dolayısıyla - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

dolayısıyla



Sens de "dolayısıyla" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 37 résultat(s)

Turc Anglais
General
dolayısıyla accordingly adv.
dolayısıyla hence adv.
dolayısıyla thereby adv.
dolayısıyla so adv.
dolayısıyla therefore adv.
dolayısıyla consequently adv.
dolayısıyla attendantly adv.
dolayısıyla thence adv.
dolayısıyla thus adv.
dolayısıyla ergo adv.
dolayısıyla by extension adv.
dolayısıyla avaunt [obsolete] adv.
dolayısıyla hen [dialect] adv.
dolayısıyla henen [obsolete] adv.
dolayısıyla hennes adv.
dolayısıyla hereof adv.
dolayısıyla heyten adv.
dolayısıyla insomuch (as) adv.
dolayısıyla with reference to prep.
dolayısıyla on the occasion of prep.
dolayısıyla in consequence of prep.
dolayısıyla on the nature of prep.
dolayısıyla in consideration of prep.
dolayısıyla upon prep.
dolayısıyla upo [dialect] prep.
dolayısıyla for prep.
dolayısıyla because of conj.
Phrases
dolayısıyla because of that expr.
dolayısıyla in connection with expr.
dolayısıyla on account of expr.
dolayısıyla by virtue of the fact that expr.
dolayısıyla because of the fact that expr.
dolayısıyla by reason of the fact that expr.
dolayısıyla in light of expr.
dolayısıyla in the light of expr.
dolayısıyla in view of expr.
Archaic
dolayısıyla hereout adv.

Sens de "dolayısıyla" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 100 résultat(s)

