|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
toprağa dökülen şarap |
libation n.
|
|
2 |
General |
denize dökülen akarsu |
freshet n.
|
|
3 |
General |
dikkatsizce dökülen sıvı |
slopping n.
|
|
4 |
General |
dökülen yaprak |
deciduous leaf n.
|
|
5 |
General |
bir evin saçaklarından yere dökülen yağmur suları |
eaves-drip n.
|
|
6 |
General |
saçaktan dökülen su |
eavedrop n.
|
|
7 |
General |
toprağa dökülen şarap |
libament n.
|
|
8 |
General |
törpü ile dökülen şey |
limature n.
|
|
9 |
General |
meşrubat kapağı açma sesinden sonra şişeden dökülen sıvı miktarı |
glug n.
|
|
10 |
General |
dökülen şey |
overspill n.
|
|
11 |
General |
kalıba tek seferde dökülen miktar |
pour n.
|
|
|
12 |
General |
dökülen şey |
outpour n.
|
|
13 |
General |
dökülen şey |
outpouring n.
|
|
14 |
General |
kan dökülen yer |
shamble n.
|
|
15 |
General |
dökülen miktar |
spill n.
|
|
16 |
General |
(tanrıların şerefine) toprağa dökülen şarap |
libation n.
|
|
17 |
General |
belirli mevsimlerde dökülen |
deciduous adj.
|
|
18 |
General |
saçı dökülen |
balding adj.
|
|
19 |
General |
belli dönemlerde dökülen |
deciduous adj.
|
|
20 |
General |
üstü başı dökülen kadın |
dowdy adj.
|
|
21 |
General |
kan dökülen |
bloody adj.
|
|
22 |
General |
her yıl yapraklar dökülen |
deciduous adj.
|
|
23 |
General |
saçları dökülen |
balding adj.
|
|
24 |
General |
uçlardan dökülen |
hogged adj.
|
|
25 |
General |
yanlardan dökülen |
hogged adj.
|
|
26 |
General |
eski ve dökülen |
moldy adj.
|
|
27 |
General |
dökülen parçaları olan |
deciduous adj.
|
|
28 |
General |
dökülen parçalardan oluşan |
deciduous adj.
|
|
29 |
General |
pranga gibi dökülen |
downgyved adj.
|
|
30 |
General |
pranga gibi dökülen |
down-gyved [obsolete] adj.
|
|
31 |
General |
galeta ve yanmış tereyağı dökülen |
polonese adj.
|
|
|
32 |
General |
içe dökülen |
inpouring adj.
|
|
33 |
General |
kumdan yapılmış kalıba dökülen |
sand-cast adj.
|
|
34 |
General |
eskimekten dökülen |
forworn [obsolete] adj.
|
|
35 |
General |
kolayca dökülen |
spillable adj.
|
|
Colloquial |
|
36 |
Colloquial |
çok/bol miktarda et yedikten sonra dökülen ter |
meat sweats n.
|
|
Idioms |
|
37 |
Idioms |
(başarısızlık endişesi ile dökülen) soğuk ter |
flop sweat n.
|
|
38 |
Idioms |
üstü başı dökülen |
out at the elbows expr.
|
|
Speaking |
|
39 |
Speaking |
dökülen sütün ardından ağlamayın |
don't cry over spilled milk expr.
|
|
40 |
Speaking |
dökülen sütün ardından ağlamayın |
it's no use crying over spilled milk expr.
|
|
Technical |
|
41 |
Technical |
dökülen kalıbın kolayca sökülebilmesi için verilen konik şekil |
taper n.
|
|
42 |
Technical |
dökülen dalga |
plunging breaker n.
|
|
43 |
Technical |
kesme işlemi sırasında metalden dökülen cevher kalıntısı yığını |
slag heap n.
|
|
44 |
Technical |
yüksekten dökülen akarsu ile dönen dolap |
flutter wheel n.
|
|
45 |
Technical |
saçaktan dökülen yağmur suyu |
eavesdrop n.
|
|
46 |
Technical |
saçaktan dökülen suyun düştüğü yere verilen ad |
eavesdrop n.
|
|
47 |
Technical |
asfalt yol yüzeyine dökülen çakıl tabakası |
blotter n.
