elverişli - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

elverişli



Sens de "elverişli" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 71 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
elverişli favorable adj.
elverişli sufficient adj.
elverişli convenient adj.
elverişli suitable adj.
elverişli adequate adj.
General
elverişli strategic adj.
elverişli practical adj.
elverişli opportune adj.
elverişli eligible adj.
elverişli well adj.
elverişli fit adj.
elverişli streamlined adj.
elverişli auspicious adj.
elverişli serviceable adj.
elverişli prosperous adj.
elverişli favourable adj.
elverişli sufficient adj.
elverişli usable adj.
elverişli handy adj.
elverişli suitable adj.
elverişli propitious adj.
elverişli susceptible adj.
elverişli convenient adj.
elverişli practicable adj.
elverişli workable adj.
elverişli right adj.
elverişli transitable adj.
elverişli fitting adj.
elverişli efficient adj.
elverişli feasible adj.
elverişli admittable adj.
elverişli admittible adj.
elverişli agible adj.
elverişli towardly adj.
elverişli toward adj.
elverişli easy adj.
elverişli made adj.
elverişli viable adj.
elverişli bening adj.
elverişli bright adj.
elverişli gain [dialect] [uk] adj.
elverişli decent adj.
elverişli commode [obsolete] adj.
elverişli competible [obsolete] adj.
elverişli dexter [obsolete] adj.
elverişli inclinable adj.
elverişli digne adj.
elverişli clever [uk] adj.
elverişli feat [dialect] [uk] adj.
elverişli felicitous adj.
elverişli fittable adj.
elverişli pliant adj.
elverişli serendipitous adj.
elverişli fortunate adj.
elverişli sleek adj.
elverişli streamline adj.
elverişli suffisant adj.
elverişli in place adv.
Trade/Economic
elverişli advantageable adj.
elverişli sound adj.
elverişli serviceable adj.
elverişli advantageous adj.
elverişli dependable adj.
Technical
elverişli agible adj.
elverişli convenient adj.
elverişli workable adj.
elverişli practicable adj.
Construction
elverişli advantageable adj.
elverişli advantageous adj.
Latin
elverişli bon adj.
Archaic
elverişli boon adj.

Sens de "elverişli" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 377 résultat(s)

Turc Anglais
General
belki doğru olmayan fakat elverişli bir çare expedient n.
yatak veya yastığın yüzünü yapmaya elverişli kumaş ticking n.
emzirmeye elverişli dönem lactation period n.
elverişli bir çare expedient n.
belki doğru olmayan fakat elverişli bir çareye başvurma expedience n.
elverişli pozisyon favorable position n.
elverişli durum opportunity n.
para taşımaya elverişli kuşak money belt n.
içmeye ya da banyo etmeye elverişli doğal su kaynağı spa n.
elverişli bir çareye başvurma expedience n.
hayvanların su içmesine elverişli yer watering hole n.
hayvanların su içmesine elverişli yer watering place n.
dağın tırmanmaya elverişli yamacı scalable slope of a mountain n.
elverişli koşul favourable condition n.
elverişli koşul convenient condition n.
elverişli koşul suitable condition n.
askerliğe elverişli değil unfit for military service n.
askerliğe elverişli değil inconvenient for military service n.
kağıt yapmaya elverişli odun pulpwood n.
tarıma elverişli duruma getirme reclamation n.
elverişli zaman opportunity n.
kurutmaya elverişli sebzeler/bakliyat pulse vegetables n.
bir şeyi yapmak için elverişli zaman bölümü window n.
elverişli ortam suitable environment n.
pürüzlü yüzeye sürtüldüğünde yanabilen, ahşap ve gaz sobasını tutuşturmaya elverişli ahşap kibrit kitchen match n.
kolda veya bacakta bulunan, madde enjekte etmek için elverişli ana damar main-line n.
hayvan otlatmaya elverişli yeşillik graze n.
elverişli olma opportunity n.
satışa elverişli olmayan ticari mal drug n.
elverişli pozisyon favourable position n.
