partikül - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

partikül



Sens de "partikül" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 10 résultat(s)

Turc Anglais
General
partikül particle n.
partikül speck n.
partikül grue [scotland] n.
partikül stim n.
partikül stime n.
Technical
partikül speck n.
partikül shred n.
Automotive
partikül particle n.
Medical
partikül particle n.
Marine Biology
partikül particle n.

Sens de "partikül" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 95 résultat(s)

Turc Anglais
General
taneciğe benzer partikül granule n.
dizel partikül filtresi diesel particulate filter n.
pürüzlülüğü veya sertliği belirleyen partikül dizilimi grain n.
partikül diziliminin belirlediği pürüzlülük veya sertlik grain n.
Politics
karayolu dışında kullanılan hareketli makinelere takılan içten yanmalı motorlardan çıkan gaz ve partikül kirleticilerin emisyonuna karşı alınacak tedbirlerle ilgili üye devlet kanunlarının yakınlaştırılması komitesi committee for the approximation of the laws of the member states relating to measures against the emission of gaseous and particulate pollutants from internal combustion engines to be installed in non-road mobile machinery n.
Technical
asılı partikül madde suspended particulate matter n.
aşındırıcı partikül abrasive particle n.
aşındırıcı partikül erodent particle n.
dizel partikül maddesinin belirlenmesi determination of diesel particulate matter n.
en küçük parçacık ya da partikül whit n.
gaz ve flor ihtiva eden çözünmüş partikül halinde bileşiklerin kütlesel derişimi mass concentration of gaseous and soluble particulate fluorine-containing compounds n.
hava kaynaklı canlı partikül sayımı air-born viable particulate count n.
hava kaynaklı partikül air-born particulate n.
her milyondaki partikül miktarı ppm n.
hava kaynaklı partikül sayımı air-born particulate count n.
küçük partikül submicron n.
manyetik partikül testi magnetic particle test n.
mikro-partikül micro-particle n.
partikül değeri particle rating n.
partikül filtreleme cihazı particle filtering device n.
partikül değeri particle value n.
partikül büyüklüğü particle size n.
partikül sayma istatistikleri particle counting statistics n.
partikül yakalama arrestance n.
partikül büyüklüğü analizi particle size analysis n.
partikül boyut fraksiyonu particle size fraction n.
partikül filtresi particle filter n.
yüksek verimli partikül hava filtresi high efficiency particulate air filter n.
(kum, şeker, tuz, barut gibi) küçük ve sert partikül grain n.
yabancı partikül squark n.
yüksek verimli partikül hava filtresi hepa (high-efficiency particulate air) abrev.
yüksek verimli partikül tutucu hepa (high-efficiency particulate arresting) abrev.
Automotive
araçlarda kullanılan sıkıştırma ateşlemeli motorlardan çıkan gaz ve partikül kirleticilerin emisyonlarına karşı alınacak tedbirler measures to be taken against the emission of gaseous pollutants from diesel engines for use in vehicles n.
benzin partikül filtresi gasoline particulate filter n.
benzinli motor partikül filtresi gasoline particulate filter n.
dizel motor partikül filtresi diesel particulate filter n.
dizel partikül filtre sistemi diesel particulate filter system n.
kabin partikül filtresi particulate cabin filter n.
manyetik partikül testi magnetic particle test n.
motorin partikül madde diesel particulate matter n.
partikül filtresi tertibatı particulate trap assembly n.
partikül madde particulate trap n.
partikül madde emisyon sınırı particulate emission limit n.
partikül madde emisyonu particulate emission n.
partikül madde tutucu filtre pm trap n.
partikül madde yakma sıcaklığı particulate ignition temperature n.
