Historique

take it!

Sens de "take it!" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 1 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	take it! interj.	al sana

Sens de "take it!" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 329 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	take it easy interj.	sakin ol
General
2	General	take it personally v.	üzerine alınmak
3	General	take it v.	dayanmak
4	General	take it easy v.	ağırdan almak
5	General	take it kindly v.	hoşuna gitmek
6	General	take it for granted v.	bir şeyi sorgusuz sualsiz kabul etmek
7	General	take it kindly v.	kabullenmek
8	General	take it v.	katlanmak
9	General	take someone's word for it v.	birinin sözüne inanmak
10	General	take it normally v.	normal karşılamak
11	General	take it personally v.	üstüne alınmak
12	General	take it out of the country illegally v.	yasadışı yoldan yurt dışına çıkarmak
13	General	take it from the beginning v.	baştan almak (işi/konuyu)
14	General	take (it) a step further v.	bir adım ileri götürmek
15	General	take it out of someone v.	bütün gücünü tüketmek
16	General	take it as one's duty v.	görev bilmek
17	General	take it as one's duty v.	gayret etmek
18	General	take it in turns v.	bir işi birisiyle dönüşümlü yapmak
19	General	take it to v.	götürmek
20	General	take it as one's duty to v.	görev kabul etmek
21	General	take it seriously v.	ciddiye almak
Phrases
22	Phrases	what's your take on it? expr.	bu konuda senin düşüncen ne?
Proverb
23	Proverb	he can dish it but he can't take it expr.	başkalarını eleştirir ama kendisinin eleştirilmesinden hoşlanmaz
24	Proverb	you can't take it with you when you die	dünya malı dünyada kalır
Colloquial
25	Colloquial	take it v.	kabul etmek
26	Colloquial	take it personal v.	üstüne alınmak
27	Colloquial	take it v.	varsaymak
28	Colloquial	take it personal v.	üzerine alınmak
29	Colloquial	take it easy v.	rahat olmak
30	Colloquial	take it easy v.	pek bir şey yapmamak
31	Colloquial	take it easy v.	rahat takılmak
32	Colloquial	take it that... v.	… olarak anlamak
33	Colloquial	take it interj.	al senin olsun
34	Colloquial	take it down a notch expr.	ağırdan al
35	Colloquial	stay here it won't take long expr.	burada kal uzun sürmez
36	Colloquial	take it for a while expr.	bir süre sende kalsın
37	Colloquial	take it or leave it expr.	ister al ister alma
38	Colloquial	take it back expr.	lafını geri al
39	Colloquial	take it or leave it price expr.	pazarlıksız/son fiyat
40	Colloquial	take it or leave it! expr.	pazarlık yok!
41	Colloquial	take it back expr.	sözünü geri al
42	Colloquial	take it easy! expr.	takma kafana!
43	Colloquial	take it down a thou! expr.	rahat ol!
44	Colloquial	take it down a thou! expr.	rahatla!
45	Colloquial	take it down a thou! expr.	akışına bırak!
46	Colloquial	take it down a thou! expr.	sakin ol!
47	Colloquial	take it down a thou! expr.	gevşe!
48	Colloquial	take it down a thou! expr.	sakinleş!
49	Colloquial	take it down a thousand! expr.	rahat ol!
50	Colloquial	take it down a thousand! expr.	rahatla!
51	Colloquial	take it down a thousand! expr.	akışına bırak!
52	Colloquial	take it down a thousand! expr.	sakin ol!
53	Colloquial	take it down a thousand! expr.	gevşe!
54	Colloquial	take it down a thousand! expr.	sakinleş!
55	Colloquial	if you can't take it, don't dish it out expr.	karşılığını kaldıramayacağın şeyleri söyleme
56	Colloquial	if you can't take it, don't dish it out expr.	duymak istemediğin şeyleri başkalarına da söyleme
57	Colloquial	if you can't take it, then don't dish it out expr.	karşılığını kaldıramayacağın şeyleri söyleme
58	Colloquial	if you can't take it, then don't dish it out expr.	duymak istemediğin şeyleri başkalarına da söyleme