çalışmaya elverişli olup olmadığını gösteren doktor raporu fit note n.
yangına elverişli bina firetrap n.
hayvan otlatmaya veya ekip biçmeye elverişli olan açık alan park [dialect] n.
park olarak kullanılmaya elverişli, ağaç ve çalı öbekleri bulunan ekili arazi parkland n.
tarıma elverişli ülke plough n.
tarıma elverişli ülke plow n.
kurtarma harekatlarına elverişli unsurların bulunduğu birim ve tesisler secondary rescue facilities n.
(belirsiz büyüklükte) tarıma elverişli arazi selion n.
kızak kullanımına elverişli koşullar sledding n.
daha elverişli durumda olmak have the inside track v.
bir yerden çıkarılıp başka bir yere dikilmeye elverişli olmak (bitki) transplant v.
elverişli yapmak reclaim v.
elverişli olmak lend to v.
elverişli hale getirmek make something eligible v.
elverişli olmak be available v.
elverişli olmak be convenient v.
elverişli olmak be suitable v.
askerliğe elverişli olmamak unfit for military service v.
askerliğe elverişli olmak fit for military service v.
askerliğe elverişli olmamak be inconvenient for military service v.
-e elverişli olmak lend itself to v.
elverişli olmak come in handy v.
elverişli olmak lend itself to be suitable for v.
elverişli olmak be suited to v.
elverişli olmak be appropriate for v.
elverişli olmak be applicable for v.
elverişli olmak be conducive to v.
tarıma elverişli kılmak tame v.
sahnelenmeye elverişli olmak act v.
elverişli rüzgardan kopmak belee [obsolete] v.
daha elverişli hale gelmek brighten v.
elverişli pozisyonu terk etmeye zorlamak dislodge v.
elverişli duruma getiren favouring v.
elverişli duruma getiren favoring v.
(rüzgar) elverişli şekilde esmek present [obsolete] v.
elverişli olmak seem [obsolete] v.
resim konusu olmaya elverişli picturesque adj.
gidiş gelişe elverişli navigable adj.
oturmaya elverişli residential adj.
yazıta elverişli lapidary adj.
uçuşa elverişli flyable adj.
her havaya elverişli all weather adj.
deniz taşıtlarının seyrine elverişli navigable adj.
yıkanmaya elverişli washable adj.
yürümeye elverişli walkable adj.
yola elverişli roadworthy adj.
oturmaya elverişli inhabitable adj.
okumaya elverişli reading adj.
nefes almaya elverişli breathable adj.
uçuşa elverişli flightworthy adj.
koşmaya elverişli running adj.
denize elverişli seaworthy adj.
deniz taşıtlarının seyrine elverişli olmayan nonnavigable adj.
okyanus yolculuğuna elverişli oceangoing adj.
tırmanmaya elverişli scalable adj.
seyahat etmeye elverişli travellable adj.
gezmeye elverişli travellable adj.
askerliğe elverişli fit for military service adj.
(kullanıma) elverişli available adj.
tarıma elverişli arable adj.
her havaya elverişli all-weather adj.
ağır iş için elverişli heavy-duty adj.
oturmaya elverişli habitable adj.
yaşamaya elverişli livable adj.
yaşamaya elverişli life-hospitable adj.
yemeye elverişli comestible adj.
uçmaya elverişli olmayan unairworthy adj.
gebeliğe elverişli conceptive adj.
kabule elverişli acceptable adj.
yaşamaya elverişli liveable adj.
okumaya elverişli suitable for reading adj.
okumaya elverişli readable adj.
tarıma elverişli hale getirilebilir reclaimable adj.