partikül filtresi (egsoz) dahili aksam particulate trap/internal components n.
toplam partikül madde total particulate matter n.
yüksek verimli partikül hava filtresi high efficiency particulate air filter n.
Medical
atom partikül hızlandırıcıları heavy particle accelerators n.
akciğerin zararlı partikül ve gazlara anormal inflamatuvar yanıtı abnormal inflammatory response of lungs to inhaled noxious agents and gases n.
cansız partikül non-viable particulate n.
ışık engellemesi ile partikül sayım testi light obscuration particle count test n.
partikül sayımı enumeration of particles n.
solunabilir partikül inhalable particle n.
solunabilir partikül küyle eşiği limit değeri inhalable particulate mass threshold limit value n.
solunabilir partikül kütle eşiği sınır değeri inhalable particulate mass-threshold limit value n.
solunabilir partikül küyle eşiği limit değeri inhalable particulate mass-threshold limit value n.
yüksek lineer enerji transfer partikül ışınları high n.
zararlı partikül tozların ve gazların inhalasyonu inhalation of noxious gases and particulate dusts n.
aglütininlerle bağlı partikül antijenlerinin kümeleşmesi coagglutination n.
(idrar) çok sayıda yüzer partikül içeren flocculent adj.
Anatomy
kas liflerinde çift kırılma görülen diskleri oluşturan koyu renkli partikül disdiaclast n.
(belirli bir türe ait) partikül -id suf.
Pathology
kanser vakalarında plazma hücrelerinde bulunan bir partikül russell's body n.
Printing
(kurumuş mürekkep, kir veya kağıt) harf boşluğuna yerleşen partikül pick n.
Food Engineering
(partikül) ayırma (hububat) scalping n.
Physics
atom, iyon ya da molekülün partikül yakalaması capture n.
partikül sayısında azalma thindown n.
iki proton ve iki nötrondan oluşan bir helyum atomunun çekirdeği ile özdeş pozitif yüklü nükleer partikül alpha n.
iki proton ve iki nötrondan oluşan bir helyum atomunun çekirdeği ile özdeş pozitif yüklü nükleer partikül alpha particle n.
iki proton ve iki nötrondan oluşan bir helyum atomunun çekirdeği ile özdeş pozitif yüklü nükleer partikül alpha ray n.
iki proton ve iki nötrondan oluşan bir helyum atomunun çekirdeği ile özdeş pozitif yüklü nükleer partikül alpha radiation n.
kaba partikül fraksiyonu coarse particle fraction n.
partikül hızlandıran güçlü çarpıştırıcı supercollider n.
partikül bozunması ile parçalanmak decay v.
gecikmiş partikül ile ilgili delayed adj.
(ışık ışını veya partikül) yüzeye çarpan incident adj.
(atomaltı partikül) karşıt parçacığı ile aynı olan self-conjugate adj.
Chemistry
partikül bulaşması particulate contaminant n.
temel atomik partikül classon n.
koloidal bir süspansiyona elektrolit eklenmesiyle meydana gelen partikül sıralanmasını gösteren ionotropic adj.
(partikül, element) yakın birlik veya kombinasyon halindeki intimate adj.
küçük partikül kümeli flocculent adj.
Biology
en küçük bakterilerin çapından daha küçük olan kalsifiye kristal bir patojenik partikül nanobacterium n.
elementer partikül elementary particle n.
protoplazmanın kalıtımı kontrol eden varsayımsal partikül pangene n.
protoplazmanın kalıtımı kontrol eden varsayımsal partikül pangen n.
Biochemistry
partikül filtrasyonu particle filtration n.
Environment
karayolu dışında kullanılan hareketli makinelara takılan içten yanmalı motorlardan çıkan gazlara ve partikül halindeki kirleticilere karşı alınacak tedbirler measures against the emission of gaseous and particulate pollutants from internal combustion engines to be installed in non-road mobile machinery n.
partikül madde kuru çökelme akısı particulate matter dry deposition flux n.
partikül sayısı particle count n.
ince partikül kirliliği fine particle pollution n.
ince partikül fine particle n.
Geology
(kayaç veya çökeltide) yassı partikül birikimi strike n.