Historique

the country

Sens de "the country" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 9 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	the country n.	şehir dışı
2	General	the country n.	kırsal kesim
3	General	the country n.	kırsal bölgeler
4	General	the country n.	kır
5	General	the country n.	kırsal bölge
6	General	the country n.	kent dışı
7	General	the country n.	kent dışındaki yerler
8	General	the country n.	taşra
9	General	the country n.	taşralılar

Sens de "the country" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 103 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	the old country n.	göçmenin anayurdu
2	General	migration from the country to town n.	köyden kente göç
3	General	the four corners of the country n.	ülkenin dört bir yanı
4	General	rest of the country n.	ülkenin geri kalanı
5	General	heart of the country n.	ülkenin kalbi
6	General	capital of the country n.	ülkenin başkenti
7	General	capital city of the country n.	ülkenin başkenti
8	General	a threat to the country n.	ülkeye tehdit
9	General	center of the country n.	ülkenin merkezi
10	General	heart of the country n.	ülkenin merkezi
11	General	the whole country n.	ülkenin bütünü
12	General	the country as a whole n.	ülkenin bütünü
13	General	the whole country n.	ülkenin tamamı
14	General	the country as a whole n.	ülkenin tamamı
15	General	go to the country v.	seçime gitmek
16	General	marry outside the country v.	ülke dışında evlenmek
17	General	live outside the country v.	ülke dışında yaşamak
18	General	take something out of the country v.	ülke dışına çıkarmak
19	General	smuggle out of the country v.	yasadışı yoldan yurt dışına çıkarmak
20	General	take something/someone out of the country v.	yurt dışına çıkarmak
21	General	get something/someone out of the country v.	yurt dışına çıkarmak
22	General	take it out of the country illegally v.	yasadışı yoldan yurt dışına çıkarmak
23	General	divide the country v.	ülkeyi bölmek
24	General	split the country v.	ülkeyi bölmek
25	General	purchase goods within the country v.	yurt içinden ürün satın almak
26	General	to represent his/her country at the highest level in the international arena v.	ülkesini uluslararası alanda en iyi şekilde temsil etmek
27	General	represent his/her country in the best possible way in the international arena v.	ülkesini uluslararası alanda en iyi şekilde temsil etmek
28	General	go out from the country v.	ülkeden çıkış yapmak
29	General	go out from the country v.	ülkeden çıkmak
30	General	be celebrated throughout the country the foster-land and legations v.	tüm yurtta yavru vatan ve dış temsilciliklerde törenlerle kutlanmak
31	General	be loyal to the country v.	vatana bağlı olmak
32	General	be loyal to the country v.	ülkeye bağlı olmak
33	General	serve the country v.	ülkeye hizmet etmek
34	General	leave the country v.	ülkeden ayrılmak
35	General	leave the country v.	ülkeyi terk etmek
36	General	get back to the country v.	ülkeye dönmek
37	General	return to the country v.	ülkeye dönmek
38	General	travel around the country v.	ülkenin dört bir yanını gezmek
39	General	rule the country v.	ülkeyi idare etmek/yönetmek
40	General	run the country v.	ülkeyi idare etmek/yönetmek
41	General	govern the country v.	ülkeyi idare etmek/yönetmek
42	General	not allow to enter the country v.	ülkeye giriş izni vermemek
43	General	enter the country v.	ülkeye giriş yapmak
44	General	win the country v.	ülkeyi kazanmak
45	General	in the country adv.	köyde
46	General	in the country adv.	kırda
47	General	for the sake of one's country adv.	vatan uğruna
48	General	throughout the country adv.	ülke genelinde
49	General	throughout the country adv.	ülke çapında
50	General	throughout the country adv.	ülkenin genelinde
51	General	all over the country adv.	tüm ülkede
52	General	within the country adv.	yurt içinden
53	General	across the country adv.	yurt çapında
54	General	across the country adv.	yurt genelinde
55	General	in the country adv.	taşrada
Phrases
