Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | in-between adj. | arada kalmış | ||
She lived in an in-between state, unsure of her next steps. Bir sonraki adımlarından emin olmadan arada kalmış bir şekilde yaşıyordu. More Sentences |
||||
General | in between adv. | arada | ||
As for the amount of time that has passed in between, I shall now explain the reason for this. Aradan geçen süreye gelince, şimdi bunun nedenini açıklayacağım. More Sentences |
||||
General | in between prep. | arasında | ||
Ireland is somewhere in between at EUR 11 000 per capita. İrlanda kişi başına 11.000 avro ile bu ikisinin arasında bir yerde yer almaktadır. More Sentences |
||||
General | in-between n. | orta düzey | ||
General | in-between n. | aracı | ||
General | be in between v. | aralığında olmak | ||
General | remain in between v. | arasında kalmak | ||
General | in-between adj. | orta | ||
General | in-between adj. | aracı | ||
General | in between adv. | aralıkta | ||
General | in between prep. | aralarında | ||
General | in between prep. | aradan | ||
General | in between prep. | ikisi arasında | ||
Phrases | ||||
Phrases | in between times adv. | aradaki zamanlarda | ||
Phrases | in between times adv. | aradaki sürelerde | ||
Phrases | in between times adv. | geri kalan zamanlarda | ||
Phrases | in between times adv. | geri kalan sürelerde | ||
Phrases | in between times adv. | aradaki zamanda | ||
Phrases | in between times adv. | geri kalan sürede | ||
Phrases | in between times adv. | kalan zamanında | ||
Phrases | in between times adv. | (diğer şeylerin) arasında kalan vaktinde | ||
Phrases | in between times adv. | bu süre içerisinde ayrıca/bir de | ||
Phrases | in between expr. | arada aradan | ||
Idioms | ||||
Idioms | alternate in between thinking v. | düşünceleri arasında gidip gelmek | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | price difference in between n. | aradaki fiyat farkı |