eş zamanlı - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

eş zamanlı



Sens de "eş zamanlı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 16 résultat(s)

Turc Anglais
General
eş zamanlı synchronous adj.
eş zamanlı simultaneous adj.
eş zamanlı concurrent adj.
eş zamanlı real time adj.
eş zamanlı together adj.
eş zamanlı conjugate adj.
eş zamanlı coinstantaneous adj.
eş zamanlı synchronal adj.
eş zamanlı synchronistic adj.
eş zamanlı concurrently adv.
eş zamanlı simultaneously adv.
Technical
eş zamanlı simultaneous adj.
Medical
eş zamanlı comorbid adj.
Food Engineering
eş zamanlı tandem adj.
eş zamanlı simultaneous adj.
Engineering
eş zamanlı synchro adj.

Sens de "eş zamanlı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 151 résultat(s)

Turc Anglais
General
eş zamanlı değişim simultaneous change n.
eş zamanlı değişim contemporaneous change n.
eş zamanlı olmama nonsynchronization n.
eş zamanlı konuşma overtalk n.
eş zamanlı eylem concurrent n.
eş zamanlı süreç concurrent n.
eş zamanlı çaba concurrent n.
birden fazla görev veya işlemin eş zamanlı gerçekleştirildiği durum parallel n.
aynı unvan, hak veya mülkiyete eş zamanlı sahip olanların her biri coholder n.
eş zamanlı operasyon evresi phase n.
eş zamanlı yapılan yayın simulcast n.
eş zamanlı izleyiciler concurrent viewers n.
farklı zamanlarda meydana gelen olayların eş zamanlı gösterimi synchronism n.
eş zamanlı koordinasyon synchronizing n.
anlamı karıştırılan sözcüklerin eş zamanlı kullanımı synchysis n.
eş zamanlı operasyon düzenlemek organize simultaneous operations v.
programı birden fazla dağıtım kanalında eş zamanlı yayınlamak simulcast v.
eş zamanlı şey contemporary adj.
eş zamanlı olan concurrent adj.
eş zamanlı meydana gelen equitemporaneous adj.
eş zamanlı olan equitemporaneous adj.
eş zamanlı gerçekleşen corollary adj.
eş zamanlı yörüngede dolaşan uydu ile ilgili synchronous adj.
(uydu) eş zamanlı yörüngede dolaşan synchronous adj.
eş zamanlı olarak synchronously adv.
eş zamanlı anlamına gelen bir ön ek sym- pref.
eş zamanlı anlamına gelen bir ön ek syn- pref.
Phrasals
bir şeyi bir şeyle eş zamanlı olarak ayarlamak coordinate something with something v.
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı olarak okumak read along (with someone or something) v.
Phrases
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı in phase (with someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı/koordineli biçimde in sync (with someone or something) expr.
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı değil out of phase (with someone or something) [uk] adj.
Idioms
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı hareket etmemek be out of sync (with someone or something) v.
(bir şey) olarak iki işi/görevi eş zamanlı olarak yürütmek do double duty as (something) v.
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı hareket eden in lockstep (with someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı hareket etmeyen out of sync (with someone or something) expr.
Formal
(ölene ağıt yakarken) çok sayıda insanın eş zamanlı bağırmasıyla oluşan yüksek sesli feryat conclamation n.
Trade/Economic
paralel/eş zamanlı toplantı parallel meeting n.
paralel/eş zamanlı toplantı simultaneous meeting n.
borsa veya mal piyasasında farklı alım opsiyonlarının eş zamanlı alım satımı butterfly n.
Law
eş zamanlı iletim simultaneous transmission n.
Industry
eş zamanlı olarak birden fazla işveren için çalışma portfolio employment n.
eş zamanlı olarak birden fazla işveren için çalışan kimse portfolio worker n.
Media
eş zamanlı yayın simultaneous broadcast n.
