dökülen - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

dökülen



Sens de "dökülen" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 9 résultat(s)

Turc Anglais
General
dökülen pouring out adj.
dökülen effusive adj.
dökülen tributary adj.
dökülen weeping adj.
dökülen deciduous adj.
dökülen run-down adj.
dökülen shedding adj.
Geography
dökülen tributary adj.
Slang
dökülen tits up expr.

Sens de "dökülen" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 191 résultat(s)

Turc Anglais
General
toprağa dökülen şarap libation n.
denize dökülen akarsu freshet n.
dikkatsizce dökülen sıvı slopping n.
dökülen yaprak deciduous leaf n.
bir evin saçaklarından yere dökülen yağmur suları eaves-drip n.
saçaktan dökülen su eavedrop n.
toprağa dökülen şarap libament n.
törpü ile dökülen şey limature n.
meşrubat kapağı açma sesinden sonra şişeden dökülen sıvı miktarı glug n.
dökülen şey overspill n.
kalıba tek seferde dökülen miktar pour n.
dökülen şey outpour n.
dökülen şey outpouring n.
kan dökülen yer shamble n.
dökülen miktar spill n.
(tanrıların şerefine) toprağa dökülen şarap libation n.
belirli mevsimlerde dökülen deciduous adj.
saçı dökülen balding adj.
belli dönemlerde dökülen deciduous adj.
üstü başı dökülen kadın dowdy adj.
kan dökülen bloody adj.
her yıl yapraklar dökülen deciduous adj.
saçları dökülen balding adj.
uçlardan dökülen hogged adj.
yanlardan dökülen hogged adj.
eski ve dökülen moldy adj.
dökülen parçaları olan deciduous adj.
dökülen parçalardan oluşan deciduous adj.
pranga gibi dökülen downgyved adj.
pranga gibi dökülen down-gyved [obsolete] adj.
galeta ve yanmış tereyağı dökülen polonese adj.
içe dökülen inpouring adj.
kumdan yapılmış kalıba dökülen sand-cast adj.
eskimekten dökülen forworn [obsolete] adj.
kolayca dökülen spillable adj.
Colloquial
çok/bol miktarda et yedikten sonra dökülen ter meat sweats n.
Idioms
(başarısızlık endişesi ile dökülen) soğuk ter flop sweat n.
üstü başı dökülen out at the elbows expr.
Speaking
dökülen sütün ardından ağlamayın don't cry over spilled milk expr.
dökülen sütün ardından ağlamayın it's no use crying over spilled milk expr.
Technical
dökülen kalıbın kolayca sökülebilmesi için verilen konik şekil taper n.
dökülen dalga plunging breaker n.
kesme işlemi sırasında metalden dökülen cevher kalıntısı yığını slag heap n.
yüksekten dökülen akarsu ile dönen dolap flutter wheel n.
saçaktan dökülen yağmur suyu eavesdrop n.
saçaktan dökülen suyun düştüğü yere verilen ad eavesdrop n.
asfalt yol yüzeyine dökülen çakıl tabakası blotter n.
dökülen kalıbın kolayca çıkarılabilmesi için verilen konik şekil draft n.
(plastik) tek seferde kalıba dökülen miktar shot n.
Mechanic
(buhar makinesi) kondensere dökülen soğuk su injection n.
Textile
kat kat dökülen drapey adj.
Architecture
dökülen beton ve dış dekorasyon ile dayanıksız masif veya monolitik formlar içeren bir mimari tarz new brutalism n.
savunma amaçlı bırakılan açıklıklarından saldıranların üzerine kızgın yağ veya taş dökülen siperlikli taş balkon moucharaby n.
Construction
beton dökülen yerde bir kalas veya metalden bir düzleştirici ile harcın yüzeyini düzeltme işlemi float finishing n.
temellerde yalıtım üstüne dökülen beton screed layer n.
yoldaki çatlakları kapamak için dökülen kum blinding n.
güçlendirme amacıyla yumuşak zemine dökülen beton tabakası blinding n.
beton dökülen yerde bir kalas veya metalden bir düzleştirici ile harcın yüzeyini düzeltmek float finish v.
Marine
boruyla dökülen sualtı betonu tremie concrete n.
denizde dökülen beton marine concrete n.
dökülen miktar quantity spilled n.
sahada dökülen beton field mixed concrete n.
Medical
deriden dökülen kuru ince pul scale n.
Dermatology
kuru ve pul pul dökülen deri ile karakterize bir cilt hastalığı fishskin disease n.
Veterinary
sıvıyla karıştırılıp hayvanın boğazına dökülen yüksek dozda ilaç drench n.
