sıvı - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

sıvı



Sens de "sıvı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 20 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
sıvı fluid n.
sıvı liquid n.
General
sıvı water n.
sıvı fld (fluid) n.
sıvı fluor [obsolete] n.
sıvı soft adj.
sıvı running adj.
sıvı liquid adj.
sıvı long adj.
Technical
sıvı liquid n.
sıvı fluid n.
Construction
sıvı liquid n.
sıvı colloid n.
Automotive
sıvı fluid n.
sıvı juice n.
sıvı liquid n.
Medical
sıvı liq (liquor) n.
Chemistry
sıvı nonsolid n.
Biochemistry
sıvı plasma n.
Abbreviation
sıvı fl. (fluid) abrev.

Sens de "sıvı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
(sıvı içine) batma dip n.
fışkırmak (sıvı bir yerden) well out v.
General
sıvı karbonlama liquid carburizing n.
et, sebze ya da benzer malzemelerin karışımından hazırlanan sıvı yiyecek soup n.
tekne (sıvı için) vat n.
sıvı ölçüsü pint n.
katılaşma (sıvı veya plastik madde için) set n.
sıvı püskürten kimse sprayer n.
boşaltma (sıvı vb dökmek) pouring n.
sıvı merhem liniment n.
leke giderici sıvı ilaç cleaning fluid n.
sıvı akış borusu siphon n.
püsküren sıvı spray n.
sıvı sıvı ayırması liquid liquid extraction n.
sıvı basıncı liquid pressure n.
doygun sıvı saturated liquid n.
yanık (kaynar sıvı veya buhardan ileri gelen) scald n.
fışkırtılan sıvı squirt n.
köpürme (sıvı) effervescing n.
sıvı ölçeği liquid measure n.
sıvı sayacı liquid counter n.
sıvı lazer liquid laser n.
sıvı yakıtlı roket liquid fuel rocket n.
sıvı sabun liquid soap n.
sıvı düzey göstergesi liquid level indicator n.
filtre edilmiş sıvı filtrate n.
sıvı hidrojen liquid hydrogen n.
sıvı madde taşıyıcı jerrican n.
sıvı soğutmalı reaktör liquid cooled reactor n.
akım (hava/sıvı için) circulation n.
bir yere sıvı doldurmaya yarayan pompa syringe n.
antiseptik sıvı wash n.
sıvı nitrürleme liquid nitriding n.
sıvı şeker liquid sugar n.
sıvı oylum ölçüsü liquid measure n.
devridaim (motordaki sıvı için) circulation n.
sıvı gaz liquid gas n.
havadaki su buharının yoğunlaşma sonunda sıvı veya katı durumda yere düşmesi precipitation n.
sarımsakta bulunan, antibakteriyel özelliği olan, keskin kokulu, yağsı sıvı allicin n.
pekmez kıvamındaki tatlı sıvı syrup n.
sıvı atık liquid waste n.
sıvı hava liquid air n.
damıtılarak elde edilen alkollü sıvı spirit n.
akışkan sıvı sayacı liquid flow counter n.
sıvı hal liquid phase n.
kıvam (sıvı için) texture n.
sıvı olmayan solid n.
sıvı akma yolu spillway n.
sıvı akış borusu syphon n.
süzülmüş sıvı filtrate n.
sıvı ölçüsü (yarım litre) pint n.
yarım litrelik sıvı ölçü birimi pint n.
sıvı kromatografisi liquid chromatography n.
sıvı ölçüsü liquid measure n.
damlalıkla sıvı verme drip n.
sıvı birimi liquid unit n.
sıvı yakıt fluid gas n.
sızdırılmama (sıvı) retention n.
sıvı halinde atık effluent n.
reçineli sıvı lac n.
sıvı gübre liquid manure n.
sıvı azot liquid nitrogen n.
sıvı durum liquid state n.
sıvı metal reaktörü liquid metal reactor n.
içinden sıvı geçen yol canal n.
sıvı hal liquid state n.
