kalabalık - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

kalabalık



Sens de "kalabalık" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 109 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kalabalık crowd n.
kalabalık crowded adj.
General
kalabalık throng n.
kalabalık shoal n.
kalabalık army n.
kalabalık hive n.
kalabalık flock n.
kalabalık assemblage n.
kalabalık crop n.
kalabalık gathering n.
kalabalık multitude n.
kalabalık squash n.
kalabalık concourse n.
kalabalık spate n.
kalabalık host n.
kalabalık huddle n.
kalabalık cohort n.
kalabalık mob n.
kalabalık legion n.
kalabalık wilderness n.
kalabalık crush n.
kalabalık regiment n.
kalabalık gaggle n.
kalabalık congestion n.
kalabalık heap n.
kalabalık cram n.
kalabalık press n.
kalabalık confluence n.
kalabalık drove n.
kalabalık jam n.
kalabalık horde n.
kalabalık crowd n.
kalabalık people n.
kalabalık swarm n.
kalabalık rafter n.
kalabalık thrang n.
kalabalık thrap n.
kalabalık thrust [obsolete] n.
kalabalık tightness n.
kalabalık angerie [dialect] n.
kalabalık mass n.
kalabalık legion n.
kalabalık marabunta n.
kalabalık meiny [scotland] n.
kalabalık meinie [scotland] n.
kalabalık heap n.
kalabalık herd n.
kalabalık bourock [scotland] n.
kalabalık repair [scotland] n.
kalabalık log jam n.
kalabalık logjam n.
kalabalık rout n.
kalabalık droves n.
kalabalık croud [obsolete] n.
kalabalık scad n.
kalabalık skad n.
kalabalık prees n.
kalabalık school n.
kalabalık shooting match n.
kalabalık frequency n.
kalabalık push n.
kalabalık squeeze n.
kalabalık croud [obsolete] v.
kalabalık congested adj.
kalabalık multitudinous adj.
kalabalık thronged adj.
kalabalık dense adj.
kalabalık aswarm adj.
kalabalık throng [scottish] adj.
kalabalık throngful adj.
kalabalık awash adj.
kalabalık jam-full adj.
kalabalık heaving adj.
kalabalık multitudinary adj.
kalabalık opplete adj.
kalabalık close adj.
kalabalık popular [obsolete] adj.
kalabalık populate [obsolete] adj.
kalabalık stiff adj.
kalabalık public adj.
Colloquial
kalabalık bumping adj.
kalabalık crowdy adj.
Idioms
kalabalık every man and his dog n.
kalabalık everybody and his dog pron.
kalabalık everybody and his mother pron.
kalabalık everybody and his mum pron.
kalabalık everybody and their dog pron.
kalabalık everybody and their mother pron.
kalabalık everybody and their mum pron.
kalabalık everyone and his cousin pron.
kalabalık everyone and his dog pron.
kalabalık everyone and his mother pron.
kalabalık everyone and his mum pron.
kalabalık everyone and his uncle pron.
kalabalık everyone and their brother pron.
kalabalık everyone and their dog pron.
kalabalık everyone and their mother pron.
kalabalık everyone and their mum pron.
Trade/Economic
kalabalık populous n.
Psychology
kalabalık crowd n.
Mental Health
kalabalık claustrophobic adj.
Archaic
kalabalık turb n.
kalabalık populosity n.
kalabalık frequence n.
kalabalık sort n.
Slang
kalabalık wuss n.
kalabalık jingbang n.
kalabalık jammed (up) adj.
British Slang
kalabalık shower n.

Sens de "kalabalık" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 253 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kalabalık (yer) crowded adj.
General
karınca gibi kaynaşan bir kalabalık a seething crowd n.
kalabalık şuuru crowd consciousness n.
kalabalık mahalle warren n.
kalabalık davranışı crowd behaviour n.
ayaktakımından kalabalık rabble n.
kuru kalabalık useless crowd n.
kalabalık bir grup bevy n.
kalabalık saat rush hour n.
kalabalık içinde herhangi bir olaya müdahale etmeme eğilimi bystander effect n.
kalabalık davranışı behaviour of crowds n.
ağzı kalabalık loudmouth n.
kalabalık semt warren n.
düzensiz kalabalık rout n.
gürültücü kalabalık rabble n.
aşırı kalabalık encombrement (fr) n.
kuru kalabalık crowd of idle onlookers n.
kuru kalabalık junk n.
kalabalık nüfus crowded population n.
düzensiz kalabalık rabble n.
coşkulu kalabalık enthusiastic crowd n.
sinirli kalabalık angry crowd n.