|
|
48 |
Technical |
dökülen kalıbın kolayca çıkarılabilmesi için verilen konik şekil |
draft n.
|
|
49 |
Technical |
(plastik) tek seferde kalıba dökülen miktar |
shot n.
|
|
Mechanic |
|
50 |
Mechanic |
(buhar makinesi) kondensere dökülen soğuk su |
injection n.
|
|
Textile |
|
51 |
Textile |
kat kat dökülen |
drapey adj.
|
|
Architecture |
|
52 |
Architecture |
dökülen beton ve dış dekorasyon ile dayanıksız masif veya monolitik formlar içeren bir mimari tarz |
new brutalism n.
|
|
53 |
Architecture |
savunma amaçlı bırakılan açıklıklarından saldıranların üzerine kızgın yağ veya taş dökülen siperlikli taş balkon |
moucharaby n.
|
|
Construction |
|
54 |
Construction |
beton dökülen yerde bir kalas veya metalden bir düzleştirici ile harcın yüzeyini düzeltme işlemi |
float finishing n.
|
|
55 |
Construction |
temellerde yalıtım üstüne dökülen beton |
screed layer n.
|
|
56 |
Construction |
yoldaki çatlakları kapamak için dökülen kum |
blinding n.
|
|
57 |
Construction |
güçlendirme amacıyla yumuşak zemine dökülen beton tabakası |
blinding n.
|
|
58 |
Construction |
beton dökülen yerde bir kalas veya metalden bir düzleştirici ile harcın yüzeyini düzeltmek |
float finish v.
|
|
Marine |
|
59 |
Marine |
boruyla dökülen sualtı betonu |
tremie concrete n.
|
|
60 |
Marine |
denizde dökülen beton |
marine concrete n.
|
|
61 |
Marine |
dökülen miktar |
quantity spilled n.
|
|
62 |
Marine |
sahada dökülen beton |
field mixed concrete n.
|
|
Medical |
|
63 |
Medical |
deriden dökülen kuru ince pul |
scale n.
|
|
Dermatology |
|
64 |
Dermatology |
kuru ve pul pul dökülen deri ile karakterize bir cilt hastalığı |
fishskin disease n.
|
|
Veterinary |
|
65 |
Veterinary |
sıvıyla karıştırılıp hayvanın boğazına dökülen yüksek dozda ilaç |
drench n.
|
|
Gastronomy |
|
66 |
Gastronomy |
pişirme sırasında yiyeceklerin üstüne dökülen sıvı |
baste n.
|
|
67 |
Gastronomy |
yiyeceklerin üstüne dökülen yağ veya sos |
basting n.
|
|
68 |
Gastronomy |
mafsallı bir tava şeklindeki kabartmalı kalıba dökülen pasta hamurunun pişirilmesiyle yapılan geniş ve ince bir kurabiye |
krumkake n.
|
|
69 |
Gastronomy |
kıyma ve dilimlenmiş patlıcan veya patatesle yapılan, genellikle üzerine baharatlı sos dökülen bir yemek |
moussaka n.
|
|
70 |
Gastronomy |
(tatlılarda) şerit biçiminde dökülen sos |
ribbon n.
|
|
71 |
Gastronomy |
galeta ve yanmış tereyağı dökülen |
polonaise adj.
|
|
|
Biology |
|
72 |
Biology |
erken dökülen |
caducous adj.
|
|
73 |
Biology |
tam olgunlaşmadan dökülen |
caducous adj.
|
|
74 |
Biology |
(diş, boynuz, yaprak) belirli dönemlerde dökülen |
deciduate adj.
|
|
Marine Biology |
|
75 |
Marine Biology |
dökülen pul |
deciduous scale n.
|
|
Zoology |
|
76 |
Zoology |
bazı teriyer türlerinde yüze dökülen uzun tüyler |
fall n.
|
|
Botanic |
|
77 |
Botanic |
çin'e özgü parlak yeşil, dökülen yaprakları ve küçük konileri olan birevcikli bir ağaç |
metasequoia n.
|
|
78 |
Botanic |
çin'e özgü parlak yeşil, dökülen yaprakları ve küçük konileri olan birevcikli bir ağaç |
metasequoia glyptostrodoides n.
