| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | light up v. | aydınlanmak | ||
|
The same areas of the brain light up. Beynin aynı bölgeleri aydınlanıyor. More Sentences |
||||
| General | light up v. | yanmak | ||
|
From where I sit it is like the radar screen is lighting up all over the House. Oturduğum yerden sanki radar ekranı Meclis'in her yerinde yanıyor gibi. More Sentences |
||||
| General | light up v. | aydınlatmak | ||
|
While using a linear workflow, you can use real-world settings to light up the scene. Doğrusal bir iş akışı kullanırken, sahneyi aydınlatmak için gerçek dünya ayarlarını kullanabilirsiniz. More Sentences |
||||
| General | light up v. | parlamak | ||
|
You’ll see how their eyes light up. Gözlerinin nasıl parladığını göreceksiniz. More Sentences |
||||
| General | light up v. | yakmak (sigara/puro/pipo) | ||
|
Then she lit up a candle, and she showed me the way. Sonra bir mum yaktı ve bana yolu gösterdi. More Sentences |
||||
| General | light up v. | sigara yakmak | ||
|
Grinning ear to ear, he walked towards her cage while lighting up a cigarette. Kulaktan kulağa sırıtarak, bir sigara yakarken kafesine doğru yürüdü. More Sentences |
||||
| Idioms | ||||
| Idioms | light up v. | ışıldamak | ||
|
Tom's face lit up when Mary entered the room. Mary odaya girdiğinde Tom'un yüzü ışıldadı. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | flare-up light n. | el maytabı | ||
| General | light up v. | ışık saçmak | ||
| General | light up v. | yakmak | ||
| General | light up v. | neşelendirmek | ||
| General | light up v. | ışımak | ||
| General | light up v. | sevindirmek | ||
| General | light up v. | ışıklandırmak | ||
| General | (one's eye) to light up v. | gözleri parlamak | ||
| General | light up v. | çakmak çakmak | ||
| General | light up the darkness v. | karanlığı aydınlatmak | ||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | light up v. | bir konuyu açıklığa kavuşturmak | ||
| Idioms | ||||
| Idioms | light up v. | ışıklandırmak | ||
| Idioms | light up v. | coşmak | ||
| Idioms | light up v. | ışıl ışıl olmak | ||
| Idioms | light up v. | ışıklarla donatmak | ||
| Idioms | light up v. | coşturmak | ||
| Speaking | ||||
| Speaking | don't light up in front of us expr. | (sigarayı vb) önümüzde yakma şunu | ||
| Speaking | you light up my life expr. | hayatımı aydınlatıyorsun | ||
| Technical | ||||
| Technical | back up light n. | geri gidiş lambası | ||
| Technical | light-up burner n. | ateşleme yakıcısı | ||
| Automotive | ||||
| Automotive | back up light n. | geri vites lambası | ||
| Automotive | back-up light n. | geri vites lambası | ||
| Automotive | back-up light n. | motorlu taşıtın arkasında aracın geri geri gittiğini göstermek için yanan ışık | ||
| Marine | ||||
| Marine | back-up light n. | yedek fener | ||