Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | ile bir arada | in conjunction with prep. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | Şık kıyafetler ile spor parçaları bir arada kullanma ile başlayan bir moda akımı | athleisure n. |
General | ile bir arada olmak | rub elbows with v. |
General | ile bir arada tutulan | bound by adj. |
Phrasals | ||
Phrasals | ile bir arada yaşamak | coexist with v. |
Phrases | ||
Phrases | ile bir arada olmak | be allied to v. |
Pathology | ||
Pathology | kornea lekesi oluşumu ile pterjiumun bir arada bulunmasıyla karakterize göz hastalığı | pin and web n. |
History | ||
History | (eski yunan ve roma medeniyetlerinde) değerli taş oyma sanatında çeşitli hayvanlara dair biçimleri içeren veya insan ile hayvan unsurlarını bir arada kullanan kombinasyon | gryllus n. |