sürpriz - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

sürpriz



Sens de "sürpriz" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 16 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
sürpriz surprise n.
General
sürpriz fluke n.
sürpriz surprisal n.
sürpriz bombshell n.
sürpriz bonus n.
sürpriz snap n.
sürpriz surprise n.
sürpriz treat n.
sürpriz eye opener n.
sürpriz eyeopener n.
sürpriz eye-opener n.
sürpriz revelation n.
sürpriz surprisement n.
sürpriz surprising adj.
Colloquial
sürpriz a bolt from the blue expr.
Slang
sürpriz jeepers n.

Sens de "sürpriz" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 144 résultat(s)

Turc Anglais
General
hediye sürpriz favor n.
sürpriz nikah surprise wedding n.
hediye sürpriz favour n.
büyük sürpriz great surprise n.
sürpriz misafir surprise visitor n.
kötü sürpriz bombshell n.
getirisi olmayan sürpriz hisse senetlerine yatırım yapan yatırımcı contrarian n.
sürpriz parti surprise party n.
kötü sürpriz bad surprise n.
kötü sürpriz unwelcome surprise n.
kötü bir sürpriz a bad surprise n.
kötü sürpriz unpleasant surprise n.
sürpriz doğum günü partisi surprise birthday party n.
sürpriz hediye surprise gift n.
sürpriz son surprise ending n.
çocuklara içinde sürpriz hediyeler olan toplar veren makine gacha n.
sürpriz yumurta surprise egg n.
sürpriz saldırı raid n.
sürpriz unsuru element of surprise n.
sürpriz bir şekilde ele geçen şey nap-taking n.
sürpriz gelişme turn [scottish] n.
hoş bir sürpriz treat n.
her şeyi berbat eden sürpriz olay joker n.
tatsız sürpriz blow n.
rastgele seçilen sürpriz paketi mystery bag n.
sürpriz parti bushment [obsolete] n.
sürpriz baskın surprise raid n.
birini sorunlarına dair ikaz edip durumla yüzleştirmek için yapılan sürpriz toplantı intervention n.
sürpriz gelişme suddenty n.
sürpriz yapma surprisal n.
sürpriz olay surprisal [obsolete] n.
sürpriz içerikli turta surprise n.
sürpriz içerikli gösterişli yemek surprise n.
kötü sürpriz surprise party n.
sürpriz yapma surprisement n.
sürpriz yapan kimse surpriser n.
sürpriz içerikli turta surprize n.
sürpriz içerikli gösterişli yemek surprize n.
sürpriz yapmak surprise v.
birine sürpriz yapmak surprise v.
beklemek (birini sürpriz vb) be in store for v.
sürpriz yapmak give a surprise v.
sürpriz yapmak take by surprise v.
sürpriz yapmak supprise [obsolete] v.
sürpriz belirten ünlem nooit [south african] interj.
sürpriz, merhamet, keder, acı gibi çeşitli duyguları ifade eden ünlem o dear interj.
selamlama veya sürpriz ifade eden bir ünlem hollo interj.
selamlama veya sürpriz belirten bir ünlem holloa interj.
Phrasals
gelerek sürpriz yapmak fly by v.
ile sürpriz yapmak surprise with v.
birine bir şeyle sürpriz yapmak spring something on someone v.
birine sürpriz bir şekilde ilan etmek spring on someone v.
sürpriz bir şekilde ilan etmek spring on v.
(birini) sürpriz bir romantik geziye çıkarmak whisk off v.
Phrases
ne güzel sürpriz anlamında, beklenmedik birinin gelişiyle duyulan heyecanı anlatan bir söz If I knew you were coming, I'd have baked a cake expr.
Colloquial
sürpriz doğum günü surprise birthday n.
sürpriz yumurta easter egg n.
tatsız bir sürpriz an unpleasant surprise n.
sürpriz at a joker in the deck n.
sonucu değiştirebilecek sürpriz gelişme a joker in the deck n.
sürpriz, şaşırtıcı şey curve ball n.
sürpriz, şaşırtıcı şey curveball n.
sürpriz kaçıran spoiler n.
sürpriz bir ziyaret yapmak make a surprise visit v.
hiç de anormal/sürpriz olmamak be to be expected v.
ne sürpriz/olay ama beat all expr.
ne sürpriz/olay ama beat banaghan [obsolete] expr.
tam bir sürpriz oldu I declare to goodness expr.
tam bir sürpriz oldu I declare (to goodness)! expr.
… (olması) sürpriz olmadı it's no wonder (that)... expr.
… (olması) sürpriz olmadı it's small wonder (that)... expr.
… (olması) sürpriz olmadı it's little wonder (that)... expr.