Turc Anglais
General
dolayısıyla anlatma implicitness n.
yol tutması (dolayısıyla kusma car sickness n.
daha üst seviyede bir güç kaynağı dolayısıyla görevini yapamayacak durumda olma shadowing n.
kokunun keskinliği ve çabukluğu dolayısıyla güzel ayırt edilmesi nasutness n.
dolayısıyla anlatmak imply v.
bölgenin (dolayısıyla içindeki binaların) imar durumunu değiştirmek rezone v.
ertelenme dolayısıyla daha başka bir zamanda bilet almayı kabul etmek take a rain check v.
(ortak amaç veya duygu dolayısıyla) bir araya getirmek bond v.
dolayısıyla anlaşılan inferential adj.
ihtiyaç dolayısıyla resmi kuruluştan yardım alan on welfare adj.
meslek dolayısıyla meydana gelen occupational adj.
meslek dolayısıyla meydana gelmemiş olan nonoccupational adj.
memuriyeti dolayısıyla ex officio adv.
(bu da) dolayısıyla in turn adv.
ki böylece/dolayısıyla in turn adv.
hangisi dolayısıyla why conj.
dolayısıyla anlamına gelen bir son ek -wise suf.
Phrases
dolayısıyla da in reference to expr.
(bir şey) dolayısıyla in consideration of (something) expr.
(bir şey) dolayısıyla in view of (something) expr.
Colloquial
(alkollü bir mekana gidildiğinde) dönüşte arabayı kullanacak olan dolayısıyla o gece içmeyen kişi a designated driver n.
Idioms
bankacıların krediyi verdikleri anda faizi düşmelerine dolayısıyla elinize daha az para geçmesine gönderme yapar a banker's dozen n.
mal arzının talebe göre yüksek olduğu, dolayısıyla fiyatların düşük ve seçeneğin çok olduğu piyasa a buyer's market n.
ihtiyaç dolayısıyla resmi kuruluştan yardım almak be on welfare v.
çalışmamak (hastalık, yaralanma dolayısıyla) be out of action v.
(bir şey) dolayısıyla on the strength of (something) expr.
Trade/Economic
bankaların kredi işlemleri dolayısıyla müşteriden aldığı faiz agiotage n.
kişinin yaşam süresi boyunca belirli bir muafiyet kapsamına girmeyen, bağış olarak belirlenen ve dolayısıyla miras vergisi yükümlülüğü doğuran değer aktarımı chargeable transfer n.
arıza dolayısıyla makinenin çalışmadığı zaman machine down time n.
belirsizlik dolayısıyla ortaya çıkabilen farklı sonuçlar risk n.
bankaların kredi işlemleri dolayısıyla müşteriden aldığı faiz agio n.
belediye hizmetleri dolayısıyla taşınmazların değerinde ortaya çıkan yükselmenin takdiri assessment for improvement n.
başa baş geliri ev halkının gelirinin tamamını tüketmeyi planladığı dolayısıyla hiç tasarrufta bulunmayacağı harcanabilir gelir düzeyi break-even income n.
belli bir yenilik veya buluş dolayısıyla aynı emek miktarının kullanılmasıyla daha yüksek bir üretim elde edilmesi labor saving technological progress n.
dış rekabet dolayısıyla yerlerinden olan faktörlerin başka alanlara aktarılıp oralarda çalışmalarını kolaylaştırmak üzere devletin yaptığı ödemeler trade adjustment assistance n.
daha etkin makine veya üretim yöntemlerinin ortaya çıkması dolayısıyla sermaye malının değerinin düşmesi obsolescence n.
düşük çevre standartları dolayısıyla ihracatçı ülkede ithalatçı ülkeden daha düşük fiyatla üretilen malın ithali üzerine konulan ek tarife border tax adjustments n.
dolayısıyla meydana gelen zarar consequential loss n.
döviz alım satımıyla uğraşan kurumların aynı yabancı para üzerinden aldıkları ve sattıkları miktarları denkleştirmeden dolayısıyla bir kur riski altına girmeleri open position n.
dolayısıyla oluşan zarar consequential loss n.
enflasyon dolayısıyla paranın değer kaybetmesi monetary erosion n.
elverişsiz üretim veya fiyat koşulları dolayısıyla üretimin geçici olarak durdurulması shut-down n.
faizlerin arttığı ancak yeteri kadar yükselmediği dolayısıyla krediye aşırı talebin bulunduğu bir ortamda bazı insanların cari faiz oranından ödünç alacak fon bulamamaları dolayısıyla bir tür kredi dağıtımı durumunun ortaya çıkması credit crunch n.
geçmiş bir tarihten başlayan ücret artışı dolayısıyla biriken farkların ödenmesi back pay n.
geminin yükleme boşaltma süresinin uzaması dolayısıyla yapılan cezai ödeme demurrage n.
girdiler üzerindeki tarifelerin yüksekliği dolayısıyla endüstrinin gerçekte korunmayıp cezalandırılmış olması negative protection n.
her bin iş saatinde iş kazası dolayısıyla kaybedilen günlerin toplamı accident severity rate n.
herkesçe sahip olunan dolayısıyla kimsenin mülkiyetinde olmayan kaynaklar common property n.
ihmal ve kusur dolayısıyla iflas negligent bankruptcy n.
işten ayrılmalar dolayısıyla boşalan işe yapılan nakil replacement transfer n.
iktisadi konjonktürdeki daralma dolayısıyla işten çıkartma layoff n.
işletmenin satın aldığı mallar dolayısıyla çeşitli satıcılara karşı yüklendiği toplam borçlar accounts payable n.
kabul edilmemiş ve dolayısıyla ödenmemiş poliçe dishonored bill n.