dikkatsizce dökülen sıvı slopping n.
sızdıran (sıvı vb) leaker n.
sıvı haline gelme liquefaction n.
sıvı düzeyi liquid level n.
sıvı bulanıklığını ölçme nephelometry n.
yahudi sıvı ölçü birimi hin n.
sıvı kristalleri liquid crystals n.
sıvı dinamiği ölçümleri fluid dynamic measurements n.
sıvı helyum liquid helium n.
sıvı metaller liquid metals n.
akabilir sıvı sabun liquid soap n.
damıtılmış sıvı distillate n.
imbikten çekilmiş sıvı distillate n.
avrupa'da kullanılan bir sıvı ölçüsü anker n.
gözde ön ve arka odacıkları dolduran sıvı aqueous humor n.
sıvı yakıt fuel oil n.
sıvı-sıvı dengesi liquid-liquid equilibrium n.
sıvı bulaşık deterjanı washing-up liquid n.
karışmaz sıvı immiscible liquid n.
sıvı madde liquid n.
koruyucu sıvı protecting liquid n.
sıvı sabunluk soap dispenser n.
sıvı el sabunu liquid hand soap n.
sıvı seviyesini gösteren cihaz liquid level indicating device n.
sıvı düzeltici correction fluid n.
düzeltici sıvı correction fluid n.
sıvı su içeriği liquid water content n.
pekmez kıvamındaki tatlı sıvı sirup n.
sıvı bekletme tankı/deposu holding vessel n.
yaşamsal sıvı vital liquid n.
sıvı gargara liquid mouthwash n.
tereyağ yaparken katılaşan yağın ardında kalan sıvı buttermilk n.
koyu sıvı karışım slutch n.
sihirli sıvı magic liquid n.
sıvı tebeşir chalk marker n.
organik çözücülerde çözülebilen ve kimyasal savaşta sinir gazı olarak kullanılan zehirli bir sıvı tabun n.
musluktan akıtılan sıvı tapping n.
bir onsun yarısı kadar olan sıvı ölçü birimi tablespoonful n.
çin'de kullanılan, 1 litrenin biraz üzerindeki sıvı ölçüm birimi cheng n.
çin'de kullanılan, 1 litrenin biraz üzerindeki sıvı ölçüm birimi sheng n.
sıvı test etmekte kullanılan ayaklı küçük cam bardak test glass n.
fıçıdan sıvı numunesi almak için kullanılan tüp thief tube n.
sıvı oda kokusu perfume n.
alev almaz sıvı püskürtme malzemesi non-flammable liquid spraying material n.
anker (sıvı ölçüsü) anchor [obsolete] n.
siyah renkli sıvı bir madde atrament n.
vücuttan sıvı çıkması emission n.
abd sıvı birimi united states liquid unit n.
abd geleneksel ölçü birimleri sisteminde kullanılan sıvı ölçüm birimi united states liquid unit n.
sıvı hayvan yemi lap n.
sıvı hayvan maması lap n.
sıçratılan sıvı jaup n.
sıçratılan sıvı jawp n.
bir beherin içine aldığı sıvı miktarı beakerful n.
(sıvı) saçma sputtering n.
sıvı haline gelme liquescency n.
sıvı deterjan liquid detergent n.
sulu sıvı blash n.
sıvı aktarma borusu leader n.
çalkalanan sıvı kütlesi boil n.
kaynayan sıvı kütlesi boil n.
hareket eden sıvı kütlesi boil n.
sıvı sabun handwash n.
sıvı sabun hand-wash n.
rus petrolünün damıtılmasından arta kalan ve genellikle akaryakıt olarak kullanılan katı kıvamlı bir sıvı mazut n.
rus petrolünün damıtılmasından arta kalan ve genellikle akaryakıt olarak kullanılan katı kıvamlı bir sıvı mazout n.
rus petrolünün damıtılmasından arta kalan ve genellikle akaryakıt olarak kullanılan katı kıvamlı bir sıvı masut n.
