| Turc | Anglais | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | temsil edilmiş | represented adj. | ||
|
He was represented by a well-known lawyer in the court. Kendisi mahkemede tanınmış bir avukat tarafından temsil edilmiştir. More Sentences |
||||
| General | temsil edilmiş | epitomised adj. | ||
| General | temsil edilmiş | epitomized adj. | ||
| General | temsil edilmiş | figured adj. | ||
| General | temsil edilmiş | repr. (represented) abrev. | ||
| Turc | Anglais | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | yetersiz temsil edilmiş | under-represented adj. | ||
|
We need no further confirmation of the fact that women continue to be under-represented in essential fora. Kadınların temel forumlarda yetersiz temsil edilmeye devam ettiği gerçeğini daha fazla teyit etmemize gerek yok. More Sentences |
||||
| General | (hanedan armalarında) haç şeklinde temsil edilmiş değirmen taşı | millrind n. | ||
| General | (hanedan armalarında) haç şeklinde temsil edilmiş değirmen taşı | millrynd n. | ||
| General | yanlış temsil edilmiş | misrepresented adj. | ||
| General | yetersiz temsil edilmiş | underrepresented adj. | ||
| General | (olması gerekenden) düşük seviyede temsil edilmiş | underrepresented adj. | ||
| General | fazla temsil edilmiş | overrepresented adj. | ||
| General | temsil edilmiş şekilde | figuredly adv. | ||
| Linguistics | ||||
| Linguistics | aralarındaki ayrım nötralize edilmiş olan birkaç fonemi temsil eden soyut dil birimi | archiphoneme n. | ||
