kısıtlama - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

kısıtlama



Sens de "kısıtlama" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 48 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kısıtlama restraint n.
kısıtlama limitation n.
kısıtlama restriction n.
kısıtlama constraint n.
General
kısıtlama squeeze n.
kısıtlama constriction n.
kısıtlama inhibition n.
kısıtlama yoking n.
kısıtlama qualification n.
kısıtlama straitjacket n.
kısıtlama crackdown n.
kısıtlama constraint n.
kısıtlama astriction n.
kısıtlama withholding n.
kısıtlama circumscribing n.
kısıtlama reduction n.
kısıtlama narrowing n.
kısıtlama qualification n.
kısıtlama embarge [rare] n.
kısıtlama unpermissiveness n.
kısıtlama leash n.
kısıtlama bridle n.
kısıtlama holdback n.
kısıtlama holddown n.
kısıtlama mitigation n.
kısıtlama lid n.
kısıtlama holdback n.
kısıtlama denial n.
kısıtlama denial of one's self n.
kısıtlama deniance n.
kısıtlama distress [obsolete] n.
kısıtlama containment n.
kısıtlama cohibition n.
kısıtlama prescription [obsolete] n.
kısıtlama stintance n.
kısıtlama strangle hold n.
Trade/Economic
kısıtlama restriction n.
kısıtlama embargo n.
Law
kısıtlama restriction n.
kısıtlama restraint n.
kısıtlama interdiction n.
Technical
kısıtlama restriction n.
Computer
kısıtlama constraint n.
Construction
kısıtlama confinement n.
Biochemistry
kısıtlama limit n.
Linguistics
kısıtlama blockage constraints n.
kısıtlama stricture n.
Military
kısıtlama constraint n.