üzerinde sürmeye elverişli rideable adj.
yüzmeye elverişli natatory adj.
elverişli olmayan nonpractical adj.
elverişli olmayan nonviable adj.
elverişli olmayan unaccommodating adj.
aşırı elverişli ultraconvenient adj.
nefes almaya elverişli olmayan unbreathable adj.
elverişli olmayan uncovenable adj.
toprağı işlemeye elverişli olmayan uncultivable adj.
toprağı sürmeye elverişli olmayan uncultivable adj.
toprağı işlemeye elverişli olmayan uncultivatable adj.
toprağı sürmeye elverişli olmayan uncultivatable adj.
uçuşa elverişli olmayan unflyable adj.
reform yapmaya elverişli olmayan unredeemable adj.
gidiş gelişe elverişli olmayan unvoyageable adj.
sadece iyi havada elverişli fair-weather adj.
konak olmaya elverişli hostly adj.
ticarete elverişli business adj.
işe elverişli businesslike adj.
elverişli durumda ripe adj.
yalnızca bolluk zamanındayken ve zorluk veya tehlike yokken faal, etkili, elverişli veya sadık olan fair-weather adj.
otlatmaya elverişli grazeable adj.
otlatmaya elverişli grazable adj.
büyümeye elverişli growthy adj.
kızarmaya elverişli roasting adj.
yaşamaya elverişli domestic adj.
ikamete elverişli olmayan inhabitable [obsolete] adj.
uçmaya elverişli fledge [obsolete] adj.
uçmaya elverişli flidge adj.
kazıya elverişli fodient adj.
çalışmaya elverişli pragmatical [obsolete] adj.
parmakları jonglörlüğe elverişli olan prestidigital adj.
elverişli bir şekilde eligibly adv.
elverişli bir şekilde expediently adv.
ikamete elverişli bir şekilde habitably adv.
elverişli bir şekilde handily adv.
elverişli bir durumda under favorable circumstances adv.
elverişli bir biçimde serviceably adv.
elverişli şekilde eligibly adv.
elverişli olarak auspiciously adv.
elverişli bir şekilde handy [dialect] adv.
elverişli olarak fair adv.
elverişli bir şekilde gainly [dialect] adv.
elverişli şekilde feasibly adv.
-e elverişli for prep.
Phrasals
için elverişli olmak qualify for v.
için elverişli hale getirmek qualify for v.
(birini/bir şeyi bir şeye) elverişli/yatkın kılmak predispose (someone or something) to (something) v.
Phrases
(bir şeye) elverişli olmayan unsusceptible of (something) adj.
elverişli alan (mekan) temel alınarak on space available basis expr.
elverişli alan bazında on space available basis expr.
Colloquial
yeri rahat, elverişli, yakın olmak be well, ideally, better placed for something/to do something v.
oldukça elverişli superconvenient adj.
(bir şey) elverişli olursa (something) permitting expr.
Idioms
kazaya elverişli kavşak black spot n.
elverişli hava/hava şartları queen's weather n.
elverişli bir konum a place in the sun n.
elverişli bir konum one's place in the sun n.
çok elverişli/iyi durumda olmak have an easy time of it v.
çok elverişli/iyi konumda olmak have an easy time of it v.
hata yapmaya elverişli zor/tehlikeli bir durumun içerisinde olmak tread/walk a fine line v.
hata yapmaya elverişli zor/tehlikeli bir durumun içerisinde olmak tread/walk a thin line v.
elverişli olmak meet the case v.
elverişli bir durumda/konumda olmak be well placed v.
ideal, elverişli bir konumda olmak be well, ideally, better placed for something/to do something v.
durum elverişli the word is go expr.
Trade/Economic
bozulmaya elverişli eşya unapproved merchandise n.
elverişli senet eligible paper n.
elverişli kambiyo favorable exchange n.
elverişli kambiyo favourable exchange n.
hasara elverişli eşya unapproved merchandise n.
taşımacılığa elverişli nehir veya su kanalı fairway n.
toprağı tarıma elverişli duruma getirme reclamation n.
tarıma elverişli arazi arable land n.
vergiye elverişli kıymet rateable value n.
satışa elverişli olmama unsaleability n.
açık denize çıkmaya elverişli seagoing adj.
en elverişli optimum adj.
gemi seferine elverişli navigable adj.
seyrüsefere elverişli navigable adj.
satışa elverişli salable adj.
satışa elverişli saleable adj.