Gastronomy
pişirme sırasında yiyeceklerin üstüne dökülen sıvı baste n.
yiyeceklerin üstüne dökülen yağ veya sos basting n.
mafsallı bir tava şeklindeki kabartmalı kalıba dökülen pasta hamurunun pişirilmesiyle yapılan geniş ve ince bir kurabiye krumkake n.
kıyma ve dilimlenmiş patlıcan veya patatesle yapılan, genellikle üzerine baharatlı sos dökülen bir yemek moussaka n.
(tatlılarda) şerit biçiminde dökülen sos ribbon n.
galeta ve yanmış tereyağı dökülen polonaise adj.
Biology
erken dökülen caducous adj.
tam olgunlaşmadan dökülen caducous adj.
(diş, boynuz, yaprak) belirli dönemlerde dökülen deciduate adj.
Marine Biology
dökülen pul deciduous scale n.
Zoology
bazı teriyer türlerinde yüze dökülen uzun tüyler fall n.
Botanic
çin'e özgü parlak yeşil, dökülen yaprakları ve küçük konileri olan birevcikli bir ağaç metasequoia n.
çin'e özgü parlak yeşil, dökülen yaprakları ve küçük konileri olan birevcikli bir ağaç metasequoia glyptostrodoides n.
çin'e özgü parlak yeşil, dökülen yaprakları ve küçük konileri olan birevcikli bir ağaç dawn redwood n.
çin'e özgü sarkık dalları ve dökülen yaprakları olan bir kızılçam dawn redwood n.
çin'e özgü sarkık dalları ve dökülen yaprakları olan bir kızılçam metasequoia glyptostroboides n.
erken dökülen yaprak caducous adj.
her yıl yaprakları dökülen deciduous adj.
History
sözde altına dönüştürülmek üzere kaba dökülen simya tozu powder of projection n.
Religious
incil'in gönderildiği zamanlarda başka adaklarla birlikte toprağa dökülen şarap, süt veya yağ drink offering n.
toprağa dökülen şarap ile ilişkili libatory adj.
Geography
iber yarımadası'nda bulunan, ispanya'dan doğup portekiz'den atlas okyanusu'na dökülen nehir tajo n.
iber yarımadası'nda bulunan, ispanya'dan doğup portekiz'den atlas okyanusu'na dökülen nehir tagus n.
kenya'dan hint okyanusu'na dökülen bir nehir tana n.
kenya'dan hint okyanusu'na dökülen bir nehir tana river n.
gatun gölü'nün güneybatısında doğan ve karayip denizi'nin kuzeybatısına dökülen panama nehri chagres n.
tibet'in doğusundan doğup batı çin denizine dökülen asya'nın en uzun ırmağı changjiang n.
tibet'in doğusundan doğup batı çin denizine dökülen asya'nın en uzun ırmağı yangtze n.
bangkok üzerinden tayland körfezine dökülen bir nehir chao phraya n.
fransa'nın batısındaki biscay körfezine dökülen bir nehir charente n.
orta afrika cumhuriyetinden doğarak çad gölüne dökülen nehir chari n.
orta afrika cumhuriyetinden doğarak çad gölüne dökülen nehir shari n.
orta afrika cumhuriyetinden doğarak çad gölüne dökülen nehir chari river n.
massachusetts'ten doğup boston limanına dökülen bir nehir charles river n.
avustralya'nın güneydoğusundaki darling nehri'ne dökülen, çoğunlukla kuzeybatı yönlü akan bir nehir namoi river n.
kuzey ispanya'daki kantabriya dağlarından doğup barselona'nın güneybatısından akdeniz'e dökülen bir ırmak ebro n.
kuzey kore'de doğup güneybatıda kore körfezine dökülen, kuzey kore-çin sınırının büyük kısmını oluşturan nehir yalu river n.
hindistan'ın kuzeyindeki himalaya dağlarından doğup güneydoğudaki ganj nehrine dökülen nehir yamuna n.
hindistan'ın kuzeyindeki himalaya dağlarında doğup güneydoğudaki ganj nehrine dökülen nehir jumna n.
kuzey rusya'da laptev denizine dökülen bir nehir yana n.
abd'nin oregon eyaletinde yer alan, pasifik okyanusuna dökülen bir nehir umqua river n.
tanzanya ve ruanda sınırından doğarak victoria gölü'ne dökülen bir nehir kagera n.
güneydoğu çin'de yangtze'ye dökülen bir nehir kan river n.
güneydoğu çin'de yangtze'ye dökülen bir nehir gan jiang n.
kuzey indiana'dan doğup des plaines'e dökülen bir nehir kankakee river n.
borneo adası'nın batısından güney çin denizi'ne dökülen bir nehir kapuas n.
illinois'de doğup mississipi nehri'ne dökülen bir nehir kaskaskia n.
illinois'de doğup mississipi nehri'ne dökülen bir nehir kaskaskia river n.
maine eyaletinin batısından atlas okyanusu'na dökülen bir nehir kennebec n.
maine eyaletinin batısından atlas okyanusu'na dökülen bir nehir kennebec river n.
