|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
karşılık vermek |
respond v.
|
|
General |
|
2 |
General |
aynen karşılık verme |
reprisal n.
|
|
3 |
General |
karşılık olarak verilen örnek |
counter example n.
|
|
4 |
General |
karşılık gelme |
correspondence n.
|
|
|
5 |
General |
günaha karşılık ceza (kilise) |
penance n.
|
|
6 |
General |
küstahça karşılık verme |
back talk n.
|
|
7 |
General |
karşılık (verilen bir şeye) |
quid pro quo n.
|
|
8 |
General |
karşılık verme |
reciprocation n.
|
|
9 |
General |
nesnel karşılık |
objective correlative n.
|
|
10 |
General |
karşılık gelen meblağ |
corresponding sum n.
|
|
11 |
General |
karşılık olarak yapılan değiştirme |
intermutation n.
|
|
12 |
General |
yaptığı ev işlerine karşılık bir aile yanında kalan kız |
au pair n.
|
|
13 |
General |
aynen karşılık |
tit-for-tat strategy n.
|
|
14 |
General |
karşılık pimi |
pushrod n.
|
|
15 |
General |
teknik karşılık |
technical reserve n.
|
|
16 |
General |
ani karşılık verme |
immediate response n.
|
|
17 |
General |
karşılık verme |
back chat n.
|
|
18 |
General |
yapılan bir işe karşılık verilen hediye |
cumshaw n.
|
|
19 |
General |
karşılık verme |
answering back n.
|
|
20 |
General |
küstahça karşılık |
back chat n.
|
|
21 |
General |
karşılık beklememe |
disinterestedness n.
|
|
22 |
General |
(çek defteri gibi) kopya olarak başka bir şeye karşılık gelen herhangi bir şey |
tally n.
|
|
23 |
General |
suçlamaya suçlama ile karşılık veren kimse |
recriminator n.
|
|
24 |
General |
yumruğa, tekmeye karşılık verme |
recussion n.
|
|
25 |
General |
selama karşılık verme |
regreet [obsolete] n.
|
|
26 |
General |
semitik alfabelerde ibranilerin thau harfine karşılık gelen harf |
thau n.
|
|
27 |
General |
uzay ve zamanda belirli bir noktanın koordinatlarına karşılık gelen karmaşık bir değişken |
twistor n.
|
|
28 |
General |
yaptığı ev işlerine karşılık bir aile yanında kalan yabancı kız |
au pair girl n.
|
|
29 |
General |
düşünmeden veya otomatik olarak karşılık veren kimse |
machine n.
|
|
30 |
General |
selamet ordusu üyelerinin birlikte söylediği kısa karşılık (amin) |
volley n.
|
|
31 |
General |
özel karşılık veya ayrıcalıklar için onaylanmış kişi veya kuruluşlar listesi |
whitelist n.
|
|
32 |
General |
kişinin durumları nasıl yorumladığını veya karşılık verdiğini belirleyen karakteristik zihinsel tutum |
mentality n.
|
|
33 |
General |
nükteli bir şekilde karşılık verme |
wordplay n.
|
|
34 |
General |
homolog karşılık |
homology n.
|
|
35 |
General |
gemle yapılan yönlendirmelere karşılık verme (at) |
mouth n.
|
|
36 |
General |
küstahça karşılık verme |
mouth n.
|
|
37 |
General |
kaybedilen toprakların geri kazanılması amacıyla verilen karşılık |
revanche n.
|
|
38 |
General |
ani karşılık |
ripost n.
|
|
39 |
General |
(eskrimde) çabuk karşılık |
riposte n.
|
|
40 |
General |
karşılık olarak önerme |
obtension n.
|
|
41 |
General |
karşılık olarak ileri sürme |
obtension n.
|
|
42 |
General |
(hanedan armalarında) karakteristik formu ve pozisyonu bakımından daha geniş geometrik şekillere karşılık gelen şekil |
diminutive n.
|
|
43 |
General |
kadının kur yapana karşılık vermesi |
rush n.
|
|
44 |
General |
karşılık beklememe |
disinterest n.
|
|
45 |
General |
karşılık gelen tür |
countertype n.
|
|
46 |
General |
karşılık gelen ses |
countretaille n.
|
|
47 |
General |
söze verilen kaba karşılık |
sass n.
|
|
48 |
General |
karşılık gelme |
correspondency n.
|
|
49 |
General |
elliye karşılık gelen sıra sayısı |
fiftieth n.
|
|
50 |
General |
önceden yapılan eleştiriye, yoruma karşılık olarak patlak verme |
flareback n.
|
|
51 |
General |
yaklaşık bir sepete karşılık gelen eski bir ağırlık birimi |
prickle n.
|
|
52 |
General |
bir derecelik açının 3600'de birine karşılık gelen açı |
second of arc n.
|
|
53 |
General |
bir dakikanın altmışta birine karşılık gelen açı |
second of arc n.
|
|
54 |
General |
sahte karşılık |
false friend n.
|
|
55 |
General |
kesin karşılık |
crusher n.
|
|
56 |
General |
(sözlü) sert karşılık |
squelcher n.
|
|
57 |
General |
sert karşılık vermek |
talk back to v.
|
|
58 |
General |
karşılık vermek |
answer back v.
|
|
59 |
General |
karşılık yapmak |
return v.
|
|
60 |
General |
karşılık vermek |
respond to v.
|
|
61 |
General |
karşılık vermek |
riposte v.
|
|
62 |
General |
soğuk bir karşılık almak |
get the cold shoulder v.
|
|
63 |
General |
karşılık vermek |
give back v.
|
|
64 |
General |
karşılık vermek |
counteract v.
|
|
65 |
General |
karşılık vermek |
talk back v.
|
|
66 |
General |
karşılık vermek |
speak in response v.
|
|
67 |
General |
karşılık vermek |
spoken in response v.
|
|
68 |
General |
suçlamaya karşılık vermek |
recriminate v.
|
|
69 |
General |
karşılık vermek |
retort v.
|
|
70 |
General |
karşılık vermek |
reciprocate v.