Law
(eski ingiliz hukukunda) ormancıların orman sınırları dahilinde yiyecek, içecek ve barınma talep hakkına elverişli arazi terra putura n.
elverişli kanıt proper evidence n.
hakimiyet kurulmaya elverişli olma suitability for possession n.
ikamete elverişli habitable adj.
yasal açıdan ticarete elverişli legal-for-trade adj.
Industry
satışa elverişli (ürün) marketable adj.
Insurance
geminin denize elverişli olmaması unseaworthiness n.
geminin denize elverişli olması seaworthiness n.
varış limanının buzlanma nedeniyle malın boşaltılmasına elverişli olmaması dolayısıyla geminin en yakın bir diğer limanda malı boşaltabilmesi için yön değiştirmesine izin veren hüküm ice deviation clause n.
denize elverişli olmayan not fit to sail on the sea adj.
denize elverişli olmayan not seaworthy adj.
Technical
tarıma elverişli yapan kimse/araç reclaimer n.
elverişli durum occasion n.
elverişli hava workable weather n.
elverişli toprak nemi available soil moisture n.
kutu yapımına elverişli karton box board n.
tarha elverişli fidanlar bedding plants n.
dinklemeye elverişli millable adj.
ikamete elverişli habitable adj.
uçuşa elverişli airworthy adj.
Telecom
yüksek elverişli high availability adj.
Textile
koşmaya elverişli run-resist adj.
Construction
yaşamaya elverişli dairelerden oluşan bina apartment building n.
yaşamaya elverişli dairelerden oluşan bina block of flats n.
yaşamaya elverişli dairelerden oluşan bina apartment house n.
Woodworking
cilaya elverişli ağaç fine-grained wood n.
Automotive
yola elverişli olmama (taşıt) unroadworthiness n.
yola elverişli olmayan (taşıt) unroadworthy adj.
Transportation
ulaşıma elverişli boğaz veya nehir thoroughfare n.
gidiş gelişe elverişli olmayan unnavigable adj.
gemi seferine elverişli olmayan unnavigable adj.
deniz taşıtlarının seyrine elverişli olmayan unnavigable adj.
Aeronautic
manevra yapmaya elverişli yükseklik flying height n.
uçuşa elverişli gün sayısı number of flightworthy days n.
uçuşa elverişli hava flying weather n.
(uçak) uçuşa elverişli airworthy adj.
uçuşa elverişli flightworthy adj.
uçuşa elverişli flight-worthy adj.
uçmaya elverişli airworthy adj.
Marine
denize elverişli trim maddesi seaworthy trim clause n.
denize elverişli trim klozu seaworthy trim clause n.
güneşlenmeye elverişli güverte sun deck n.
sefere elverişli gemi good ship n.
suyolu (seyre elverişli) waterway n.
yüke ve sefere elverişli gemi good ship n.
araçların doğrudan girip çıkabilmelerine elverişli feribot veya yük gemisi roll-on/roll-off n.
araçların doğrudan girip çıkabilmelerine elverişli deniz aracı roll-on-roll-off n.
seyrüsefere elverişli denize açılan kanal sea gate n.
açık denizde seyretmeye elverişli tekne veya gemi seaboat n.
açık deniz gemiciliğine elverişli derin iç su yolu seaway n.
açık denize çıkmaya elverişli seafaring adj.
açık denize çıkmaya elverişli oceangoing adj.
açık denize çıkmaya elverişli seagoing adj.
açık denize çıkmaya elverişli (gemi) seagoing adj.
açık ve elverişli (hava) large adj.
deniz taşıtlarının seyrine elverişli navigable adj.
gemilerin işlemesine elverişli navigable adj.
yüke elverişli cargoworthy adj.
denize elverişli wholesome [obsolete] adj.
gemi seyahatine elverişli (akıntı, rüzgar) fair adj.
açık denizde kullanmaya elverişli sea adj.
açık denizde seyretmeye elverişli sea adj.
denize elverişli (gemi) snug adj.
