kandırmak - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

kandırmak



Sens de "kandırmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 256 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kandırmak trick v.
kandırmak fool v.
kandırmak deceive v.
kandırmak convince v.
General
kandırmak honeyfuggle [dialect] n.
kandırmak honeyfugle [dialect] n.
kandırmak seduce v.
kandırmak take v.
kandırmak cajole out of v.
kandırmak sell somebody a pup v.
kandırmak trick into v.
kandırmak argue v.
kandırmak dissuade v.
kandırmak dupe v.
kandırmak persuade v.
kandırmak cajole into v.
kandırmak rope in v.
kandırmak induce v.
kandırmak lie v.
kandırmak wheedle v.
kandırmak pull someone's leg v.
kandırmak kid v.
kandırmak tempt v.
kandırmak let down v.
kandırmak inveigle v.
kandırmak hornswoggle v.
kandırmak entice v.
kandırmak jockey v.
kandırmak bilk v.
kandırmak gyp v.
kandırmak serve a trick v.
kandırmak stall off v.
kandırmak gammon v.
kandırmak put over v.
kandırmak quiet v.
kandırmak intrigue v.
kandırmak diddle v.
kandırmak cozen v.
kandırmak cajole v.
kandırmak convince v.
kandırmak bait v.
kandırmak mislead v.
kandırmak flimflam v.
kandırmak coax v.
kandırmak con v.
kandırmak string along v.
kandırmak dish v.
kandırmak delude v.
kandırmak jolly v.
kandırmak stuff somebody v.
kandırmak string v.
kandırmak take somebody in v.
kandırmak befool v.
kandırmak play with v.
kandırmak buy v.
kandırmak spoof v.
kandırmak bamboozle v.
kandırmak stick v.
kandırmak take in v.
kandırmak dispose v.
kandırmak put across v.
kandırmak beguile v.
kandırmak cheat v.
kandırmak lead on v.
kandırmak finagle v.
kandırmak get round v.
kandırmak satisfy v.
kandırmak manage v.
kandırmak shortchange v.
kandırmak come the raw prawn v.
kandırmak come to the raw prawn v.
kandırmak have someone on v.
kandırmak bring v.
kandırmak discourage v.
kandırmak do v.
kandırmak fox v.
kandırmak fast-talk v.
kandırmak have on v.
kandırmak hoodwink v.
kandırmak bring oneself to v.
kandırmak crossbite v.
kandırmak hocuspocus v.
kandırmak troll v.
kandırmak get v.
kandırmak abuse v.
kandırmak begowk [scottish] v.
kandırmak begowk [scottish] v.
kandırmak catch v.
kandırmak nick v.
kandırmak tice [obsolete] v.
kandırmak put the comether on v.
kandırmak train v.
kandırmak trap v.
kandırmak job v.
kandırmak engle [obsolete] v.
kandırmak entrick v.
kandırmak jiff v.
kandırmak bedote v.
kandırmak begunk v.
kandırmak bejape v.
kandırmak euchre v.
kandırmak jouk [dialect] v.
kandırmak buffalo v.
kandırmak bite v.
kandırmak wipe [obsolete] v.
kandırmak blinker v.
kandırmak bob [obsolete] v.
kandırmak wyle v.
kandırmak boob [uk] v.
kandırmak boondoggle v.
kandırmak bore [obsolete] v.
kandırmak buffalo v.
kandırmak horse v.
kandırmak mislippen [dialect] v.
kandırmak mock v.
kandırmak bunk v.
kandırmak gaff v.
kandırmak lull v.
kandırmak game v.
kandırmak goldbrick v.
kandırmak chizz v.
kandırmak chouse v.
kandırmak gum v.
kandırmak hocus-pocus v.
kandırmak idiotise v.
kandırmak idiotize v.
kandırmak idiotise v.
kandırmak overpersuade v.
kandırmak overshoot v.
kandırmak illure [obsolete] v.