59	Colloquial	don't take it out on me expr.	hırsını benden çıkarma
60	Colloquial	take it easy expr.	kendine iyi bak
61	Colloquial	take it easy expr.	kendine iyi davran
62	Colloquial	take it easy expr.	kendine dikkat et
63	Colloquial	take it easy expr.	kibar davran
64	Colloquial	take it easy expr.	nazik davran
65	Colloquial	take it easy expr.	hoşgörülü/anlayışlı davran
66	Colloquial	take it easy expr.	yumuşak davran
67	Colloquial	take it easy expr.	hassas davran
68	Colloquial	take it easy expr.	iyi/dikkatli davran
69	Colloquial	take it easy expr.	telaşlanma
70	Colloquial	take it easy expr.	heyecanlanma
71	Colloquial	take it outside expr.	dışarı çık
72	Colloquial	take it outside expr.	dışarı çıkın
73	Colloquial	I take it expr.	(öyle) farz ediyorum (ki)
74	Colloquial	I take it expr.	(öyle) tahmin ediyorum (ki)
75	Colloquial	I take it expr.	sanıyorum (ki)
76	Colloquial	I take it expr.	(öyle) varsayıyorum (ki)
77	Colloquial	take it or leave it expr.	teklif var ısrar yok
Idioms
78	Idioms	it would take an act of congress to do something n.	bir şeyin mümkünatının olmaması
79	Idioms	it would take an act of congress to do something n.	bir şeyin imkansız olması
80	Idioms	take it in snuff v.	kızgın olmak
81	Idioms	take it in snuff v.	kırgın olmak
82	Idioms	take it slow v.	ağırdan almak
83	Idioms	take it one day at a time v.	anı yaşamak
84	Idioms	take it lying down v.	aşağıdan almak
85	Idioms	take it in turns v.	bir işi birisiyle sıra ile yapmak
86	Idioms	take it from the top v.	baştan başlamak
87	Idioms	take it for granted v.	bir şeye kesin gözüyle bakmak
88	Idioms	take it slow v.	bir şeyi ağır ve temkinli biçimde yapmak
89	Idioms	take it to one's grave v.	bir sırrı mezara kadar götürmek
90	Idioms	take it easy on someone v.	birisine kibar davranmak
91	Idioms	take the ball and run with it v.	bir fikri veya planı alıp geliştirmek
92	Idioms	take it easy on someone v.	birine iyi/dikkatli davranmak
93	Idioms	take it into one's head to do something v.	bir şeyi yapmayı kafasına koymak
94	Idioms	take it easy on someone v.	birini üstüne varmamak
95	Idioms	take it from the top v.	baştan almak
96	Idioms	take it easy on someone v.	birisine hassas yaklaşmak
97	Idioms	take it easy on someone v.	birisine nazik davranmak
98	Idioms	take it upon yourself to do something v.	durumdan vazife çıkarmak
99	Idioms	take it for granted v.	değerini, kıymetini bilmemek
100	Idioms	take it one day at a time v.	günü birlik yaşamak
101	Idioms	take each day as it comes v.	günü birlik yaşamak
102	Idioms	take it as a matter of pride v.	gurur meselesi yapmak
103	Idioms	take it on the chin v.	katlanmak
104	Idioms	take it into one's head v.	kafasına koymak
105	Idioms	take it as read v.	olduğu gibi kabul etmek
106	Idioms	take it on the nose v.	katlanmak
107	Idioms	take it upon oneself to do something v.	kendine vazife edinmek
108	Idioms	take something as it comes v.	olduğu gibi kabul etmek
109	Idioms	take it on the chin v.	sineye çekmek
110	Idioms	take it like a man v.	sabırlı /metanetli olmak
111	Idioms	take it on the nose v.	sineye çekmek
112	Idioms	take it out on somebody v.	sinirini birinden çıkarmak
113	Idioms	take it one day at a time v.	plansız yaşamak
114	Idioms	take it as read v.	(herhangi bir sorgulama yapmadan) doğru kabul etmek
115	Idioms	take it out on somebody v.	(sinirden) birine patlamak
116	Idioms	take it the wrong way v.	yanlış anlamak
117	Idioms	take it like a man v.	(bir şeye) erkek gibi katlanmak
118	Idioms	take it from there v.	birinin bıraktığı yerden devam etmek/ettirmek
119	Idioms	take it from there v.	birinin bıraktığı yerden ele almak
120	Idioms	take it from there v.	birinden devralmak
121	Idioms	take it from there v.	birinin başlattığı bir şeyi devam ettirmek