bu ne sürpriz quelle surprise exclam.
ne büyük sürpriz surprise, surprise exclam.
Idioms
sürpriz davet fiddler's bidding n.
kişinin sahip olduğu sürpriz bilgi ve becerilerin tümü box of tricks n.
ani sürpriz bolt from the blue n.
kötü sürpriz kick in the teeth n.
sürpriz at dark horse n.
sürpriz at the joker in the pack n.
sonucu değiştirebilecek sürpriz gelişme the joker in the pack n.
yarışı sürpriz biçimde kazanmış sporcu a dark horse n.
sürpriz sonuç garrison finish n.
sürpriz bir durum a turn-up for the book n.
sürpriz yumurta pig in a poke n.
sürpriz olmak come as a revelation v.
sürpriz olmak come as a revelation (to somebody) v.
sürpriz olmak be a revelation (to somebody) v.
hiç de anormal/sürpriz olmamak be (only) to be expected v.
sürpriz yaşatmak be a revelation v.
sürpriz yaşatmak come as a revelation (to somebody) v.
sürpriz olmak be a revelation (to somebody) v.
sürpriz olmak be a revelation (to somebody) v.
sürpriz olmak come as a revelation (to somebody) v.
birini (sürpriz vb) beklemek lie in store for someone v.
sürpriz olmamak come as no surprise v.
sürpriz olmamak be (only) to be expected v.
(birine) sürpriz olmak come as a revelation (to somebody) v.
(birine) sürpriz olmak be a revelation (to somebody) v.
sürpriz olmak come as a revelation (to somebody) v.
sürpriz olmak be a revelation (to somebody) v.
(birini) beklemek (sürpriz, bela) be in store (for somebody) v.
(birini) beklemek (sürpriz, bela) be in store (for one) v.
sürpriz olmak be taken by surprise v.
sürpriz olmak come as/be a revelation v.
(birine) sürpriz olmak come as/be a revelation (to somebody) v.
sürpriz şekilde ortaya çıkarmak pull it out of the hat v.
sürpriz şekilde ortaya çıkarmak pull one out of the hat v.
sürpriz şekilde ortaya çıkarmak pull out of a hat v.
ne sürpriz/olay ama beat the dutch [obsolete] [us] expr.
ne sürpriz/olay ama that beats the dutch expr.
(birinin) ... yapması şaşırtıcı/sürpriz olmaz/beni şaşırtmaz wouldn’t put it past someone (to do something) expr.
sürpriz şekilde scarborough warning [uk] expr.
Speaking
bu ne güzel sürpriz! what a nice surprise! expr.
bana sürpriz yapmış she surprised me expr.
ben sürpriz partileri severim I love surprise parties expr.
bu ne güzel bir sürpriz what a pleasant surprise expr.
büyük sürpriz oldu it's quite a surprise expr.
benim için sürpriz olmaz it wouldn't surprise me expr.
bana sürpriz yaptı she surprised me expr.
bu ne sürpriz what a surprise expr.
ne güzel bir sürpriz what a lovely surprise expr.
ne hoş bir sürpriz what a lovely surprise expr.
ne hoş bir sürpriz what a pleasant surprise expr.
ne hoş bir sürpriz what a nice surprise expr.
seni burada görmek ne hoş bir sürpriz what a nice surprise to see you here expr.
seni burada görmek ne hoş sürpriz what a nice surprise to see you here expr.
sürpriz sayılmamalıdır ki it should come as no surprise that expr.
Trade/Economic
sürpriz devralma teklifi saturday night special n.
sürpriz alım teklifi saturday night special n.
Politics
sürpriz yapabilme olasılığına sahip siyasal parti veya lider dark horse n.
Computer
sürpriz kutusu jack-in-the-box n.
Statistics
sürpriz indeksi surprise index n.
Social Sciences
yılbaşı gecesinde yapılan sürpriz hogmanay n.
Military
sürpriz saldırı coup de main n.
sürpriz saldırı sudden attack n.
sürpriz saldırı surprise attack n.
Music
sürpriz durgu deceptive cadence n.
Theatre
olayların sürpriz şekilde değişmesi counterturn n.
Cinema
filmi izlememiş birine filmin içindeki gizemi açıklayan, sürpriz sonu açık eden ve keyif zevkini bozacak bilgi spoiler n.
sürpriz son plot twist n.
Slang
heyecan ve sürpriz dolu thrills and spills n.
Modern Slang
sürpriz evlilik/düğün ambush wedding n.
misafirlerin sıradan bir etkinliğe davet edilir gibi davet edildiği ve gelin ve damadın sürpriz bir şekilde evlendiği düğün ambush wedding n.