kandırmak imposture [obsolete] v.
kandırmak dispurpose v.
kandırmak inescate [obsolete] v.
kandırmak diswarn v.
kandırmak dorr [obsolete] v.
kandırmak cosen v.
kandırmak doodle [dialect] v.
kandırmak poop [obsolete] v.
kandırmak play tricks v.
kandırmak poupe v.
kandırmak cony-catch v.
kandırmak firk [obsolete] v.
kandırmak flam v.
kandırmak scrounge v.
kandırmak short v.
kandırmak shuck v.
kandırmak blink [scotland] v.
kandırmak slock [dialect] [uk] v.
kandırmak stick v.
kandırmak stiff v.
kandırmak suck v.
kandırmak sucker v.
kandırmak surprise v.
Phrasals
kandırmak carry away v.
kandırmak go beyond v.
kandırmak impose on v.
kandırmak draw in v.
kandırmak bluff (someone) into (something) v.
kandırmak bluff (someone) out of (something) v.
kandırmak beat out v.
kandırmak diddle someone out of something v.
kandırmak slip over on v.
kandırmak cajole someone into something v.
kandırmak cheat into v.
kandırmak sweep up v.
kandırmak jerk around v.
kandırmak pull about v.
kandırmak attract to v.
kandırmak bluff into v.
kandırmak con into v.
kandırmak deceive into v.
kandırmak delude into v.
kandırmak diddle out of v.
kandırmak put something over on v.
kandırmak rope into v.
kandırmak slip something over [dated] v.
kandırmak slip something over on v.
kandırmak sucker into v.
Colloquial
kandırmak niffnaff v.
kandırmak cut a dido v.
kandırmak cut didoes v.
kandırmak fanigle v.
kandırmak hook v.
kandırmak hose v.
kandırmak mess about v.
kandırmak put it to v.
kandırmak slip one over v.
kandırmak jeff v.
kandırmak bull v.
kandırmak cod-act [ireland] v.
Idioms
kandırmak put a con on (one) n.
kandırmak bear in hand v.
kandırmak throw dust in one's eyes v.
kandırmak wipe the nose of v.
kandırmak come it over v.
kandırmak make (one's) beard v.
kandırmak come it (with one) v.
kandırmak come it (with somebody) v.
kandırmak come it over (one) v.
kandırmak come it over v.
kandırmak put a con on someone v.
kandırmak do somebody brown v.
kandırmak be on the fiddle v.
kandırmak lead down the garden path v.
kandırmak sell someone a bill of goods v.
kandırmak throw someone a curve/curveball v.
kandırmak pull the wool over someone's eyes v.
kandırmak have a forked tongue v.
kandırmak come over v.
kandırmak be sailing under false colors v.
kandırmak be sailing under false colors v.
kandırmak give the shaft v.
kandırmak lead down garden path v.
kandırmak pull leg v.
kandırmak pull the wool over eyes v.
kandırmak sell a bill of goods v.
kandırmak work the rabbit's foot on [us] v.
kandırmak pull the leg of v.
Law
kandırmak entice v.
kandırmak deceive v.
Politics
kandırmak deceive v.
Technical
kandırmak rope in v.
Archaic
kandırmak amuse v.
kandırmak enveigle v.
kandırmak bam v.
kandırmak blear v.
kandırmak blend v.
kandırmak bubble v.
kandırmak lurch v.
kandırmak guile v.
kandırmak double v.
kandırmak sham v.
kandırmak skelder v.
kandırmak sot v.
Slang
kandırmak common-and-garden [uk] n.
kandırmak sell somebody a pup [old-fashioned] [uk] v.
kandırmak tweedle v.
kandırmak cack v.
kandırmak ace out v.
kandırmak pull someone's leg v.
kandırmak piss in someone's pocket v.
kandırmak phutz v.
kandırmak futz with v.
kandırmak jew v.
kandırmak jive v.
kandırmak jerk off v.
kandırmak guff v.
kandırmak futz v.
kandırmak jack v.
kandırmak mug off v.
kandırmak crap v.
kandırmak duff v.
kandırmak screw v.
