sarsıntı - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

sarsıntı



Sens de "sarsıntı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 33 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
sarsıntı quake n.
sarsıntı concussion n.
sarsıntı shake n.
General
sarsıntı jar n.
sarsıntı convulsion n.
sarsıntı trauma n.
sarsıntı joggle n.
sarsıntı jolt n.
sarsıntı jounce n.
sarsıntı jerk n.
sarsıntı lurch n.
sarsıntı tremor n.
sarsıntı bump n.
sarsıntı turn n.
sarsıntı zap n.
sarsıntı shog n.
sarsıntı spang n.
sarsıntı stoiter n.
sarsıntı rock v.
Idioms
sarsıntı a cold shower n.
sarsıntı cold shower n.
Trade/Economic
sarsıntı shocks n.
Technical
sarsıntı flip n.
Automotive
sarsıntı jolting n.
sarsıntı harshness n.
Medical
sarsıntı trauma n.
sarsıntı concussion n.
sarsıntı commotio n.
sarsıntı commotion n.
Psychology
sarsıntı shock n.
Meteorology
sarsıntı bumpiness n.
Archaic
sarsıntı tremour n.
Slang
sarsıntı blue devils n.

Sens de "sarsıntı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 41 résultat(s)

Turc Anglais
General
artçı sarsıntı aftershock n.
şiddetli sarsıntı concussion n.
art sarsıntı aftershock n.
toplumsal sarsıntı earthquake n.
şiddetli sarsıntı buffet n.
ani sarsıntı surge n.
sarsıntı doğuran traumatic adj.
ani sarsıntı ile joltingly adv.
ani bir sarsıntı ile wrenchingly adv.
Idioms
sert vuruş ve sarsıntı bump and grind n.
(birinde) bir sarsıntı yaratmak throw a scare into (someone) v.
ani sarsıntı yaşamak bump and grind v.
Technical
artçı sarsıntı earthquake after shock n.
havalı sarsıntı yutucu pneumatic shock absorber n.
öncü sarsıntı earthquake for shock n.
sarsıntı gerilimi pulsating stress n.
uygulamalı sarsıntı bilimi applied seismology n.
bir cihazın çalışmaya başlaması veya düzensiz bir şekilde hareket etmesi ile, hareketli aksamlarının arasındaki boşluk veya gevşeklik kaynaklı ortaya çıkan gıcırtılı ses veya sarsıntı lash n.
sarsıntı önleyici bağlama parçası slip link n.
Construction
sarsıntı iletmez bağlama flexible mounting n.
Automotive
gürültü-titreşim-sarsıntı noise-vibration-harshness n.
hidrolik sarsıntı yutucu amortisör hydraulic shock absorber n.
sarsıntı bantları rumble strips n.
Medical
sarsıntı bunaması traumatic dementia n.
sarsıntı sonrası sendromu post-concussion syndrome n.
sarsıntı sonrası sendromu post-concussive syndrome n.
sarsıntı anlamı veren ön ek traumat- pref.
Psychology
sarsıntı sonrası sendromu postconcussion syndrome n.
Statistics
sarsıntı-hata modeli shock and error model n.
sarsıntı modeli shock model n.
Geography
ana sarsıntı main shock n.
Geology
ritmik sarsıntı harmonic tremor n.
sarsıntı hasarı seismic damage n.
(deprem sonrası) art sarsıntı aftershock n.
depremsel sarsıntı seismic tremor n.
sismik sarsıntı seismic tremor n.
sarsıntı ölçere ait tromometric adj.
sarsıntı ölçerle ilgili tromometric adj.
sarsıntı ölçer kullanılan tromometric adj.
Star Wars
sarsıntı füzesi concussion missile n.
sarsıntı füze atar concussion missile launcher n.