havanın zemine bitişik olmayıp altında katı veya sıvı yüzey bulunmayan herhangi bir bölgesi midair n.
havanın zemine bitişik olmayan veya altında katı veya sıvı yüzey bulunmayan herhangi bir noktası veya bölgesi mid-air n.
kınanın başka boyarmaddeler ile karıştırılmasıyla elde edilen sıvı, toz veya macun henna n.
dram'ın altmışta birine eşdeğer bir sıvı hacmi birimi minimum n.
biberonun içindeki sıvı gıda bottle n.
bronzlaştırıcı sıvı bronzer n.
altındaki borudan boşaltma yapabilen sıvı tankı hopper n.
(su, parfüm, ilaç) havaya püskürtülmüş küçük sıvı damlaları mist n.
sıvı madde moisture n.
paspasla uygulanan sıvı madde mopping n.
eski bir sıvı birimi moy n.
palmiye ağaçlarından şaraplık sıvı toplayıp satan kimse lick-spigot n.
içinde derilerin kireçlendiği çukur veya sıvı lime n.
(sıvı) kalınlaşıp yumru haline gelme livering n.
18.2 litreye eşdeğer olan bir sıvı ölçü birimi moy n.
sirke ile çırpılmış yumurta akından oluşan ve kitap süslemesinde kullanılan yapışkan bir sıvı glair n.
sirke ile çırpılmış yumurta akından oluşan ve kitap süslemesinde kullanılan yapışkan bir sıvı glaire n.
meşrubat kapağı açma sesinden sonra şişeden dökülen sıvı miktarı glug n.
yarım litrenin biraz azına eşdeğer bir iskoç sıvı ölçü birimi mutchkin [scotland] n.
küçük miktarda sıvı gobbet n.
eski bir iskoç sıvı ölçü birimi chopin n.
eski bir iskoç sıvı ölçü birimi chappin n.
sıvı partiküllerini temizleme demisting n.
yoğun ve yapışkan sıvı grume n.
yayılan sıvı gush n.
cilde uygulanan koruyucu sıvı oil n.
saça uygulanan koruyucu sıvı oil n.
bir sıvı ölçüm birimi oke n.
tek kaynaktan gelen yoğun sıvı akışı river n.
(belirli zamanda belirli bir işlem esnasında) akan sıvı miktarı running n.
emdirme sonucu oluşan katı-sıvı karışımı imbibition [obsolete] n.
bir ingiliz sıvı hacim birimi imperial bushel n.
sıvı geçirmezlik impermeableness n.
çözücü sıvı dissolving agent n.
eritici sıvı dissolving agent n.
(insan davranışlarını etkilediğine inanılan) eterik sıvı influence n.
damla damla akan sıvı instillation n.
damla damla akıtılan sıvı instillment n.
damla damla akıtılan sıvı instilment n.
metal sıvı taşıma kabı metal drum n.
sıvı damla bead n.
(sıvı yüzeyinde oluşan) kaymak cuticle n.
(sıvı yüzeyinde oluşan) kabuk cuticle n.
az miktarda sıvı dollop n.
az miktarda sıvı dallop n.
az miktarda sıvı drappie [scotland] n.
kaynaktan (elektrik, sıvı) çekme drawing off n.
az az sızarak damlayan sıvı dribble n.
içilebilir sıvı drinkable n.
(sıvı) yavaşça sızması drizzle n.
sıvı damlasına benzer şey drop n.
hindistan'da içine yağ, sıvı konulan büyük, yuvarlak bir deri şişe dubber n.
hindistan'da içine yağ, sıvı konulan büyük, yuvarlak bir deri şişe dupper n.
sıvı bir mürekkep çeşidi china ink n.
fularlamada kullanılan sıvı pad n.
(tek bir bütün olarak kabul edilen) sıvı hacmi parcel n.
sıvı birikintisi pool n.
sütümsü sıvı salgılayan ağaç milker n.
