yöneten - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

yöneten



Sens de "yöneten" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 25 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
yöneten governing adj.
General
yöneten wielder n.
yöneten ruler n.
yöneten facilitator n.
yöneten presider n.
yöneten ruling adj.
yöneten managing adj.
yöneten directed by adj.
yöneten hegemonic adj.
yöneten regnative [obsolete] adj.
yöneten leading adj.
yöneten maistring adj.
yöneten master adj.
yöneten dominative adj.
yöneten dirigent adj.
yöneten ordinative adj.
yöneten sovran adj.
Trade/Economic
yöneten master n.
yöneten managing adj.
Politics
yöneten regent adj.
yöneten reigning adj.
Computer
yöneten conducted by expr.
yöneten managed by expr.
Linguistics
yöneten governing adj.
Music
yöneten dirigent n.

Sens de "yöneten" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 182 résultat(s)

Turc Anglais
General
yöneten sınıf ruling clique n.
oyunu yöneten oyuncu quarterback n.
bir sanatçı veya spor takımının işlerini yöneten kimse manager n.
yurt yöneten kadın housemother n.
evi yöneten kimse housekeeper n.
evi yöneten kimse householder n.
bir şeyi veya bir yeri yöneten keeper n.
evlilik, nikah, vaftiz gibi törenleri yöneten din görevlisi officiant n.
oyunu yöneten kimse caller n.
casusları işe alan ve faaliyetlerini yöneten istihbarat subayı case officer n.
imparatorluğu yöneten kadın emperess [obsolete] n.
bir şirketi becerikli bir şekilde yöneten kimse engineer n.
atlantik okyanusunda kendi kendini yöneten bir ingiliz kolonisi bermuda n.
(hindistan'da) eskiden özellikle büyük bir eyaleti yöneten, mertebe olarak racanın üstünde yer alan kral veya prens maharaja n.
mertebe olarak racanın üstünde yer alan ve eyalet yöneten kral veya prense verilen bir unvan maharaja n.
çiftlik veya malikane yöneten kimse mayordomo [dialect] n.
çiftlik veya malikane yöneten kimse major-domo [dialect] n.
bir şeyi merkezden yöneten kimse veya nesne pivot n.
bir grubu veya faaliyeti yöneten kadın matriarch n.
evi yöneten kimse matron n.
bir orkestrayı, koroyu veya başka bir müzik grubunu yöneten kimse manuducent n.
toplantıların törensel kısımlarını düzenleyen ve yöneten kimse marshall n.
bir çiftliğin süt ürünleri karının bir bölümüne ortak olan veya yöneten kimse bower [scotland] n.
kısıtlayan ve yöneten kimse bridler n.
kötü yöneten kimse mismanager n.
yöneten kadın şeklinde kişileştirilmiş şey mistress n.
(resmi işlerde, televizyon yayınlarında) işleri yöneten kadın mistress of ceremonies n.
monarşiyle yöneten kimse monarchizer n.
monarşiyle yöneten kimse monarchiser n.
ayinleri yöneten kimse mysteriarch [obsolete] n.
sığır sürüsü yöneten donanımlı bir binici rider n.
(yunan mitolojisinde) insanların hayatlarını yöneten ve ne zaman öleceklerini belirleyen üç tanrıça the destinies n.
yöneten kimse directer n.
ayin yöneten kimse officiator n.
radar, bilgisayar kurulumu gibi elektronik haberleşme araçlarını yöneten kimse operator n.
kendi kendini yöneten devlet commonalty [obsolete] n.
bir şeyin tedarikini yöneten kurulum pool n.
hemşire ekipleri yöneten kıdemli hemşire consultant nurse [uk] n.
gazete tedavülünü yöneten kimse publisher [uk] n.
(polonya'da) idari bölge yöneten asilzade starost n.
(polonya) kraliyete ait idari bölgeyi yöneten kimse starosta n.
oyun yöneten kimse stickman n.
kendi kendini yöneten (ülke) self governing adj.
kendini yöneten self managed adj.
vekaleten yöneten interrex adj.
kendi kendini yöneten self-governing adj.
kendi kendini yöneten self-administered adj.
kendi kendini yöneten self-directed adj.
diğerlerini yöneten master adj.
müdahale kurumu ile yöneten mediate adj.
büyükşehir yöneten metropolitical adj.
tüm dünyayı yöneten cosmocratic adj.
katı bir şekilde yöneten ironhanded adj.
iklimleri yöneten climatarchic adj.
kendi kendini yöneten self-regulating adj.
kendini yöneten self-ruling adj.
çalışanları belirlenen şekilde yöneten kimse man manager n.
Idioms
asıl yöneten kişi gray eminence n.
iyi insan yöneten kimse a smooth operator n.
ekran başından/oturduğu yerden futbol takımını yöneten taraftar armchair quarterback [uk] n.
yöneten/kontrol eden kişi olmak play first fiddle v.
(davayı) yöneten (hakim) on the bench expr.
Trade/Economic
kendi kendini yöneten gruplar self-managing teams n.
mülakatı yöneten kimse interviewer n.
mirası yöneten administrator n.
mülakat yöneten kimsenin yaptığı konuşmayı değerlendirdiği özet kağıt interviewer's appraisal sheet n.
