doğal olarak - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

doğal olarak



Sens de "doğal olarak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 18 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
doğal olarak naturally adv.
General
doğal olarak innately adv.
doğal olarak in the nature of things adv.
doğal olarak intrinsically adv.
doğal olarak inherently adv.
doğal olarak instinctively adv.
doğal olarak genially [obsolete] adv.
doğal olarak organically adv.
Phrases
doğal olarak as a matter of course expr.
Colloquial
doğal olarak (it's) no wonder expr.
doğal olarak (it's) small wonder expr.
Idioms
doğal olarak of course adv.
doğal olarak like a duck to water expr.
doğal olarak like a martin to its gourd [dated] [us] expr.
doğal olarak like a martin to his gourd [dated] [us] expr.
Archaic
doğal olarak physically adv.
Slang
doğal olarak natch n.
doğal olarak natch adv.

Sens de "doğal olarak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 94 résultat(s)

Turc Anglais
General
alan (bitki veya hayvanın doğal olarak yetiştiği) range n.
alanlar (bitki veya hayvanın doğal olarak yetiştiği) range n.
doğal olarak oluşan olaylar naturally occurring events n.
kanuni olarak doğal ve engellenmemiş ışık alma hakkı light n.
doğal dünyayı yalnızca bir araştırma nesnesi olarak görme objectification n.
doğal dünyayı sömürü nesnesi olarak görme objectification n.
doğal olarak var olma inhesion n.
bir grup insan arasında doğal olarak oluşan dostluk ve iyi niyet freemasonry n.
doğal kaynak suyu olarak satılan arıtılmış musluk suyu springwater n.
doğal sonuç olarak kabul etmek contemplate v.
doğal olarak gelişmek slide v.
bir yerde doğal olarak yetişen indigenous adj.
bir yerde doğal olarak bulunan indigenous adj.
doğal olarak avlanmış wild-caught adj.
işin doğal gidişatına uygun olarak matter-of-course adj.
doğal olarak çamura yakın yaşayan muddy adj.
doğal olarak çamurda yaşayan muddy adj.
doğal olarak bağlantılı incident adj.
doğal sonuç olarak as a natural consequence adv.
doğal olarak bulunan (bir yerde) indigenous to prep.
doğal olarak yetişen (bir yerde) indigenous to prep.
bir yerde doğal olarak bulunan indigenous to prep.
Phrases
doğal hakkı olarak as of right adv.
pek doğal olarak as one might expect expr.
Idioms
(çok) doğal olarak as a duck takes to water expr.
Trade/Economic
bir olayın/durumun doğal sonucu olarak gelişen maliyet follow-on cost n.
Law
(haksız muamele hukukunda) eylemin veya eylemsizliğin doğal sonucu olarak öngörülen şey foreseeability n.
Industry
tuz üretimi için deniz suyunu doğal olarak buharlaştıran bir sistem salt garden n.
Technical
suyun doğal veya cebri olarak buhar kazanı içinde dolaşım veya sirkülasyonu water circulation n.
doğal olarak büyüyen spontaneous adj.
Informatics
doğal diller gibi kendi üst dili olarak kullanılabilen programlama dili unstratified language n.
Construction
doğal olarak bulunan ve yanardağ etkisiyle pişmiş ateş kili grog n.
Marine
referans olarak seçilen yapay veya doğal nesne landmark n.
Medical
kalın bağırsakta doğal olarak bulunan bir bakteri clostridium difficile n.
Psychology
doğal olarak açıklanamayan olayların deneysel yollarla araştırılmasıyla uğraşan bir bilim metapsychology n.
Physiology
memeli yumurtalığı doğal olarak salgılanan oluşan zayıf östrojenik bir hormon theelin n.
hamilelikte doğal olarak salgılanan zayıf östrojenik hormon estriol n.
doğal açıklığın kenarlarının geçici olarak yaklaşması occlusion n.
Gastronomy
vichy'ye özgü, doğal olarak köpüklü bir maden suyu vichy water n.
Math
modüler aritmetikte bölen olarak kullanılan doğal sayı modulus n.
Physics
doğal yasalara tabi düzenli bir sistem olarak kabul edilen fiziksel evren natural order n.
doğal olarak tungstitte bulunan, kimyasal işlem ile sarı kristal toz şeklinde elde edilen bir bileşik tungstic oxide n.
Chemistry
yapısı doğal nükleozidlere benzeyen, antiviral ve antikanser ilaç olarak kullanılan, dna veya rna sentezine engel olan sentetik bileşik grubunun her biri nucleoside analog n.
bazı bitkilerin esansiyel yağlarında doğal olarak bulunan üç izomerik alkolden her biri terpineol n.
bazı bitkilerin esansiyel yağlarında doğal olarak bulunan üç izomerik alkolden her biri terpinol n.
oleik asidin katı ve sıvı yağlarda bulunan doğal olarak bulunan bir gliseridi triolein n.
oleik asidin katı ve sıvı yağlarda bulunan doğal olarak bulunan bir gliseridi olein n.