|
|
71 |
General |
karşılık vermek |
reply to v.
|
|
72 |
General |
birinin ateşine karşılık vermek |
shoot back at someone v.
|
|
73 |
General |
karşılık vermek |
repay v.
|
|
74 |
General |
karşılık vermek |
come back v.
|
|
75 |
General |
karşılık vermek |
counter v.
|
|
76 |
General |
karşılık vermek |
hit back v.
|
|
77 |
General |
karşılık vermek |
spoke in response v.
|
|
78 |
General |
karşılık vermek |
answer v.
|
|
79 |
General |
biri bağırdığında ona bağırarak karşılık vermek |
yell back v.
|
|
80 |
General |
karşılık vermek |
answerback v.
|
|
81 |
General |
aşkına karşılık bulmak |
(one's love) be reciprocated v.
|
|
82 |
General |
aşkına karşılık vermek |
requite one's love v.
|
|
83 |
General |
aşkına karşılık vermek |
reciprocate one's love v.
|
|
84 |
General |
aynı şekilde karşılık verilmek |
retaliate v.
|
|
85 |
General |
kötülüğe kötülükle karşılık vermek |
retaliate v.
|
|
86 |
General |
karşılık beklemek |
expect something in return v.
|
|
87 |
General |
karşılık beklemek |
expect something in return from someone v.
|
|
88 |
General |
karşılık beklemek |
wait for a response v.
|
|
89 |
General |
karşılık beklemek |
expect a response v.
|
|
90 |
General |
karşılık yazmak |
write back v.
|
|
91 |
General |
karşılık gelmek |
equal v.
|
|
92 |
General |
karşılık gelmek |
correspond v.
|
|
93 |
General |
karşılık gelmek |
correspond to v.
|
|
94 |
General |
karşılık görmeksizin sevmek |
carry a torch for v.
|
|
95 |
General |
karşılık vermek |
react v.
|
|
96 |
General |
karşılık vermek |
return v.
|
|
97 |
General |
karşılık vermek |
respond v.
|
|
98 |
General |
karşılık vermek |
reply v.
|
|
99 |
General |
-e karşılık vermek |
reciprocate v.
|
|
100 |
General |
çabalarına karşılık görememek |
get no return on /for one's efforts v.
|
|
101 |
General |
çabalarına karşılık görememek |
get no returns on one's efforts v.
|
|
102 |
General |
karşılık olarak vermek |
render v.
|
|
103 |
General |
tedaviye karşılık vermek |
respond to the treatment v.
|
|
104 |
General |
ateşe ateşle karşılık vermek |
fight fire with fire v.
|
|
105 |
General |
aynı şekilde karşılık vermek |
give somebody a dose of their own medicine v.
|
|
106 |
General |
aynı şekilde karşılık vermek |
give somebody a taste of their own medicine v.
|
|
107 |
General |
beklentilere karşılık vermek |
live up to expectations v.
|
|
108 |
General |
karşılık beklemeden hareket etmek |
act charitably with no thought of personal gain v.
|
|
109 |
General |
saldırıya karşılık vermek |
turn an attack v.
|
|
110 |
General |
aşkına karşılık almak |
be loved in return v.
|
|
111 |
General |
aşkına karşılık bulmak |
be loved in return v.
|
|
112 |
General |
aşkına karşılık bulmak |
be loved back v.
|
|
113 |
General |
aşkına karşılık almak |
be loved back v.
|
|
114 |
General |
(sözle vb.) karşılık vermek |
answer back to someone v.
|
|
115 |
General |
(sözle vb.) karşılık vermek |
answer someone back v.
|
|
116 |
General |
(sözle) karşılık vermek |
argue back v.
|
|
117 |
General |
birine vurarak karşılık vermek |
hit back at someone v.
|
|
118 |
General |
küstahça karşılık vermek |
backtalk v.
|
|
119 |
General |
suçlamaya karşılık vermek |
make a countercharge against an accuser v.
|
|
120 |
General |
karşılık görmemek/bulamamak |
get rejected v.
|
|
121 |
General |
ihtiyacına karşılık vermek |
respond to the need of v.
|
|
122 |
General |
meydan okumaya karşılık vermek |
take a dare v.
|
|
123 |
General |
(el sallayarak/selam vererek) karşılık vermek |
acknowledge v.
|
|
124 |
General |
karşılık vermek |
react to v.
|
|
125 |
General |
karşılık vermek |
regest v.
|
|
126 |
General |
(aşka, sevgiye) karşılık vermek |
relove [obsolete] v.
|
|
127 |
General |
karşılık gelmek |
answer v.
|
|
128 |
General |
hevesle karşılık vermemek |
underreact v.
|
|
129 |
General |
karşılık gelmek |
make v.
|
|
130 |
General |
sempatiyle karşılık vermek |
vibrate v.
|
|
131 |
General |
karşılık gelmek |
marrow [dialect] [uk] v.
|
|
132 |
General |
öfkeyle karşılık vermek |
huff v.
|
|
133 |
General |
(eskrimde) çabuk karşılık vermek |
ripost v.
|
|
134 |
General |
ani karşılık vermek |
ripost v.
|
|
135 |
General |
pat diye karşılık vermek |
ripost v.
|
|
136 |
General |
(eskrimde) çabuk karşılık vermek |
riposte v.
|
|
137 |
General |
ani karşılık vermek |
riposte v.
|
|
138 |
General |
pat diye karşılık vermek |
riposte v.
|
|
139 |
General |
karşılık olarak önermek |
obtend v.
|
|
140 |
General |
karşılık olarak ileri sürmek |
obtend v.
|
|
141 |
General |
karşılık vermek |
chop [obsolete] v.
|
|
142 |
General |
abartarak karşılık vermek |
overrespond v.
|
|
143 |
General |
karşılık vermek |
countermand v.
|
|
144 |
General |
soruya soruyla karşılık vermek |
counterquestion v.
|
|
145 |
General |
karşılık vermek |
countervail v.
|
|
146 |
General |
(karşılık bekleyerek) hediye vermek |
potlatch v.
