görüşme - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

görüşme



Sens de "görüşme" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 44 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
görüşme interview n.
görüşme meeting n.
General
görüşme disceptation n.
görüşme discussion n.
görüşme talk n.
görüşme debate n.
görüşme dialoguing n.
görüşme rap n.
görüşme conference n.
görüşme discussing n.
görüşme hearing n.
görüşme intercourse n.
görüşme disputation n.
görüşme deliberation n.
görüşme bargaining n.
görüşme contact n.
görüşme parley n.
görüşme negotiation n.
görüşme negotiating n.
görüşme conversation n.
görüşme concilium n.
görüşme dialoging n.
görüşme tractation [obsolete] n.
görüşme emparlance [obsolete] n.
görüşme emparlaunce n.
görüşme eventilation n.
görüşme korero n.
görüşme broking [obsolete] n.
görüşme audience n.
Colloquial
görüşme pow-wow n.
Trade/Economic
görüşme bargaining n.
görüşme negotiation n.
görüşme meeting n.
Law
görüşme debate n.
görüşme deliberation n.
görüşme parliament n.
Politics
görüşme conference n.
görüşme negotiation n.
görüşme intercourse n.
görüşme parley n.
görüşme debate n.
Telecom
görüşme mtng (meeting) abrev.
Psychology
görüşme interview n.
Linguistics
görüşme interview n.