British Slang
kandırmak pull a fast one v.
kandırmak blag v.
kandırmak pot v.

Sens de "kandırmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 189 résultat(s)

Turc Anglais
General
birini kandırmak için verilen şey inducement n.
insanları kandırmak amacıyla sosyal paylaşım sitelerinde sahte profil oluşturan kimse catfish n.
birini kandırmak için yapılan muziplik wind up [uk] n.
tatlı sözlerle kandırmak honeyfuggle [dialect] n.
tatlı sözlerle kandırmak honeyfugle [dialect] n.
kandırmak ve zarar vermek için verilen hediye greek gift n.
diğer kuşları kandırmak için kullanılan ayağından bağlı kuş perchant n.
kandırmak için söylenen veya edilen iltifat blandishment v.
tatlılıkla kandırmak wheedle v.
tatlı sözlerle kandırmak coax v.
dalavere ile kandırmak jockey v.
tatlı sözle kandırmak coax v.
etkileyerek kandırmak swing v.
yüzüne gülerek kandırmak engle v.
tatlı sözlerle kandırmak cajole v.
rüşvetle kandırmak suborn v.
tatlı sözle kandırmak cajole v.
gelecek vaadiyle kandırmak lead someone on v.
birini kandırmak take someone for a ride v.
para üstünü az vererek birini kandırmak short-change v.
(kötü bir şey için) kandırmak inveigle v.
kendini kandırmak deceive oneself v.
kendini kandırmak fool oneself v.
kendisini kandırmak deceive oneself v.
kendini kandırmak lie to oneself v.
müşterileri kandırmak cheat the clients v.
dil dökerek kandırmak/ikna etmek blag v.
kötü oyunlarla kandırmak caperclaw v.
rüşvetle kandırmak tig [scottish] v.
kendini kandırmak deny one's self v.
rüşvetle kandırmak touch [obsolete] v.
allem edip kallem edip kandırmak enveigle v.
allem edip kallem edip kandırmak inveigle v.
kandırmak amacıyla söylemek veya yapmak pull v.
aldatıcı konuşmalarla kandırmak beflum [scotland] v.
çekiciliğini kullanarak kandırmak beglamour v.
çekiciliğini kullanarak kandırmak beglamor v.
şaka veya aldatıcı övgü ile kandırmak mamaguy v.
yağ çekerek kandırmak blarney v.
birini kandırmak entice someone v.
(birini) kandırmak hocus-pocus v.
(kendini) kandırmak oversee [dialect] v.
tatlı sözlerle kandırmak ingle [obsolete] v.
blöf yapar gibi kandırmak double-bluff v.
tatlı söz ile kandırmak palp [obsolete] v.
tatlı dille kandırmak cuittle [scotland] v.
laf cambazlığıyla kandırmak fast talk v.
dolandırıcılık derecesinde kandırmak deacon v.
ustalıkla kandırmak finesse v.
(birini) kandırmak fob v.
daha fazla kandırmak outfool v.
iyice kandırmak outfool v.
daha çok kandırmak outintrigue v.
kurnazlıkla kandırmak practic v.
zekice kandırmak slick v.
zekice kandırmak slicker v.
dalkavuklukla kandırmak smooth-talk v.
tatlı söz ile kandırmak soother [dialect] v.
(rakibi kandırmak için) düşük performans sergilemek stall [obsolete] v.
Phrasals
hileyle kandırmak pass something on someone v.
numarayla kandırmak fob off v.
uyutmak (kandırmak) bluff (someone) into (something) v.
uyutmak (kandırmak) bluff (someone) out of (something) v.
(birini bir şey) yapması için kandırmak beguile (someone) into (doing something) v.
(birini bir şey) yapması için kandırmak beguile someone into something v.