|
|
147 |
General |
(haritayı) herhangi iki nokta arasındaki yön çizgisi doğadaki konumuna karşılık gelene kadar döndürmek |
orient v.
|
|
148 |
General |
ufak bir karşılık vermek |
scantle v.
|
|
149 |
General |
(iyiliğe vb.) karşılık vermek |
requite v.
|
|
150 |
General |
karşılık veren |
respondent adj.
|
|
151 |
General |
karşılık gelen |
related adj.
|
|
152 |
General |
karşılık gelen |
equaled to adj.
|
|
153 |
General |
karşılık veren |
responsive adj.
|
|
154 |
General |
çok çalışmaya karşılık az kazanç sağlayan |
hardscrabble adj.
|
|
155 |
General |
karşılık görmeyen |
unrequited adj.
|
|
156 |
General |
karşılık olan |
corresponding adj.
|
|
157 |
General |
karşılık vermeyen |
irresponsive adj.
|
|
158 |
General |
karşılık beklemeden yapılan |
disinterested adj.
|
|
159 |
General |
pozitif tamsayılara birebir karşılık olarak getirilebilen |
enumerable adj.
|
|
160 |
General |
fiş ve priz gibi karşılık gelen kısma oturan |
mating adj.
|
|
161 |
General |
çabuk karşılık veren.
tepkisel |
responsive adj.
|
|
162 |
General |
karşılık veren |
meeting [obsolete] adj.
|
|
163 |
General |
karşılık gelen |
homologous adj.
|
|
164 |
General |
karşılık verilebilir |
revengeable adj.
|
|
165 |
General |
karşılık için yapılan |
onerous adj.
|
|
166 |
General |
karşılık için verilen |
onerous adj.
|
|
167 |
General |
karşılık beklemeden yapılan |
disinterest [obsolete] adj.
|
|
168 |
General |
hızla karşılık verebilen |
flying adj.
|
|
169 |
General |
karşılık olarak |
for a consider adv.
|
|
170 |
General |
karşılık olarak |
back adv.
|
|
171 |
General |
buna karşılık |
on the other hand adv.
|
|
172 |
General |
karşılık olarak |
in return adv.
|
|
173 |
General |
buna karşılık |
on the contrary adv.
|
|
174 |
General |
karşılık olarak |
in lieu adv.
|
|
175 |
General |
buna karşılık |
in return adv.
|
|
176 |
General |
buna karşılık |
conversely adv.
|
|
177 |
General |
buna karşılık |
instead adv.
|
|
178 |
General |
buna karşılık |
again adv.
|
|
179 |
General |
karşılık olarak |
per contra adv.
|
|
180 |
General |
karşılık olarak |
in consideration of prep.
|
|
181 |
General |
karşılık olarak |
in return for prep.
|
|
182 |
General |
-e karşılık olarak |
in return for prep.
|
|
183 |
General |
-e karşılık |
in response to prep.
|
|
184 |
General |
-e karşılık |
in return for prep.
|
|
185 |
General |
-e karşılık |
in exchange for prep.
|
|
186 |
General |
-e karşılık olarak |
in response to prep.
|
|
187 |
General |
karşılık olarak |
in exchange for prep.
|
|
188 |
General |
-e karşılık |
as opposed to prep.
|
|
189 |
General |
karşılık gelen |
corresponding to prep.
|
|
190 |
General |
karşılık gelen |
for prep.
|
|
191 |
General |
karşılık gelen anlamı veren ön ek |
counter- pref.
|
|
Phrasals |
|
192 |
Phrasals |
aynen karşılık vermek |
turn on v.
|
|
193 |
Phrasals |
ateşle karşılık vermek |
fire back v.
|
|
194 |
Phrasals |
birine sözle karşılık vermek |
mouth off at someone v.
|
|
195 |
Phrasals |
karşılık gelmek |
correspond to v.
|
|
196 |
Phrasals |
karşılık gelmek/uymak |
match up to something v.
|
|
197 |
Phrasals |
karşılık vermek |
strike back v.
|
|
198 |
Phrasals |
(bir şey ile) karşılık vermek |
counter with something v.
|
|
199 |
Phrasals |
(saldırıya/sataşmaya) karşılık vermek |
bite back v.
|
|
200 |
Phrasals |
birine sözle veya şiddetle karşılık vermek |
lash back at someone v.
|
|
201 |
Phrasals |
(birine) sözle veya şiddetle karşılık vermek |
lash back (at someone) v.
|
|
202 |
Phrasals |
(birine) minnetten, saygıdan, takdirden yoksun bir karşılık vermek |
repay (one) with (something) v.
|
|
203 |
Phrasals |
(bir şeye bir şeyle) karşılık vermek |
return (something) for (something) v.
|
|
204 |
Phrasals |
karşılık vermek |
key in v.
|
|
205 |
Phrasals |
(birine) karşılık vermek |
answer (one) back v.
|
|
206 |
Phrasals |
(birinin) sözüne karşılık vermek |
answer back to (one) v.
|
|
207 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) karşı aynı şekilde karşılık vermek |
avenge (oneself) against (someone or something) v.
|
|
208 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) için aynı şekilde karşılık vermek |
avenge (oneself) against (someone or something) for (something) v.
|
|
209 |
Phrasals |
(bir şeye) aynı şekilde karşılık vermek |
avenge (oneself) for (something) v.
|
|
210 |
Phrasals |
ile karşılık vermek |
counter with v.
|
|
211 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) ateşle karşılık vermek |
fire (something) back (at someone or something) v.
|
|
212 |
Phrasals |
ateşe ateşle karşılık vermek |
fire (something) back (at someone or something) v.
|
|
213 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) hemen karşılık vermek |
fire back at (someone or something) v.
|
|
214 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) hemen karşılık vermek |
fire back to (someone or something) v.
|
|
215 |
Phrasals |
(birine/bir şeye şiddetle, olumsuz şekilde) karşılık vermek |
hit back (at someone or something) v.
|
|
216 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) saldırısına karşılık vermek |
hit back (at someone or something) v.