öfkeli kalabalık angry crowd n.
heyecanlı kalabalık excited crowd n.
kalabalık bir grup insan topluluğu a bevy of people n.
kalabalık plaj crowded beach n.
şehrin kalabalık sokakları crowded streets of the city n.
kalabalık yönetimi crowd management n.
mahşeri kalabalık massive crowd n.
mahşeri kalabalık tremendous/huge crowd n.
kalabalık cadde busy street n.
düzensiz kalabalık rabble-rout n.
gürültücü kalabalık rabblement n.
gürültücü kalabalık rabbler n.
düzensiz kalabalık rabbler n.
gürültücü kalabalık rabble-rout n.
kalabalık bir hane halkı için erzak almakla görevli kimse cater [obsolete] n.
metropol bölgesinin en kalabalık ve yoğun kısmı central city n.
kalabalık olma density n.
kalabalık olma denseness n.
kalabalık olma concentration n.
kalabalık olma compactness n.
kalabalık olma tautness n.
suç yuvası haline gelmiş kalabalık şehir asphalt jungle n.
düzensiz kalabalık attroopment n.
büyük kalabalık wilderness n.
düzensiz kalabalık horde n.
niteliksiz insanlardan oluşan kalabalık clamjamphine [obsolete] n.
aşırı kalabalık over-crowding n.
kalabalık şehirden seyrek nüfuslu bölgelere geçiş overspill [uk] n.
düzensiz kalabalık ru bible n.
(insan) kalabalık drift [dialect] n.
düzensiz kalabalık pellmell n.
ortak çıkarı bulunan kalabalık posse n.
düzensiz kalabalık scrum n.
düzensiz kalabalık scrummage n.
kalabalık öbek slump n.
kalabalık topluluk squeeze n.
kalabalık toplantı squeeze n.
kalabalık bir halde ilerlemek throng v.
kalabalık bir halde beklemek throng v.
kalabalık bir halde gelmek throng v.
kalabalık etmek be superfluous v.
kalabalık bir halde gitmek throng v.
fazla kalabalık etmek overcrowd v.
kalabalık bir halde toplanmak throng v.
kalabalık etmek be in the way v.
kalabalık yapmak horde v.
kalabalık olmak become crowded v.
kalabalık olmak get crowded v.
kalabalık olmak be crowded v.
kalabalık etmek clutter v.
aşırı kalabalık yapmak overcrowd v.
kalabalık halinde gitmek throng v.
kalabalık toplanmak crowd to gather v.
kalabalık etmek crowd v.
başı kalabalık olmak be busy v.
topluluk/insanların/kalabalık önünde hitabeti/konuşma yapmakta iyi/olmak excel at public speaking v.
topluluk/insanların/kalabalık önünde hitabeti/konuşma yapmakta iyi/olmak be good at public speaking v.
kalabalık önünde konuşmak speak in public v.
kalabalık içinden zorla geçmek throng [obsolete] v.
kalabalık içerisinde yaşamak horde v.
başı kalabalık olmak run around v.
(kalabalık) yararak içinden geçmek dissipate v.
kalabalık bir şekilde toplanmak close v.
(birine) karşı kalabalık oluşturmak press v.
kalabalık yaratmak crush v.
kalabalık etmek becrowd v.
(kalabalık) dağınık halde akıp geçmek spill v.
aşırı kalabalık (mekan, gece kulübü vb) rammed adj.
ağzı kalabalık mouthy adj.
ağzı kalabalık loud mouthed adj.
ağzı kalabalık charlatan adj.
fazla kalabalık overcrowded adj.
ağzı kalabalık verbose adj.
ağzı kalabalık garrulous adj.
kalabalık nüfuslu populous adj.
ağzı kalabalık quack adj.
ağzı kalabalık loudmouthed adj.
başı kalabalık busy adj.
aşırı kalabalık overpopulated adj.
ağzı kalabalık flannel-mouthed adj.
aşırı kalabalık overcrowded adj.
kalabalık (aile) large adj.
kalabalık olmayan uncrowded adj.
çok kalabalık too crowded adj.
çok kalabalık overcrowded adj.
çok kalabalık very crowded adj.
aşırı yoğun veya kalabalık rammed adj.
daha kalabalık more crowded adj.
kalabalık olmayan uncongested adj.
başı kalabalık throng [scottish] adj.
çok kalabalık thronging adj.
kalabalık olmayan underpeopled adj.
ağzı kalabalık wordish adj.
kalabalık eden obvious [obsolete] adj.
aşırı kalabalık impacted adj.
