görüntü - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

görüntü



Sens de "görüntü" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 52 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
görüntü display n.
görüntü image n.
görüntü view n.
General
görüntü sight n.
görüntü scene n.
görüntü spectre n.
görüntü spectacle n.
görüntü semblance n.
görüntü eidolon n.
görüntü imagery n.
görüntü vision n.
görüntü frame n.
görüntü outlook n.
görüntü spectrum n.
görüntü appearance n.
görüntü phantom n.
görüntü apparition n.
görüntü image n.
görüntü look n.
görüntü picture n.
görüntü specter n.
görüntü track [scottish] n.
görüntü moniment n.
görüntü iconism n.
görüntü idol [obsolete] n.
görüntü idolum n.
görüntü optics n.
görüntü portraiture [obsolete] n.
görüntü parhelia n.
görüntü parhelion n.
görüntü parhelium n.
görüntü semblant n.
görüntü survey n.
görüntü displaying adj.
Colloquial
görüntü front n.
Law
görüntü image n.
Technical
görüntü video n.
görüntü view n.
görüntü image n.
Computer
görüntü display n.
görüntü picture n.
görüntü image n.
görüntü render (autocad) n.
Informatics
görüntü image n.
Telecom
görüntü video n.
Medical
görüntü presentation n.
görüntü constellation n.
Logic
görüntü first intention n.
Cinema
görüntü footage n.
Archaic
görüntü avision n.
görüntü medal n.
görüntü countenance n.

Sens de "görüntü" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
General
bulanık görüntü blurred picture n.
ardıl görüntü afterimage n.
hayali görüntü phantasm n.
elektronik görüntü electron image n.
görüntü işleme image processing n.
göz kamaştıktan sonraki görüntü handling n.
optik görüntü optical image n.
göz kamaştıktan sonraki görüntü spectrum n.
yansıyan görüntü reflection n.
kızılötesi görüntü infrared imaging n.
üçboyutlu görüntü stereoscopic image n.
televizyondaki dalgalı görüntü escallop n.
hayal meyal görüntü silhouette n.
gizli görüntü latent image n.
ardışık görüntü afterimage n.
görüntü biçimi image pattern n.
görüntü analizi image analysis n.
projektör ile yapılan görüntü oyunu phantasmagoria n.
zahiri görüntü virtual image n.
birbirine karışan görüntü dissolve n.
hayali görüntü phantom n.
infrared görüntü infrared imaging n.
radar ekranındaki görüntü pip n.
radar ekranındaki görüntü radar display n.
ağaçları özel saksılar içinde özel tekniklerle budayarak estetik bir görüntü kazandırma sanatı bonsai n.
pozitif görüntü positive image n.
gölge görüntü silhouette n.
belirli bir bölgenin sunduğu doğal görüntü landscape n.
izi kalan görüntü burned in image n.
görüntü güçlendirme image enhancement n.
negatif görüntü negative image n.
yansıyan görüntü reflexion n.
manyetik görüntü magnetic image n.
görüntü (radar) blip n.
görüntü ve sesin yavaş yavaş görülmesi ve duyulması fade in n.
görüntü kartı video card n.
görüntü yönetmeni director of photography n.
hayali görüntü phantasmata n.
görüntü yönetmeni director of cinematography n.
görüntü kaydedici screen recorder n.
görüntü yorumlama image interpretation n.
flu görüntü blurred picture n.
bir kitabı ortadan açtığımızda birbirine bakan sayfaları biri diğerinin aynadaki yansıması olarak düşünülerek ortaya çıkarılan estetik görüntü tekniği book matching n.
audio-görüntü audio image n.
üç boyutlu görüntü sistemleri three-dimensional display systems n.
net görüntü twenty-twenty n.
berrak görüntü twenty-twenty n.
dört dörtlük görüntü twenty-twenty n.
pozitif görüntü positive n.
flu görüntü unsharp picture n.
bulanık görüntü unsharp picture n.
görüntü kirliliği visual pollution n.
ses görüntü sistemleri audio-visual systems n.
(bir anlık) görüntü glimpse n.
görkemli görüntü a magnificent view n.
basit bir görüntü a simple image n.
görüntü/giysi sayfası lookbook n.