|
|
217 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) karşılık olarak saldırmak/vurmak |
hit back (at someone or something) v.
|
|
218 |
Phrasals |
şiddetle karşılık vermek |
lash back v.
|
|
219 |
Phrasals |
-e karşılık gelmek/uymak |
match up to v.
|
|
220 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) karşılık gelmek/uymak |
match up to (someone or something) v.
|
|
221 |
Phrasals |
(bir şeye) karşılık (bir şey) teklif etmek |
offer (something) for (something) v.
|
|
222 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) karşılık vermek |
react to (someone or something) v.
|
|
223 |
Phrasals |
(birinin yaptığı iyiliğe) saygısızlıkla karşılık vermek |
repay (one) for (something) v.
|
|
224 |
Phrasals |
(birine) hak etmediği şekilde karşılık vermek |
repay (one) for (something) v.
|
|
225 |
Phrasals |
(birine) minnetten, saygıdan, takdirden yoksun bir karşılık vermek |
repay (one) for (something) v.
|
|
226 |
Phrasals |
(yapılan iyiliğe) saygısızlıkla karşılık vermek |
repay for v.
|
|
227 |
Phrasals |
hak etmediği şekilde karşılık vermek |
repay for v.
|
|
228 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) karşılık vermek |
reply to (someone or something) v.
|
|
229 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) karşılık vermek |
respond to (someone or something v.
|
|
230 |
Phrasals |
-e karşılık vermek |
return for v.
|
|
231 |
Phrasals |
(birine) sert/kaba bir şekilde karşılık vermek |
talk back (to one) v.
|
|
232 |
Phrasals |
(birine) saygısızca cevap/karşılık vermek |
talk back (to one) v.
|
|
233 |
Phrasals |
(birine) terbiyesizce/küstahça cevap/karşılık vermek |
talk back (to one) v.
|
|
234 |
Phrasals |
(bir borca) karşılık (değerli bir şey) teklif etmek/sunmak/vermek |
tender (something) for (something) v.
|
|
235 |
Phrasals |
el sallayan birine karşılık olarak el sallamak |
wave back v.
|
|
236 |
Phrasals |
karşısında/karşılık olarak el sallamak |
wave back v.
|
|
237 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) bir şekilde karşılık vermek |
welcome (someone or something) with (something) v.
|
|
238 |
Phrasals |
karşılık vermek |
come back v.
|
|
239 |
Phrasals |
karşılık vermek |
find out v.
|
|
Phrases |
|
240 |
Phrases |
buna karşılık olarak |
in return for this expr.
|
|
241 |
Phrases |
buna karşılık olarak |
in response to this expr.
|
|
242 |
Phrases |
iltifata karşılık daha sevecen bir teşekkür etme |
why thank you expr.
|
|
243 |
Phrases |
karşılık olarak |
in reply to expr.
|
|
244 |
Phrases |
karşılık olarak |
as cover expr.
|
|
245 |
Phrases |
karşılık olarak |
in recompense expr.
|
|
246 |
Phrases |
coşkulu bir ifadeye karşılık olarak verilen bir cevap |
truth, justice, and the american way (tjataw) expr.
|
|
247 |
Phrases |
(bir şeye) karşılık |
as against (something) expr.
|
|
248 |
Phrases |
bir şeye karşılık |
as against something expr.
|
|
249 |
Phrases |
(birine/bir şeye) karşılık |
in exchange (for someone or something) expr.
|
|
250 |
Phrases |
(bir şeye) karşılık olarak |
in return for (something) expr.
|
|
Proverb |
|
251 |
Proverb |
karşılık beklemeden yardım etmek |
cast one's bread upon the waters
|
|
252 |
Proverb |
nazikçe sorulan sorulara aynı şekilde karşılık verilmelidir |
a civil question deserves a civil answer
|
|
Colloquial |
|
253 |
Colloquial |
küstahça karşılık |
backchat n.
|
|
254 |
Colloquial |
birinden kendi hakkında duyduğu iltifata karşılık olarak o kişi hakkında duyulmuş iltifatı söyleme |
trade-last [us] n.
|
|
255 |
Colloquial |
buna karşılık |
in contrast with n.
|
|
256 |
Colloquial |
buna karşılık |
over against n.
|
|
257 |
Colloquial |
fikrini değiştirme ihtimaline karşılık |
in case you change your mind n.
|
|
258 |
Colloquial |
tam karşılık |
full measure n.
|
|
259 |
Colloquial |
duygusal karşılık |
warm fuzzy n.
|
|
260 |
Colloquial |
hassas/içli karşılık |
warm fuzzy n.
|
|
261 |
Colloquial |
küstahça karşılık verme |
guff n.
|
|
262 |
Colloquial |
küstahça karşılık |
guff n.
|
|
263 |
Colloquial |
hakaretlerle dolu karşılık |
mouthful [uk] n.
|
|
264 |
Colloquial |
iltifata iltifatla karşılık vermek |
return the compliment v.
|
|
265 |
Colloquial |
karşılık vermektense olumlu düşünmek |
go high v.
|
|
266 |
Colloquial |
kaba bir şekilde karşılık vermek |
smart off v.
|
|
267 |
Colloquial |
saygısızca karşılık vermek |
smart off v.
|
|
268 |
Colloquial |
densiz bir cevap/karşılık vermek |
smart off v.
|
|
269 |
Colloquial |
küstahça karşılık vermek |
smart off v.
|
|
270 |
Colloquial |
münasebetsiz bir cevap/karşılık vermek |
smart off v.
|
|
271 |
Colloquial |
birbirine karşılık gelmek |
cancel each other out v.
|
|
272 |
Colloquial |
karşılık vermek |
rise (to) v.
|
|
273 |
Colloquial |
karşılık bile veremem şimdi |
I can't even expr.
|
|
274 |
Colloquial |
aşkıma karşılık ver |
love me back expr.
|
|
275 |
Colloquial |
karşılık beklemeden |
for love expr.
|
|
276 |
Colloquial |
karşılık beklemeden |
(just) for love/for the love of something expr.
