Historique

very well

Sens de "very well" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 6 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	very well adv.	çok iyi
2	General	very well adv.	gül gibi
3	General	very well adv.	iyi derecede
4	General	very well adv.	iyi düzeyde
5	General	very well interj.	pekala
6	General	very well interj.	oldu

Sens de "very well" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 89 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	be very well received v.	çok hoş karşılanmak
2	General	be very well received v.	çok olumlu bulunmak
3	General	suit very well v.	çok yakışmak
4	General	learn something very well v.	çok iyi öğrenmek
5	General	know someone very well v.	birini çok iyi tanımak
6	General	dance very well v.	çok iyi dans etmek
7	General	know something very well v.	bir şeyi çok iyi bilmek
8	General	play a musical instrument very well v.	bir müzik aletini konuşturmak/çok iyi çalmak
9	General	very well then interj.	tamam
10	General	very well then interj.	iyi o halde
Phrases
11	Phrases	all very well but expr.	iyi ama
12	Phrases	all very well but expr.	iyi ancak
Colloquial
13	Colloquial	be all very well v.	iyi güzel olmak
14	Colloquial	be all very well v.	iyi hoş olmak
15	Colloquial	can't very well (do something) v.	gidip de (bir şeyi) yapamamak
16	Colloquial	can't very well (do something) v.	(bir şeyi yapmak) yersiz olmak
17	Colloquial	can't very well (do something) v.	(bir şeyi yapmak) pek de doğru/uygun olmamak
18	Colloquial	can't very well (do something) v.	(bir şeyi yapmak) mantıklı olmamak
19	Colloquial	can't very well (do something) v.	(bir şeyi yapmak) mümkün olmamak
20	Colloquial	couldn’t very well (do something) v.	gidip de (bir şeyi) yapamamak
21	Colloquial	couldn’t very well (do something) v.	(bir şeyi yapmak) yersiz olmak
22	Colloquial	couldn’t very well (do something) v.	(bir şeyi yapmak) pek de doğru/uygun olmamak
23	Colloquial	couldn’t very well (do something) v.	(bir şeyi yapmak) mantıklı olmamak
24	Colloquial	couldn’t very well (do something) v.	(bir şeyi yapmak) mümkün olmamak
25	Colloquial	can’t/couldn’t very well do something expr.	(bir şey yapmak) abes olmak
26	Colloquial	can’t/couldn’t very well do something expr.	yersiz olmak
27	Colloquial	can’t/couldn’t very well do something expr.	(bir şey yapmak) hiç de mantıklı olmamak
28	Colloquial	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.	(birinin bir şey yapması) iyi hoş ama…
29	Colloquial	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.	(birinin bir şey yapması) iyi güzel ama…
30	Colloquial	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.	(birinin bir şey yapması) iyi güzel de…
31	Colloquial	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.	(birinin bir şey yapması) iyi hoş da...
32	Colloquial	all very well expr.	aslında iyi (de/ama)
33	Colloquial	all very well expr.	aslında güzel (de/ama)
34	Colloquial	all very well expr.	aslında hoş (da/ama)
35	Colloquial	all very well/fine but... expr.	iyi hoş ama…
36	Colloquial	all very well/fine but... expr.	iyi güzel ama…
37	Colloquial	all very well/fine but... expr.	iyi güzel de…
38	Colloquial	all very well/fine but... expr.	iyi hoş da…
39	Colloquial	all very well/fine but... expr.	aslında iyi de/ama…
40	Colloquial	all very well/fine but... expr.	aslında güzel de/ama…
41	Colloquial	all very well/fine but... expr.	aslında hoş da/ama…
42	Colloquial	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.	(birinin bir şey yapması) iyi hoş ama…
43	Colloquial	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.	(birinin bir şey yapması) iyi güzel ama…
44	Colloquial	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.	(birinin bir şey yapması) iyi güzel de…
45	Colloquial	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.	(birinin bir şey yapması) iyi hoş da...
46	Colloquial	all very well expr.	aslında iyi (de/ama)
47	Colloquial	all very well expr.	aslında güzel (de/ama)
48	Colloquial	all very well expr.	aslında hoş (da/ama)
49	Colloquial	all very well/fine but... expr.	iyi hoş ama…
50	Colloquial	all very well/fine but... expr.	iyi güzel ama…
51	Colloquial	all very well/fine but... expr.	iyi güzel de…
52	Colloquial	all very well/fine but... expr.	iyi hoş da…
53	Colloquial	all very well/fine but... expr.	aslında iyi de/ama…
54	Colloquial	all very well/fine but... expr.	aslında güzel de/ama…
55	Colloquial	all very well/fine but... expr.	aslında hoş da/ama…
56	Colloquial	can't/couldn't very well do something expr.	bir şey yapılmasa iyi olur
57	Colloquial	can't/couldn't very well do something expr.	bir şeyin yapılması doğru olmaz
Idioms
58	Idioms	can't very well (do something) v.	(yapması) uygun olmamak
59	Idioms	can't very well (do something) v.	(yapması) mantıklı olmamak
60	Idioms	can't very well (do something) v.	(yapması) doğru olmamak
61	Idioms	can't very well (do something) v.	(yapması) münasip olmamak
62	Idioms	couldn’t very well do something v.	(yapması) uygun olmamak
63	Idioms	couldn’t very well do something v.	(yapması) mantıklı olmamak
64	Idioms	couldn’t very well do something v.	(yapması) doğru olmamak
65	Idioms	couldn’t very well do something v.	(yapması) münasip olmamak
66	Idioms	can't very well do something v.	(yapması) uygun olmamak
67	Idioms	can't very well do something v.	(yapması) mantıklı olmamak
68	Idioms	can't very well do something v.	(yapması) doğru olmamak
69	Idioms	can't very well do something v.	(yapması) münasip olmamak
Speaking
70	Speaking	this dress suits you very well expr.	bu elbise çok yakışmış sana
71	Speaking	this dress suits you very well expr.	bu elbise sana çok yakışmış
72	Speaking	that's all very well but expr.	hepsi iyi hoş ama
73	Speaking	it's all very well but expr.	hepsi iyi hoş ama
74	Speaking	it's all very well but expr.	her şey iyi güzel de
75	Speaking	that's all very well and good but expr.	hepsi iyi hoş ama
76	Speaking	I hear you've done very well for yourself expr.	iyi iş çıkardığınızı duydum
77	Speaking	I don't speak english very well expr.	ingilizceyi çok iyi konuşamıyorum
78	Speaking	I don't speak english very well expr.	ingilizceyi çok iyi bilmiyorum
79	Speaking	it's all very well but expr.	iyi hoş da
80	Speaking	I don't know english very well expr.	ingilizceyi çok iyi bilmiyorum
81	Speaking	my english is not very well expr.	ingilizcem çok iyi değil
82	Speaking	they cook very well expr.	onlar çok iyi yemek yapıyorlar
83	Speaking	they cook very well expr.	onlar çok iyi yemek yaparlar
84	Speaking	the hat suits you very well expr.	şapka çok yakışmış
85	Speaking	I understand you very well expr.	sizi çok iyi anlıyorum
86	Speaking	you speak english very well expr.	sen çok iyi ingilizce konuşuyorsun
87	Speaking	you speak english very well expr.	sen çok güzel ingilizce konuşuyorsun
88	Speaking	I understand you very well expr.	seni çok iyi anlıyorum
89	Speaking	He keeps secrets very well expr.	o iyi sır tutar