Medical
tedaviye elverişli treatable adj.
yaşayan bir bedeni büyüme, işlevsel değişim veya iyileşme için herhangi bir kaynak sağlamadan stabil şartlarda tutmaya elverişli maintenance adj.
Psychology
transfere elverişli işlem transfer-appropriate processing n.
istismara elverişli abuse-liable adj.
Physiology
hamileliğe elverişli dönem fertile period n.
hamileliğe elverişli dönem fertile phase n.
Printing
üzerine yazı yazmaya elverişli kayrak taşı grapholite n.
Statistics
elverişli örnekleme convenience sampling n.
Biology
biyolojik bir organizmaya canlı kalmasına elverişli bir ortam sağlayan kap bio-pak n.
gelişmeye elverişli bölge breeding-ground n.
hayvan veya bitkinin yaşaması için en elverişli ortam element n.
gelişme ve üremeye en elverişli koşul optimum n.
Marine Biology
tüm tropik ve alt tropik sularda görülebilen av sporuna elverişli büyük bir balık pompano dolphinfish (coryphaena equiselis) n.
hint-pasifik bölgesinin tropik kısımlarında yaşayan, yenilebilir ve av sporuna elverişli, istavritgiller familyasına ait chorinemus cinsi çeşitli büyük balıklara verilen ad queenfish n.
kuzey ve güney amerika'nın atlantik kıyılarına özgü, av sporuna elverişli, kuyruğunun başlangıç kısmında siyah bir benek bulunan bakır rengi büyük bir kaya balığı red drum (sciaenops ocellatus) n.
pasifik okyanusu'na özgü av sporuna elverişli büyük bir merlin balığı black marlin (makaira mazara) n.
pasifik okyanusu'na özgü av sporuna elverişli büyük bir merlin balığı black marlin (makaira marlina) n.
pasifik okyanusu'na özgü av sporuna elverişli büyük bir merlin balığı makaira mazara n.
pasifik ve hint okyanuslarına özgü, koyu mavi dikey şeritleri bulunan av sporuna elverişli yemeklik bir merlin balığı makaira mitsukurii n.
pasifik ve hint okyanuslarına özgü, koyu mavi dikey şeritleri bulunan av sporuna elverişli yemeklik bir merlin balığı striped marlin (tetrapturus audax) n.
dik burunlular takımına mensup avcılık sporuna elverişli, mavi veya mavi-gri renklerde güçlü ve hareketli bir köpek balığı mako (isurus oxyrinchus) n.
dik burunlular takımına mensup avcılık sporuna elverişli, mavi veya mavi-gri renklerde güçlü ve hareketli bir köpek balığı mako shark (isurus oxyrinchus) n.
dik burunlular takımına mensup avcılık sporuna elverişli, mavi veya mavi-gri renklerde güçlü ve hareketli bir köpek balığı mako (isurus glaucus) n.
dik burunlular takımına mensup avcılık sporuna elverişli, mavi veya mavi-gri renklerde güçlü ve hareketli bir köpek balığı mako shark (isurus glaucus) n.
dik burunlular takımına mensup avcılık sporuna elverişli, mavi veya mavi-gri renklerde güçlü ve hareketli bir köpek balığı mako (isurus oxyrhynchus) n.
dik burunlular takımına mensup avcılık sporuna elverişli, mavi veya mavi-gri renklerde güçlü ve hareketli bir köpek balığı mako shark (isurus oxyrhynchus) n.
dik burunlular takımına mensup avcılık sporuna elverişli, mavi veya mavi-gri renklerde güçlü ve hareketli bir köpek balığı bonito shark (isurus glaucus) n.
dik burunlular takımına mensup avcılık sporuna elverişli, mavi veya mavi-gri renklerde güçlü ve hareketli bir köpek balığı blue pointer (isurus glaucus) n.
abd'nin doğu kıyılarında yer alan cod burnu ve florida arasındaki sularda yaşayan, av sporuna elverişli sofralık bir deniz balığı gray weakfish (cynoscion regalis) n.