56	Phrases	across the country expr.	tüm ülke çapında
57	Phrases	across the country expr.	ülkenin genelinde
58	Phrases	across the country expr.	ülke genelinde
59	Phrases	across the country expr.	ülke çapında
60	Phrases	down the country expr.	denize doğru
61	Phrases	down the country expr.	nehrin okyanusa döküldüğü kısma doğru
62	Phrases	down the country expr.	nehrin ağzına doğru
Proverb
63	Proverb	the country may be impoverished, ruined and exhausted	millet, fakrü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir
64	Proverb	in the country of the blind the one-eyed man is king	koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler
65	Proverb	in the country of the blind the one-eyed man is king	koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi denir
66	Proverb	happy is the country which has no history	ne mutlu tarihi olmayan bir ülkeye
67	Proverb	in the country of the blind, the one-eyed man is king	körler ülkesinde tek gözü olan adam kral olur
68	Proverb	in the country of the blind the one-eyed man is king	körler ülkesinde şaşılar kral olur
69	Proverb	you can take the girl out of the country, but you can't take the country out of a girl	bir kızı ülkesinin dışına çıkarabilirsin ama kızın içinden ülkesini çıkaramazsın
Idioms
70	Idioms	the old country n.	ana vatan
71	Idioms	the old country n.	anavatan
72	Idioms	the old country n.	doğduğu/doğdukları ülke
73	Idioms	the old country n.	memleket
74	Idioms	the old country n.	vatan
75	Idioms	go across the country v.	baştan başa gitmek
76	Idioms	put one's self upon the country v.	jüri önünde yargılanmak
77	Idioms	go to the country v.	taşraya seyahat etmek
78	Idioms	go to the country v.	köyleri gezmek
79	Idioms	go to the country v.	kırsal bölgelere gitmek
Speaking
80	Speaking	I'll be out of the country for two weeks expr.	iki haftalığına ülke dışında olacağım
81	Speaking	do you live in the city or the country? expr.	şehirde mi yaşıyorsun kırsalda mı?
Trade/Economic
82	Trade/Economic	return to the country of origin n.	menşei ülkesine iade
Law
83	Law	trial by the country n.	bölgeden seçilen bir jüri huzurunda yapılan yargılama
84	Law	conclusion to the country n.	jüriye sevk
85	Law	conclusion to the country n.	jüri kararına transfer
86	Law	the laws of the country n.	ülke mevzuatı
87	Law	impose a ban on leaving the country v.	yurtdışına çıkış yasağı koymak
88	Law	follow and finalize all transactions with all public and private bodies, local administrations and other agencies both within the country and abroad expr.	yurtiçi ve yurtdışındaki bilcümle resmi ve hususi daireler ile özel idareler ve sair merciler nezdindeki işlemlerimizi takip ve tedvire
Politics
89	Politics	the enemies of this country n.	bu ülkenin düşmanları
90	Politics	the capital city of the country n.	ülkenin başkenti
91	Politics	the borders of the country n.	ülke sınırları
92	Politics	the capital of the country n.	ülkenin başkenti
93	Politics	indivisible unity of the country n.	ülkenin ayrılmaz bütünlüğü
94	Politics	collapse of the country n.	ülkenin çöküşü
95	Politics	indivisible unity of the country n.	ülkenin bölünmez bütünlüğü
96	Politics	the needs of the country n.	ülke ihtiyaçları
97	Politics	country where the establishment is effected n.	yerleşim ülkesi
98	Politics	a ban on leaving the country n.	yurtdışına çıkış yasağı
99	Politics	it may be that, by violence and ruse, all the fortresses of your beloved fatherland may be captured, all its shipyards occupied, all its armies dispersed and every part of the country invaded. n.	cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir
100	Politics	split the country v.	ülkeyi parçalamak
101	Politics	divide the country v.	ülkeyi bölmek
102	Politics	go to the country appeal to the country [uk] v.	parlamentoyu lağvederek seçim yapmak
103	Politics	and sadder and graver than all these circumstances, those who hold power within the country may be in error, misguided and may even be traitors expr.	bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler