kurcalamak - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

kurcalamak



Sens de "kurcalamak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 39 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kurcalamak tamper v.
General
kurcalamak poke v.
kurcalamak rake up v.
kurcalamak rake something up v.
kurcalamak talk about v.
kurcalamak go into v.
kurcalamak rout v.
kurcalamak scratch v.
kurcalamak rub v.
kurcalamak meddle with v.
kurcalamak drag up v.
kurcalamak irritate v.
kurcalamak monkey v.
kurcalamak poke up v.
kurcalamak monkey with v.
kurcalamak tamper with v.
kurcalamak go round v.
kurcalamak toy with v.
kurcalamak fiddle with v.
kurcalamak tinker v.
kurcalamak dredge something up v.
kurcalamak tig [scottish] v.
kurcalamak meddle v.
kurcalamak mess v.
kurcalamak mouse v.
kurcalamak disturb v.
kurcalamak fiddle v.
Phrasals
kurcalamak fiddle around v.
kurcalamak rat around v.
Colloquial
kurcalamak crap around v.
kurcalamak mess about v.
kurcalamak screw around v.
Idioms
kurcalamak rake something up v.
Automotive
kurcalamak tamper v.
Archaic
kurcalamak dabble v.
Slang
kurcalamak futz around v.
kurcalamak phutz around v.
kurcalamak crap around v.
kurcalamak putz around v.

Sens de "kurcalamak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 93 résultat(s)

Turc Anglais
General
kurcalamak (zihin) possess v.
zihnini kurcalamak worry v.
kafasını kurcalamak preoccupy v.
kafasını kurcalamak worry v.
maziyi kurcalamak rake up the past v.
kurcalamak (tamir/düzeltme amacıyla) tinker with v.
zihnini kurcalamak strain one's mind v.
aklını kurcalamak prepossess v.
zihnini kurcalamak try hard remembering something v.
zihnini kurcalamak think hard v.
zihnini kurcalamak keep popping in one's mind v.
birinin kafasını kurcalamak weigh on someone's mind v.
kafasını hep kurcalamak niggle at v.
aklını kurcalamak niggle at v.
parmakla kurcalamak kittle v.
fazla kurcalamak overmeddle v.
alt üst edip kurcalamak powter v.
zihnini kurcalamak preengage v.
aklını kurcalamak preoccupate [obsolete] v.
rastgele kurcalamak putter v.
aklını kurcalamak niggle v.
Phrasals
bir şeyi denemek/kurcalamak play around with something v.
orasını burasını kurcalamak tinker around with something v.
(bir konuyu) didik didik kurcalamak pick away at (something) v.
(birinin/kendinin) kafasını (biriyle/bir şeyle) kurcalamak trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.
birinin bir şeyle kafasını kurcalamak trouble someone with something v.
bir şeyi sürekli kurcalamak fidget with something v.
-i kurcalamak screw with v.
(birinin) sürekli aklını kurcalamak pinch at (someone) v.
-i kurcalamak dig at v.
(birini/bir şeyi) kurcalamak dig at (someone or something) v.
birini/bir şeyi kurcalamak fiddle with someone or something v.
(bir şeyi) kurcalamak fiddle with (something) v.
-i sürekli kurcalamak fidget with v.
(bir şeyi) kurcalamak fool around with (something) v.
'-i kurcalamak fool with v.
(bir şeyi) kurcalamak fool with (something) v.
birini/bir şeyi kurcalamak fuss (around) with someone or something v.
(bir şeyi) kurcalamak fuss (around) with (something) v.
(bir şeyi) kurcalamak interfere with (something) v.
(bir şeyi) kurcalamak mess about with (something) v.
(bir şeyi) parmağıyla kurcalamak pick at (something) v.
(birinin) kafasını kurcalamak prey upon (someone) v.
(birinin) kafasını kurcalamak prey on (someone) v.
(kafasını) kurcalamak rattle around (something or some place) v.
(kafasını) kurcalamak rattle around in v.
-i kurcalamak screw around with v.
(bir şeyi) kurcalamak screw around with (something) v.
(bir şeyi) kurcalamak snoop into (something) v.
(bir şeyi) kurcalamak tamper with (something) v.
orasını burasını kurcalamak tinker around v.
(bir şeyin) orasını burasını kurcalamak tinker with (something) v.
ile kafasını kurcalamak trouble with v.
(bir şeyi) kurcalamak twiddle with (something) v.
'-i kurcalamak twiddle with v.
Colloquial
zihnini kurcalamak eat (someone or something) v.
zihnini kurcalamak eat v.
(bir şeyi) kurcalamak mess around with (something) v.
(bir şeyi) kurcalamak monkey around with (something) v.
(bir şeyi) kurcalamak monkey with (something) v.
gelişigüzel kurcalamak klutz around v.
(bir şeyi) kurcalamak mess with (something) v.
(bir şeyi) izinsiz kurcalamak mess with (something) v.
Idioms
bir şeyi kurcalamak mess about with v.
bir şeyi kurcalamak monkey about with (someone or something) v.
bir şeyi kurcalamak fiddle around with something v.
bir şeyi kurcalamak fiddle about with something v.
kafasını kurcalamak have on one's mind v.
kafasını kurcalamak have something on one's mind v.
(birinin) kafasını kurcalamak live in (one's) head rent-free v.
(birinin) kafasını kurcalamak live rent-free in (one's) head v.
kafasını (biri/bir şey) kurcalamak trouble (one's) head with (someone or something) v.
bir şeyle kafasını kurcalamak trouble one's head with v.
(birinin) kafasını/aklını kurcalamak put a bee in (one's) bonnet v.
eskiyi kurcalamak be raking over the ashes v.
birinin kafasını kurcalamak/meşgul etmek hang over somebody's head v.
kafasını kurcalamak have on mind v.
biri/bir şey kafasını kurcalamak have someone or something on one's mind v.
biri/bir şey kafasını kurcalamak have someone or something on the brain v.
bir şey kafasını kurcalamak have something on your mind v.
(birinin) kafasını kurcalamak prey on (one's) mind v.
kafasını/aklını kurcalamak put a bee in bonnet v.
geçmişi eşelemek/kurcalamak rake over old coals [uk] v.
geçmişi kurcalamak rake over the ashes/the past v.
kafasını kurcalamak weigh on your mind v.
Telecom
(telefonu) yasadışı olarak kurcalamak phreak v.
Hunting
yuvayı kurcalamak rattle v.
Slang
(bir şeyi) kurcalamak monkey-fart with (something) v.
(bir şeyi) kurcalamak futz with (something) v.
amaçsızca kurcalamak futz with v.
orasını burasını kurcalamak futz with v.
(bir şeyi) kurcalamak phutz with (something) v.
(bir şeyi) kurcalamak futz (around) with (something) v.