dümdüz - Turc Anglais Dictionnaire

dümdüz

Sens de "dümdüz" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 41 résultat(s)

Turc Anglais
General
dümdüz straight adj.
I'm a great fan of straight historical crime books.
Dümdüz tarihi suçları anlatan kitaplara büyük bir hayranlığım var.

More Sentences
dümdüz straight ahead adv.
Tom stared straight ahead.
Tom dümdüz ileriye baktı.

More Sentences
dümdüz quite smooth n.
dümdüz very straight adj.
dümdüz absolutely straight adj.
dümdüz satin adj.
dümdüz very smooth adj.
dümdüz smooth adj.
dümdüz even adj.
dümdüz level adj.
dümdüz fair adj.
dümdüz lowly adj.
dümdüz snod adj.
dümdüz straightaway adj.
dümdüz straicht [scotland] adj.
dümdüz straightway adj.
dümdüz as the crow flies adv.
dümdüz firmly adv.
dümdüz straight adv.
dümdüz squarely adv.
dümdüz lankly adv.
dümdüz clever [dialect] [uk] adv.
dümdüz foreright [dialect] [uk] adv.
dümdüz spang adv.
Colloquial
dümdüz dead-smooth adj.
dümdüz straight as a die expr.
Idioms
dümdüz flat as a board adj.
dümdüz flat as a pancake adj.
dümdüz straight as an arrow expr.
dümdüz as straight as an arrow expr.
dümdüz as flat as a board expr.
dümdüz as straight as a pin expr.
dümdüz as straight as a die expr.
dümdüz as flat as a pancake expr.
dümdüz flat as a pancake expr.
dümdüz flat as a strap expr.
dümdüz as flat as a strap expr.
dümdüz flat strap expr.
dümdüz the way the crow flies expr.
Slang
dümdüz str8 (straight) expr.
British Slang
dümdüz flat as a witches tit expr.

Sens de "dümdüz" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 78 résultat(s)

Turc Anglais
General
dümdüz gitmek go straight v.
Go straight down this road.
Bu yoldan dümdüz git.

More Sentences
dümdüz gitmek go straight ahead v.
Go straight ahead.
Dümdüz git.

More Sentences
dümdüz aşağı inen kayak pisti schuss n.
dümdüz şey stockfish n.
ana avrat dümdüz gitmek swear a blue streak v.
dümdüz etmek flatten v.
dümdüz etmek swat v.
(bir mücadelede) dümdüz edilmek flatten v.
dümdüz etmek raze v.
dümdüz edilmek be bulldozed v.
(yumruk ile) dümdüz etmek squat [obsolete] v.
dümdüz ilerlemek stem v.
kadar dümdüz as flat as adj.
dümdüz doğru straight adj.
kuyruğu dümdüz aşağı sarkan (yılan biçimli arma figürü) declinant adj.
dümdüz giden foreright [dialect] [uk] adj.
dümdüz geçiren straightway adj.
dümdüz olarak aflat adv.
ayakları yere dümdüz basar halde flat-footed adv.
dümdüz giderek straicht [scotland] adv.
Phrasals
dümdüz etmek walk all over v.
saçı arkaya doğru dümdüz tarayıp jöleyle vs. sabitlemek slick back v.
birini/bir şeyi dümdüz etmek squash someone or something up v.
dümdüz etmek flatten out v.
birini/bir şeyi yamyassı/dümdüz etmek flatten someone or something out v.
dümdüz etmek plane down v.
Colloquial
dümdüz yalan söyleyen bald-faced liar n.
dümdüz yalan söyleyen bold-faced liar n.
dümdüz etmek lay flat v.
bu yoldan dümdüz git go straight on expr.
bu yoldan dümdüz git go straight ahead expr.
dümdüz gidin sola dönün go straight turn left expr.
dümdüz gidin sağa dönün go straight turn right expr.
dümdüz gidin ve sola dönün go straight turn left expr.
dümdüz gidin ve sağa dönün go straight turn right expr.
dümdüz gidin ve sağa dönün go straight and turn right expr.
dümdüz gidin sola dönün go straight and turn left expr.
dümdüz gidin sağa dönün go straight and turn right expr.
dümdüz gidin ve sola dönün go straight and turn left expr.
Idioms
kolları dümdüz uzatarak birini kendinden uzaklaştırma stiff-arm n.
kolları dümdüz uzatarak birini kendinden uzaklaştırma straight-arm n.
dümdüz etme a pasting n.
ana avrat dümdüz gitmek swear a blue streak v.
dümdüz etmek blow someone out of the water v.
kolları dümdüz uzatarak birini kendinden uzaklaştırmak stiff-arm v.
kolları dümdüz uzatarak birini kendinden uzaklaştırmak straight-arm v.
dümdüz çeviri olmak be lost in translation v.
içinde dümdüz yatmak lie in v.
dümdüz olmak be blown out of the water v.
dümdüz olmak be as straight as a die [uk/australia] v.
dümdüz ilerlemek be plain sailing v.
dümdüz ilerlemek be (all) plain sailing v.
dümdüz ilerlemek be clear sailing v.
birini/bir şeyi dümdüz etmek blow somebody/something out of the water v.
(birini/bir şeyi) dümdüz etmek blow (someone or something) out of the water v.
dümdüz etmek blow out of the water v.
dümdüz gitmek follow your nose v.
tahta gibi dümdüz flat as a pancake adj.
tahta gibi dümdüz flat as a board adj.
tahta gibi dümdüz as flat as a board expr.
çizgi gibi düz/ dümdüz as straight as a line expr.
hızlıca ve dümdüz like a martin to his gourd [dated] [us] expr.
hızlıca ve dümdüz like a martin to its gourd [dated] [us] expr.
Speaking
buradan dümdüz gidin go straight on interj.
dümdüz git go straight expr.
dümdüz git ilk sağdan tekrar sola dön go straight, take the first right and turn left again expr.
Agriculture
(ekinleri) dümdüz etmek lodge v.
Geology
dümdüz uzanan katmanlarda görülen tek bir eğilti monocline n.
Sport
jimnastiğin halka dalında, jimnastikçinin kollarını yanlara açarak dümdüz ve yatay şekilde durduğu pozisyon maltese cross n.
(güreşte) güreşçinin rakibin kolunu dümdüz alıp bükerek gerçekleştirdiği bir saldırı hamlesi straight arm lift n.
(rakibini savuşturmak için) kollarını dümdüz uzatmak straight-arm v.
Archaic
dümdüz aşağıya doğru olan downright adj.
Slang
elektrokardiyogram ekranında kişinin öldüğünü işaret eden/belirten düz çizgi (nebraska'nın nerdeyse dümdüz bir eyalet olmasına istinaden) nebraska sign n.
elektrokardiyogramda kişinin kalbinin durduğunu işaret eden/belirten düz çizgi (nebraska'nın nerdeyse dümdüz bir eyalet olmasına istinaden) nebraska sign n.
araç tarafından ezilmiş/dümdüz edilmiş hayvan road pizza n.
dümdüz olmak be (as) flat as a pancake v.
ezilip dümdüz olmak be (as) flat as a pancake v.
dümdüz etmek rinse [uk] v.