Historique

wait to

Sens de "wait to" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 74 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	forcing to wait on cold floor n.	soğuk zeminde bekletme
2	General	wait to see which way the cat will jump v.	yaş tahtaya basmamak
3	General	have to wait v.	beklemek zorunda olmak
4	General	wait for a permission to cross the border v.	sınırdan geçmek için izin beklemek
5	General	not able to wait v.	bekleyememek
6	General	wait for a parking space to become available v.	park yerinin boşalmasını beklemek
7	General	wait for a parking space to become available v.	boş bir park yeri için beklemek
8	General	wait to be informed v.	bilgilendirilmeyi beklemek
9	General	wait for the phone to ring v.	telefonun çalmasını beklemek
10	General	wait for an opportunity to arise v.	fırsat çıkmasını beklemek
11	General	wait for them to cook v.	pişmesi için beklemek
12	General	wait for them to cook v.	pişmelerini beklemek
Proverb
13	Proverb	all good things come to those who wait	sabreden derviş muradına ermiş
14	Proverb	all things come to those who wait	bekleyen derviş muradına ermiş
15	Proverb	good things come to those who wait	sabreden derviş muradına ermiş
16	Proverb	good things come to those who wait	sabrın sonu selamettir
17	Proverb	good things come to those who wait	sabırla koruk üzüm olur
Colloquial
18	Colloquial	wait for the next bad thing to happen v.	olacak bir sonraki kötü şeyi beklemek
19	Colloquial	wait for him to get drunk v.	sarhoş olmasını beklemek
20	Colloquial	can't wait (to do something) v.	(bir şey yapmak için) sabırsızlanmak
21	Colloquial	can't wait (to do something) v.	(bir şey yapmayı) heyecanla beklemek
22	Colloquial	can't wait (to do something) v.	(bir şey yapmayı) iple çekmek
Idioms
23	Idioms	wait for (one's) boat to come in v.	düze çıkmayı beklemek
24	Idioms	wait for (one's) boat to come in v.	talihinin/şansının dönmesini beklemek
25	Idioms	wait for (one's) boat to come in v.	talihin yüzüne gülmesini beklemek
26	Idioms	wait for (one's) boat to come in v.	köşeyi dönmeyi beklemek
27	Idioms	wait for (one's) boat to come in v.	paraya kavuşmaya beklemek
28	Idioms	wait for one's ship to come in v.	servete ya da başarıya kavuşulacağı günü beklemek
29	Idioms	wait for one's ship to come in v.	talihin yüzüne güleceği günü beklemek
30	Idioms	wait for one's ship to come in v.	talih kuşunun konacağı günü beklemek
31	Idioms	wait for (one's) boat to come in v.	düze çıkmayı beklemek
32	Idioms	wait for (one's) boat to come in v.	talihinin/şansının dönmesini beklemek
33	Idioms	wait for (one's) boat to come in v.	talihini yüzüne gülmesini beklemek
34	Idioms	wait for (one's) boat to come in v.	başarılı olmayı beklemek/ummak
35	Idioms	wait for (one's) boat to come in v.	köşeyi dönmeyi beklemek
36	Idioms	wait for (one's) ship to come in v.	düze çıkmayı beklemek
37	Idioms	wait for (one's) ship to come in v.	talihinin/şansının dönmesini beklemek
38	Idioms	wait for (one's) ship to come in v.	talihini yüzüne gülmesini beklemek
39	Idioms	wait for (one's) ship to come in v.	başarılı olmayı beklemek/ummak
40	Idioms	wait for (one's) ship to come in v.	köşeyi dönmeyi beklemek
41	Idioms	not able to wait v.	daha fazla dayanamamak/tutamamak (tuvalet)
42	Idioms	not able to wait v.	hemen koşması gerekmek (tuvalete)
43	Idioms	wait for the other shoe to drop v.	bir sonraki kötü şeyi beklemek
44	Idioms	sit around and wait to die v.	oturup ölmeyi beklemek
45	Idioms	wait for the cat to jump v.	olayların gelişimine göre temkinli hareket etmek
46	Idioms	wait for the other shoe to drop v.	kötü birşeyin olmasını beklemek
47	Idioms	wait for the dust to settle v.	ortalığın yatışmasını beklemek
48	Idioms	wait for the dust to settle v.	kargaşanın geçmesini beklemek
49	Idioms	wait for the dust to settle v.	durumun normalleşmesini beklemek
50	Idioms	wait for the dust to settle v.	durumun oturmasını/düzelmesini beklemek
Speaking
51	Speaking	don't wait too long to open it expr.	açmak için fazla bekleme
52	Speaking	do we wait for that to happen? expr.	bunun olmasını mı bekleyeceğiz?
53	Speaking	we don't have the luxury to wait expr.	bekleme lüksümüz yok
54	Speaking	what are we going to do while we wait? expr.	beklerken ne yapacağız?
55	Speaking	we don't have to wait 10 years to see each other again expr.	birbirimizi yeniden görmek için 10 yıl beklememize gerek yok
56	Speaking	how much longer are we supposed to wait? expr.	daha ne kadar beklememiz gerekiyor?
57	Speaking	how much longer do we have to wait? expr.	daha ne kadar beklememiz gerekiyor?
58	Speaking	life is too short to wait expr.	hayat beklemek için çok kısa
59	Speaking	you'll have to wait until next week expr.	gelecek haftaya kadar beklemeniz gerekecek
60	Speaking	I can't wait to meet him expr.	onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum
61	Speaking	I can't wait to meet her expr.	onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum
62	Speaking	take a seat and wait to be called expr.	oturun ve çağırılana kadar bekleyin
63	Speaking	I can't wait to get up there expr.	oraya gelmek için sabırsızlanıyorum
64	Speaking	I didn't mean to make you wait expr.	sizi bekletmek istemezdim
65	Speaking	I can't wait to see you expr.	seni görmek için sabırsızlanıyorum
66	Speaking	I don't want to make you wait expr.	seni bekletmek istemezdim
67	Speaking	I don't want to make you wait expr.	sizi bekletmek istemem
68	Speaking	I don't want to make you wait expr.	seni bekletmek istemem
69	Speaking	I don't want to make you wait expr.	sizi bekletmek istemezdim
70	Speaking	I can't wait to see you again expr.	seni yeniden görmek için sabırsızlanıyorum
71	Speaking	do you want me to wait for you? expr.	seni beklememi ister misin?
Computer
72	Computer	please wait 39 minutes to download expr.	yüklemek için lütfen 39 dakika bekleyiniz
Slang
73	Slang	I can't wait to get the fuck out of here expr.	buradan siktir olup gitmek için sabırsızlanıyorum
74	Slang	I can't wait 2cu (to see you) expr.	seni görmek için sabırsızlanıyorum