(sıvı partiküllerinin) birbiri arasında hareket edebilmesi intermobility n.
sıvı buharlaştırma kabı pan n.
sıvı üzerinde bulunan film pellicle n.
sıvı üzerinde gelişen zar pellicle n.
sıvı yüzeyinde gelişen bakteriyel büyüme pellicle n.
sıvı benzeri kıvamda olma plasteriness n.
bir sıvı ölçü birimi pot n.
sıvı mürekkebin üzerine kum serpmeye yarayan kap sandbox n.
yaklaşık 29,57 mililitreye tekabül eden bir abd sıvı ölçüm birimi fluid ounce n.
sıvı soğutma kabı cooler n.
filtrelenen sıvı filtrate n.
belirli bir sürede akan sıvı miktarı flow rate n.
sıvı olma fluidness n.
sıvı hal fluor [obsolete] n.
sıvı madde fluxure n.
buharlaştırılmış sıvı bulutu fog n.
çamaşırların yıkama öncesi içinde bekletildiği sıvı presoak n.
kirletici sıvı puddle n.
at bacağında sıvı dolu şişlik puff n.
sıvı içerisinde darbeler yaratan cihaz pulser n.
yarı sıvı madde semiliquid n.
sıvı formda sentetik rezin veya plastik sirup n.
deri şişede bulunan sıvı skinful n.
sıvı dökme slop n.
sıvı saçma slop n.
dökülüp saçılan sıvı slop n.
az miktarda sıvı slosh n.
biraz sıvı slosh n.
buz gibi soğuk sıvı snow-broth n.
bir şeye işleyen sıvı miktarı soakage n.
bir şeyi tamamen ıslatıp temizleyen sıvı miktarı soakage n.
içilebilir sıvı sowl n.
çökelti üzerinde kalan berrak sıvı supernatant n.
çökelti üzerinde kalan berrak sıvı supernate n.
sıvı gıda supping [dialect] [uk] n.
sıvı sentetik reçine syrup n.
sıvı formda sentetik plastik syrup n.
sıvı dökmek/sürmek (kurumaması için pişen etin üstüne) baste v.
dökmek (sıvı/kan vb) spill v.
derinlemesine girmek (bir sıvı bir yere) soak into v.
yakmak (kaynar sıvı/buhar/güneş vb ile) scald v.
boşaltmak (sıvı vb dökmek) pour v.
içine çekmek (hava/sıvı vb'ni) draw v.
devridaim yapmak (motordaki sıvı) circulate v.
süzülmek (bir sıvı bir yere) soak into v.
mayalanmak (sıvı) work v.
sızdırmamak (sıvı vb) retain v.
(sıvı) köpürtmek churn v.
(gaz sıvı vb) akıtmak discharge v.
(sıvı) püskürtmek pulverize v.
(sıvı) püskürtmek pulverise v.
basınçla havaya karışan ince sıvı tanecikleri haline getirmek nebulise v.
basınçla havaya karışan ince sıvı tanecikleri haline getirmek nebulize v.
(sıvı) durdurmak baffle v.
sıvı eklemek juice v.
sıvı haline gelmek liquesce v.
sıvı haline getirmek liquidize v.
sıvı haline getirmek liquidise v.
sıvı sıçratmak blash [dialect] v.
içinde kaynar sıvı bulunmak boil v.
paspasla (sıvı) uygulamak mop v.
paspasla (sıvı) yaymak mop v.
sıvı madde ile işlemek liquor v.
(gaz, sıvı) tali borudan geçirmek bypass v.
(gaz, sıvı) ikincil borudan geçirmek bypass v.
(sıvı, su) aşma borusuyla yönlendirmek by-pass v.
(gaz, sıvı) tali borudan geçirmek by-pass v.
(gaz, sıvı) ikincil borudan geçirmek by-pass v.
sıvı sıçratmak gobbet v.
sıvı hale gelmek dethaw v.
sıvı hale getirmek dethaw v.
(damar içi enjeksiyon gibi yollarla) vücutta aşırı sıvı toplanmasına sebep olmak overhydrate v.