(radarda) görüntü blip n.
yansıyan görüntü reflected image n.
Bakılan görüntü ortadan kalktıktan sonra görsel alanda bir süre daha izlenebilen ardışık görüntü after image n.
görüntü ayarları display settings n.
yüksek görüntü ve ses kalitesi olan film blu-ray movie n.
ardıl görüntü aftersensation n.
ardışık görüntü aftersensation n.
tanıdık görüntü familiar sight n.
tv'nin çerçeve hızını artırarak görüntüsünü pürüzsüz hale getiren ve bazen de abartılı gerçek ve garip bir görüntü veren bir tv teknolojisi motion smoothing n.
parlak görüntü blow n.
özellikle ayrılık sonrası rıza dışı paylaşılan cinsel içerikli görüntü revenge porn n.
gözün önünden gitmeyen görüntü obsession n.
hoş olmayan durumları örten aldatıcı görüntü gilding n.
internet sitelerine yerleştirilen şoke edici kötü görüntü goatse n.
yanlış görüntü ghost n.
çift görüntü ghost n.
akıldan çıkmayan görüntü ghost n.
görüntü oluşumu iconism n.
tinsel görüntü idol n.
soyut görüntü idol n.
görüntü aygıtının parlaklık çeşitliliği mura n.
yanıltıcı görüntü optical illusion n.
aldatıcı görüntü optical illusion n.
tepegöz ile yansıtılan görüntü overhead n.
etkileyici görüntü impression n.
çarpık görüntü distortion n.
hayali görüntü fancy n.
glokoma hastalarının ışık etrafında gördüğü halo benzeri görüntü iridization n.
abartılı görüntü paraffle n.
aşırı görüntü paraffle n.
karşıt görüntü counterimage n.
görkemli görüntü panoply n.
zihinde beliren görüntü veya olay kesiti panorama n.
birbirini izleyen görüntü panorama n.
görüntü silsilesi panorama n.
sıralı görüntü panorama n.
dönen güneşe benzer görüntü yaratan bir havai fişek türü saxon n.
parlak görüntü firework n.
göze çarpan görüntü firework n.
parlayan görüntü firework n.
parlak görüntü fireworks n.
göze çarpan görüntü fireworks n.
parlayan görüntü fireworks n.
anlık ve ani görüntü flash n.
aşırılık içeren görüntü orgy n.
dışa doğru olan bir görüntü ornament n.
hayali görüntü phantasma n.
üst üste binmiş görüntü phantasmagoria n.
üst üste binmiş görüntü phantasmagory n.
gerçek dışı görüntü sergileme phantastry n.
önceden alımlanan görüntü prefigurement n.
temsil eden sembol veya görüntü presentation n.
soyut görüntü shadow n.
gerçek dışı görüntü shadow n.
kalite veya görüntü mükemmelliği shine n.
görüntü izi afterimage n.
donuk görüntü freeze-frame n.
yüzeysel görüntü snapshot n.
genel görüntü snapshot n.
simetrik görüntü symmetric n.
(ekranda) görüntü ve ses senkronizasyonu synchronism n.
karman çorman görüntü mishmash n.
bulandırmak (görüntü vb) blur v.
(ses/görüntü) yavaş yavaş açmak fade-up v.
perdeye görüntü düşürmek project v.
görüntü kirliliğine neden olmak lead to visual pollution v.
görüntü kirliliğine neden olmak cause visual pollution v.
görüntü kirliliği yaratmak cause visual pollution v.
görüntü kirliliği yaratmak lead to visual pollution v.
görüntü almak take picture v.
görüntü boyutunu küçültmek demagnify v.
küçük boyutlu bir görüntü oluşturmak thumbnail v.
nezih bir görüntü oluşturmak save appearances v.
(görüntü) kaymak jump v.
görüntü ile ilgili vision adj.
bulandırılmış (görüntü vb) blurred adj.
görüntü ile ilgili imaginal adj.
ses kaydı veya görüntü içermeyen blank adj.
kuş bakışı görüntü sunan panoramic adj.