kullanıldıkça yıpranma ve aşınma dolayısıyla değeri azalan varlıklar depreciable assets n.
mali ihtiyaçları dolayısıyla kendilerine iş verilen kişiler work-relief n.
milli gelirdeki genişlemeler dolayısıyla sağlanan yatırım artışı induced investment n.
senedin ciro edilmesi dolayısıyla yüklenilen borç liability for endorsement n.
teknolojideki gelişmeler dolayısıyla iktisadi değerin yitirilmesi obsolescence n.
vergi yasasındaki boşluklar dolayısıyla az vergi ödeme tax loopholes n.
vergi borcu dolayısıyla bir kişiye ait tüm mallar üzerine konulan haciz general tax lien n.
üretim sürecinde kullanılması dolayısıyla sermaye araçlarında ortaya çıkan aşınma ve eskime depreciation n.
verginin zamanında ödenmemesi dolayısıyla uygulanan ceza tax delinquency charge n.
yapılış özelliği dolayısıyla zaman içinde her an geçerli olan bir özdeşlik accounting identity n.
zaruri ihtiyaçlar dolayısıyla alınan mallar emergency good n.
Law
doğum dolayısıyla konut domicile of birth n.
dolayısıyla tanınan irtifak hakkı easement by implication n.
dolayısıyla kanıt presumptive evidence n.
dolayısıyla alaka indirect interest n.
evlenme dolayısıyla karı kocaya verilen haklar marital rights n.
görev dolayısıyla ex-officio n.
iddianamedeki suç dolayısıyla sanığa verilmesi talep edilen cezanın bildirildiği bölüm accusatory part n.
meclis tarafından ağır bir suç dolayısıyla verilen ölüm cezası bill of attainder n.
memuriyeti dolayısıyla ex off. (ex officio) abrev.
Insurance
varış limanının buzlanma nedeniyle malın boşaltılmasına elverişli olmaması dolayısıyla geminin en yakın bir diğer limanda malı boşaltabilmesi için yön değiştirmesine izin veren hüküm ice deviation clause n.
Tourism
havayolu şirketlerinin kapasite fazlası satışı sebebiyle uçakta yer olmaması ve; bunun sonucu olarak bileti alınmış olan bazı yolcuların uçağa kabul edilmemesi dolayısıyla verilen tazminat denied boarding compensation n.
Computer
birbirine bağlı birçok unsurun aynı anda bilgileri işleyerek geçmiş öğrenme biçimlerini uyarladığı ve dolayısıyla onları öğrendiği cihaz veya yazılım programı neural net n.
Mechanic
madenin sıcaklık dolayısıyla sıvı haline gelmesi fuse n.
madenin sıcaklık dolayısıyla sıvı haline gelmesi fuze n.
Textile
buharlı ya da buharsız işlemle havlunun tozunu alma havları açma ve dolayısıyla yumuşak bir tutum için yapılan işlem thumbling n.
Aeronautic
yüksek hızlı uçuşun aerodinamik ısınma dolayısıyla kısıtlanması thermal barrier n.
yüksek hızlı uçuşun aerodinamik ısınma dolayısıyla kısıtlanması heat barrier n.
Gastronomy
içeriğindeki tanin dolayısıyla buruk tadı olan (şarap) tannic adj.
Physics
nükleer patlama dolayısıyla meydana gelen ısı ve ışık thermal radiation n.
Chemistry
sekiz izopren biriminin yoğunlaşmasıyla oluşan ve dolayısıyla 40 karbon atomu içeren hidrokarbonlar veya hidrokarbon türevleri tetraterpenes n.
Astronomy
güneş'in etrafında dönerken, yerçekimi dolayısıyla yörüngesi dünya'nın yörüngesine yaklaşan asteroit türü near-earth asteroid n.
güneşin etrafında dönerken, yerçekimi dolayısıyla yörüngesi dünya'nın yörüngesine yaklaşan kuyruklu yıldız near-earth comet n.
yıldızların ve gezegenlerin oluşumuna, dolayısıyla güneş sisteminin kökenine ilişkin ortay atılmış bir hipotez nebular hypothesis n.
Botanic
salgıladıkları bal özü dolayısıyla üzerine karıncaları çeken çeşitli bitki bitleri ant-cattle n.
Social Sciences
bir beyin ve dolayısıyla monarşinin katkıları chiefery n.
doğum oranındaki düşüşü takiben yaşanan ve önceden tahmin edilebilen mezun sayısı ve dolayısıyla çalışan sayısındaki kıtlık demographic timebomb n.
Religious
mesih'e yaptığı zulüm dolayısıyla, mesih dünyaya tekrar gelene kadar yeryüzünde dolaşmaya mahkum edilmiş hayali şahsiyet the wandering jew n.
Philosophy
kant'ın bilgi teorisinde, deneyim sınırlarının ötesinde olup dolayısıyla bilinemez olmak transcendence n.
deneyimin ve dolayısıyla da doğa olaylarının olanaklılığını ifade eden constitutive adj.
Geography
özellikle dağların engellemesi dolayısıyla yağmur almayan bölge rain shadow n.
Military
infilak dolayısıyla basınç düşümü explosive decompression n.
Sport
2015 şampiyonluk maçında new england patriots kulübünün az şişirilmiş, dolayısıyla tutmayı kolaylaştıran top kullanmaları suçlamasıyla başlayan tartışma deflategate n.
geçim için değil heves dolayısıyla spor yapan nonprofessional adj.
Boxing
müsabaka sırasında malzemeden meydana gelen engeller dolayısıyla orta hakem tarafından müsabakanın tatil edilmesi no-contest n.
Abbreviation
güneşin etrafında dönerken, yerçekimi dolayısıyla yörüngesi dünya'nın yörüngesine yaklaşan kuyruklu yıldız nec (near-earth comet) n.
Archaic
ne dolayısıyla whereupon adv.