kulübe - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

kulübe



Sens de "kulübe" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 46 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kulübe shed n.
kulübe cottage n.
kulübe hut n.
General
kulübe lodge n.
kulübe tollbooth n.
kulübe cabin n.
kulübe shack n.
kulübe cot n.
kulübe crib n.
kulübe bower n.
kulübe telephone box n.
kulübe hutch n.
kulübe box n.
kulübe booth n.
kulübe shanty n.
kulübe telephone booth n.
kulübe wanigan n.
kulübe hut n.
kulübe kiosk n.
kulübe rancho n.
kulübe sentry box n.
kulübe cottage n.
kulübe barrack n.
kulübe cote n.
kulübe chanty n.
kulübe tabernacle n.
kulübe tent n.
kulübe biggin [scotland] n.
kulübe boothy n.
kulübe bothan [scotland] n.
kulübe bothie n.
kulübe bour n.
kulübe hool [dialect] [uk] [scotland] n.
kulübe hull [dialect] [uk] n.
kulübe humpy [australia] n.
kulübe logge n.
kulübe pound covert n.
kulübe scale [dialect] n.
kulübe shant n.
kulübe shebang n.
kulübe subterfuge [obsolete] n.
kulübe succor [us] n.
kulübe succour [uk] n.
Architecture
kulübe long house n.
kulübe longhouse n.
Archaic
kulübe shet n.

Sens de "kulübe" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 92 résultat(s)