(birini bir şey) yapmaması için kandırmak beguile someone out of something v.
(birini belli bir şeyi yapmak üzere) kandırmak con (someone) into (something) v.
birini belli bir şeyi yapmak üzere kandırmak con someone into something v.
birini bir şey yapması için kandırmak maneuver someone into something v.
birisini bir şey ile kandırmak delude someone with something v.
birisini ikna etmek/kandırmak deceive someone into something v.
birini bir şey ile kandırmak/ayartmak entice someone with something v.
birini bir şey ile kandırmak/ayartmak tempt someone with something v.
birisini bir şey ile kandırmak deceive someone with something v.
tatlı sözlerle kandırmak cajole someone into something v.
(birini birşey yapması için) kandırmak sucker somebody into something/into doing something v.
birini kandırmak delude someone into something v.
(birini/bir canlıyı) bir yere girmesi için kandırmak entice (someone or something) into (something) v.
(birini bir şey yapması için) tatlı sözle kandırmak nudge (someone) into (doing) (something) v.
tatlı sözle kandırmak talk around v.
(birini/bir hayvanı) bir yerden çıkması için kandırmak tease out of (someone or something) v.
(birini/bir hayvanı) bir yerden çıkması için kandırmak tease something out of something v.
(birini/bir hayvanı) bir yerden çıkması için kandırmak tease something out v.
kandırmak amacıyla yapmak/söylemek pull about v.
-i kandırmak screw with v.
(birini bir şeyle) kandırmak put (something) over on (one) v.
(bahis) rakibi blöf yaparak kandırmak bluff out v.
için kandırmak beguile into v.
birini/bir şeyi kandırmak blow someone/something off v.
birini bir şey yapmaması için kandırmak cajole someone out of something v.
(birini bir şey) yapması için kandırmak cajole (one) into (something) v.
birini bir şey yapmaması için kandırmak cajole (one) out of (something) v.
birini bir şey yapması için kandırmak coax someone to do something v.
ile kandırmak deceive with v.
ile kandırmak delude with v.
(birini/bir şeyi bir şeyle) kandırmak entice (someone or something) with (something) v.
(birini/kendini bir şey) konusunda ikna etmek/kandırmak fool (one or oneself) into (something) v.
konusunda kandırmak fool into v.
(birini) kandırmak get round (someone) v.
(birini bir şey yapması için) kafeslemek/kandırmak/kafalamak hoodwink (someone) into (doing something) v.
(birini bir şey yapmaya) kandırmak inveigle (someone) into (something) v.
(bir şey) hakkında (kendini) kandırmak kid (oneself) about (something) v.
yapması için kandırmak maneuver into v.
(birini bir konuda) kandırmak mislead (one) about (something) v.
hakkında kandırmak mislead about v.
(birini bir şey yapması) için kandırmak persuade (one) to (do something) v.
(birini) kandırmak/kandırmaya çalışmak play around (with someone) v.
(birine) bir sürü (bir şey) vererek gözünü boyamak/kandırmak ply (one) with (something) v.
(birini) kandırmak put (one) on v.
-i kandırmak put one over on v.
(birini) kandırmak put one over on (one) v.
yapması için kandırmak rope into doing v.
(birini) kandırmak slip something over on (one) v.
(birini bir şey yapması) için kandırmak sucker (one) into (doing something) v.
(birini/kendini bir şey yapmak konusunda) tatlı dille kandırmak talk (someone or oneself) into (doing) (something) v.
-i bir yerden çıkması için kandırmak tease out of v.
(birini/bir hayvanı bir şeyle) kandırmak tempt (someone or an animal) with (something) v.
ile kandırmak/ayartmak tempt with v.
(birini) kandırmak toy with (someone) v.
(birini bir şey yapması) için kandırmak trick (one) into (doing something) v.
birini kandırmak trick on someone v.