|
|
Idioms |
|
277 |
Idioms |
küstahça karşılık |
back talk n.
|
|
278 |
Idioms |
tam karşılık |
a roland for an oliver n.
|
|
279 |
Idioms |
iş işten geçtikten sonra akla gelen cevap/karşılık |
l'esprit de l'escalier (the wit of staircase) n.
|
|
280 |
Idioms |
ingilizce "the wit of staircase" ifadesine karşılık gelen fransızca ifade |
l'esprit de l'escalier (the wit of staircase) n.
|
|
281 |
Idioms |
birine aynı şekilde karşılık verme |
a dose of (one's) own medicine n.
|
|
282 |
Idioms |
karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum |
a game at which two can play n.
|
|
283 |
Idioms |
karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum |
a game that two can play n.
|
|
284 |
Idioms |
aynen karşılık |
a roland for an oliver n.
|
|
285 |
Idioms |
(birine) aynı şekilde karşılık verme |
a taste of (one's) own medicine n.
|
|
286 |
Idioms |
aynı şekilde karşılık verme |
a taste of own medicine n.
|
|
287 |
Idioms |
iyiliğe haince/namertçe karşılık veren kimse |
a viper in (one's) bosom n.
|
|
288 |
Idioms |
birine aynı şekilde karşılık verme |
dose of one's own medicine n.
|
|
289 |
Idioms |
tam karşılık |
full measure n.
|
|
290 |
Idioms |
karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği durum |
game that two can play n.
|
|
291 |
Idioms |
dualarına bir karşılık |
the answer to (one's) prayer n.
|
|
292 |
Idioms |
dualarına bir karşılık |
an answer to (one's) prayer n.
|
|
293 |
Idioms |
dualarına bir karşılık |
the answer to (one's) prayers n.
|
|
294 |
Idioms |
dualarına bir karşılık |
an answer to (one's) prayers n.
|
|
295 |
Idioms |
duygusal karşılık |
warm and fuzzy n.
|
|
296 |
Idioms |
hassas/içli karşılık |
warm and fuzzy n.
|
|
297 |
Idioms |
hakarete öfkeyle karşılık vermemek |
pocket an insult v.
|
|
298 |
Idioms |
(birinin) boş tehditlerine karşılık vermek |
buy a woof ticket v.
|
|
299 |
Idioms |
(birinin) hava atmasına/caka satmasına karşılık vermek |
buy a woof ticket v.
|
|
300 |
Idioms |
(birinin) boş tehditlerine karşılık vermek |
buy one's woof ticket v.
|
|
301 |
Idioms |
(birinin) hava atmasına/caka satmasına karşılık vermek |
buy one's woof ticket v.
|
|
302 |
Idioms |
açılan ateşe cevap/karşılık vermek |
fire something back at someone v.
|
|
303 |
Idioms |
ateşe ateşle karşılık vermek |
fight fire with fire v.
|
|
304 |
Idioms |
ateşe ateşle karşılık vermek |
fire something back at someone v.
|
|
305 |
Idioms |
aynı şekilde karşılık vermek |
give someone a taste of their own medicine v.
|
|
306 |
Idioms |
aynı şekilde karşılık vermek |
give someone a dose of their own medicine v.
|
|
307 |
Idioms |
aynı şekilde karşılık vermek |
give as good as one gets v.
|
|
308 |
Idioms |
birine karşılık vermek |
give someone static v.
|
|
309 |
Idioms |
göze göz dişe diş karşılık vermek |
give someone tit for tat v.
|
|
310 |
Idioms |
fazlasıyla karşılık vermek |
give back with interest v.
|
|
311 |
Idioms |
iyiliğine karşılık vermek |
return the favor v.
|
|
312 |
Idioms |
iyiliğe karşılık vermek |
return the favour v.
|
|
313 |
Idioms |
iyiliğe karşılık vermek |
return the favor v.
|
|
314 |
Idioms |
iltifata iltifatla karşılık vermek |
return someone's compliment v.
|
|
315 |
Idioms |
kötülükle karşılık vermek |
do evil in return v.
|
|
316 |
Idioms |
kötülüğe kötülükle karşılık vermek |
return evil for evil v.
|
|
317 |
Idioms |
(birine) onun yöntemlerini kullanarak karşılık vermek |
play the same game (as somebody) v.
|
|
318 |
Idioms |
meydan okumaya karşılık vermek |
take up the gauntlet v.
|
|
319 |
Idioms |
meydan okumaya karşılık vermek |
pick up the gauntlet v.
|
|
320 |
Idioms |
birine sinirli/kızgın bir şekilde karşılık vermek |
take (one's) head off v.
|
|
321 |
Idioms |
daha beter kötülükle karşılık vermek |
return it with interest v.
|
|
322 |
Idioms |
daha beter karşılık vermek |
return it with interest v.
|
|
323 |
Idioms |
bir şeye daha beter kötülükle karşılık vermek |
pay something back with interest v.
|
|
324 |
Idioms |
bir şeye daha beter karşılık vermek |
pay something back with interest v.
|
|
325 |
Idioms |
bir şeye daha beter kötülükle karşılık vermek |
return something with interest v.
|
|
326 |
Idioms |
bir şeye daha beter karşılık vermek |
return something with interest v.
|
|
327 |
Idioms |
harcadığı para için iyi bir karşılık/hizmet almak |
bang for one's the buck v.
|
|
328 |
Idioms |
harcadığı paranın üstünde bir karşılık/hizmet almak |
bang for one's the buck v.
|
|
329 |
Idioms |
harcanan para için iyi bir karşılık/hizmet almak |
bang for the buck v.
|
|
330 |
Idioms |
harcanan paranın üstünde bir karşılık/hizmet almak |
bang for the buck v.
|
|
331 |
Idioms |
(birine) bağırıp çağırarak karşılık vermek |
bite (one's) head off v.
|
|
332 |
Idioms |
(birine) ters bir cevap/karşılık vermek |
bite (one's) head off v.
|
|
333 |
Idioms |
birine bağırıp çağırarak karşılık vermek |
bite somebody's head off v.
