karşın - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

karşın



Sens de "karşın" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 23 résultat(s)

Turc Anglais
General
karşın regardless of the fact that adv.
karşın for all adv.
karşın much as/though adv.
karşın despite prep.
karşın in spite of prep.
karşın notwithstanding prep.
karşın as prep.
karşın malgrado prep.
karşın malgre prep.
karşın over prep.
karşın despite the fact that conj.
karşın though conj.
karşın although conj.
karşın albeit conj.
karşın altho conj.
karşın but yet conj.
karşın in spite of the fact that conj.
karşın albe conj.
Phrases
karşın in the face expr.
Colloquial
karşın still and all adv.
Technical
karşın although conj.
Archaic
karşın mauger prep.
karşın maugre prep.

Sens de "karşın" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 92 résultat(s)

Turc Anglais
General
birinci olmamasına karşın ödül veya mansiyon alan yarışmacı runner-up n.
bir robotun veya insan olmayan bir aygıtın insana, canlı bir varlığa çok benzer olmasına karşın hissedilen huzursuzluk hissi uncanny valley n.
akıl ve maddenin birbirine eşlik etmesine karşın birbiri ile ilişkili olmadığını öne süren felsefi teori parallelism n.
yanılmalara karşın bir işten sıyrılıp çıkmak muddle on v.
yanılmalara karşın bir işten sıyrılıp çıkmak muddle along v.
çelişkili görünmesine karşın büyük ölçüde doğru olan paradoxical adj.
içi boş olmasına karşın genel ilgi gören popcorn adj.
amatör olmasına karşın maddi kazanç sağlayan semiamateur adj.
buna karşın in spite of this adv.
her şeye karşın nonetheless adv.
buna karşın on the other hand adv.
buna karşın in spite of that adv.
buna karşın in any event adv.
buna karşın in any case adv.
tüm yeteneğine karşın for all his talent adv.
buna karşın all the same adv.
buna karşın none the less adv.
söylenen herşeye karşın for all that adv.
buna karşın ever then adv.
buna karşın notwithstanding adv.
her şeye karşın after all adv.
buna karşın after all adv.
buna karşın by contrast with adv.
buna karşın nevertheless adv.
her şeye karşın for all adv.
buna karşın again adv.
buna karşın ne’ertheless adv.
buna karşın algates [obsolete] adv.
-e karşın much as/though adv.
kendine karşın malgré lui adv.
birkaç istisnaya karşın on the whole adv.
her şeye karşın for all that adv.
-e karşın despite prep.
-e karşın in despite of prep.
-e karşın in spite of prep.
-e karşın in comparison with prep.
-e karşın considering prep.
-e karşın with prep.
-e karşın notwithstanding prep.
-e karşın in contrast to prep.
-e karşın by [scotland] prep.
karşın her ne kadar despite the fact that conj.
buna karşın but however conj.
-e karşın although conj.
-e karşın though conj.
-e karşın while conj.
Phrasals
engel veya zorluklara karşın devam etmek plow ahead v.
Phrases
buna karşın tout de même [french] adv.
buna karşın tout est perdu fors l'honneur [french] adv.
bütün zorluklara rağmen/karşın by hell or high water expr.
bütün zorluklara rağmen/karşın hell or high water expr.
(bir şeye) karşın in defiance of (something) expr.
(bir şeye) karşın in spite of (something) expr.
(bir şeye) karşın in the face of (something) expr.
Colloquial
buna karşın for all that expr.
buna karşın in contrast with expr.
buna karşın over against expr.
her şeye karşın come what may expr.
öyle olmasına karşın for all that expr.
'-e rağmen/karşın as much as expr.
-e karşın for all... expr.
buna karşın that having been said expr.
Idioms
tüm olumsuzluklara karşın görüşlerini ya da inançlarını savunmayı sürdürmek stick to one's guns v.
tüm olumsuzluklara karşın görüşlerini ya da inançlarını savunmayı sürdürmek stick to guns v.
güçlüklere karşın devam etmek hang on v.
çektiği bütün zahmete karşın for all one's trouble expr.
istediğine karşın against one's will expr.
öyle olmasına karşın even so expr.
(bir şeye) karşın in the teeth of (something) expr.
Trade/Economic
ana parası devam eden buna karşın faizi kullanılan fon endowment fund n.
konjonktürün daralma döneminde firmaların emeği tam kapasite çalıştırmamalarına karşın onları işte tutmaları ve görevlerine son vermemeleri labor hoarding n.
Law
davalının suçunu itiraf etmemesine karşın ileri sürülen iddiaları kabul etmesi nolo contendere n.
ab'nin metrik sistemi dayatmasına karşın imparatorluk birimlerini kullanmaya devam ettiği için yargılanmayı göze alan dükkan sahibi veya tüccar metric martyr [uk] n.
Medical
ampüte edilmesine karşın varlığı hissedilen uzuv phantom limb n.
Pathology
bireyin zihinsel engeline karşın belirli alanlarda üstün yetenek sergilediği bir bozukluk savant syndrome n.
Food Engineering
et olmamasına karşın gıdaya et kokusu ve tadı veren katkı maddesi imitation meat n.
et olmamasına karşın gıdaya et kokusu ve tadı veren katkı maddesi mock meat n.
et olmamasına karşın gıdaya et kokusu ve tadı veren katkı maddesi meat substitute n.
et olmamasına karşın gıdaya et kokusu ve tadı veren katkı maddesi meat analogue n.
et olmamasına karşın gıdaya et kokusu ve tadı veren katkı maddesi meat alternative n.
et olmamasına karşın gıdaya et kokusu ve tadı veren katkı maddesi faux meat n.
Physics
izole sisteme ait toplam enerjinin iç değişikliklere karşın sabit kaldığını öne süren temel bir fizik yasası first law of thermodynamics n.
Biology
bir veya daha fazla tür üyesinin ayrı koloniler yönetmelerine karşın birbirlerine müdahale etmeden yakın yaşaması parabiosis n.
Agriculture
işlenmesine karşın verimliliği artmayan (toprak) ungrateful adj.
Linguistics
artık kullanılmamasına karşın yeniden yapılandırılmış form preform n.
History
(antik roma'da) senatoda yer almasına karşın oy kullanamayan grup pedarian n.
Religious
isa'nın hem ilahi hem de insani doğaya sahip olmasına karşın tek bir ilahi iradeyi teşkil ettiğini savunan bir öğreti monotheletism n.
isa'nın hem ilahi hem de insani doğaya sahip olmasına karşın tek bir ilahi iradeyi teşkil ettiğini savunan bir öğreti monothelitism n.
Philosophy
empirik olarak edinilen bilgi ile ilişkili olmasına karşın bu bilginin ötesinde olduğu kabul edilen metempirical adj.
Sport
(yarışta kazanma ihtimali düşük olmasına karşın) kazanan at roughie n.
Entomology
eski dünya'ya özgü olmasına karşın yanlışlıkla minnesota'ya taşınarak yoncalara ciddi zararlar vermiş bir böcek alfalfa plant bug (adelphocoris lineolatus) n.
eski dünya'ya özgü olmasına karşın yanlışlıkla minnesota'ya taşınarak yoncalara ciddi zararlar vermiş bir böcek lucerne bug n.