|
|
79 |
Botanic |
çin'e özgü parlak yeşil, dökülen yaprakları ve küçük konileri olan birevcikli bir ağaç |
dawn redwood n.
|
|
80 |
Botanic |
çin'e özgü sarkık dalları ve dökülen yaprakları olan bir kızılçam |
dawn redwood n.
|
|
81 |
Botanic |
çin'e özgü sarkık dalları ve dökülen yaprakları olan bir kızılçam |
metasequoia glyptostroboides n.
|
|
82 |
Botanic |
erken dökülen yaprak |
caducous adj.
|
|
83 |
Botanic |
her yıl yaprakları dökülen |
deciduous adj.
|
|
History |
|
84 |
History |
sözde altına dönüştürülmek üzere kaba dökülen simya tozu |
powder of projection n.
|
|
Religious |
|
85 |
Religious |
incil'in gönderildiği zamanlarda başka adaklarla birlikte toprağa dökülen şarap, süt veya yağ |
drink offering n.
|
|
86 |
Religious |
toprağa dökülen şarap ile ilişkili |
libatory adj.
|
|
Geography |
|
87 |
Geography |
iber yarımadası'nda bulunan, ispanya'dan doğup portekiz'den atlas okyanusu'na dökülen nehir |
tajo n.
|
|
88 |
Geography |
iber yarımadası'nda bulunan, ispanya'dan doğup portekiz'den atlas okyanusu'na dökülen nehir |
tagus n.
|
|
89 |
Geography |
kenya'dan hint okyanusu'na dökülen bir nehir |
tana n.
|
|
90 |
Geography |
kenya'dan hint okyanusu'na dökülen bir nehir |
tana river n.
|
|
91 |
Geography |
gatun gölü'nün güneybatısında doğan ve karayip denizi'nin kuzeybatısına dökülen panama nehri |
chagres n.
|
|
92 |
Geography |
tibet'in doğusundan doğup batı çin denizine dökülen asya'nın en uzun ırmağı |
changjiang n.
|
|
93 |
Geography |
tibet'in doğusundan doğup batı çin denizine dökülen asya'nın en uzun ırmağı |
yangtze n.
|
|
94 |
Geography |
bangkok üzerinden tayland körfezine dökülen bir nehir |
chao phraya n.
|
|
95 |
Geography |
fransa'nın batısındaki biscay körfezine dökülen bir nehir |
charente n.
|
|
96 |
Geography |
orta afrika cumhuriyetinden doğarak çad gölüne dökülen nehir |
chari n.
|
|
97 |
Geography |
orta afrika cumhuriyetinden doğarak çad gölüne dökülen nehir |
shari n.
|
|
98 |
Geography |
orta afrika cumhuriyetinden doğarak çad gölüne dökülen nehir |
chari river n.
|
|
99 |
Geography |
massachusetts'ten doğup boston limanına dökülen bir nehir |
charles river n.
|
|
100 |
Geography |
avustralya'nın güneydoğusundaki darling nehri'ne dökülen, çoğunlukla kuzeybatı yönlü akan bir nehir |
namoi river n.
|
|
101 |
Geography |
kuzey ispanya'daki kantabriya dağlarından doğup barselona'nın güneybatısından akdeniz'e dökülen bir ırmak |
ebro n.
|
|
102 |
Geography |
kuzey kore'de doğup güneybatıda kore körfezine dökülen, kuzey kore-çin sınırının büyük kısmını oluşturan nehir |
yalu river n.
|
|
103 |
Geography |
hindistan'ın kuzeyindeki himalaya dağlarından doğup güneydoğudaki ganj nehrine dökülen nehir |
yamuna n.
|
|
104 |
Geography |
hindistan'ın kuzeyindeki himalaya dağlarında doğup güneydoğudaki ganj nehrine dökülen nehir |
jumna n.
|
|
105 |
Geography |
kuzey rusya'da laptev denizine dökülen bir nehir |
yana n.
|
|
106 |
Geography |
abd'nin oregon eyaletinde yer alan, pasifik okyanusuna dökülen bir nehir |
umqua river n.
|
|
107 |
Geography |
tanzanya ve ruanda sınırından doğarak victoria gölü'ne dökülen bir nehir |
kagera n.
|
|
108 |
Geography |
güneydoğu çin'de yangtze'ye dökülen bir nehir |
kan river n.
|
|
109 |
Geography |
güneydoğu çin'de yangtze'ye dökülen bir nehir |
gan jiang n.
|
|
110 |
Geography |
kuzey indiana'dan doğup des plaines'e dökülen bir nehir |
kankakee river n.
|
|
111 |
Geography |
borneo adası'nın batısından güney çin denizi'ne dökülen bir nehir |
kapuas n.
|
|
112 |
Geography |
illinois'de doğup mississipi nehri'ne dökülen bir nehir |
kaskaskia n.
|
|
113 |
Geography |
illinois'de doğup mississipi nehri'ne dökülen bir nehir |
kaskaskia river n.
|
|
114 |
Geography |
maine eyaletinin batısından atlas okyanusu'na dökülen bir nehir |
kennebec n.
|
|
115 |
Geography |
maine eyaletinin batısından atlas okyanusu'na dökülen bir nehir |
kennebec river n.
|
|
116 |
Geography |
çin'in merkezinde yangtze nehri'ne dökülen bir nehir |
kialing n.
|
|
117 |
Geography |
orta florida'da okeechobee gölü'ne dökülen bir nehir |
kissimmee river n.
|
|
118 |
Geography |
güney hindistan'da batı gat dağları'nda doğup bengal körfezi'ne dökülen bir nehir |
kistna n.
|
|
119 |
Geography |
kızıl dağ'da doğup karadeniz'e dökülen bir nehir |
kizil irmak n.
|
|
120 |
Geography |
oregon'un güneybatısında doğup büyük okyanus'a dökülen bir nehir |
klamath n.
|
|
121 |
Geography |
oregon'un güneybatısında doğup büyük okyanus'a dökülen bir nehir |
klamath river n.
|
|
122 |
Geography |
kuzeydoğu rusya'da kolima dağları'ndan doğup doğu sibirya denizi'ne dökülen bir nehir |
kolyma n.
|
|
123 |
Geography |
güneybatı rusya'da, kafkas dağları'ndan doğup azak denizi'ne dökülen bir nehir |
kuban n.
|
|
124 |
Geography |
güneybatı afrika'da, orta batı angola'dan doğup namibya üzerinden atlas okyanus'a dökülen bir nehir |
kunene n.
|
|
125 |
Geography |
güneybatı alaska'da, alaska sıradağları'ndan doğup bering denizi'ndeki kuskokwim koyu'na dökülen bir nehir |
kuskokwim n.
|
|
126 |
Geography |
güneybatı alaska'da, alaska sıradağları'ndan doğup bering denizi'ndeki kuskokwim koyu'na dökülen bir nehir |
kuskokwim river n.
|
|
127 |
Geography |
güney afrika'da, orta angola'dan doğup zambezi nehri'ne dökülen bir nehir |
kwando n.
|
|
128 |
Geography |
kuzeybatı brezilya'nın bolivya sınırında, manaus yakınlarında kuzeydoğusundaki amazon nehri'ne dökülen bir nehir |
madeira n.
|
|
129 |
Geography |
kuzeybatı brezilya'nın bolivya sınırında, manaus yakınlarında kuzeydoğusundaki amazon nehri'ne dökülen bir nehir |
madeira river n.
|
|
130 |
Geography |
orta hindistan'da doğup genellikle bengal körfezi'ne dökülen bir nehir |
mahanadi n.
|
|
131 |
Geography |
yeni gine'nin batısında doğup kuzeybatı yönünde ilerleyerek pasifik okyanusu'na dökülen bir nehir |
mamberamo n.
|
|
132 |
Geography |
doğu virginia'da yer alan ve güneydoğuya seyrederek york nehri'ne dökülen bir nehir |
mattaponi river n.
|
|
133 |
Geography |
kuzeydoğu hindistan ve batı myanmar'da bulunan ve chindwin nehri'ne dökülen bir nehir |
manipur n.
|
|
134 |
Geography |
doğu-orta kansas'ta doğup batı missouri'deki osage nehri'ne dökülen bir nehir |
marais des cygnes n.