doğal olarak tungstitte bulunan, kimyasal işlem ile sarı kristal toz şeklinde elde edilen bir bileşik tungsten trioxide n.
şeker pancarı ve şeker kamışında doğal olarak bulunan kristalli bir amino asit aspartic acid n.
ozokerit gibi doğal olarak oluşan çeşitli hidrokarbon karışımlarına verilen ad maltha n.
sentetik olarak elde edilen doğal olanına benzer şekilde kullanılan kristal rasemik mint camphor n.
sentetik olarak elde edilen doğal olanına benzer şekilde kullanılan kristal rasemik peppermint camphor n.
bitkilerde doğal olarak bulunup kortizonlu ilaçlarda kullanılan bir steroid hecogenin n.
bazı bitkilerde doğal olarak bulunup fare zehri olarak kullanılan zehirli bir bileşik fluoroacetate n.
doğal maddelerden sentetik olarak üretilen semisynthetic adj.
Biology
hayvansal ve bitkisel yağlarda doğal olarak bulunan doymuş bir yağ asidi tetradecanoic acid n.
vücutta doğal olarak oluşan tuzlar tissue salts n.
deneylerde doğal olarak değil, deney düzeneği veya deney prosedürü nedeniyle ortaya çıkan olaylar experimental artifact n.
(bir yerde) doğal olarak bulunan, oraya özgü bakteri indigenous bacteria n.
bitki veya hayvan dokularında doğal olarak salgılanan sıvı juicess n.
Biochemistry
memeli beyninde doğal olarak oluşan endojen kannabinoid sinir taşıyıcısı anandamide n.
canlı organizmalarda doğal olarak bulunan bir molekül biomolecule n.
bitkilerde doğal olarak bulunan bir madde oestrogen n.
folik asidin metabolik olarak aktif formları olan ve bazı bakterilerin oluşumunu destekleyen çeşitli doğal veya sentetik asitlere verilen ad folinic acid n.
doğal yoldan böcek pigmentleri olarak gelişen halkalı kimyasal bileşik grubu pterin n.
Marine Biology
suda doğal olarak bulunan inorganik maddeler mineral n.
Astronomy
uzaylı üstün varlıkların kasıtlı olarak dünya'ya saldırmayıp doğal yaşamın gelişmesini uzaktan izlediklerini savunan varsayımsal açıklama zoo hypothesis n.
Botanic
batı hint adaları ve abd'nin güneyinde doğal olarak yetişen çim türü carpet grass (sporobolus poiretii) n.
batı hint adaları ve abd'nin güneyinde doğal olarak yetişen çim türü blackseed n.
batı hint adaları ve abd'nin güneyinde doğal olarak yetişen çim türü smut grass n.
batı hint adaları ve abd'nin güneyinde doğal olarak yetişen bir çim tussock grass (sporobolus poiretii) n.
doğal olarak, kendi kendine veya kazara düşen bir tohumdan çıkan bitki volunteer n.
nemli açık arazilerde doğal olarak yetişen, ticareti yapılan yenilebilir mantar field mushroom n.
bazı bitkilerde görülen, sürekli orta derecede nemli olan bir ortamda doğal olarak yetişme yetisi mesophytism n.
doğal biçimi amorf olan çiçekte anomali olarak ortaya çıkan düzenli yapı epanody n.
nemli açık arazilerde doğal olarak yetişen, ticareti yapılan yenebilir bir mantar agaricus campestris n.
nemli açık arazilerde doğal olarak yetişen, ticareti yapılan yenebilir bir mantar meadow mushroom n.
ebeveyn bitkiden doğal olarak düşen veya kolayca alınan parçalar ile üreme separation n.
(bitki) ekildikten sonra doğal olarak yayılan subspontaneous adj.
Agriculture
konteynırdaki bitkilerin havayla temas eden köklerinin doğal olarak budanması air pruning n.
Apiculture
doğal olarak yapılan yedek ana arı gözü natural queen-cell cup emergency n.
Forestry
ekilmeyip doğal olarak büyüyen ağaçlık wildwood n.
ekilmeyip doğal olarak büyüyen orman wildwood n.
Religious
(hristiyan bilim akımında) insan olarak öğrenilmesi gereken ve kutsal biçimde doğal olan hadise miracle n.
Philosophy
francis bacon tarafından geliştirilmiş, olguların doğal olayları inceleme ve yorumlama amacıyla sistemli olarak gözlemine dayanan yöntem baconian n.
francis bacon tarafından geliştirilmiş, olguların doğal olayları inceleme ve yorumlama amacıyla sistemli olarak gözlemine dayanan yöntem baconian method n.
doğal olarak var olma inherence n.
doğal olarak var olma inherency n.
Environment
toprak ve su ortamındaki çevre kirliliğine yol açan maddeleri yok etmek için doğal yollarla oluşan ya da yapay olarak oluşturulan mikroorganizmaların kullanılması bioremediation n.
Geography
doğal olarak oluşan taraça terracette n.
Art
doğal nesnelerin gerçekçi olarak temsil edilmediği soyut resim akımı nonobjectivism n.
sanat eseri olarak tasarlanmayıp estetik değeri olduğu düşünülen doğal nesne objet trouvé n.
doğal nesnelerin gerçekçi olarak temsil edilmediği sanat tarzı ile ilgili veya ait olan nonobjective adj.
Music
kaydedilmiş müzikal ve doğal seslerin elektronik olarak güzelleştirilip uyumlu bir esere dönüştürülmesi concrete music n.