122	Idioms	take it from there v.	bir duruma göre karar vermek
123	Idioms	take it from there v.	bir duruma göre yeni bir rota çizmek
124	Idioms	take it from here/there v.	birinin başlattığı bir şeyi devam ettirmek
125	Idioms	take it from here/there v.	birinin bıraktığı yerden devam etmek/ettirmek
126	Idioms	take it from here/there v.	birinin bıraktığı yerden ele almak
127	Idioms	take it from here/there v.	birinden devralmak
128	Idioms	take it from here/there v.	bir şey yapıp sonrasında nasıl devam edeceğine karar vermek
129	Idioms	take it from here/there v.	bir şeyin sonucuna göre devam etmek
130	Idioms	take it on (oneself) to (do something) v.	(bir şeyi yapmayı kendi) üstüne almak
131	Idioms	take it on (oneself) to (do something) v.	(bir şeyi yapmayı kendisi) üstlenmek
132	Idioms	take it on (oneself) to (do something) v.	(bir şeyi yapmanın) sorumluluğunu (kendisi) almak
133	Idioms	take it on yourself to do something v.	bir şeyi kendisi yapmaya karar vermek
134	Idioms	take it on yourself to do something v.	bir şeyi yapmayı kendisi üstlenmek
135	Idioms	take it on yourself to do something v.	bir şeyi yapma sorumluluğunu kendisi almak
136	Idioms	take it upon yourself to do something v.	bir şeyi kendisi yapmaya karar vermek
137	Idioms	take it upon yourself to do something v.	bir şeyi yapmayı kendisi üstlenmek
138	Idioms	take it upon yourself to do something v.	bir şeyi yapma sorumluluğunu kendisi almak
139	Idioms	take it in the neck [uk] v.	azar işitmek
140	Idioms	take it in the neck [uk] v.	paparayı yemek
141	Idioms	take it in the neck [uk] v.	fırçayı yemek
142	Idioms	take it in the neck [uk] v.	cezalandırılmak
143	Idioms	take it easy on something v.	bir şeyi az kullanmak
144	Idioms	take it easy on something v.	bir şeyi az tüketmek
145	Idioms	take it easy on something v.	bir şeyi dikkatli tüketmek
146	Idioms	take it easy on something v.	bir şeyi daha az tüketmek
147	Idioms	take it easy on something v.	bir şeyi azaltmak
148	Idioms	take it easy on something v.	bir şeyi idareli kullanmak
149	Idioms	get/take it into your head that... v.	kendini (bir şeye) inandırmak
150	Idioms	get/take it into your head that... v.	kafasında (bir şey) kurmak
151	Idioms	take (one's) word on it v.	(birinin) dediğini/söylediğini kabul etmek
152	Idioms	take (one's) word on it v.	(birinin) sözüne itibar etmek/inanmak
153	Idioms	take (one's) word on it v.	(birinin) sözüne güvenmek
154	Idioms	take it easy on v.	-e kibar davranmak
155	Idioms	take it easy on v.	-e iyi/dikkatli davranmak
156	Idioms	take it easy on v.	-e nazik davranmak
157	Idioms	take it easy on v.	'-in üstüne varmamak
158	Idioms	take it easy on v.	'-e hassas yaklaşmak
159	Idioms	take it easy on v.	-i az kullanmak
160	Idioms	take it easy on v.	-i az tüketmek
161	Idioms	take it easy on v.	-i dikkatli tüketmek
162	Idioms	take it easy on v.	-i azaltmak
163	Idioms	take it easy on v.	-i idareli kullanmak
164	Idioms	take it in stride v.	durumu doğal karşılamak
165	Idioms	take it in stride v.	durumu olduğu gibi kabullenmek/kabul etmek
166	Idioms	take it in stride v.	durumu normal/sakin karşılamak
167	Idioms	take it in stride v.	durumun üstünde durmamak
168	Idioms	take it into your head v.	birden kafasına/aklına koymak
169	Idioms	take it into your head v.	birden karar vermek
170	Idioms	take it into your head to do something v.	bir şeyi yapmayı kafasına koymak
171	Idioms	take it into your head to do something v.	birden bir şey yapmaya karar vermek
172	Idioms	take it out of (one) v.	(birinin) enerjisini/gücünü almak/tüketmek
173	Idioms	take it out of (one) v.	(birinin) yaşama sevincini almak
174	Idioms	take it out on v.	hırsını birinden çıkarmak
175	Idioms	take it out on v.	hıncını birinden almak