|
|
135 |
Geography |
doğu çekya'da doğup slovak kenti bratislava'nın yakınında tuna nehri'ne dökülen bir nehir |
march n.
|
|
136 |
Geography |
kuzeybatı montana'da yer alan ve güneye doğru akarak missouri nehri'ne dökülen bir nehir |
marias river n.
|
|
137 |
Geography |
güneydoğu balkan yarımadası'nda yer alan, batı bulgaristan'da doğup türkiye ve yunanistan'dan geçerek ege denizi'ne dökülen bir nehir |
maritsa n.
|
|
138 |
Geography |
kuzeydoğu fransa'da, langres platosu'nda doğup paris'in kuzeyinde sen nehri'ne dökülen bir nehir |
marne n.
|
|
139 |
Geography |
surinam ve fransız ginesi arasındaki sınırda ilerleyip atlantik'e dökülen bir nehir |
maroni n.
|
|
140 |
Geography |
güneydoğu orta avrupa'da, karpat dağları'nda doğup orta romanya'dan geçip güney macaristan'daki tisa nehri'ne dökülen bir nehir |
maros n.
|
|
141 |
Geography |
surinam ve fransız ginesi arasındaki sınırda ilerleyip atlantik'e dökülen bir nehir |
marowijne [dutch] n.
|
|
142 |
Geography |
kuzeydoğu indiana'da doğup ohio'daki erie gölü'ne dökülen bir nehir |
maumee river n.
|
|
143 |
Geography |
güneybatı new jersey'de yer alan ve delaware körfezi'ne dökülen bir nehir |
maurice n.
|
|
144 |
Geography |
kuzeybatı meksika'daki sonora eyaletinde yer alan ve kaliforniya körfezi'ne dökülen bir nehir |
mayo n.
|
|
145 |
Geography |
batı-orta tayland'da yer alan, nan ve ping nehirlerinin birleşmesi ile oluşup tayland körfezi'ne dökülen bir nehir |
menam n.
|
|
146 |
Geography |
batı-orta tayland'da yer alan, nan ve ping nehirlerinin birleşmesi ile oluşup tayland körfezi'ne dökülen bir nehir |
me nam n.
|
|
147 |
Geography |
kuzeybatı türkiye'de yer alan ve çanakkale boğazı'na dökülen bir nehir |
menderes n.
|
|
148 |
Geography |
güneydoğu-orta missouri'de doğup kuzeydoğuya akarak mississippi nehri'ne dökülen bir nehir |
meramec river n.
|
|
149 |
Geography |
orta kaliforniya'da doğup san joaquin nehri'ne dökülen bir nehir |
merced n.
|
|
150 |
Geography |
orta new hampshire'da doğup atlas okyanusu'na dökülen bir nehir |
merrimack n.
|
|
151 |
Geography |
orta new hampshire'da doğup atlas okyanusu'na dökülen bir nehir |
merrimack river n.
|
|
152 |
Geography |
kuzeybatı ingiltere'de doğup irlanda denizi'ne dökülen bir nehir |
mersey n.
|
|
153 |
Geography |
batı ohio'da doğup güneybatıya akarak ohio nehri'ne dökülen bir nehir |
miami n.
|
|
154 |
Geography |
batı ohio'da doğup güneybatıya akarak ohio nehri'ne dökülen bir nehir |
miami river n.
|
|
155 |
Geography |
batı ohio'da doğup güneybatıya akarak ohio nehri'ne dökülen bir nehir |
great miami river n.
|
|
156 |
Geography |
kuzeybatı ispanya'da doğup atlantik okyanusu'na dökülen bir nehir |
minho n.
|
|
157 |
Geography |
güney minnesota'da doğup mississippi nehri'ne dökülen bir nehir |
minnesota river n.
|
|
158 |
Geography |
kuzeybatı ispanya'da doğup atlantik okyanusu'na dökülen bir nehir |
miño n.
|
|
159 |
Geography |
new york eyaleti'nin kuzeydoğu kesiminde bulunan adirondack dağları'nda doğup güneye doğru akarak new york körfezi'ne dökülen bir nehir |
hudson n.
|
|
160 |
Geography |
kuzey-orta minnesota'da doğup meksika körfezi'ne dökülen bir orta abd nehri |
mississippi n.