eş zamanlı yayın simulcasting n.
eş zamanlı yayın simultaneous broadcasting n.
Technical
eş zamanlı işlem simultaneous operation n.
eş zamanlı dönüşüm concurrent conversion n.
eş zamanlı bant/görüntü işlem uygulaması synchronized tape/visual operating practice n.
eş zamanlı data hat kontrolü synchronous data link control n.
eş zamanlı optik ağ synchronous optical network n.
eş zamanlı uygulama concurrent application n.
eş zamanlı işlem concurrent operation n.
eş zamanlı çalışma concurrent execution n.
eş zamanlı performans simultaneous performance n.
yeni ürünleri gelişim aşamalarını eş zamanlı yürüterek tasarlama ve pazarlama yöntemi interactive engineering n.
Computer
eş (zamanlı)/birlikte tarama/göz atma co-browsing n.
eş zamanlı oynatma amacıyla ses ve görüntü verilerini birleştiren bir dosya formatı avi n.
eş zamanlı oynatma amacıyla ses ve görüntü verilerini birleştiren dosya formatını kullanan veri dosyası avi n.
bir işlemde yapılan değişikliklerin eş zamanlı olarak diğer işlemlerde nasıl görüneceğini belirleyen veri tabanı özelliği isolation n.
bilgisayar hafızasında eş zamanlı depolanan bilgisayar programı coresident n.
bir işlemin birden fazla işlemci tarafından eş zamanlı çalıştırılması predication n.
birden fazla işleme ait ve eş zamanlı (performans) parallel adj.
Telecom
analog eş zamanlı ses ve veri analogue simultaneous voice and data n.
bit eş zamanlı çalışma bit synchronous operation n.
çiftyönlu eş zamanlı çalışma two-way simultaneous operation n.
eş zamanlı ortadan kaldırıcı sync stripper n.
eş zamanlı optik şebeke synchronous optical network n.
eş zamanlı ağ synchronous network n.
eş zamanlı bilgisayar simultaneous computer n.
eş zamanlı çift yönlü zaman bölmesi time division duplex n.
eş zamanlı üreteç sync generator n.
eş zamanlı çoklu aramaların tek numaradan karşılanma hizmeti dial-it service n.
eş zamanlı çift yönlü iletişim duplex communication n.
eş zamanlı boş karakter synchronous idle character n.
eş zamanlı şifreli çalışma synchronous crypto-operation n.
eş zamanlı kanal sync channel n.
eş zamanlı veri hattı denetimi synchronous data link control n.
eş zamanlı veri ağı synchronous data network n.
eş zamanlı gürültü geçiti sync noise gate n.
eş zamanlı iletişim synchronous communication n.
eş zamanlı iletim synchronous transmission n.
eş zamanlı uçbirim synchronous terminal n.
eş zamanlı çift yönlü ayırma duplex separation n.
eş zamanlı sayısal sıradüzeni synchronous digital hierarchy n.
eş zamanlı çevirimiçi çevresel  işlemler simultaneous peripheral operations on line n.
hemen hemen eş zamanlı sayısal sıra düzeni plesiochronous digital hierarchy n.
ikili eş zamanlı haberleşme binary synchronous communication n.
karşılıklı eş zamanlı hale getirme mutual synchronization n.
karşılıklı eş zamanlı hale getirilmiş şebeke mutually synchronized network n.
sayısal eş zamanlı ses ve veri digital simultaneous voice and data n.
yarı eş zamanlı sayısal düzen plesiochhronous digital hierarchy n.
yere eş zamanlı yörünge geosynchronous orbit n.
eş zamanlı arama merkezi class n.
eş zamanlı çift yönlü duplex adj.
yerle eş zamanlı geo-synchronous adj.
yarı eş zamanlı çift yönlü half-duplex adj.
Construction
eş zamanlı sünme eğrileri isochronous creep curves n.
Marine
eş zamanlı doğrusal denklemler simultaneous linear equations n.
Medical
eş zamanlı mediastinoskopi simultaneous mediastinoscopy n.
eş zamanlı kemoradyoterapi concomitant chemoradiation n.
endometrial kanser ile eş zamanlı olarak izlenen appendiksin karsinoid tümörü coincidental carcinoid tumor of appendix and endometrial cancer n.
