land on - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

land on

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "land on" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 9 résultat(s)

Anglais Turc
General
land on v. inmek
land on v. konmak
land on v. yere konmak
land on v. yere inmek
Colloquial
land on v. şamar oğlanı yapmak
Idioms
land on v. azarlamak
land on v. çamur atmak
land on v. suçu üzerine yıkmak
land on v. suçlamak

Sens de "land on" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 68 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
on land adv. karada
General
land surrounded by water on its three sides n. üç tarafı denizlerle çevrili
be located on the land of v. alan üstünde kurulu olmak
be located on the land of v. alan üstüne kurulmak
land on water v. suya indirmek
land on one's feet v. şansı yaver gitmek
step on to land v. karaya ayak basmak
land on one's feet v. dört ayak üzerine düşmek
land on the moon v. aya çıkmak
land on one's feet v. dört ayak üstüne düşmek
(a bird) to land on a branch v. (kuş vb.) dala konmak
land on the moon v. aya ayak basmak
Phrasals
land in on v. damdan düşer gibi gelmek/ortaya çıkmak
land in on v. yersiz ve zamansız ziyarette bulunmak
land in on v. habersiz rahatsızlık vermek
land in on v. çat kapı gelmek
land in on v. davetsiz gelmek
Idioms
a blight on the land n. bela/felaket/musibet
land too poor to raise a racket on n. çorak toprak/arazi
land too poor to raise a racket on n. çorak arazi
land too poor to raise a racket on n. verimsiz toprak
blight on the land n. bela
blight on the land n. felaket
blight on the land n. musibet
blight on the land n. etrafa zararlı şey
land so poor you couldn't raise a fuss on it [old-fashioned] [us] n. çorak arazi/toprak
land so poor you couldn't raise a fuss on it [old-fashioned] [us] n. aşırı verimsiz toprak
land so poor you couldn't raise a fuss on it [old-fashioned] [us] n. üzerinde bir şey yetiştirmeye elverişsiz arazi/toprak
land on both feet v. ayakları üstüne düşmek
land on one's feet v. ayakları üstüne düşmek
live on the fat of the land v. bolluk bereket içinde yaşamak
land on both feet v. dört ayağı üstüne düşmek
land on both feet v. dört ayak üstüne düşmek
land on one's feet v. dört ayak üstüne düşmek
live on the fat of the land v. çok iyi durumda olmak
land on one's feet v. dört ayağı üstüne düşmek
live on the fat of the land v. her şeyin en iyisi ile geçinmek
land on one's feet v. iki ayağı üzerine düşmek
land on both feet v. iki ayağı üzerine düşmek
go on to a better land v. ölmek
land on one's feet v. paçayı kurtarmak
live on the fat of the land v. rahat bir yaşam sürmek
live on the fat of the land v. tuzu kuru olmak
land on one's feet v. (sıkıntılı veya riskli bir durumdan) kazançlı veya hasarsız çıkmak
live on the fat of the land v. yediği önünde yemediği arkasında olmak
land on both feet v. (sıkıntılı veya riskli bir durumdan) kazançlı veya hasarsız çıkmak
land on your feet v. atlatmak
land on your feet v. sıyrılmak
land on your feet v. başarmak
land on your feet v. dört ayağının üstüne düşmek
land on your feet v. paçayı kurtarmak
land on your feet v. başarmak
land on your feet v. dört ayağının üstüne düşmek
land on your feet v. paçayı kurtarmak
land on your feet v. şansı yaver gitmek
on (the) land expr. karada
Trade/Economic
profit on sales of land n. arazi satışından kar
loss on sale of land n. arazi satışından zarar
tax on land n. arazi vergisi
Law
building on land n. arsa üzerine inşaat
charge on land n. arsa ipoteği
the right of feeding beasts on the land of another n. başkasının merasında hayvan otlatma hakkı
bond secured on land n. gayrimenkul karşılıklı senedat
charge on land n. gayrimenkul mükellefiyeti
pledge on land n. gayrimenkul rehni
the right of feeding beasts on the land of another n. mera hakkı
Institutes
department of land consolidation and on-farm development services n. arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri daire başkanlığı
Agriculture
spreading manure on the land distributed as lines and groups n. tarla yüzeyine şerit veya namlu halinde gübre dağıtımı