|
|
161 |
Geography |
alpler'de doğup kuzey denizi'ne dökülen bir nehir |
rhein n.
|
|
162 |
Geography |
güney isviçre alpleri'nde doğup akdeniz'e dökülen bir nehir |
rhone n.
|
|
163 |
Geography |
güney isviçre alpleri'nde doğup akdeniz'e dökülen bir nehir |
rhône n.
|
|
164 |
Geography |
güney isviçre alpleri'nde doğup akdeniz'e dökülen bir nehir |
rhone river n.
|
|
165 |
Geography |
güneydoğu brezilya'da yer alan ve batıya akarak paraná nehri'ne dökülen bir nehir |
rio grande n.
|
|
166 |
Geography |
orta ispanya'da doğup güneydoğu portekiz üzerinden cadiz körfezi'ne dökülen bir nehir |
guadiana n.
|
|
167 |
Geography |
güneybatı brezilya'da doğup mamoré nehri'ne dökülen bir nehir |
guaporé n.
|
|
168 |
Geography |
avusturya, kuzeydoğu slovenya ve kuzey hırvatistan'dan geçerek drava nehri'ne dökülen bir nehir |
mur n.
|
|
169 |
Geography |
avusturya, kuzeydoğu slovenya ve kuzey hırvatistan'dan geçerek drava nehri'ne dökülen bir nehir |
mura n.
|
|
170 |
Geography |
kıtanın farklı taraflarına dökülen akarsuları ayıran bölünme |
continental divide n.
|
|
171 |
Geography |
kuzey amerika'nın batıya dökülen akarsuları kuzey veya doğuya doğru akanlardan ve güney-güneydoğuya doğru uzananlardan ayıran hat |
continental divide n.
|
|
172 |
Geography |
batı kanada'da doğup montana'daki flathead gölü'ne dökülen bir nehir |
flathead n.
|
|
173 |
Geography |
batı kanada'da doğup montana'daki flathead gölü'ne dökülen bir nehir |
flathead river n.
|
|
174 |
Geography |
fransa'da doğup belçika'dan geçerek kuzey denizi'ne dökülen bir nehir |
scheldt river n.
|
|
175 |
Geography |
batı mali'de doğup atlas okyanusu'na dökülen bir nehir |
senegal river n.
|
|
176 |
Geography |
etiyopya'da doğup juba nehri'ne dökülen bir nehir |
shabelle n.
|
|
177 |
Geography |
etiyopya'da doğup juba nehri'ne dökülen bir nehir |
shebele n.
|
|
178 |
Geography |
etiyopya'da doğup juba nehri'ne dökülen bir nehir |
shebeli n.
|
|
179 |
Geography |
etiyopya'da doğup juba nehri'ne dökülen bir nehir |
shibeli n.
|
|
180 |
Geography |
denize dökülen akarsu |
fresh n.
|
|
181 |
Geography |
tuzlu suya dökülen tatlı su akıntısı |
fresh n.
|
|
Geology |
|
182 |
Geology |
yerinde dökülen beton kazık |
cast in-place concrete pile n.
|
|
183 |
Geology |
üstteki toprak tabakasından alttaki toprak tabakasına doğru dökülen, koloit ve mineral tuzu içeren bir malzeme |
illuvium n.
|
|
Military |
|
184 |
Military |
denize dökülen kimyasal silah |
sea-dumped chemical weapon n.
|
|
185 |
Military |
prusya'nın essen kentinde friedrich krupp'un tesislerinde dökülen arkadan dolma çelik top |
krupp gun n.
|
|
Music |
|
186 |
Music |
notaya dökülen müzik |
prick song [obsolete] n.
|
|
187 |
Music |
notaya dökülen müzik |
pricksong n.
|
|
Ornithology |
|
188 |
Ornithology |
(kuş tüyü) zayıf ve dökülen |
sick adj.
|
|
Slang |
|
189 |
Slang |
cesedin üstüne dökülen beton |
concrete overcoat n.
|
|
British Slang |
|
190 |
British Slang |
saçları dökülen |
follically challenged adj.
|
|
Metallurgy |
|
191 |
Metallurgy |
ocak tabanına dökülen gevşek malzeme |
fettling n.
|
|