176	Idioms	take it out on v.	acısını birinden çıkarmak
177	Idioms	take it out on v.	sinirini birinde) çıkarmak
178	Idioms	take it out on (someone or something) v.	hırsını (birinden/bir şeyden) çıkarmak
179	Idioms	take it out on (someone or something) v.	hıncını (birinden/bir şeyden) almak
180	Idioms	take it out on (someone or something) v.	acısını (birinden/bir şeyden) çıkarmak
181	Idioms	take it out on (someone or something) v.	sinirini (birinden/bir şeyden) çıkarmak
182	Idioms	take it to grave v.	bir sırrı mezara kadar götürmek
183	Idioms	take it upon oneself v.	kendine vazife edinmek
184	Idioms	take it upon oneself v.	üstlenmek
185	Idioms	take it with (one) (when one goes) v.	dünya malını mezara götürmek
186	Idioms	take it with (one) (when one goes) v.	zenginliğini/sahip olduklarını öbür dünyaya götürmek
187	Idioms	take it with one v.	dünya malını mezara götürmek
188	Idioms	take it with one v.	zenginliğini/sahip olduklarını öbür dünyaya götürmek
189	Idioms	take to it like a duck to water v.	özel bir yatkınlığı olmak
190	Idioms	take to it like a duck to water v.	kolayca yapmak/öğrenmek
191	Idioms	take to it like a duck to water v.	bir şeyi deneyip sevmek
192	Idioms	take to it like a duck to water v.	zorlanmadan yapmak
193	Idioms	take word for it v.	sözüne güvenmek
194	Idioms	take it day by day v.	arzu edilmeyen bir durum yavaş ve dikkatli bir şekilde mücadele etmek
195	Idioms	can take it to the bank! expr.	bana inanabilirsin!
196	Idioms	can take it to the bank! expr.	dediğim doğru!
197	Idioms	it would take an act of congress to do something expr.	deveye hendek atlatmaktan zor
198	Idioms	take it away! expr.	hadi başla (sahne senin)
199	Idioms	it would take an act of congress to do something expr.	imkanı yok
200	Idioms	take it or leave it expr.	ister beğen, ister beğenme
201	Idioms	take it with a pinch of salt expr.	ihtiyatla yaklaş
202	Idioms	take it with a grain of salt expr.	ihtiyatla yaklaş
203	Idioms	it would take an act of congress to do something expr.	mümkün değil
204	Idioms	give us your take on it expr.	senin düşüncen nedir
205	Idioms	take it with a pinch of salt expr.	şüphe ile yaklaş
206	Idioms	take it with a grain of salt expr.	şüphe ile yaklaş
207	Idioms	can take it to the bank! expr.	sana garanti ediyorum!
208	Idioms	take it with a grain of salt expr.	şüpheyle yaklaş
209	Idioms	take it with a pinch of salt expr.	şüpheyle yaklaş
210	Idioms	take it or leave it expr.	ya sev ya terk et
211	Idioms	it will take some doing expr.	(bu iş için) biraz uğraşmak gerekecek/gerekiyor
212	Idioms	it will take some doing expr.	(bu iş) biraz zor/zorlayacak
213	Idioms	take a picture, it will last longer expr.	fotoğrafımı çek istersen daha uzun süre bakarsın
214	Idioms	take a picture, it will last longer expr.	bir de fotoğrafımı çekseydin bari
215	Idioms	take a picture, it will last longer expr.	fotoğrafımı çek bari sonra da bakarsın
216	Idioms	can take it to the bank expr.	bana inanabilirsin
217	Idioms	can take it to the bank expr.	dediğim doğru
218	Idioms	can take it to the bank expr.	sana garanti ediyorum
219	Idioms	can take it to the bank expr.	bundan emin olabilirsin
220	Idioms	can't take it with you expr.	dünya malı dünyada kalır
221	Idioms	can't take it with you expr.	kefenin cebi yok
222	Idioms	(one) can dish it out, but (one) can't take it expr.	(biri) başkalarına hakaretini/öfkesini/eleştirilerini kusar, fakat aynısı kendine yapılınca kaldıramaz
223	Idioms	(one) can dish it out, but (one) can't take it expr.	(biri) karşısındakine her şeyi söyler, fakat kendine gelince kaldıramaz
224	Idioms	(one) can dish it out, but (one) can't take it expr.	(biri) karşısındakine her türlü hakareti/eleştiriyi yapar, fakat kendisine yapılınca hoşuna gitmez