levrekgiller familyasına mensup, av sporuna elverişli büyük bir sofralık balık cobia n.
levrekgiller familyasına mensup, av sporuna elverişli büyük bir sofralık balık cabio n.
levrekgiller familyasına mensup, av sporuna elverişli büyük bir sofralık balık rachycentron canadum n.
avustralya'nın doğu sahillerinde yaşayan, av sporuna elverişli koyu renkli yemeklik bir balık black bream n.
avustralya'nın doğu sahillerinde yaşayan, av sporuna elverişli koyu renkli yemeklik bir balık chrysophrys australis n.
avustralya'nın doğu sahillerinde yaşayan, av sporuna elverişli koyu renkli yemeklik bir balık acanthopagrus australis n.
avustralya'nın nehirlerinde ve gelgitsel derelerde yaşayan, av sporuna elverişli yırtıcı bir yemeklik balık mangrove jack n.
av kurallarına göre av sporuna elverişli olmadığı belirtilen küçük balık minnow n.
av sporuna elverişli selene cinsi bir balık moonfish n.
levrekgiller familyasına mensup, av sporuna elverişli büyük bir sofralık balık sergeant n.
levrekgiller familyasına mensup, av sporuna elverişli büyük bir sofralık balık sergeantfish n.
avlanmaya elverişli (bölge vb) fishable adj.
Astronomy
gezegendeki yaşama elverişli koşullara sahip bölge comfort zone n.
gezegendeki yaşama elverişli koşullara sahip bölge habitable zone n.
gezegendeki yaşama elverişli koşullara sahip bölge goldilocks zone n.
galaksinin yaşama elverişli bölgesi galactic habitable zone n.
yaşama elverişli gezegen habitable world n.
yaşama dünya'dan daha elverişli olan varsayımsal ötegezegenler superhabitable planet n.
Zoology
ayakları zıplamaya elverişli saltigrade adj.
uçmaya elverişli fledged adj.
Botanic
tohumlanmaya elverişli germinativa n.
tohumlanmaya elverişli germinativum n.
yemeye elverişli tatlı taneler vermesi için geliştirilmiş mısır bitkisi sweet corn (zea saccharata) n.
yemeye elverişli tatlı taneler vermesi için geliştirilmiş mısır bitkisi sweet corn (zea mays rugosa) n.
yemeye elverişli tatlı taneler vermesi için geliştirilmiş mısır bitkisi sweet corn plant (zea mays rugosa) n.
yemeye elverişli tatlı taneler vermesi için geliştirilmiş mısır bitkisi sweet corn plant (zea saccharata) n.
yemeye elverişli tatlı taneler vermesi için geliştirilmiş mısır bitkisi green corn (zea mays rugosa) n.
yemeye elverişli tatlı taneler vermesi için geliştirilmiş mısır bitkisi green corn (zea saccharata) n.
inşaat temelinde kullanılmaya elverişli ağır, sert ve kompakt bir ahşabı olan, güney amerika'ya özgü eschweilera cinsi bir ağaç matamata n.
avrupa'da yetişen ve hayvan otlatmaya elverişli çok yıllık bir dağ çimeni moor grass n.
avrupa'da yetişen ve hayvan otlatmaya elverişli çok yıllık bir dağ çimeni moor grass n.
avrupa'da yetişen ve hayvan otlatmaya elverişli çok yıllık bir dağ çimeni flying bent n.
avrupa'da yetişen ve hayvan otlatmaya elverişli çok yıllık bir dağ çimeni molina coerulea n.
britanya'nın çayırlarında yetişen, hasır örgüsü yapmaya elverişli ve dayanıklı bir ot goldseed n.
dokumaya elverişli bitki lifi pita n.
dokumaya elverişli lif elde edilen bitki pita n.