|
|
334 |
Idioms |
birine ters bir cevap/karşılık vermek |
bite somebody's head off v.
|
|
335 |
Idioms |
birine bağırıp çağırarak karşılık vermek |
snap somebody's head off v.
|
|
336 |
Idioms |
birine ters bir cevap/karşılık vermek |
snap somebody's head off v.
|
|
337 |
Idioms |
birine bağırıp çağırarak karşılık vermek |
bite someone's head off v.
|
|
338 |
Idioms |
birine ters cevap/karşılık vermek |
bite someone's head off v.
|
|
339 |
Idioms |
birine bağırıp çağırarak karşılık vermek |
bite somebody's head off v.
|
|
340 |
Idioms |
birine ters cevap/karşılık vermek |
bite somebody's head off v.
|
|
341 |
Idioms |
birine bağırıp çağırarak karşılık vermek |
snap somebody's head off v.
|
|
342 |
Idioms |
birine ters cevap/karşılık vermek |
snap somebody's head off v.
|
|
343 |
Idioms |
öfkeyle karşılık vermek |
bristle with anger v.
|
|
344 |
Idioms |
öfkeyle karşılık vermek |
bristle with indignation v.
|
|
345 |
Idioms |
öfkeyle karşılık vermek |
bristle with rage v.
|
|
346 |
Idioms |
gözdağına karşılık vermek |
buy a wolf ticket v.
|
|
347 |
Idioms |
tehdide düşmanca karşılık vermek |
buy a wolf ticket v.
|
|
348 |
Idioms |
gözdağına karşılık vermek |
buy one's wolf ticket v.
|
|
349 |
Idioms |
tehdide düşmanca karşılık vermek |
buy one's wolf ticket v.
|
|
350 |
Idioms |
gözdağına karşılık vermek |
buy someone's woof ticket v.
|
|
351 |
Idioms |
tehdide düşmanca karşılık vermek |
buy someone's woof ticket v.
|
|
352 |
Idioms |
gözdağına karşılık vermek |
buy wolf ticket v.
|
|
353 |
Idioms |
tehdide düşmanca karşılık vermek |
buy wolf ticket v.
|
|
354 |
Idioms |
gözdağına karşılık vermek |
buy wolf tickets v.
|
|
355 |
Idioms |
tehdide düşmanca karşılık vermek |
buy wolf tickets v.
|
|
356 |
Idioms |
karşılık beklemeden yardım etmek |
cast bread upon the waters v.
|
|
357 |
Idioms |
karşılık beklemeden yardım etme |
cast your bread upon the waters v.
|
|
358 |
Idioms |
aynı şekilde karşılık görmek |
get a dose of (one's) own medicine v.
|
|
359 |
Idioms |
(birine) aynı şekilde karşılık vermek |
give (one) a dose of (one's) own medicine v.
|
|
360 |
Idioms |
(birine) aynı şekilde karşılık vermek |
give (one) a taste of (one's) own medicine v.
|
|
361 |
Idioms |
(birine) göze göz dişe diş karşılık vermek |
give (one) tit for tat v.
|
|
362 |
Idioms |
karşılık vermemek |
give (one's) head for the washing v.
|
|
363 |
Idioms |
birine aynı şekilde karşılık vermek |
give somebody a taste of their own medicine v.
|
|
364 |
Idioms |
birine aynı şekilde karşılık vermek |
give somebody a dose of their own medicine v.
|
|
365 |
Idioms |
soğuk bir karşılık almak |
get the cold shoulder v.
|
|
366 |
Idioms |
birine karşılık vermek |
give static v.
|
|
367 |
Idioms |
(birine) misliyle karşılık vermek |
pay (one) back with interest v.
|
|
368 |
Idioms |
aynı şekilde karşılık vermek |
pay in someone's own coin v.
|
|
369 |
Idioms |
birine aynı şekilde karşılık vermek |
pay someone back in their own coin [old-fashioned] v.
|
|
370 |
Idioms |
birine onun yöntemlerini kullanarak karşılık vermek |
play somebody's game v.
|
|
371 |
Idioms |
birine onun yöntemlerini kullanarak karşılık vermek |
play the same game (as somebody) v.
|
|
372 |
Idioms |
sinirli/kızgın bir şekilde karşılık vermek |
take head off v.
|
|
373 |
Idioms |
öyle olmasına karşılık |
be that as it may expr.
|
|
374 |
Idioms |
(birine) onun yöntemlerini kullanarak karşılık verme |
at (one's) own game expr.
|
|
375 |
Idioms |
ismin ne? sorusuna karşılık kafiye oluşturan anlamsız çocukça bir cevap |
pudding and tame (childish rhyme) [obsolete] expr.
|
|
376 |
Idioms |
(birinin) emeklerine karşılık |
for (one's) pains expr.
|
|
377 |
Idioms |
(birinin) çabalarına karşılık |
for (one's) pains expr.
|
|
378 |
Idioms |
(birinin) çalışmasına karşılık |
for (one's) pains expr.
|
|
379 |
Idioms |
(birinin) çektiği sıkıntılara karşılık |
for (one's) pains expr.
|
|
380 |
Idioms |
karşılık beklemeden |
for love/for the love of something expr.
|
|
381 |
Idioms |
birinin çektiği zahmete karşılık |
for one's trouble expr.
|
|
382 |
Idioms |
birinin emeklerine karşılık |
for one's trouble expr.
|
|
383 |
Idioms |
birinin çabalarına karşılık |
for one's trouble expr.
|
|
384 |
Idioms |
birinin çalışmasına karşılık |
for one's trouble expr.
|
|
385 |
Idioms |
birinin çektiği sıkıntılara karşılık |
for one's trouble expr.
|
|
386 |
Idioms |
birinin çektiği zahmete karşılık |
for one's pains expr.
|
|
387 |
Idioms |
birinin emeklerine karşılık |
for one's pains expr.
|
|
388 |
Idioms |
birinin çabalarına karşılık |
for one's pains expr.
|
|
389 |
Idioms |
birinin çalışmasına karşılık |
for one's pains expr.