eş-zamanlı validasyon concurrent validation n.
mesane karsinomu ile eş zamanlı olarak saptanan insidental prostat adenokarsinomu incidental prostate adenocarcinoma detected synchronously with bladder carcinoma n.
birden fazla ilacın eş zamanlı uygulanması polypharmacy n.
eş-zamanlı concurrent adj.
Psychology
anlamsal olarak birbiri ile alakasız iki benzer olayın tesadüfen eş zamanlı gerçekleşmesi synchronicity n.
anlamsal olarak birbiri ile alakasız iki benzer olayın tesadüfen eş zamanlı gerçekleşmesi synchronism n.
Physiology
uyku sırasında gerçekleşen normal ve anormal fizyolojik aktivitelerin eş zamanlı ve sürekli takibi polysomnography n.
ses tellerinin eş zamanlı olarak iki farklı perdede ses üretmesi diplophonia n.
ses tellerinin eş zamanlı olarak iki farklı perdede ses üretmesi diphthongia n.
Pathology
çok sayıda sinüsün eş zamanlı şişmesi polysinositis n.
Printing
iki veya daha fazla sayıdaki rengi eş zamanlı olarak basabilen multicolored adj.
Food Engineering
eş zamanlı gelişme synchronized growth n.
eş zamanlı pcr real time-pcr n.
eş zamanlı gelişme synchronizing growth n.
Math
eş zamanlı (denklem) simultaneous adj.
Statistics
eş-zamanlı güven aralıkları simultaneous confidence intervals n.
eş-zamanlı varyans oranı sınaması simultaneous variance ratio test n.
eş-zamanlı hoşgörü aralıkları simultaneous tolerance intervals n.
eş-zamanlı denklemler modeli simultaneous equations model n.
eş-zamanlı ayırma aralıkları simultaneous discrimination intervals n.
eş-zamanlı tahmin simultaneous estimation n.
Physics
birkaç sayma tüpünün muhtemelen aynı iyonlaştırıcı parçacığın geçişini eş zamanlı olarak göstermesi coincidence n.
Biology
hücre genomundan transkripsiyonla oluşan mrna transkriptlerinin eş zamanlı incelenmesi transcriptomic n.
deuteromycota alt bölümü ile eş zamanlı bulunan bir mantar sınıfı class deuteromycetes n.
deuteromycota alt bölümü ile eş zamanlı bulunan bir mantar sınıfı deuteromycetes n.
Biochemistry
eş zamanlı olmayan asynchronous adj.
Botanic
eş zamanlı olgunlaşan organ ve pistillere sahip olma homogamy n.
madımakgiller ile eş zamanlı bir bitki polygonales n.
organ ve pistilleri eş zamanlı olgunlaşan homogamous adj.
Education
lisans ve yüksek lisans diplomasını eş zamanlı alma accumulation n.
eş zamanlı çalışma ve okuma parallel-time co-op n.
lisans ve yüksek lisans diplomasını eş zamanlı alma accumulation of degrees n.
eş zamanlı bağlayıcı ders corequisite n.
Literature
eş zamanlı anlatım simultaneous narration n.
eş zamanlı anlatı concurrent narration n.
Linguistics
ünlü harfin telaffuzunda dilin geriye kıvrılmasından ötürü oluşan eş zamanlı r sesi r-color n.
ünlü harfin telaffuzunda dilin geriye kıvrılmasından ötürü oluşan eş zamanlı r sesi r-colour n.
Meteorology
eş zamanlı fırtına gelişim eğrisi isobront n.
eş zamanlı fırtına gelişim eğrisi isobronton n.
Geology
eş zamanlı oluşan connate adj.
Military
(daha detaylı olay kaydı tutmak için) sabit açıda üç veya daha fazla kamera düzeneğiyle eş zamanlı çekilen fotoğraf fan camera photography n.
eş zamanlı yörünge synchronous orbit n.
Football
top kapma sonucu gerçekleşen eş zamanlı pozisyon değişimi shift n.
Music
iki sesi eş zamanlı olarak etkileyen füg double fugue n.
(eserde) zıt ritimlerin eş zamanlı kombinasyonu polyrhythm n.
birincil olanla eş zamanlı çalınan ek melodi countermelody n.
(müziğin farklı bölümlerinde) eş zamanlı birden fazla ritmi olan polyrhythmic adj.
Engineering
eş zamanlı anlamına gelen bir ön ek synchro- pref.
Paleontology
cycadofilicales takımı ile eş zamanlı nesli tükenmiş fosil bir açık tohumlu bitki şubesi pteridospermaphyta n.