çin'in merkezinde yangtze nehri'ne dökülen bir nehir kialing n.
orta florida'da okeechobee gölü'ne dökülen bir nehir kissimmee river n.
güney hindistan'da batı gat dağları'nda doğup bengal körfezi'ne dökülen bir nehir kistna n.
kızıl dağ'da doğup karadeniz'e dökülen bir nehir kizil irmak n.
oregon'un güneybatısında doğup büyük okyanus'a dökülen bir nehir klamath n.
oregon'un güneybatısında doğup büyük okyanus'a dökülen bir nehir klamath river n.
kuzeydoğu rusya'da kolima dağları'ndan doğup doğu sibirya denizi'ne dökülen bir nehir kolyma n.
güneybatı rusya'da, kafkas dağları'ndan doğup azak denizi'ne dökülen bir nehir kuban n.
güneybatı afrika'da, orta batı angola'dan doğup namibya üzerinden atlas okyanus'a dökülen bir nehir kunene n.
güneybatı alaska'da, alaska sıradağları'ndan doğup bering denizi'ndeki kuskokwim koyu'na dökülen bir nehir kuskokwim n.
güneybatı alaska'da, alaska sıradağları'ndan doğup bering denizi'ndeki kuskokwim koyu'na dökülen bir nehir kuskokwim river n.
güney afrika'da, orta angola'dan doğup zambezi nehri'ne dökülen bir nehir kwando n.
kuzeybatı brezilya'nın bolivya sınırında, manaus yakınlarında kuzeydoğusundaki amazon nehri'ne dökülen bir nehir madeira n.
kuzeybatı brezilya'nın bolivya sınırında, manaus yakınlarında kuzeydoğusundaki amazon nehri'ne dökülen bir nehir madeira river n.
orta hindistan'da doğup genellikle bengal körfezi'ne dökülen bir nehir mahanadi n.
yeni gine'nin batısında doğup kuzeybatı yönünde ilerleyerek pasifik okyanusu'na dökülen bir nehir mamberamo n.
doğu virginia'da yer alan ve güneydoğuya seyrederek york nehri'ne dökülen bir nehir mattaponi river n.
kuzeydoğu hindistan ve batı myanmar'da bulunan ve chindwin nehri'ne dökülen bir nehir manipur n.
doğu-orta kansas'ta doğup batı missouri'deki osage nehri'ne dökülen bir nehir marais des cygnes n.
doğu çekya'da doğup slovak kenti bratislava'nın yakınında tuna nehri'ne dökülen bir nehir march n.
kuzeybatı montana'da yer alan ve güneye doğru akarak missouri nehri'ne dökülen bir nehir marias river n.
güneydoğu balkan yarımadası'nda yer alan, batı bulgaristan'da doğup türkiye ve yunanistan'dan geçerek ege denizi'ne dökülen bir nehir maritsa n.
kuzeydoğu fransa'da, langres platosu'nda doğup paris'in kuzeyinde sen nehri'ne dökülen bir nehir marne n.
surinam ve fransız ginesi arasındaki sınırda ilerleyip atlantik'e dökülen bir nehir maroni n.
güneydoğu orta avrupa'da, karpat dağları'nda doğup orta romanya'dan geçip güney macaristan'daki tisa nehri'ne dökülen bir nehir maros n.
surinam ve fransız ginesi arasındaki sınırda ilerleyip atlantik'e dökülen bir nehir marowijne [dutch] n.
kuzeydoğu indiana'da doğup ohio'daki erie gölü'ne dökülen bir nehir maumee river n.
güneybatı new jersey'de yer alan ve delaware körfezi'ne dökülen bir nehir maurice n.
kuzeybatı meksika'daki sonora eyaletinde yer alan ve kaliforniya körfezi'ne dökülen bir nehir mayo n.
batı-orta tayland'da yer alan, nan ve ping nehirlerinin birleşmesi ile oluşup tayland körfezi'ne dökülen bir nehir menam n.
batı-orta tayland'da yer alan, nan ve ping nehirlerinin birleşmesi ile oluşup tayland körfezi'ne dökülen bir nehir me nam n.