Sens de "kısıtlama" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 95 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
(kısıtlama/sınırlandırma) getirmek impose (limitations/restrictions) v.
General
bir şeyi kısıtlama ya da azaltma scanting n.
yasal kısıtlama legal restriction n.
sıkı kısıtlama severe restriction n.
ekonomik kısıtlama economic constraint n.
ekonomik kısıtlama economic restriction n.
çağrı kısıtlama call restriction n.
resmi kısıtlama clampdown n.
ticareti kısıtlama embargo n.
keyfi kısıtlama arbitrary deprivation n.
zamansal kısıtlama limitation on time n.
zamansal kısıtlama time limitation n.
her türlü kısıtlama veya koşuldan arınmış şey absolute n.
doğal koşullardan kaynaklı kısıtlama necessity n.
aşırı kısıtlama leading reins n.
(engel, kısıtlama, denetim) aşma breakthrough n.
(engel, kısıtlama, denetim) aşılan yer breakthrough n.
(bir kimse veya mülk üzerindeki) kısıtlama burden [scotland] n.
miktarı belirli seviyede tutan kısıtlama freeze n.
kısıtlama getirmek constraint v.
kısıtlama getirmek impose restriction v.
kendi kendine kısıtlama olmaksızın servis yapmak help oneself v.
kısıtlama olmaksızın ilerlemek rip v.
kısıtlama kaldırımı uygulamak deregulate v.
(düşman kuvvetini) çevreleme ve kısıtlama politikasını başarıyla uygulamak contain v.
kısıtlama olmaksızın adanmış whole hog adj.
kısıtlama eksikliği ile karakteriz olan hyperthyroid adj.
kısıtlama olmaksızın freehand adv.
kısıtlama olmaksızın free-handed adv.
kısıtlama olmaksızın freely adv.
Phrasals
bir alanda yapılabilecek inşaatlara kısıtlama getirmek zone off v.
bir bölgenin bir kısmına kısıtlama getirmek zone off v.
birine kısıtlama/sınır koymak fence in v.
birine kısıtlama/sınır koymak fence someone in v.
(bir şeye) kısıtlama getirmek rein back on (something) v.
Phrases
hiçbir kısıtlama olmadan without any limitations expr.
herhangi bir kısıtlama yapılmaksızın without any restrictions imposed expr.
herhangi bir kısıtlama yapılmaksızın without making any restrictions expr.
herhangi bir kısıtlama yapılmaksızın without imposing any restrictions expr.
Colloquial
engel/kısıtlama olmadan yapmak let it rip v.
(bir şeyi) kısıtlama olmadan yapmak let (something) rip v.
kısıtlama olmadan yapmak let her rip v.
hiçbir kısıtlama olmadan with no restraints expr.
Idioms
kısıtlama getirmek take a chainsaw v.
(bir şeye) kısıtlama getirmek take a chainsaw to (something) v.
hiçbir kısıtlama olmadan no holds barred expr.
herhangi bir kısıtlama/zorunluluk olmaksızın no strings expr.
hiçbir kısıtlama olmadan no-holds-barred expr.
Trade/Economic
ekonomik kısıtlama economic constraint n.
gereksiz kısıtlama ve engellerin kaldırılarak ekonominin dışa açılması liberalization n.
gereksiz kısıtlama ve engellerin kaldırılarak ekonominin dışa açılması liberalisation n.
ithal malları kısıtlama embargo on imports n.
iktisadi kısıtlama economic constraint n.
ihtiyari kısıtlama voluntary restriction n.
mali kısıtlama financial constraint n.
yasal kısıtlama legal restraint n.
1950'lerde abd'de federal reserve bank'ın bankaların ödeyebilecekleri en yüksek faizi belirlemek üzere getirdiği kısıtlama regulation q n.
(maliyetleri) kısıtlama hold-down n.
alıcı sayısında kısıtlama olmayan piyasa konjonktürü multiopsony n.
ithalatta ya da ihracatta ürünlerin miktarında kısıtlama olmayan quota free adj.
ürünlerin miktarına kısıtlama koymaksızın quota free adj.
Law
federal hükümetin, düzenleyici bir karar olarak, sahibine tazminat ödenmesi gereken özel mülklerin kullanımına kısıtlama taking n.
hürriyeti kısıtlama restriction of freedom n.
kısıtlama talebi demand of disability n.
resmi kısıtlama clampdown n.
tarife dışı kısıtlama non-tariff barrier n.
tamamen kısıtlama complete restriction n.
yasal kısıtlama statutory limitation n.
zarardan kaynaklanan kısıtlama impeachment of waste n.
Politics
kısıtlama olmaksızın bir eylemin yapılabilmesini sağlayan izin belgesi laisser passer n.
kısıtlama olmaksızın bir eylemin yapılabilmesini sağlayan izin belgesi laissez-passer n.
resmi kısıtlama clampdown n.
kısıtlama getirmek place restriction v.
kısıtlama getirmek impose restriction v.
kısıtlama getirmek introduce restriction v.
Media
habersiz kısıtlama shadow ban n.
Technical
akım kısıtlama flow limitation n.
besleyici kısıtlama maçası washburn core n.
merkezi kısıtlama teoremi central limit theorem n.
tekrar kısıtlama relimitation n.
güç kaynaklarında ve amplifikatörlerde akım kısıtlama özelliği foldback n.
Computer
çağrı kısıtlama call restriction n.
erişimi kısıtlama restriction of access n.
yeni kısıtlama new restriction n.
kısıtlama yok no constraints expr.
Telecom
çağrı kısıtlama call restriction n.
Medical
fiziksel kısıtlama physical restraint n.
makromoleküler kısıtlama katsayısı macromolecular restriction coefficient n.
Psychology
kısıtlama teorisi containment theory n.
Biology
genomik kısıtlama profili genomic restriction profile n.
History
siyasal hak ve ayrıcalıklara imparatorluk tarafından kısıtlama getirilmesi ban of the empire n.
Military
kısıtlama sinyali inhibiting signal n.
deniz subaylarına ceza olarak karargahlara getirilen kısıtlama hack n.
(ülkelerce alınan) silah üretimi veya geliştirimini sonlandırma veya kısıtlama kararı freeze n.
Archaic
kısıtlama aracı controlment n.