|
|
390 |
Idioms |
birinin çektiği sıkıntılara karşılık |
for one's pains expr.
|
|
391 |
Idioms |
çektiği zahmete karşılık |
for your pains [uk] expr.
|
|
392 |
Idioms |
emeklerine karşılık |
for your pains [uk] expr.
|
|
393 |
Idioms |
çabalarına karşılık |
for your pains [uk] expr.
|
|
394 |
Idioms |
çalışmasına karşılık |
for your pains [uk] expr.
|
|
395 |
Idioms |
çektiği sıkıntılara karşılık |
for your pains [uk] expr.
|
|
396 |
Idioms |
aynı şekilde karşılık verir |
gives as good as (one) gets expr.
|
|
397 |
Idioms |
bu karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum |
that's a game that two can play expr.
|
|
398 |
Idioms |
yanlışa yanlışla karşılık vermek doğrudur |
two wrongs make a right expr.
|
|
Speaking |
|
399 |
Speaking |
bana karşılık verme! |
don't give me any of your lip! expr.
|
|
400 |
Speaking |
bana karşılık verme! |
don't talk back! expr.
|
|
401 |
Speaking |
bana karşılık verme! |
don't give me any of your lip! expr.
|
|
402 |
Speaking |
sen de gör (bless you ya karşılık olarak) |
thank you expr.
|
|
Trade/Economic |
|
403 |
Trade/Economic |
banka karşılık oranı |
bank liquidity requirement n.
|
|
404 |
Trade/Economic |
bankaların merkez bankasına yatırmaları gereken karşılık |
reserve requirement n.
|
|
405 |
Trade/Economic |
bankaların verdikleri kredilere karşılık tutmaları gereken nakit veya kolayca nakde dönüştürülebilir araçlar tutarı |
bank liquidity requirement n.
|
|
406 |
Trade/Economic |
bir şirket aktifinin başka şirketin hisse senetlerine karşılık devri ve ortaklara kar hissesi olarak dağıtılması |
spinoff n.
|
|
407 |
Trade/Economic |
birbirine karşılık gelen hesap |
contra account n.
|
|
408 |
Trade/Economic |
bir hizmete karşılık verilen para |
remuneration n.
|
|
409 |
Trade/Economic |
borçlar için ayrılan karşılık |
liability reserve n.
|
|
410 |
Trade/Economic |
borca karşılık teminat |
indemnity against liability n.
|
|
411 |
Trade/Economic |
bir şirket veya sanayide yapılan hizmetlere karşılık verilen ücret veya tazminat cetvellerinin periyodik olarak gözden geçirilmesi |
wage-survey n.
|
|
412 |
Trade/Economic |
bir firmanın faaliyetlerinin diğer firmalar üzerinde yarattığı ve onların buna karşılık bir ödemede bulunmadıkları olumlu etkiler |
external economies n.
|
|
413 |
Trade/Economic |
cari masraflar için gelecekte toplanacak vergileri karşılık göstererek borç alma |
anticipatory borrowing n.
|
|
414 |
Trade/Economic |
dönemin karşılık giderleri |
provision expenses of current year n.
|
|
415 |
Trade/Economic |
ilerde toplanacak vergileri karşılık göstererek borçlanma |
anticipatory borrowing n.
|
|
416 |
Trade/Economic |
ileriye dönük karşılık ayırma |
forward looking provision n.
|
|
417 |
Trade/Economic |
işçiye parça başına yaptığı işe karşılık ödenmesi garanti edilen asgari kazanç |
guaranteed earnings n.
|
|
418 |
Trade/Economic |
karşılık oranı |
request ratio n.
|
|
419 |
Trade/Economic |
karşılık olarak verilen |
consideration n.
|
|
420 |
Trade/Economic |
karşılık ilkesi |
reciprocity principle n.
|
|
421 |
Trade/Economic |
karşılık prensibi |
reciprocity principle n.
|
|
422 |
Trade/Economic |
karşılık giderleri |
provision expenses n.
|
|
423 |
Trade/Economic |
karşılık hesabı |
reserve account n.
|
|
424 |
Trade/Economic |
karşılık fonu |
contingency fund n.
|
|
425 |
Trade/Economic |
karşılık olarak ayrılan para |
fund n.
|
|
426 |
Trade/Economic |
karşılık olarak tutulan döviz |
reserve currency n.
|
|
427 |
Trade/Economic |
kanuni karşılık oranı |
legal reserve ratio n.
|
|
428 |
Trade/Economic |
karşılık hesabı |
reserve account n.
|
|
429 |
Trade/Economic |
karşılık yeterliği |
reserve adequacy n.
|
|
430 |
Trade/Economic |
kaldıraca dayalı zorunlu karşılık uygulaması |
leverage-based required reserves system n.
|
|
431 |
Trade/Economic |
karşılık yardımlar |
matching grants n.
|
|
432 |
Trade/Economic |
karşılık oranı |
reserve ratio n.
|
|
433 |
Trade/Economic |
karşılık paralar |
counterpart monies n.
|
|
434 |
Trade/Economic |
karşılık teminatlı ikraz |
collateral loan n.
|
|
435 |
Trade/Economic |
karşılık giderleri |
provisions n.
|
|
436 |
Trade/Economic |
karşılık varlıklar |
reserve assets n.
|
|
437 |
Trade/Economic |
karşılık hesapları |
collateral accounts n.
|
|
438 |
Trade/Economic |
karşılık fonlar |
counter part funds n.
|
|
439 |
Trade/Economic |
konusu kalmayan karşılık |
provisions no longer required n.
|
|
440 |
Trade/Economic |
mali varlıklar karşılık gösterilerek çıkartılan tahviller |
collateral trust bonds n.
|
|
441 |
Trade/Economic |
nakit karşılık |
cash reserve n.
|
|
442 |
Trade/Economic |
nakit karşılık |
cash cover n.
|
|
443 |
Trade/Economic |
misliyle karşılık verme |
reprisal n.
|
|
444 |
Trade/Economic |
munzam karşılık oranı |
required reserve ratio n.