(görüntü) parlayan fine adj.
göz yanıltmaya dayanan görüntü oyununa ait veya ilgili phantasmagorial adj.
göz yanıltmaya dayanan görüntü oyununa benzer phantasmagorial adj.
göz yanıltmaya dayanan görüntü oyununa ait veya ilgili phantasmagorian adj.
göz yanıltmaya dayanan görüntü oyununa benzer phantasmagorian adj.
rüyaya benzer flu görüntü ile öne çıkan phantasmagorian adj.
rüyaya benzer flu görüntü ile ilgili phantasmagorian adj.
gerçeklik ve hayal arası görüntü geçişi ile öne çıkan phantasmagorian adj.
gerçeklik ve hayal arası görüntü geçişi ile ilgili phantasmagorian adj.
görüntü oyunu yaratan phantasmagoric adj.
üst üste binmiş görüntü ile öne çıkan phantasmagorical adj.
görüntü anlamına gelen ön ek ikon- pref.
görüntü anlamına gelen ön ek ikono- pref.
Phrasals
başka bir görüntü içerisinde kaybolmak dissolve into something v.
(biri/bir şey) hakkında olumsuz bir görüntü çizmek speak against (someone or something) v.
şık bir görüntü kazandırmak style up v.
Phrases
görüntü icabı for the sake of appearance n.
görüntü için for the sake of appearance expr.
görüntü hatırına for the sake of appearance expr.
Colloquial
hiç hoş olmayan bir yer veya görüntü hellscape n.
modern/modaya uygun bir görüntü çizmeye çalışan kimse mod poser n.
büyütülmüş şey (fotoğraf, görüntü) blowup n.
büyütme (fotoğraf, görüntü) blowup n.
şok edici görüntü bysen n.
üzücü görüntü bysen n.
(ses ya da görüntü) kayıt yapmak can v.
bir görüntü/tavır takınmak lay on v.
(görüntü) koyu griye çalan milky adj.
görüntü var ses yok all show and no go expr.
ses var görüntü yok, laf var icraat yok big hat, no cattle expr.
ses var görüntü yok, laf var icraat yok all hat, no cattle expr.
Idioms
ses var görüntü yok all sizzle and no steak n.
bakmaya/seyretmeye doyum olmaz bir görüntü a joy to behold n.
az ışıkta görüntü alabilen lens light bucket n.
aşırı görüntü strong meat n.
manzarayı bozan kötü görüntü a blot on the landscape n.
üzücü bir görüntü a sad sight n.
üzücü bir görüntü a sorry sight n.
sahte görüntü üretmek için kullanılan sistem ya da yöntem deepfake n.
bir şeyin itibarını zedeleyen bir görüntü a sad, poor, reflection on something n.
duygu yüklü bir sahne/görüntü heavy scene n.
olağanüstü bir görüntü/manzara a marvel to behold n.
görüntü icabı a matter of form n.
görüntü icabı (bir şey yapmak) (do something) as a matter of form n.
genel görünümü bozan görüntü blot on the landscape n.
görünüm/görüntü için olmak be for show v.
iyi, zayıf, kötü bir görüntü çizmek cut a fine, poor, sorry figure v.
sahte bir görüntü/vitrin takınmak keep the act up v.
sahte bir görüntü/vitrin takınmak keep up an act v.
sahte bir görüntü/vitrin takınmak keep up one's act v.
sahte bir görüntü/vitrin takınmak keep up the act v.
görüntü var ses yok all hat and no cattle expr.
görüntü var ses yok all sizzle and no steak expr.
görüntü var ses yok all talk and no cider expr.
görüntü var ses yok all talk and no trousers expr.
pek iç açıcı bir görüntü değil not a pretty sight expr.
Law
uygunsuz görüntü ve fotoğraflarla şantaj blackmail over nude pictures n.
logo olarak kullanılan görüntü device n.
Institutes
dijital görüntü yayıncılığı digital video broadcasting n.
Media
hazır görüntü stock footage n.
hazır görüntü archive footage n.
hazır görüntü file footage n.
televizyon görüntü sistemleri television display systems n.
video çerçeve ara değerlemesi (televizyonun suni olarak kare hızını artırarak hareket bulanıklığını ortadan kaldırdığında oluşan, pembe dizilere özgü abartılı gerçek görüntü kalitesi) soap opera effect n.