(birini bir şey yapması) için kandırmak wheedle (one) into (doing something) v.
dil dökerek kandırmak wheedle into v.
Colloquial
tatlı sözle kandırmak carney [brit] n.
(birini) kandırmak finesse (someone) n.
tatlı sözle kandırmak carny [brit] v.
(birini) kandırmak get one over on (one) v.
(birini) kandırmak hocus (someone) v.
(birini) kandırmak hocus (someone) v.
(birini) kandırmak mess around (with someone) v.
(birini) kandırmak mess about (with someone) v.
(birini) kandırmak monkey around (with someone) v.
(birini) kandırmak monkey with (someone) v.
(birini) kandırmak put it to (someone) v.
(birini) kandırmak slip one over on (one) v.
-i kandırmak slip one over on v.
birini kandırmak jerk over v.
birini kandırmak fake on someone v.
(bir şey yapmak) için kandırmak get to (do something) v.
(birini) aldatmak/kandırmak hocus (someone) v.
(birini) kandırmak hoodwink (someone) v.
yapması için kandırmak persuade to do v.
Idioms
birisini kandırmak put someone on v.
birisini kandırmak lead someone up the garden path v.
boş vaatlerle kandırmak lead down the garden path v.
birini (bir şey yapmak için) kandırmak fool someone into something v.
birisini kandırmak fake someone out v.
birini kandırmak pull pranks on someone v.
birisini kandırmak lead someone down the garden path v.
birini kandırmak play tricks on someone v.
birisini kandırmak have someone on v.
birini bir şey yapmaya kandırmak/ikna etmek fool someone into something v.
tatlı sözlerle kandırmak sweet-talk v.
(bir şeyler yaparak) birinin aklını çelmek/cezbetmek/kandırmak put temptation in somebody's way v.
insanları/hayvanları bir yere toplamak/çekmek için kandırmak/ayartmak bring someone or something out in droves v.
(birini) kandırmak/yanıltmak throw dust in (one's) face v.
birini kandırmak/aldatmak do someone in the eye v.
(birini) kandırmak pull a hoax (on someone) v.
(birini) kandırmak put one past (someone) v.
(birini) kandırmak take (one) for a sleigh ride v.
birini kandırmak take someone for a sleigh ride v.
(birini) kandırmak do (someone) down [uk] v.
(birini) kandırmak give (one) a line v.
(birini) kandırmak give (one) the shaft v.
birini kandırmak give somebody the shaft [us] v.
beni kandırmak hang noodles on my ears v.
(birini) kandırmak lead (one) down the garden path v.
(birini) kandırmak lead (one) up the garden path v.
(birini) kandırmak play (one) false [old-fashioned] v.
(birini) kandırmak pull one over on (one) v.
(birini) kandırmak pull the wool over (one's) eyes v.
(birini) kandırmak slip one past (someone) v.
(birini) kandırmak work the rabbit's foot on (someone) [obsolete] v.
Insurance
(birini) mevcut sigortasını bozup başka şirketten sigorta yapması için kandırmak twist v.
Sport
(rakibi) hile ile kandırmak fake (out) v.
Wagering
(birini) kandırmak pigeon v.
Archaic
birini kandırmak için rüşvet veya yem olarak kullanılan şey nest egg n.
paskalya'dan sonraki ikinci pazartesi veya salı günündeki gibi kandırmak hock v.
Slang
birini kandırmak/aldatmak sucker someone into something v.
birini kandırmak/aldatmak sucker someone in v.
birini kandırmak give someone the shaft v.
(birini) kandırmak futz (one) v.
(birini) kandırmak run game on (someone) v.
birini kandırmak pull someone's pisser v.
birini kandırmak pull someone's pisser v.
(birini) kandırmak blow smoke up (one's) ass v.
(birini) kandırmak blow sunshine up (one's) ass v.
(kumarda oyuncuları kandırmak için) kendini farklı göstermek hustle v.
(birini) kandırmak/dolandırmak do (one) wrong v.