(sıvı) dökmek run off v.
(sıvı) boşaltmak run off v.
sıvı içinde çözülmek distemper [obsolete] v.
(sıvı) akmak draw v.
(sıvı) boşalmak draw v.
sıvı ile sarılmak drip v.
sıvı sızdırmak drip v.
(yemeğe, içeceğe) fazla miktarda sıvı eklemek drown v.
sıvı ile emprenye etmek pad v.
(tohumları) yapışkan sıvı ile kaplamak pellet v.
(sıvı) yoğunlaştırmak scald v.
sıvı hale getirmek fluidify v.
sıvı hale gelmek fluidify v.
sıvı birikmek fluidify v.
(kahve) esansını çıkarmak için içinden sıvı geçirmek percolate v.
sıvı, boya veya ışıkla kaplamak perfuse v.
sıvı, boya veya ışık yaymak perfuse v.
(kaynar sıvı/buhar/güneş ile) yakmak scalder [dialect] [uk] v.
yakmak (kaynar sıvı/buhar/güneş ile) scaud [scotland] v.
(sıvı) hücum etmek scoosh v.
(sıvı üzerindeki kaymak vb.) sıyırıp almak skim v.
(kap, sıvı) almak bear v.
(sıvı) akmamak stand v.
(sıvı) yerinde durmak stand v.
(sıvı) koymak pour v.
(sıvı vb.) geçirmemek shed v.
içine su katılmış gibi (sıvı) thin adj.
köpürmüş (sıvı) effervesced adj.
taşan (sıvı) ebullient adj.
içinde katı parçalar bulunmayan (sıvı) smooth adj.
lapamsı (sıvı) thick adj.
boza gibi (sıvı) thick adj.
sıvı soğutmalı liquid cooled adj.
sıvı olabilir liquescent adj.
yarı sıvı semiliquid adj.
sıvı gibi fluidic adj.
(su/sıvı) geçiren leachy adj.
(sıvı/su) geçirgen leachy adj.
maddenin sıvı ve kristal arasındaki hali ile ilişkili mesomorphic adj.
sıvı ile kristal hali arasında olan (madde) mesomorphic adj.
maddenin sıvı ve kristal arasındaki hali ile ilişkili mesomorphous adj.
sıvı ile kristal hali arasında olan (madde) mesomorphous adj.
sıvı içeren moist adj.
sıvı yakıt verilmiş liquid-fueled adj.
(sıvı) yüzdürücü buoyant adj.
(sıvı) yukarı kaldırıcı buoyant adj.
mekanik yollarla devir daim olan bir sıvı yerine ısıl taşınım akımlarından faydalanan gravity adj.
kuvvetle çalkalanmış (sıvı) roiled adj.
(gaz) sıvı hale getirilemez incondensable adj.
kabarcıklı (sıvı) fizzy adj.
sıvı ile ilişkili fluid adj.
sıvı gibi fluid adj.
sıvı kullanan fluid adj.
sıvı içinde hareket eden fluid adj.
sıvı içindeyken etki eden fluid adj.
sıvı haldeyken etki eden fluid adj.
sıvı ile ilişkili fluidal adj.
sıvı akışı ile ilişkili fluidal adj.
sıvı gibi fluidlike adj.
döner başlıklı aplikatörlü bir paketi olan (deodorant gibi sıvı kozmetik ürünü) roll-on adj.
sıvı konsa sızdıracak gevşeklikte slack adj.
sıvı olarak fluidly adv.
köpürerek (sıvı) effervescently adv.
kaynayarak (sıvı) ebulliently adv.
taşarak (sıvı) ebulliently adv.
sıvı olarak liquidly adv.
sıvı geçişine izin vererek porously adv.
sütlü sıvı anlamı veren ön ek galact- pref.
sütlü sıvı anlamı veren ön ek galacto- pref.
sıvı anlamı veren ön ek hydr- pref.
sıvı anlamına gelen ön ek hydro- pref.
sıvı dinamiği fluid dynamics n.