Agriculture
elverişli toprak nemi available soil moisture n.
tarıma elverişli arazi tillage n.
tarıma elverişli arazi plowland n.
tarıma elverişli arazi farmland n.
tarıma elverişli arazi tilth n.
tarıma elverişli arazi ploughland n.
tarıma elverişli toprak arable soil n.
tarha elverişli fidan bedding plant n.
tarıma elverişli arazi cultivated land n.
tarıma elverişli arazi arable land n.
tarıma elverişli arazi tilled land n.
tarıma elverişli arazi aration n.
(ürünün yetişmesine) elverişli olmak carry v.
tarıma elverişli tillable adj.
tarıma elverişli arable adj.
tarıma elverişli olmayan nonarable adj.
tarıma elverişli araziye katkı sağlayan aratory adj.
tarıma elverişli manurable adj.
Tobacco
işlenebilmesi için kurutulmuş tütünün nemlendirilip yumuşatılması için elverişli olan nemli hava dönemi damp n.
Social Sciences
elverişli ortam enabling environment n.
Environment
çevre yönünden elverişli enerji seçenekleri environmentally favorable energy options n.
inşaata elverişli alan buildable area n.
tarıma elverişli hale getirilen ormanlık alan sart n.
Geography
hawaii'nin merkezinde maui'nin batısında yer alan, ananas yetiştiriciliğine elverişli ada lanai island n.
hawaii'nin merkezinde maui'nin batısında yer alan, ananas yetiştiriciliğine elverişli ada lanai n.
Meteorology
suyu dalgalandırarak uskumru yakalamaya elverişli hale getiren rüzgar mackerel gale n.
Geology
inşaata elverişli buildable adj.
Military
muvazzaf ordu için elverişli olmayan (yaralı, hasta vb.) asker/denizci noneffective n.
bozulmaya elverişli ikmal maddeleri perishable supplies n.
bozulmaya elverişli maddeler perishable items n.
bozulmaya elverişli maddeler perishables n.
hizmete elverişli ikmal maddeleri serviceable supplies n.
hava harita yapımına elverişli fotoğraf kamerası air survey-cartographic camera n.
hizmete elverişli ordu malı serviceable property n.
müşterek hizmete elverişli maddeler combined common user items n.
muharebeye elverişli madde combat serviceable n.
muharebeye elverişli madde combat serviceable item n.
seyrüsefere elverişli su yolu fairway n.
uçuşa elverişli flight worthy n.
bir galerinin zemininde veya kapının üzerinde, hücum eden düşmanı vurmaya elverişli açıklık machicolation n.
askeri hizmete elverişli veya ordu için gerekli olan insan gücü manpower n.
askerliğe elverişli olmak be eligible for military service v.
askerliğe elverişli olmak be eligible to serve in the military v.
askerliğe elverişli olmamak be not eligible to serve in the military v.
askerliğe elverişli olmamak be ineligible to serve in the military v.
askerliğe elverişli olmamak be not eligible for military service v.
askerlik yapmaya elverişli olmamak be not eligible to serve in the military v.
askerlik yapmaya elverişli olmamak be ineligible to serve in the military v.
askerlik yapmaya elverişli olmamak be not eligible for military service v.
hizmete elverişli serviceable adj.
havada harekata elverişli airworthy adj.
hedefe elverişli lucrative adj.
Golf
golf sopasını kavramaya elverişli eldiven golf glove n.
Sport
(golfte) kum çukurundaki konumlarda topu kaldırmaya elverişli sopa sand wedge n.
eskrimin sekiz temel pozisyonundan atağa elverişli olan yedincisi septime n.
Archaic
elverişli olmak effeir v.
elverişli hale getirilmiş redeemed adj.
gemi seferine elverişli wholesome adj.
Engineering
360 dereceli açıdan gelen sesleri almaya elverişli (mikrofon) omnidirectional adj.
Ornithology
av yakalamaya elverişli raptorial adj.
av yakalamaya elverişli raptorious [obsolete] adj.
Entomology
(böcek bacakları) kazmaya elverişli fossorious adj.
Slang
kolda veya bacakta madde enjekte etmek için elverişli ana damar main line n.
Metallurgy
kısmen kusurlu ama satılmaya elverişli teneke second n.