(kalabalık) sıkışık düzende duran close adj.
ağzı kalabalık flannelmouthed adj.
kalabalık (yer) frequent [obsolete] adj.
kalabalık bir şekilde crowdedly adv.
kalabalık bir halde congestedly adv.
kalabalık yerlerde in crowded places adv.
kalabalık bir halde chockablock adv.
kalabalık halinde gregatim adv.
bir hayli kalabalık a good few pron.
Phrasals
sürü/kalabalık halinde bir yerden çıkmak throng out of something v.
sürü/kalabalık halinde bir yere girmek throng into something v.
(kalabalık/insanlarla vb) dolup taşmak overflow with someone v.
sıkışık/kalabalık bir yerde kalmaya zorlamak stuff in v.
(birini) sıkışık/kalabalık (bir yerde/şeyde) kalmaya zorlamak stuff into (something) v.
(bir şeyden) kalabalık bir şekilde çıkmak pour out (of something) v.
kalabalık bir şekilde çıkmak pour out v.
boyunca kalabalık bir şekilde hareket etmek pour through v.
(bir şeyden/yerden) bir anda kalabalık bir şekilde çıkmak swarm out (of something or some place) v.
bir şeyden bir anda kalabalık bir şekilde çıkmak swarm out of something v.
(bir şeyden/yerden) kalabalık/toplu halde geçmek swarm through (something or some place) v.
bir şeyden kalabalık/toplu halde geçmek swarm through something v.
(birinin/bir şeyin) etrafında kalabalık yapmak/oluşturmak crowd in (on someone or something) v.
kalabalık oluşturmak crowd up v.
kalabalık halde toplanmak crowd up v.
bir araya toplanıp kalabalık yaratmak crowd up v.
kalabalık halde toplamak crowd up v.
'-den bir anda kalabalık bir şekilde çıkmak swarm out of v.
kalabalık halde (bir şeye) dayanıp zorlamak/baskı yapmak throng against (something) v.
kalabalık halde (birinin/bir şeyin) etrafına doluşmak throng around (someone or something) v.
'-den kalabalık halde çıkmak/ayrılmak throng out v.
(bir yerden) kalabalık halde çıkmak/ayrılmak throng out of (some place) v.
Phrases
kalabalık/başarılı (parti/olay) gangbusters expr.
kalabalık bir gruptan/komiteden düzgün bir karar çıkmaz a camel is a horse designed by a committee expr.
kalabalık bir gruptan/komiteden çıkan karar bir şeye benzemez a camel is a horse designed by a committee expr.
kalabalık bir gruptan/bir komiteden düzgün bir karar çıkması çok zordur a camel is a horse designed by a committee expr.
Proverb
her kafadan bir ses çıkan kalabalık bir grubun yaptığı işten hayır gelmez a camel is a horse designed by a committee
Colloquial
göt göte/kıç kıça kalabalık yaratan olay fanny-bumper n.
kalabalık dans pisti crowded dance floor n.
kuru kalabalık çeken olay/etkinlik fanny-bumper n.
çok kalabalık yer beehive n.
kalabalık (cadde, alan, kasaba) trafficky adj.
aşırı kalabalık black [ireland] adj.
kalabalık eden one too many expr.
ne kalabalık it's a zoo expr.
ne kalabalık what a zoo expr.
Idioms
büyük kalabalık cast of thousands n.
kalabalık semt rabbit warren n.
kalabalık yerleşim yeri rabbit warren n.
omzu kalabalık komutan the top brass n.
zor kalabalık tough crowd n.
aşırı kalabalık/yoğun gün black friday n.
kalabalık olmanın gücü/etkisi weight of numbers n.
çok sayıda/kalabalık olmanın avantajı weight of numbers n.
kalabalık/yoğun bir yer a hive of activity n.
büyük bir kalabalık a cast of thousands [cliché] n.
çok kalabalık yer grand central station n.
başı çok kalabalık olmak be up to ninety v.
başı kalabalık olmak be up to ninety v.
(kalabalık halinde) bir yere akın etmek flock in some place v.
(kalabalık halinde) bir yere akın etmek flock to something v.
(kalabalık halinde) bir yerde toplanmak flock together v.
(mağaza/iş yeri) çok rağbet gören ve kalabalık bir yerde olmak be in the thick of something v.
(kalabalık halinde) bir yere akın etmek flock into some place v.
insanları/hayvanları kalabalık bir grup halinde bir araya toplamak/getirmek bring someone or something out in droves v.
çok kalabalık olmak be bursting at the seams (with something) v.
çok kalabalık olmak be bulging at the seams (with something) v.
çok kalabalık olmak be full to bursting (with something) v.
çok kalabalık olmak be bursting/bulging at the seams (with something) v.