(yayıncılıkta) görüntü birleştirme için kullanılan ekipman vision mixer n.
(yayıncılıkta) görüntü birleştirme için kullanılan ekipman vision-mixer n.
senkronize edilmiş bir görüntü üzerinde ses efektleri, rastgele diyaloglar içeren bir film müziği wild track n.
yönetmen veya yapımcı tarafından çekimlerin değerlendirilmesi için işlenen görüntü kopyası rushes n.
kesilmiş görüntü cutaway n.
(ses veya görüntü) başka bir ses veya görüntü yok olurken ortaya çıkma cross-fade n.
bir ses veya görüntü yok olurken diğerini başlatma tekniği cross-fade n.
insanları şaşırtıp üzen hareket, görüntü ve hikayeler shock tactics n.
(ses veya görüntüyü) başka bir ses veya görüntü yok olurken başlatmak cross-fade v.
Advertising
görüntü haritası image map n.
kesintisiz ses ve görüntü yayını streaming n.
Technical
görüntü yorumlamada görüntü detaylarının tam ve titizlikle açıklanması technical analysis n.
ses ya da görüntü kaydını otomatik olarak değiştiren cihaz changer n.
abbe'nin görüntü oluşum kuramı abbe theory of image formation n.
asgari görüntü kalite değerleri minimum image quality values n.
alt-üst ters görüntü inverted image n.
anamorfoz görüntü anamorphic image n.
anamorföz görüntü anamorphic image n.
anodik oksidasyon kaplamaların görüntü berraklığı image clarity of anodic oxidation coatings n.
anodik oksidasyon kaplamanın görüntü netliği image clarity of anodic oxidation coating n.
ara görüntü intermediate image n.
arkadan görüntü background image n.
aşamalı görüntü multi strobe n.
aynadaki görüntü mirror image n.
ayrıksı görüntü anomalous image n.
benek isli görüntü smudge n.
birincil görüntü düzlemi primary image plane n.
birincil görüntü primary image n.
çıplak gözle üç boyutlu görüntü izleme autostereoscopy n.
çift görüntü ghost image n.
çoklu standart görüntü multi standard video n.
dağıtılmış görüntü view drawing n.
derin görüntü stereoscopy n.
delikli tip görüntü kalitesi hole type image quality n.
düz görüntü erect image n.
ekranda görüntü kaydetme scroll n.
elektrikle ışık yayan görüntü electroluminescent display n.
eş zamanlı bant/görüntü işlem uygulaması synchronized tape/visual operating practice n.
elektron görüntü tüpü electron image tube n.
eğik görüntü saptama helical scan recording n.
eğik görüntü aygıtı helical scan recorder n.
elektro-optik x-ışını görüntü netleştiricisi electro-optical x-ray image intensifier n.
elektrikli -x ışın görüntü şiddetlendirici electro-optical x-ray image intensifier n.
elektronik görüntü saptama electronic video recording n.
etiket görüntü dosya biçimi tag image file format n.
etiket görüntü dosya biçemi tag image file format n.
görüntü yorumlayıcı image interpreter n.
görüntü çözümleme dizgesi image-analysis system n.
görüntü birimi işistasyonu display station n.
görüntü depolama yazılımı image archiving software n.
görüntü iletişimi video communication n.
görüntü kalitesi göstergeleri image quality indicators n.
görüntü sinyali picture signal n.
görüntü oluşumu image formation n.
görüntü uzaklığı image distance n.
görüntü analiz metodu image analysis method n.
görüntü yorumlama anahtarı imagery interpretation key n.
görüntü sortisi imagery sortie n.
görüntü tarayıcı dissector n.
görüntü empedansı image impedance n.
görüntü oranı aspect ratio n.
görüntü oranı picture ratio n.
görüntü plakalı almaç image-plate detector n.
görüntü kurgulama image montaging n.
görüntü cihazlarının uzun kararlılığının kontrolü check of long term stability of imaging devices n.
görüntü birimi monitor n.
görüntü kalite göstergesi image quality indicator n.
gölge görüntü shadow image n.
görüntü plakası image plate n.