225	Idioms	it doesn't take a rocket scientist (to do something) expr.	(bir şey yapmak için) bilim adamı olmak gerekmiyor
226	Idioms	it doesn't take a rocket scientist (to do something) expr.	(bir şey yapmak için) bilim adamı olmana gerek yok
227	Idioms	it doesn't take a rocket scientist (to do something) expr.	(bir şeyi yapmak) atla deve değil
228	Idioms	it would take an act of congress to do expr.	yapmak imkansız
229	Idioms	it would take an act of congress to do expr.	yapmanın mümkünatı yok
230	Idioms	it would take an act of congress to do expr.	yapmak mümkün değil
231	Idioms	it would take an act of congress to do expr.	deveye hendek atlatmaktan zor
232	Idioms	it would take an act of congress to do expr.	yapmanın imkanı yok
233	Idioms	(you can) take it from me expr.	bana inan
234	Idioms	(you can) take it from me expr.	bana güven
235	Idioms	(you can) take it from me expr.	bana inanabilirsin/güvenebilirsin
236	Idioms	(you can) take it from me expr.	tecrübelerime dayanarak söylüyorum
Speaking
237	Speaking	take it easy! interj.	ağır ol
238	Speaking	take it easy expr.	ağır ol
239	Speaking	I can't take it anymore expr.	artık dayanamıyorum
240	Speaking	take it easy expr.	acele etme
241	Speaking	you can take it expr.	alabilirsin
242	Speaking	I can't take it anymore expr.	artık daha fazla dayanamıyorum
243	Speaking	i can't take it anymore! expr.	artık daha fazla dayanamıyorum!
244	Speaking	I can't take it anymore expr.	artık katlanamıyorum
245	Speaking	I'll take care of it expr.	ben icabına bakarım
246	Speaking	I would take care of it expr.	ben hallederim
247	Speaking	it might take a while expr.	biraz uzun sürebilir
248	Speaking	I'll take it from here expr.	buradan sonrasını ben hallederim
249	Speaking	how long did it take you to write it? expr.	bunu yazmak ne kadar zamanını aldı?
250	Speaking	you owe it to yourself to take a break expr.	bir molayı hak ettin
251	Speaking	you don't have to take my word for it expr.	benim sözüme güvenmek zorunda değilsin
252	Speaking	I didn't think it would take that long expr.	bu kadar uzun süreceğini düşünmemiştim
253	Speaking	it might take a while expr.	biraz zaman alabilir
254	Speaking	I will take care of it expr.	ben hallederim
255	Speaking	I'll take it from here expr.	bundan sonrasını ben hallederim
256	Speaking	I'll take it from here expr.	buradan sonrasını artık ben devralıyorum
257	Speaking	take it from me expr.	bana inan
258	Speaking	it will take about a week expr.	bir hafta kadar sürecek
259	Speaking	it doesn't take a genius expr.	dahi olmaya gerek yok
260	Speaking	you can't take it with you expr.	dünya malı dünyanın
261	Speaking	I couldn't take it anymore expr.	daha fazla dayanamadım
262	Speaking	how long does it take to get to the airport? expr.	havaalanına ne sürede gidilir?
263	Speaking	how long does it take to get to the airport? expr.	havaalanına gitmek ne kadar sürer?
264	Speaking	take it easy expr.	fazla yorulma
265	Speaking	take it away! expr.	götür şunu!
266	Speaking	take it or leave it expr.	ister kabul et ister etme
267	Speaking	take it or leave it expr.	işine gelirse
268	Speaking	how many hours does it take expr.	kaç saat sürer
269	Speaking	how many hours did it take expr.	kaç saat aldı
270	Speaking	I can take it or leave it expr.	olsa da olur olmasa da olur
271	Speaking	don't take his word for it expr.	onun sözüne güvenme
272	Speaking	you can't take it with you expr.	kefenin cebi yok
273	Speaking	take it back expr.	lafını geri al
274	Speaking	don't take his word for it expr.	onun ipiyle kuyuya inme