Phrasals
(sıvı) akıp gitmek circulate through something v.
(sıvı) sızıntı yapmak seep away v.
(sıvı) alt bölümlere doğru yayılmak filter down v.
su/bir sıvı püskürterek yıkamak rinse down v.
su/bir sıvı kullanarak bir şeyi bir yere doğru akıtmak rinse down v.
bir sıvı yardımıyla yutmak swill down with (something) v.
su/bir sıvı içinde kalmak drip with (something) v.
her tarafından (su/bir sıvı) damlamak drip with (something) v.
her tarafından su/bir sıvı damlamak drip with something v.
su/bir sıvı içinde kalmak drip with something v.
suyun/bir sıvı kütlesinin içine dalmak dunk in (something) v.
sıvı bir şeye batırmak/banmak/bulamak dunk in (something) v.
suyun/bir sıvı kütlesinin içine dalmak dunk into (something) v.
sıvı bir şeye batırmak/banmak/bulamak dunk into (something) v.
kuvvet uygulayarak veya basınçlı su, sıvı ile temizlemek blast off v.
(bir şeyi) kuvvet uygulayarak veya basınçlı su, sıvı ile temizlemek blast off v.
(sıvı) birikmek pool up v.
bir sıvı/gaz pompalamak pump in v.
içine sıvı/gaz pompalamak pump in v.
hava/sıvı basmak pump in v.
(bir şeyin arasından/bir şeyden) kaçak yapmak (sıvı) bubble up (through something) v.
(sıvı) çıkmak bubble up v.
(sıvı) kaçak yapmak bubble up v.
(bir şeyden) sıvı bir şey almak/çekmek draw something off (from something) v.
(su/bir sıvı) içinde kalmak drip with v.
her tarafından (su/bir sıvı) damlamak drip with v.
(bol su veya bir sıvı) ile temizlemek flush with (something) v.
(bir sıvı) basmak inundate with (something) v.
(bir sıvı) baskınına maruz kalmak inundate with (something) v.
(bir şeyi) bir sıvı kullanarak (başka bir şeyin yüzeyinden) çıkarmak/temizlemek soak (something) off of (something else) v.
bir sıvı kullanarak çıkarmak/temizlemek soak off v.
bir sıvı (birini/bir şeyi) kaplamak wash over (someone or something) v.
(sıvı üzerindeki kaymak vb.) sıyırıp almak skim off v.
Colloquial
içecekten yudum alındıktan sonra ağızdan şişe ya da bardağa geri akan sıvı backwash n.
cinsel birleşme öncesinde erkeğin cinsel organından gelen renksiz sıvı precum n.
cenindeki anormalliklerin teşhisi için hamile kadından amniyotik sıvı alınması amnio n.
büyük miktarda sıvı bucket n.
dişlerin arasından veya dilin altından tükürük gibi sıvı boşaltmak gleek v.
yüksek miktarda (sıvı) buckets expr.
Idioms
mucizevi sıvı wonder water n.
sağlık için olağanüstü derecede faydalı bir sıvı wonder water n.
Trade/Economic
fıçının kapasitesi ile sıvı arasındaki fark wantage n.
fıçının kapasitesi ile sıvı arasındaki fark outage n.
sıvı mallar wet goods n.
Law
farklı kişilere ait olan katı veya sıvı haldeki taşınır malların birbirine katılması commixture n.
Industry
aköz sıvı ilaç mixture n.
Tourism
sıvı kaybı dehydration n.
Technical
gazda bulunan katı veya sıvı partiküller bulutu aerosol n.
basınç altında sıvı içerisinde karbondioksit çözme carbonation n.
su ve gider bağlantısı olmayan, içerisinde yalnızca atık maddeyi kimyasal olarak etkisizleştirmek üzere sıvı dezenfektan bulunan klozet chemical closet [brit] n.
su ve gider bağlantısı olmayan, içerisinde yalnızca atık maddeyi kimyasal olarak etkisizleştirmek üzere sıvı dezenfektan bulunan klozet chemical toilet [usa] n.
sıvı olmayan madde nonliquid n.
fıçının üçte birine eşit eski bir sıvı kapasitesi birimi tertian n.
kaplardan sıvı numunesi almak için kullanılan tüp thief n.