görüntü onarma image restoration n.
görüntü hatırlama picture retention n.
görüntü çözümleme image analysis n.
görüntü süzgeci image filter n.
görüntü kalite sınıfları image quality classes n.
görüntü hareket tanzimi image motion compensation n.
gri görüntü halftone n.
görüntü netliği image definition n.
görüntü sıkıştırma sistemi image compression system n.
görüntü basması image compression n.
görüntü sinyallerinin çözünürlüğünü çeviren cihaz video scaler n.
görüntü kesilmesi vision break n.
görüntü istihbaratı imagery intelligence n.
görüntü tutulması afterglow n.
görüngesel görüntü küpü spectral image cube n.
görüntü zıtlığının devingen kuramı dynamical theory of image contrast n.
görüntü paketi imagery pack n.
görüntü ekran terminali visual display terminal n.
görüntü benzetimi image simulation n.
görüntü lambası kinescope n.
görüntü ve ses diski picture-and-sound disc n.
görüntü kaydetme image recording n.
görüntü kuvveti image force n.
görüntü levhası image plate n.
görüntü zayıflama sabiti image attenuation constant n.
görüntü ayrımı için katmalı işlem additive method of image separation n.
görüntü tamamlayıcı imagery collateral n.
görüntü sayısallaştırma pixelation n.
görüntü karıştırma image mixing n.
görüntü düzlemi image plane n.
görünür görüntü apparent image n.
görüntü ve ses picture-and-sound n.
görüntü elde etme image acquisition n.
görüntü depolama tüpü image storing tube n.
görüntü ortikon kamera image-orthicon camera n.
görüngesel görüntü spectral image n.
görüntü dönmesi image rotation n.
görüntü öğesi picture element n.
görüntü denettiği picture monitor n.
görüntü iyileştirme image enhancement n.
görüntü zıtlığı photometric contrast n.
görüntü bozukluğu deviation n.
görüntü sinyallerinin çözünürlüğünü çevirme upscaling n.
görüntü bozulması image distortion n.
görüntü kalite değerleri ve görüntü kalite çizelgeleri image quality values and image quality tables n.
görüntü zıtlığı image contrast n.
görüntü tutulması picture retention n.
görüntü veri kaydı imagery data recording n.
görsel görüntü terminalleri visual display terminals n.
görüntü birimi kartı display card n.
görüntü izleyici display monitor n.
görüntü tarayıcı image dissector n.
görüntü boyutu aspect ratio n.
görüntü düzenleme image-editing n.
görüntü yitimi fade-out n.
görüntü admitansı image admittance ' n.
görüntü kalite çizelgesi image quality table n.
görüntü noktası image point n.
görüntü bozulması image degradation n.
görüntü saklama tüpü image storage tube n.
görüntü alt sistemi display subsystem n.
görüntü eni frame width n.
görüntü düzeyi focal plane n.
görüntü teknolojisi imaging technology n.
görüntü gösterim cihazı image display device n.
görüntü girişimi image interference n.
görüntü ekranı video screen n.
görüntü monitörü video monitor n.
görüntü ikonoskopu image iconoscope n.
görüntü sinyallerinin çözünürlüğünü çevirme video scaling n.
görüntü boyutu picture ratio n.
görüntü belleği video memory n.
görüntü çemberi image circle n.
görüntü sinyallerinin çözünürlüğünü çeviren cihaz upscaler n.
görüntü ve sesin yavaş yavaş kaybolması fade out n.
görüntü birimi sürücüsü display driver n.
görüntü yeğinliştireci image intensifier n.
görüntü lambası picture display tube n.
görüntü tutulması persistence n.
görüntü tutulması iconic memorization n.
görüntü modu image mode n.
görüntü-ortikon lambası image-orthicon tube n.
görüntü formatı image format n.
görüntü kayıt cihazı video recorder n.
görüntü kartı video card n.
görüntü lambası picture tube n.
görüntü yoğunlaştırıcı image intensifier n.
görüntü ayrımı kalmalı işlem additive method of image separation n.
görüntü yoğunlaştırıcı tüp image intensifier tube n.
görüntü bant kayıt cihazı video tape recorder n.
