.