kuzeybatı türkiye'de yer alan ve çanakkale boğazı'na dökülen bir nehir menderes n.
güneydoğu-orta missouri'de doğup kuzeydoğuya akarak mississippi nehri'ne dökülen bir nehir meramec river n.
orta kaliforniya'da doğup san joaquin nehri'ne dökülen bir nehir merced n.
orta new hampshire'da doğup atlas okyanusu'na dökülen bir nehir merrimack n.
orta new hampshire'da doğup atlas okyanusu'na dökülen bir nehir merrimack river n.
kuzeybatı ingiltere'de doğup irlanda denizi'ne dökülen bir nehir mersey n.
batı ohio'da doğup güneybatıya akarak ohio nehri'ne dökülen bir nehir miami n.
batı ohio'da doğup güneybatıya akarak ohio nehri'ne dökülen bir nehir miami river n.
batı ohio'da doğup güneybatıya akarak ohio nehri'ne dökülen bir nehir great miami river n.
kuzeybatı ispanya'da doğup atlantik okyanusu'na dökülen bir nehir minho n.
güney minnesota'da doğup mississippi nehri'ne dökülen bir nehir minnesota river n.
kuzeybatı ispanya'da doğup atlantik okyanusu'na dökülen bir nehir miño n.
new york eyaleti'nin kuzeydoğu kesiminde bulunan adirondack dağları'nda doğup güneye doğru akarak new york körfezi'ne dökülen bir nehir hudson n.
kuzey-orta minnesota'da doğup meksika körfezi'ne dökülen bir orta abd nehri mississippi n.
alpler'de doğup kuzey denizi'ne dökülen bir nehir rhein n.
güney isviçre alpleri'nde doğup akdeniz'e dökülen bir nehir rhone n.
güney isviçre alpleri'nde doğup akdeniz'e dökülen bir nehir rhône n.
güney isviçre alpleri'nde doğup akdeniz'e dökülen bir nehir rhone river n.
güneydoğu brezilya'da yer alan ve batıya akarak paraná nehri'ne dökülen bir nehir rio grande n.
orta ispanya'da doğup güneydoğu portekiz üzerinden cadiz körfezi'ne dökülen bir nehir guadiana n.
güneybatı brezilya'da doğup mamoré nehri'ne dökülen bir nehir guaporé n.
avusturya, kuzeydoğu slovenya ve kuzey hırvatistan'dan geçerek drava nehri'ne dökülen bir nehir mur n.
avusturya, kuzeydoğu slovenya ve kuzey hırvatistan'dan geçerek drava nehri'ne dökülen bir nehir mura n.
kıtanın farklı taraflarına dökülen akarsuları ayıran bölünme continental divide n.
kuzey amerika'nın batıya dökülen akarsuları kuzey veya doğuya doğru akanlardan ve güney-güneydoğuya doğru uzananlardan ayıran hat continental divide n.
batı kanada'da doğup montana'daki flathead gölü'ne dökülen bir nehir flathead n.
batı kanada'da doğup montana'daki flathead gölü'ne dökülen bir nehir flathead river n.
fransa'da doğup belçika'dan geçerek kuzey denizi'ne dökülen bir nehir scheldt river n.
batı mali'de doğup atlas okyanusu'na dökülen bir nehir senegal river n.
etiyopya'da doğup juba nehri'ne dökülen bir nehir shabelle n.
etiyopya'da doğup juba nehri'ne dökülen bir nehir shebele n.
etiyopya'da doğup juba nehri'ne dökülen bir nehir shebeli n.
etiyopya'da doğup juba nehri'ne dökülen bir nehir shibeli n.
denize dökülen akarsu fresh n.
tuzlu suya dökülen tatlı su akıntısı fresh n.
Geology
yerinde dökülen beton kazık cast in-place concrete pile n.
üstteki toprak tabakasından alttaki toprak tabakasına doğru dökülen, koloit ve mineral tuzu içeren bir malzeme illuvium n.
Military
denize dökülen kimyasal silah sea-dumped chemical weapon n.
prusya'nın essen kentinde friedrich krupp'un tesislerinde dökülen arkadan dolma çelik top krupp gun n.
Music
notaya dökülen müzik prick song [obsolete] n.
notaya dökülen müzik pricksong n.
Ornithology
(kuş tüyü) zayıf ve dökülen sick adj.
Slang
cesedin üstüne dökülen beton concrete overcoat n.
British Slang
saçları dökülen follically challenged adj.
Metallurgy
ocak tabanına dökülen gevşek malzeme fettling n.