görüntü zayıflaması image attenuation n.
görüntü ünitesi display unit n.
görsel görüntü terminali visual display terminal n.
gizli görüntü latent image n.
görüntü kangalları image coils n.
görüntü ve eğlence aydınlatılması kumanda cihazları visual and entertainment lighting control apparatus n.
görüntü hatırlama afterglow n.
görüntü birimi işistasyonu display workstation n.
görüntü saklama tüpü display storage tube n.
görüntü sinyali vision signal n.
görüntü şeridi video tape n.
görüntü duvarı videowall n.
görüntü parlaklığı image gloss n.
görüntü birimi sürücüsü display adaptor n.
görüntü yarı gölge değeri image unsharpness value n.
görüntü analizi yaparak konum ve yön bulma visual odometry n.
gerçek görüntü büyütücü mercek positive lens n.
görüntü ekran terminalleri visual display terminals n.
görüntü lambası display tube n.
görüntü uzayı image space n.
görüntü işleme image processing n.
gerçek görüntü real image n.
görüntü girişim mikroskopisi image interference microscopy n.
görüntü birimi belleği display memory n.
görüntü alt kodu video subcode n.
görüntü kırpışması bobbing n.
görüntü çevirici tüp image converter n.
görüntü çözümleyici image dissector n.
görüntü veritabanı image database n.
görüntü yorumlaması imagery interpretation n.
görüntü ölçme iconometry n.
görüntü korelasyonu imagery correlation n.
görüntü birimi display monitor n.
görüntü teknolojisi image technology n.
görüntü faz sabiti image phase constant n.
görüntü bozulmasının belirlenmesi determination of the image distortion n.
görüntü depolama image archiving n.
görüntü ve sesli görüntü sistemleri video and audiovisual systems n.
görüntü bölücüsü image dissector n.
ham görüntü raw image n.
hdek görüntü adı ldap display name n.
ham görüntü raw footage n.
helezon taramalı görüntü bandı kaset sistemi helical-scan video-tape cassette system n.
iki bileşenli görüntü işleme binary image processing n.
karıncalı görüntü fuzzy image n.
kalıcı görüntü iconic memorization n.
kademeli tip görüntü kalitesi step type image quality n.
karlı görüntü picture noise n.
kalıcı görüntü afterglow n.
kalıcı görüntü persistence n.
kızılaltı görüntü çeviricisi infrared image converter n.
katı hal görüntü cihazı solid-state display device n.
koşutzamanlı görüntü güncelleştirme concurrent video update n.
kompakt disk görüntü sistemi compact disc video system n.
lazer görüntü laser vision n.
lekemsi görüntü checker pattern n.
ldap görüntü adı ldap display name n.
mor ötesi görüntü ultraviolet imagery n.
ortalama görüntü düzeyi average picture level n.
optik görüntü optical image n.
negatif görüntü negative image n.
otomatik görüntü eşleme automatic image matching n.
otomatik görüntü karartma auto dim n.
portakal kabuğumsu görüntü orange peel effect n.
pozitif görüntü positive picture n.
portakal kabuğumsu görüntü pebbling n.
plazmalı görüntü panoları plasma display panels n.
portakal kabuğumsu görüntü orange peel n.
renk karmalı görüntü anaglyph n.
sanal görüntü virtual image n.
radyo ve televizyonda ses veya görüntü alma reception n.
radyografların görüntü kalitesi image quality of radiographs n.
sarmal taramalı görüntü kaset sistemi helical-scan video tape cassette system n.
renkli görüntü keskinliği acuity of colour image n.
renkli görüntü lambası colour picture tube n.
siyah-beyaz görüntü black-and-white image n.
ses ve görüntü uygulaması audiovisual application n.
sesüstü görüntü cihazı ultrasonic imaging equipment n.
ses ve görüntü ve ilgili işaretlerin kızıl ötesi ışıma kullanılarak iletimi transmission of audio and video signals using infra-red radiation n.
sayısal görüntü digital image n.
sıvı kristal görüntü liquid crystal display n.
sayısal görüntü çözümleme digital image analysis n.
sayısal görüntü yayıncılığı digital video broadcasting n.