|
|
445 |
Trade/Economic |
olası zararlara karşılık olarak ayrılan fon |
contingency fund n.
|
|
446 |
Trade/Economic |
olası zararlar için ayrılan karşılık paralar |
reserve for contingencies n.
|
|
447 |
Trade/Economic |
net karşılık |
net reserve n.
|
|
448 |
Trade/Economic |
otomatik karşılık |
automatic response n.
|
|
449 |
Trade/Economic |
parasal karşılık |
money equivalent n.
|
|
450 |
Trade/Economic |
para olarak karşılık |
money equivalent n.
|
|
451 |
Trade/Economic |
parasal karşılık |
money's worth n.
|
|
452 |
Trade/Economic |
parasal karşılık |
monetary equivalent n.
|
|
453 |
Trade/Economic |
satınalma emri karşılık mesajı |
purchase order response message n.
|
|
454 |
Trade/Economic |
sabit değerlerin bakım ve onarımı için muhasebe defterlerinde ayrılan karşılık |
maintenance reserve n.
|
|
455 |
Trade/Economic |
şirketin borçlarına karşılık olarak alacaklılarına verdiği hisse senetleri |
stock for debt n.
|
|
456 |
Trade/Economic |
stok değer düşüklüklerinin karşılık ayırmak suretiyle zarar kaydedilmesi |
inventory reserve procedure n.
|
|
457 |
Trade/Economic |
toplam karşılık |
total consideration n.
|
|
458 |
Trade/Economic |
tl zorunlu karşılık tutarlarının ortalaması |
the average of tl required reserves n.
|
|
459 |
Trade/Economic |
varlıkların yenilenmesi için ayrılan karşılık |
renewal provision n.
|
|
460 |
Trade/Economic |
varlıkların yenilenmesi için ayrılan karşılık |
asset renewal provision n.
|
|
461 |
Trade/Economic |
zorunlu karşılık oranı |
required reserve ratio n.
|
|
462 |
Trade/Economic |
zorunlu karşılık tesis dönemi |
maintenance period n.
|
|
463 |
Trade/Economic |
yetersiz karşılık |
insufficient funds n.
|
|
464 |
Trade/Economic |
zorunlu karşılık |
minimum reserve n.
|
|
465 |
Trade/Economic |
zorunlu karşılık yükümlülüğü |
required reserve liability n.
|
|
466 |
Trade/Economic |
zorunlu karşılık oranı |
required reserve ratio n.
|
|
467 |
Trade/Economic |
zorunlu karşılık |
required reserve n.
|
|
468 |
Trade/Economic |
yüzde yüz karşılık bulundurma sistemi |
one hundred percent reserve system n.
|
|
469 |
Trade/Economic |
romanya ve moldova'da bir leyin yüzde birine karşılık gelen para birimi |
bani n.
|
|
470 |
Trade/Economic |
güney kore wonu'nun yüzde birine karşılık gelen bir para birimi |
jeon n.
|
|
471 |
Trade/Economic |
kısmi karşılık bankacılık sistemi |
fractional reserve banking system n.
|
|
472 |
Trade/Economic |
eski bir dikdörtgen japon madeni parasına karşılık geren değer birimi |
bu n.
|
|
473 |
Trade/Economic |
karşılık ayırmak |
make provision v.
|
|
474 |
Trade/Economic |
karşılık vermek |
render v.
|
|
475 |
Trade/Economic |
karşılık vermek |
rejoin v.
|
|
476 |
Trade/Economic |
karşılık vermek |
respond v.
|
|
477 |
Trade/Economic |
karşılık gelen |
corresponding adj.
|
|
478 |
Trade/Economic |
karşılık görmeyen |
unrequited adj.
|
|
Law |
|
479 |
Law |
aynıyla karşılık verme |
taliation n.
|
|
480 |
Law |
avukat ve müvekkil arasındaki davanın kazanılmamasına karşılık ücret ödememe anlaşması |
no-win no-fee n.
|
|
481 |
Law |
adab kurallarına dayanarak verilen karşılık |
good consideration n.
|
|
482 |
Law |
aynen karşılık verme |
retaliation n.
|
|
483 |
Law |
ayniyle karşılık verme |
retaliation n.
|
|
484 |
Law |
bir tarafın sorumluluğu diğer tarafın sorumluluğuna karşılık gelen akit |
cumulative contract n.
|
|
485 |
Law |
kanuni karşılık |
legal refund n.
|
|
486 |
Law |
kanuni karşılık |
lawful return n.
|
|
487 |
Law |
kanuni karşılık |
legal cover n.
|
|
488 |
Law |
karşılık mukabilinde bir suçluyu izlemekten vazgeçme |
compounding a felony n.
|
|
489 |
Law |
kanuni karşılık |
legal reserve n.
|
|
490 |
Law |
muaşeret kurallarına itimaden verilen karşılık |
good consideration n.
|
|
491 |
Law |
özel karşılık |
special provision n.
|
|
492 |
Law |
tam karşılık |
valuable consideration n.
|
|
493 |
Law |
karşı tarafının savunmasına yeni bir kanıtla karşılık verme |
avoidance n.
|
|
494 |
Law |
devlet arazisinin bir bölümüne karşılık gelen bedeli almaya yetkili memura verilen vesika |
land scrip n.
|
|
495 |
Law |
bazı geçici meselelerle ilgili iskoç mahkemesine gönderilen yazılı beyannameye karşılık mahkemenin emir ve gerekçelerini bildiren cevap |
minute n.
|
|
496 |
Law |
büyük britanya'da yerel emniyet amirine karşılık gelen bir bucak memuru |
borsholder n.
|
|
497 |
Law |
çeke karşılık verilen çek |
cross-bill n.
|
|
498 |
Law |
gerçeğin gizlenmesine karşılık otoriteden rüşvet alma |
subreption [scotland] n.
|
|
499 |
Law |
suçlamaya karşılık vermek için mahkemeye çıkmamak |
bail v.
|
|
500 |
Law |
suçlamaya karşılık vermek için mahkemeye çıkmamak |
forfeit bail v.
|
|