275	Speaking	how long did it take you to write it? expr.	ne kadar zamanda yazdın bunu?
276	Speaking	how many hours did it take expr.	kaç saat sürdü
277	Speaking	how much does it take? expr.	ne kadar sürer?
278	Speaking	you can't take it with you when you go expr.	kefenin cebi yok
279	Speaking	how long does it take? expr.	ne kadar sürer?
280	Speaking	how long will it take? expr.	ne kadar sürecek
281	Speaking	how long does it take? expr.	ne kadar zaman alır?
282	Speaking	you can't take it with you when you die expr.	kefenin cebi yok
283	Speaking	did anybody see you take it? expr.	onu alırken seni gören oldu mu?
284	Speaking	how much will it take? expr.	ne kadar sürer?
285	Speaking	don't take it personal expr.	kişisel algılama
286	Speaking	take it easy man! expr.	sakin ol adamım!
287	Speaking	take it easy expr.	rahat ol
288	Speaking	take it easy expr.	sinirlenme
289	Speaking	take my word for it expr.	sözüme güven
290	Speaking	take it easy champ expr.	sakin ol şampiyon
291	Speaking	take it back expr.	sözünü geri al
292	Speaking	take it easy man! expr.	sakin ol dostum!
293	Speaking	I take it you are a new student expr.	sanırım yeni bir öğrencisin
294	Speaking	take it easy buddy expr.	sakin ol biraz dostum
295	Speaking	I take it back expr.	sözümü geri aldım
296	Speaking	I take it you are a new student expr.	sanırım yeni bir öğrencisiniz
297	Speaking	I'll take it by your side expr.	senin tarafındayım/tarafında yer alacağım
298	Speaking	I take it that expr.	sanıyorum
299	Speaking	take it from me expr.	tecrübelerime dayanarak söylüyorum
300	Speaking	I know I can't take it with me expr.	yanımda götüremeyeceğimi biliyorum
301	Speaking	I take it you are a new student expr.	zannederim yeni bir öğrencisin
302	Speaking	take it easy expr.	yavaş ol
303	Speaking	don't take it to heart expr.	üzme kendini
304	Speaking	take it with you expr.	yanında götür
305	Speaking	what does it take (to...)? expr.	(...olmak/yapmak) neye mal olur?
306	Speaking	I take it you are a new student expr.	zannederim yeni bir öğrencisiniz
307	Speaking	it doesn't take a rocket scientist expr.	(bunu anlamak için) bilim adamı olmak gerekmiyor
308	Speaking	it won't take long expr.	vakit almaz
309	Speaking	take it or leave it expr.	ya bu deveyi gütmeli, ya bu diyardan gitmeli
310	Speaking	it will take time expr.	vakit alacak
311	Speaking	it doesn't take a rocket scientist expr.	(bunu anlamak için) bilim adamı olmana gerek yok
312	Speaking	take it or leave it expr.	ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin
313	Speaking	it won't take long expr.	uzun sürmez
Trade/Economic
314	Trade/Economic	take it off the market v.	piyasadan çekmek
315	Trade/Economic	take it off the market v.	piyasadan kaldırmak
Computer
316	Computer	take it on the road expr.	yanınızda taşıyın
Football
317	Football	take it and score pass n.	al da at dercesine pas
Slang
318	Slang	take it up the ass v.	haksızlığa/haksız bir davranışa uğramak
319	Slang	take it up the ass v.	götüne almak
320	Slang	take it on the lam v.	kaçmak
321	Slang	take it on the lam v.	şehri terk etmek
322	Slang	take it on the lam v.	sıvışmak
323	Slang	take it to the street v.	(sorunlarını) herkese anlatmak
324	Slang	take it through the nose v.	kokain çekmek
325	Slang	take it through the nose v.	burundan kokain çekmek
326	Slang	take it to the street v.	herkese yetiştirmek
327	Slang	take it easy expr.	bak dalgana
328	Slang	tell him he can take his job and shove it up his arse! expr.	söyle ona alsın işini kıçına soksun
329	Slang	take it or leave it! expr.	yersen!