sesli görüntü video ve televizyon cihazları ve sistemleri audiovisual video and television devices and systems n.
ses ve görüntü formatı dönüştürme yazılımı transcoder n.
ses ve görüntü dönüştürücü transcoder n.
ses ve görüntü sinyallerinin iletimi transmission of audio and video signals n.
sıvı kristal ve katı hal- görüntü cihazları liquid crystal and solid-state display devices n.
sayısal ortofoto görüntü digital orthophoto image n.
sıvı kristal görüntü birimi liquid crystal display n.
simetrik görüntü geometrisi symmetric image geometry n.
ses-görüntü sistemleri audiovisual systems n.
subjektif görüntü kalitesi subjective image quality n.
stereoskopik görüntü stereopsis n.
toplam görüntü yarı gölge değeri total image unsharpness value n.
tv görüntü tutulması afterglow n.
ters görüntü reverse video n.
tek görünüm/görüntü single view n.
televizyonda görüntü oluşturmak için kullanılan bir tür katot ışın tüpü kinescope n.
ters görüntü inverted image n.
tek bantlı yüksek mekansal çözünürlükteki görüntünün çok bantlı yüksek spektral çözünürlüğe sahip görüntü ile birleştirilmesi pansharpening n.
ters görüntü reverse image n.
tek bantlı yüksek mekansal çözünürlükteki görüntünün çok bantlı yüksek spektral çözünürlüğe sahip görüntü ile birleştirilmesi pan-sharpening n.
ultrasonik görüntü ultrasonic image n.
üç boyutlu görüntü stereogram n.
vakumda florışıl görüntü vacuum fluorescence display n.
üç boyutlu görüntü bilimi stereoscopy n.
uydudan görüntü alma satellite imagery n.
üç boyutlu görüntü diorama n.
video görüntü birimi video display unit n.
üç boyutlu görüntü için numune tutucu stereoscopic specimen holder n.
üç boyutlu görüntü yapma stereograph n.
üçboyutlu görüntü stereoscopic image n.
yayın görüntü bant kaydedici broadcast video tape recorder n.
yüksek zıtlıklı görüntü high-contrast image n.
elektronik görüntü yayımı electronic imagery dissemination n.
elektronik görüntü dağıtımı electronic imagery dissemination n.
mıknatıslı görüntü aygıtlarında silmeyi sağlayan kısım erase head n.
film karesinin yavaş yavaş karardığı görüntü efekti fadeout n.
boyutu büyütülmüş görüntü, model veya simge magnification n.
gri görüntü half-tone n.
(görüntü yorumlama) büyütme sonucu görüntülenen ögenin özelliğini kaybetmesi break-up n.
(görüntü yorumlama) büyütme sonucu görüntülenen ögenin özelliğini kaybetmesi split-up n.
çok keskin görüntü üreten optik sistem high-definition n.
görüntü boşluğu gap (imagery) n.
eskiden evdeki ses ve görüntü donanımını birbirine bağlamak için kullanılan standart fiş, priz ve kablo sistemi din n.
bilgisayar ekranında görüntülenen resimsel görüntü graphic n.
görüntü tüpü image tube n.
(televizyon yayını için) görüntü ve ses alma aleti pickup n.
(ses veya görüntü oynatma cihazında) başlatma veya durdurma mekanizması play n.
fotoğraf yardımıyla ahşap üzerine görüntü üretme süreci photoxylography n.
radar ekranındaki görüntü scan n.
vücudun bir bölgesinin ultrason ve radyografi kullanılarak farklı açı ve bölgelerden alınmış verilerin birleştirilmesiyle oluşturulan görüntü scan n.
elektronik görüntü yayımı secondary imagery dissemination n.
elektrik görüntü dağıtımı secondary imagery dissemination n.
elektronik görüntü yayımı secondary imagery dissemination system n.
elektrik görüntü dağıtımı secondary imagery dissemination system n.
optik fotografik ses kayıt sisteminde görüntü sınırlayıcı açıklık slit n.
(görüntü) belirli bir alana sığdırmak için boyutlarıyla oynamak scale v.
görüntü içermeyen nonimage adj.
yüksek çözünürlüklü görüntü veren high-definition adj.