Turc Anglais
General
ahşap kulübe log cabin n.
ayakyolu (su tesisatı olmayan kulübe içindeki) privy n.
kulübe (odun/kömür vb konan) shed n.
bir tür kulübe penty n.
özellikle güney afrika'da yuvarlak kulübe vb gibi basit yapı rondavel n.
küçük kulübe kiosk n.
küçük kulübe veya sığınak cabin n.
küçük kulübe hovel n.
kereste veya ağaç kütüklerinden yapılma kulübe vb mesken log cabin n.
kütükten yapılı kulübe log cabin n.
kütüklerden yapılmış kulübe log cabin n.
kütükten yapılmış kulübe log cabin n.
kulübe bahçeleri cottage gardens n.
tahta kulübe cabin n.
tahta kulübe wooden shack n.
fransa'da tatil için kiralanan ucuz yazlık kulübe gite n.
küçük kulübe cot n.
ahaş kabin/kulübe wooden cabin n.
samandan kulübe thatched cottage n.
kamıştan/sazdan/ottan çatılı ev/kulübe thatched cottage n.
yanları açık kulübe open-sided hut n.
kerpiç kulübe mud cabin n.
sazdan kulübe reed hut n.
kulübe arkadaşı cabinmate n.
ufak kulübe cabinet n.
bambu kulübe bamboo bungalow n.
taş kulübe stone cottage n.
halka açık kulübe zayat n.
kızılderili çadırına benzer kulübe wigwam n.
amerikan yerlilerinin ritüel ve tedavi amaçlarla içine girerek terlediği, sıcak taşlara akıtılan suyla ısınan kulübe, barınak veya mağara medicine lodge n.
amerikan yerlilerinin ritüel ve tedavi amaçlarla içine girerek terlediği, sıcak taşlara akıtılan suyla ısınan kulübe, barınak veya mağara sweathouse n.
avustralya yerlilerinin konakladığı geçici kulübe mia mia [australia] n.
kaçak bar olarak kullanılan kulübe bothan [scotland] n.
(özellikle çobanların kullandığı) derme çatma kulübe bourock [scotland] n.
ırak'ta bataklık arazilere inşa edilen sazdan kulübe mudhif n.
kulübe yanındaki giriş kapısı lodge gate n.
tahta kulübe tipi yapılarda ortadan geçen koridor dogtrot [dialect] n.
rus tarzı ahşap kulübe isba n.
rus tarzı ahşap kulübe izba n.
hamur odunundan yapılmış küçük kulübe pen n.
açık kulübe pound overt n.
ücra kulübe shiel n.
portatif kulübe sow n.
kulübe gibi küçük bir yere kapatmak cabin v.
kulübe vermek hut v.
kulübe katılmak club v.
kulübe ait club adj.
kulübe özgü clubby adj.
(topluluğa, kulübe) giriş sağlayan initiatory adj.
(kulübe) sıralı oda düzenine sahip olan shotgun [dialect] adj.
Phrasals
okula, kulübe, bir kuruma kabul edilmek get in v.
okula, kulübe, bir kuruma alınmak get in v.
( bir takıma, kulübe vb.) dahil olmak belong to (something) v.
(kulübe) katılmak bring in [obsolete] v.
(ahır, kulübe) bir hayvanın tutulduğu alandaki pislikleri ve diğer çöpleri temizlemek muck out v.
birini bir okula, kulübe, organizasyona sokmak get someone into something v.
birini bir okula, kulübe, organizasyona sokmak get someone in something v.
Technical
harap kulübe hovel n.
Architecture
iki oda ve bir dış oda veya mutfaktan oluşan kulübe but and ben [scotland] n.
(afrika'nın güneyinde) derme çatma kulübe pondok [south africa] n.
(afrika'nın güneyinde) derme çatma kulübe pondokkie [south africa] n.
Construction
avrupa'nın kuzey bölgelerine ait, üst kısmı çimden oluşan ev/kulübe stili turf house n.
kulübe gibi yerlerde yaşayanlar lodge n.
Railway
içinde işaret cihazı bulunan kulübe signal box n.
Gastronomy
mutfak olarak kullanılan kulübe cookshack n.
Agriculture
çobanlar, gezginler ya da çiftlik işçilerinin barındığı kulübe rancho n.
Breeding
pazara gidecek veya kesilecek sığırların tutulduğu kulübe lair n.
norveç'in veya kuzey isveç'in dağlık bölgelerinde meralarda mandıra işçiliği yapan kızların kaldığı ve gerekli ekipmanın tutulduğu kulübe saeter n.
ücra yerde inşa edilen kulübe shieling n.
ısıtıcılı portatif kulübe foster-mother n.
kulübe yerine çeşitli yerlerde yaşayan (köpek) trencher-fed [brit] adj.
Forestry
kerestecilerin yaşamak ve çalışmak için inşa ettiği kulübe ve içindeki ocak camboose n.
doğa yürüyüşü yapanların kullanımı için çalıdan yapılmış kulübe tramping hut [new zealand] n.
Social Sciences
sosyal bir kulübe üyelik için uygun olmayan (kimse) unclubbable adj.
sosyal bir kulübe üyelik için uygun olmayan (davranış veya özellik) unclubbable adj.
Geography
addison ve steele'nin de üyesi olduğu londra'da bir kulübe dair kitcat adj.
Military
bir grup kulübe hutment n.
bir dizi kulübe hutment n.
eskiden kuşatmacıların bir şehri çevreleyen surlara saldırmak için kullandığı uzun ve hareketli kulübe muscule n.
Hunting
Bağ ve bostanlarda yapılan küçük ve basit ve çer çöpten yapılmış kulübe duck blind n.
ördek avında avcı ve ekipmanın saklandığı kulübe mai mai [new zealand] n.
Sport
herhangi bir kulübe bağlı olmayan sporcu free agent n.
profesyonel bir sporcunun para karşılığı başka bir kulübe geçmesi transfer n.
Archaic
kulübe şeklinde derme çatma şapel kage n.
ahşap kulübe pen n.
üst kısmı çimden oluşan (ev veya kulübe) turfen adj.
Slang
sosyal kulübe üye olmayan üniversite öğrencisi barb n.
sosyal kulübe üye olmayan üniversite öğrencisi barbarian n.
sazdan yapılmış kulübe hooch n.
(özellikle vietnam'da) sazdan yapılmış kulübe hootch n.
kutu tutarak derneğe ya da kulübe vs. bağış istemek can v.
kulübe almak jump in v.