çok kalabalık olmak be full to bursting (with something) v.
başı çok kalabalık up to ninety adj.
başı kalabalık on one's toes adj.
çok kalabalık packed (in) like sardines adj.
çok kalabalık bursting at the seams expr.
çok kalabalık bulging at the seams expr.
Speaking
burası çok kalabalık it is very crowded here n.
kalabalık dağıldı the crowd disbanded expr.
kalabalık dağıldı the crowd broke up expr.
Trade/Economic
kadrosu kalabalık devlet memurluğu overstaffed civil service n.
işsizliğin minimum olduğu, yeterli işgücü sağlayabilecek kadar kalabalık nüfus optimum population n.
memur kadrosu kalabalık olan overstaffed adj.
Law
dava olmadan şüpheliyi öldürmek isteyen sinirli kalabalık lynch mob n.
Tourism
otelden daha ucuz olan ve genelde kalabalık odalarda gençlerin kaldığı mekan youth hostel n.
Advertising
kalabalık kitleye yönelik olan her tür reklam push advertising n.
Technical
kalabalık spektrum congested spectrum n.
spektral kalabalık spectral congestion n.
Telecom
kalabalık spektrum congested spectrum n.
Construction
aşırı kalabalık overcrowding n.
Automotive
kalabalık motor bölmesi crowded engine compartment n.
Marine
kalabalık eşya hamper n.
Medical
kalabalık korkusu ochlophobia n.
(bir hastalığa yakalanmama amacıyla) kalabalık ortamlarda bulunmama social distancing n.
Psychology
kalabalık korkusu ochlophobia n.
kalabalık bilinci crowd consciousness n.
kalabalık fobisi the fear of crowd n.
kalabalık fobisi crowd phobia n.
kalabalık davranışı crowd behavior n.
kalabalık fobisi demophobia n.
kalabalık korkusu enochlophobia n.
kalabalık fobisi enochiophobia n.
insan ve hayvanların aşırı kalabalık halde yaşadığı küçük alan behavioural sink n.
kalabalık korkusu ochlomania n.
kalabalık korkusu olan kimse ochlophobiac n.
kalabalık korkusu olan kimse ochlophobic n.
kalabalık korkusu demomania n.
kalabalık korkusu ile ilgili ochlophobic adj.
kalabalık korkusundan muzdarip olan ochlophobic adj.
Pathology
kalabalık yerlerde bulunma sonucu kapılan hastalık ochlesis n.
Marine Biology
eklem bacaklı kabuklularda, hem toraks hem de karnın bölümlere ayrıldığı kalabalık bir bölüm tetradecapoda n.
eklem bacaklı kabuklularda, hem toraks hem de karnın bölümlere ayrıldığı kalabalık bir bölüm arthrostraca n.
Botanic
yavaş büyüyen ve çıkıntıları olan, çalı benzeri kalabalık bir kaktüs cinsi echinocereus n.
Apiculture
kalabalık koloni crowded colony n.
Social Sciences
çoğunlukla sulu takımadaları'nda yaşayan moroların en kalabalık kabilesinden olan kimse sulu n.
(nüfus açısından) daha kalabalık olmak outpopulate v.
kalabalık nüfuslu olmayan unpopulous adj.
hezeyanlı (kalabalık) orgiastic adj.
duygusal yoğunluğun zirvesine ulaşmış (kalabalık) orgiastic adj.
Geography
çin'de kalabalık bir şehir szechwan province n.
Sport
coşkulu kalabalık frenzied crowd n.
Basketball
hücum esnasında rakip oyuncuların oluşturduğu kalabalık bölge traffic n.
Theatre
müzikal sanatlar ile özdeşleştirilen kalabalık semt rialto n.
Cinema
kalabalık ölçümü densitometry n.
Latin
kararsız kalabalık mobile vulgus (the fickle crowd) n.
Archaic
düzensiz kalabalık varletry n.
kalabalık hal frequence n.
kalabalık karşısına çıkmak come abroad v.
Entomology
önüne gelen her şeyi yiyip bitiren hareket halindeki kalabalık karınca ordusu marabunta n.
Slang
davar sürüsü gibi kalabalık cattle n.
aşırı kalabalık hapishane warehouse n.
cezaevi avlusundaki mahkumların oluşturduğu kalabalık pop n.
cezaevi avlusundaki mahkumların oluşturduğu kalabalık general population n.
cezaevi avlusundaki mahkumların oluşturduğu kalabalık the mainline n.
omzu kalabalık subay brass hat n.
başı çok kalabalık jammed (up) adj.
British Slang
aşırı kalabalık snided n.
ağzı kalabalık lippy adj.
aşırı kalabalık stowed out adj.