fayda sağlamak - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

fayda sağlamak



Sens de "fayda sağlamak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 17 résultat(s)

Turc Anglais
General
fayda sağlamak court v.
fayda sağlamak gain favor v.
fayda sağlamak cash on v.
fayda sağlamak avail v.
fayda sağlamak advantage v.
fayda sağlamak enure v.
fayda sağlamak inure v.
fayda sağlamak benefit v.
fayda sağlamak grace [obsolete] v.
fayda sağlamak pounce v.
fayda sağlamak prevail [obsolete] v.
fayda sağlamak subminister v.
Phrasals
fayda sağlamak gain from (something) v.
fayda sağlamak gain upon v.
Colloquial
fayda sağlamak vaunce [obsolete] v.
Archaic
fayda sağlamak bestead v.
fayda sağlamak vail v.

Sens de "fayda sağlamak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 33 résultat(s)

Turc Anglais
General
kendine fayda sağlamak serve one's self of v.
… olarak fayda sağlamak make v.
bir şeyden fayda sağlamak pounce v.
karmaşık bir durumdan fayda sağlamak fish in troubled waters v.
Phrasals
fayda sağlamak için olumsuz bir durumu kabul etmek lean into v.
(birinden/bir şeyden) kendine fayda sağlamak feed off (of) (someone or something) v.
bir şeyden bir fayda sağlamak gain something from something v.
bir şeyden fayda/yarar sağlamak gain from something v.
fayda sağlamak amacıyla yakınlık göstermek cozy up v.
fayda sağlamak amacıyla (birine/bir şeye) yakınlık göstermek cozy up (to someone or something) v.
-den fayda sağlamak gain from v.
(bir şeyden) fayda sağlamak trade on (something) v.
Colloquial
(bir şey yapmak birine) yarar/fayda sağlamak behoove (one) to (do something) v.
haksız fayda sağlamak put it to v.
(birinden) haksız fayda sağlamak put it to (someone) v.
birinden haksız fayda sağlamak jerk over v.
kısmi bir fayda sağlamak only do so much v.
sadece küçük bir fayda sağlamak only do so much v.
Idioms
(bir şeyden) fayda sağlamak get the advantage of (something) v.
birisine fayda sağlamak amacıyla yakınlık göstermek cosy up to v.
birisine fayda sağlamak amacıyla yakınlık göstermek cozy up to v.
düşen insandan fayda sağlamak fish in troubled waters v.
biri/bir şey üzerinden fayda sağlamak get one over on somebody/something v.
biri/bir şey üzerinden fayda sağlamak put one over on somebody/something v.
yapmak birine yarar/fayda sağlamak behoove one to do v.
başkasının üstünden geçinmek/fayda sağlamak get/take a free ride v.
biri/bir şey üzerinden fayda sağlamak get/put one over on somebody/something v.
(bir şeyden) daha fazla fayda sağlamak have the best of (something) v.
(birinden/bir şeyden) fayda/yarar/çıkar sağlamak take advantage of (someone or something) v.
(bir şeyden) fayda sağlamak turn (something) to account v.
(bir şeye) fayda sağlamak için dahil olmuş in (something) for (someone) expr.
Formal
yeniden fayda sağlamak re-avail v.
Law
(hükümet) zenginlere vergi yükleyerek halka fayda sağlamak churn v.