159 litreye eşit sıvı ölçü birimi tierce [obsolete] n.
test için az miktarda sıvı çekmekte kullanılan alet try cock n.
aktif matrisli tek renkli sıvı kristal gösterge modülleri active matrix monochrome liquid crystal display modules n.
açık kanallarda sıvı akışının ölçülmesi measurement of liquid flow in open channels n.
açık kanallarda sıvı akımının ölçülmesi measurement of liquid flow in open channels n.
aşırı sıvı yüklenmesi fluid overload n.
aktif matrisli renkli sıvı kristal gösterge modülleri active matrix color liquid crystal display modules n.
ayrımlı sıvı özütleme fractional liquid extraction n.
alevlenmez sıvı püskürtme malzemesi non-flammable liquid spraying material n.
acı sıvı bitters n.
açık kanalda sıvı akış ölçümü liquid flow measurement in open channel n.
açık kanaldaki sıvı akışı liquid flow in open channel n.
açık kanallarda sıvı akımı ölçümü measurement of liquid flow in open channels n.
açık kanallarda sıvı akışı ölçümü liquid flow measurement in open channels n.
ağır sıvı heavy liquid n.
akışmaz sıvı viscous liquid n.
alev alabilir sıvı flammable liquid n.
alevlenebilir sıvı ve gazlar inflammable liquids and gases n.
alkalik sıvı alkaline fluid n.
anizotrop sıvı anisotropic liquid n.
antistatik sıvı antistatic fluid n.
aşındırıcı sıvı corrosive liquid n.
aşırı basınç sıvı yağlayıcı extreme pressure fluid lubricant n.
aşırı soğumuş sıvı supercooled liquid n.
aşırı soğumuş sıvı overcooled liquid n.
aşırı soğutuk sıvı supercooled liquid n.
aşırı soğutulmuş sıvı overcooled liquid n.
aşırı soğutulmuş sıvı supercooled liquid n.
ateş almaz sıvı incombustible fluid n.
baskıların yenilebilir katı ve sıvı yağlara dayanıklılığı resistance of prints to edible oils and fats n.
basınçlı sıvı yakıt püskürtme memesi liquid fuel atomizing nozzle n.
basınçlı sıvı nitrürleme liquid pressure nitriding n.
basınç düşmesi dahil camlı sıvı ısıtma kollektörlerinin ısıl performansı thermal performance of glazed liquid heating collectors including pressure drop n.
bakır sıvı özütlemesi copper leaching n.
basınçlı sıvı ya da gazın kollara dağıldığı port manifold n.
basınçlı sıvı compressed liquid n.
bir sıvı hüzmesiyle penetrasyona direncin tayini determination of resistance to penetration by a jet of liquid n.
bir çeşit dansimetre (sıvı yoğunluğu ölçer) aerometer n.
bir sıvı yapıştırıcısının bir bakır taban malzemesinde korozyon oluşturma gücü ability of a liquid adhesive to corrode a copper substrate n.
buhar önleyici sıvı anti-vapor liquid n.
bir makinede kullanılan sıvı veya gaz working fluid n.
bir katının bir sıvı içindeki dağılımı soliquid n.
bir sıvı jetiyle penetrasyona direncin tayini determination of resistance to penetration by a jet of liquid n.
bozuk sıvı imperfect fluid n.
camlı sıvı ısıtma güneş kollektörü glazed liquid heating solar collector n.
cebri çekişli sıvı yakıt brülörlü kazan heating boiler with forced drought burner n.
camsız sıvı ısıtma kollektörü unglazed liquid heating collector n.
camsız sıvı ısıtma güneş kollektörü unglazed liquid heating solar collector n.
camlan buhara karşı koruyan sıvı anti dim n.
camlı sıvı ısıtma kollektörü glazed liquid heating collector n.