Sens de "görüşme" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 173 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
görüşme yapmak meet v.
General
şehirlerarası görüşme long distance call n.
resmi görüşme official relation n.
işverenle işçi temsilcileri arasında toplu görüşme collective bargaining n.
halka açık görüşme public audience n.
görüşme (milletvekilinin seçim bölgesinde kendi seçmenleriyle yaptığı) surgery n.
görüşme imkanı (biriyle) access to n.
resmi görüşme official call n.
özel görüşme tete a tete n.
toplu görüşme panel n.
bireysel görüşme individual interview n.
görüşme odası visiting room n.
görüşme süresi length of interview n.
resmi görüşme audience n.
görüşme yapan kimse interviewer n.
konferans görüşme conference calling n.
yüzyüze görüşme face to face meeting n.
ilk görüşme first interview n.
ilk görüşme first date n.
ikili görüşme bilateral discussion n.
teklif verme ve görüşme evresi bidding and negotiating phase n.
uzun görüşme long interview n.
uzun görüşme long discussion n.
yüzyüze görüşme face-to-face meeting n.
yarı yapılandırılmış görüşme semi-structured interview n.
ön görüşme pre-interview n.
görüşme evresi negotiation phase n.
görüşme önerisi overtures n.
görüşme salonu parlour n.
kısa görüşme word n.
görüşme ücreti call charge n.
görüşme ücreti call toll charge n.
görüşme ücreti call toll n.
görüşme ücreti call fee n.
yüzyüze görüşme yöntemi face-to-face interview method n.
sesli görüşme voice call n.
(yüz yüze/bire bir) görüşme zamanı face time n.
görüşme kılavuzu interview guide n.
kılavuzlu görüşme guided interview n.
dahili (iç) görüşme (şirket/aile içi) internal discussion n.
görüşme salonu parlor n.
kısa bir ön görüşme brief preliminary interview n.
kısa bir ön görüşme a brief pre-interview n.
şaibeli toplantılar yapılıp el altından kararlar alınan görüşme yeri backroom n.
kısa görüşme face time n.
önemli biriyle yapılan kısa görüşme face time n.
toplu görüşme collective bargaining n.
görüşme yapılan kimse interview n.
farklı ailelerin küçük çocuklarının birlikte oynaması için ayarladıkları görüşme play date n.
farklı ailelerin küçük çocuklarının birlikte oynaması için ayarladıkları görüşme playdate n.
ateşkes sırasında düşmanla yapılan sözlü görüşme parley n.
ön görüşme prenegotiation n.
(soruşturma amaçlı) gayriresmi görüşme inquest n.
görüşme yapmak lobby v.
görüşme yapmak have an interview v.
görüşme yapmak meet v.
görüşme yapmak have a talk v.
ile görüşme yapmak interview v.
görüşme amacıyla birisi ile odaya kapanmak be closeted with v.
görüşme yapmak treat with v.
görüşme masasına oturmak sit down at the negotiation table v.
görüşme yapmak interview v.
görüşme halinde olmak be in negotiation with v.
görüşme halinde olmak be in contact with v.
görüşme halinde olmak be engaged in talks v.
görüşme ayarlamak arrange a meeting v.
son bir görüşme için çağırmak call someone for a final interview v.
son bir görüşme için çağırmak call someone down for a final interview v.
görüşme halinde olmak be already engaged in talks with v.
görüşme(ler) ile ilgili negotiatory adj.
(görüşme için) müsait contactable adj.
resmi görüşme öncesi prenegotiation adj.
ileri bir görüşme için gün belirlemeden without day expr.
Phrasals
ile toplantı, etkinlik, görüşme organize etmek line up with v.
ile toplantı, etkinlik, görüşme planlamak line up with v.
ile toplantı, etkinlik, görüşme tarihi belirlemek line up with v.
ile toplantı, etkinlik, görüşme ayarlamak line up with v.
biri/bir grup ile toplantı, etkinlik, görüşme organize etmek line someone or something up with someone or something v.
biri/bir grup ile toplantı, etkinlik, görüşme planlamak line someone or something up with someone or something v.
biri/bir grup ile toplantı, etkinlik, görüşme tarihi belirlemek line someone or something up with someone or something v.
biri/bir grup ile toplantı, etkinlik, görüşme ayarlamak line someone or something up with someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) bir dizi arama/görüşme yapmak call around (about someone or something) v.
(biriyle) görüşme yapmak meet with (someone) v.
(biriyle) görüşme yapmak parley with (one) v.
(biriyle) görüşme yapmak treat with (someone) v.
Phrases
görüşme sırasında during the discussion n.
görüşme sırasında during the interview expr.
yapacağınız görüşme hizmet kalitesi amacı ile kayıt altına alınmaktadır this call may be recorded for quality assurance purposes expr.
yapacağınız görüşme hizmet kalitesi amacı ile kayıt altına alınmaktadır this call is being recorded for quality-assurance purposes expr.
Colloquial
yüz yüze görüşme face time n.
bizzat görüşme face time n.
(sınav/görüşme) kötü geçmek bum out v.
görüşme yapmak pow-wow v.
Idioms
(biriyle/bir grupla) telefonda görüşme ahold of someone or something n.
(biriyle/bir grupla) telefonda görüşme hold of someone or something n.
görüşme yapmak give audience v.
(yazı/kitap) talep veya görüşme olmaksızın gazeteye/yayınevine postayla gönderilmek come (in) over the transom v.
görüşme/tartışma aşamasında olmak be blowing in the wind [uk] v.
toplantı/görüşme bitiminde (birini) yollamak send (one) on (one's) way v.
özel olarak (papayla görüşme) in petto expr.
(papayla) baş başa görüşme in petto expr.
Speaking
kiminle görüşme istemiştiniz? with whom do you wish to speak? expr.
Trade/Economic
anket veya görüşme yoluyla bilgi toplanması esasına dayalı bir araştırma yöntemi survey n.
açık uçlu görüşme open-ended interview n.
birebir görüşme one on one interview n.
derinlemesine görüşme in-depth interview n.
değerlendirme görüşme evaluation interview n.
derinlemesine görüşme tekniği depth interview n.
etraflı görüşme detailed interview n.
etraflıca görüşme detailed interview n.
grafikli görüşme graphic interview n.
görüşme kaydı interview record n.
görüşme odası interview room n.
görüşme süresi length of interview (loi) n.
güdümsüz görüşme non-directive interview n.
görüşme yapılan kimse interviewee n.
inandırıcı görüşme taktikleri persuasive bargaining tactics n.
iş başvurusu sahibiyle işveren arasındaki karşılıklı görüşme employment interview n.
karşılıklı görüşme interviewing n.
karşılıklı görüşme yapan kimse interviewer n.
karşılıklı görüşme interview n.
kısa görüşme özeti narrative interview report n.
kişisel görüşme personal interview n.
münhasır görüşme exclusive negotiation n.
objektif görüşme objective interview n.
önceden planlanmış karşılıklı görüşme planned interview n.
önceden planlanmış karşılıklı görüşme patterned interview n.
ön görüşme bilgisi pre-approach n.
resmi görüşme official call n.
şahsi görüşme personal interview n.
toplu görüşme collective bargaining n.
toplu görüşme collective voice n.
ticari işlemlerde yapılacak işlemle ilgili araştırma görüşme ve sonuçlandırma faaliyetleri için gerekli olan zaman, para ve çaba transaction costs n.
uzun uzadıya görüşme detailed interview n.
yapısallaşmış görüşme structured interview n.
yeniden görüşme renegotiation n.
görüşme yapmak negotiate v.
Law
avukatla görüşme legal advice n.
genel görüşme general debate n.
müdafiiyle görüşme hakkı right to confer with lawyer n.
yalnızca sendika üyeleri adına toplu görüşme bargaining for members only n.
(korsan kanunlarında) gemi kaptanıyla doğrudan görüşme parlay n.
mahrem görüşme hakkı conjugal visitation n.
mahrem görüşme hakkı conjugal visitation right n.
hakim, avukatlar ve bazen tarafların da yer aldığı özel görüşme sideband n.
hakim, avukatlar ve bazen tarafların da yer aldığı özel görüşme sidebar conference n.
Politics
acele görüşme oylaması vote of urgency n.
araştırıcı görüşme explanatory consultation n.
genel görüşme önerisi interpellation n.
genel görüşme general debate n.
ön görüşme pourparler n.
özel ya da dışa kapalı görüşme private conversation n.
ön görüşme early negotiation n.
yüz yüze görüşme face to face meeting n.
İkili görüşme bilateral talk n.
Computer
görüşme kipi interview mode n.
skype'ta görüşme skyping n.
Telecom
görüşme ücreti toll [new zealand] n.
telefon hattından geçen görüşme sayısı traffic n.
görüşme anında ani kesilme hot-cut n.
uzak mesafe telefonlu görüşme long distance n.
şehirlerarası görüşme yapmak long-distance v.
Medical
doğum sonrası görüşme formu postnatal interview form n.
görüşme grup psikoterapisi interview group psychotherapy n.
psikolojik görüşme psychological interview n.
muayenehanede gerçekleştirilen görüşme surgery [uk] n.
Psychology
formatsız görüşme unstructured interview n.
formatlı görüşme structured interview n.
soru diziniyle görüşme interview by questionnaire n.
tanı koydurucu görüşme ölçeği diagnostic interview schedule n.
güdümlü (görüşme) directive adj.
psikoterapide güdümlü görüşme tekniğine ait veya ilgili directive adj.
Social Sciences
farklı kültürden gruplar arasında yapılan uzun görüşme baraza n.