çökelterek temizlemek (sıvı) settle n.
çeyrek galonluk hacim ve sıvı ölçü birimi quart n.
çok fazla sıvı multi-phase liquid n.
çözücü olarak kullanılan kutupsal sıvı polar solvent n.
damıtma ile elde edilen sıvı distillate n.
deponun dışına yerleştirilmiş sıvı seviye göstergesi sight glass n.
denizden tanka veya tanktan denize sıvı almak için kullanılan valflı sandık valve chest n.
dallantılararası sıvı interdendritic liquid n.
dereceli sıvı ölçeği graduate n.
dinlendirme (sıvı) settling n.
düşük kaynama noktalı sıvı low-boiling liquid n.
doymuş sıvı eğrisi saturated liquid line n.
durultma sıvı akıtma decantation n.
doymuş sıvı saturated liquid n.
doymuş sıvı eğrisi saturation line n.
doymuş sıvı hatrı saturated vapor line n.
dikişsiz ve kaynaklı boruların sıvı penetrant muayenesi liquid penetrant testing of seamless and welded steel tubes n.
düşük sıcaklıkta sıvı karbonlama low-temperature liquid carburizing n.
ekstrasellüler sıvı hacmi extracellular liquid volume n.
endüstriyel sıvı yağlayıcılar industrial liquid lubricants n.
endüstriyel sıvı yağlayıcı industrial liquid lubricant n.
geçici sıvı evreli üretim transient liquid-phase processing n.
etrafını çeviren sıvı surrounding liquid n.
etkin anayapılı sıvı örüt gösterimi active-matrix liquid crystal display n.
fren sıvı seviyesi sivici brake fluid level switch n.
geçici sıvı evreli bağlama transient liquid-phase bonding n.
hafif korozif sıvı mildly corrosive liquid n.
her bir birim alana sıvı basıncı intensity of pressure n.
hava soğutmalı sıvı soğutucu air-cooled liquid cooler n.
hidrolik sıvı kabı hydraulic fluid container n.
hidrolik sıvı gücü hydraulic fluid power n.
hazır ambalajlı sıvı mamullerin hacim tespiti making-up by volume of certain prepackaged liquids n.
hortum ve boru cidarlarının sıvı geçirgenliği transmission of liquids through hose and tubing walls n.
hidrolik sıvı hydraulic fluid n.
homojen sıvı fluid homogenous n.
ısı taşıyıcı sıvı heat-conveying liquid n.
ilk sıvı değme aşaması initial liquid contact stage n.
iletken sıvı akışının ölçülmesi measurement of conductive liquid flow n.
ikili sıvı banyosu metodu two-fluid bath method n.
ideal sıvı ideal fluid n.
ideal sıvı perfect fluid n.
ideal sıvı akımı ideal fluid flow n.
ısılyönelimli sıvı kristal thermotropic liquid crystal n.
karışabilir sıvı miscible liquid n.
kabarcıklı sıvı bubbly liquid n.
karıştırmalı sıvı çelik stirred molten steel n.
kan, lenf veya sütün sıvı kısmı plasma n.
karışmaz sıvı immiscible liquid n.
karışır sıvı miscible liquid n.
karışık sıvı mixed liquid n.
kesme gerilimi altında kalınlaşan sıvı shear-thickening fluid n.
kısmi geçici sıvı evreli sert lehimleme (seramik) partial transient liquid-phase brazing n.
katıyı sıvı haline gelmeden gaz haline getirme sublimation n.
kirletici sıvı liquid contaminant n.
katı kıvamlı sıvı viscous liquid n.
kusurlu sıvı imperfect fluid n.
koyun parazitlerini öldürmek için hazırlanan sıvı sheep-dip n.
kolay tutuşabilen sıvı flammable liquid n.
kullanık sıvı spent liquor n.
kutupsal sıvı polar liquid n.
kum bağlayıcı ve sıvı karıştırma mulling and tempering n.