müesseseyi yöneten kimse dominant leader n.
vakıf mallarını vakıf senedine uygun olarak yöneten kimse trustee n.
yatırım fonunu yöneten kişi trustee n.
menkul kıymetler fonu yöneten şirket management company n.
ticari işletme yöneten kimse business executive n.
karşılıklı sermayeleri yöneten şirket mutual fund n.
abd'de 1913'te kurulup iç ve dış ticareti teşvik eden ve yöneten bir federal kurum commerce n.
federal rezerv bankasını yöneten yedi üyelik kurul federal reserve board n.
Law
belediyeyi yöneten kimse mayor n.
toplumu yöneten yasaları inceleyen bir alan socionomy [rare] n.
(yeni zelanda'da) hükümete hukuki meselelerde danışmanlık veren bir devlet kurumunu yöneten ve ülkenin baş hukukçusu olan kraliyet başsavcısı solicitor general n.
yapılacakları yöneten directory adj.
Politics
küba ve bağlı adaları yöneten ispanyol yönetici captain general n.
bir sektörü veya kamu hizmetini yöneten devlet dairesi regie n.
saltanat namına yöneten kurul regency n.
(hindistan'da idari bölge olan) tehsili yöneten kimse tehsildar n.
(antik roma'da) ülkenin dörtte birini yöneten kimse tetrarch n.
ortaklaşa yöneten dört kişiden biri tetrarch n.
bir ülkenin dörtte birini yöneten kimse tarafından idare edilen bölge tetrarchate n.
bir ülkenin dörtte birini yöneten kimse tarafından idare edilen bölge tetrarchy n.
bir toplantıda görüşmeleri yöneten kişi moderator n.
bir devleti başka bir ülkeden yöneten hükümet a distant government n.
ingiliz kilisesinin mal ve gelirlerini yöneten görevliler ecclesiastics commissioners n.
kendi kendini yöneten toplum self-regulating society n.
yöneten sınıf ruling class n.
yöneten elit kesim ruling class n.
yöneten elit kesim ruling elite n.
(hindistan'da) eskiden özellikle büyük bir eyaleti yöneten, mertebe olarak racinin üstünde yer alan prenses maharanee n.
mertebe olarak racinin üstünde yer alan ve eyalet yöneten prensese verilen bir unvan maharanee n.
(hindistan'da) eskiden özellikle büyük bir eyaleti yöneten, mertebe olarak racinin üstünde yer alan prenses maharani n.
mertebe olarak racinin üstünde yer alan ve eyalet yöneten prensese verilen bir unvan maharani n.
(bazı abd eyaletlerinde) kendi kendini yöneten şehir borough n.
tek başına yöneten kimse monocrat n.
(eski adıyla rodezya) zimbabve'yi 1962'den 1978'e kadar yöneten parti rhodesian front n.
bir devleti yöneten küçük insan grubu government n.
nikaragua'yı 1979'dan 1990'a kadar yöneten askeri ve siyasi koalisyona üye kimse sandinista n.
nikaragua'yı 1979'dan 1990'a kadar yöneten askeri ve siyasi koalisyona üye kimse sandinist n.
nikaragua'yı 1979'dan 1990'a kadar yöneten askeri ve siyasi koalisyon sandinistas n.
bir ülkenin dörtte birini yöneten kimseye ait tetrarchical adj.
bir ülkenin dörtte birini yöneten kimse tarafından idare edilen bölge ile ilgili tetrarchical adj.
bir ülkenin dörtte birini yöneten kimseye ait tetrarchic adj.
bir ülkenin dörtte birini yöneten kimse tarafından idare edilen bölge ile ilgili tetrarchic adj.
despotça yöneten despotic adj.
Industry
işletmeyi veya projeyi küçük detaylara aşırı dikkat göstererek yöneten kimse micromanager n.
personel işlerini yöneten departman human resources department n.
işletmenin finansal yönünü yöneten erkek moneyman n.
operasyonun finansal yönünü yöneten erkek moneyman n.
yakıt veya gazın boru hattı sistemlerinden geçmesini yöneten araç dispatcher n.
Media
birleşik program yapmak için kameralardan, filmlerden ve diğer kaynaklardan gelen televizyon sinyallerini seçen ve yöneten kimse vision mixer n.
birleşik program yapmak için kameralardan, filmlerden ve diğer kaynaklardan gelen televizyon sinyallerini seçen ve yöneten kimse vision-mixer n.
senaryoyu yazan ve yöneten written and directed by adj.
Technical
serbestliğe imkan vererek yöneten antiauthoritarian adj.
Computer
bir tartışma grubunun üyelerine gönderilen e-postaları yöneten bir dosya sunucusu listserver n.
Informatics
işletim sisteminin temel işlevlerini yöneten bilgisayar sabit yazılımı bios n.
işletim sisteminin temel işlevlerini yöneten bilgisayar sabit yazılımı bios (basic input output system) abrev.
Textile
çıkrık veya çözgü tezgahında iplikleri yöneten ek parça heck n.
Construction
inşaat projesi çevresinde işaret veya bayrak tutarak trafiği yöneten kimse flagger n.
Railway
tren hareketlerini kontrol edip yöneten demiryollarında hareket kulesinde çalışan işçi towerman n.
Aeronautic
pilotun müdahalesi olmadan uçağı yöneten aygıt auto-pilot n.
Medical
(ingiliz sağlık sisteminde) kendi kendini yöneten (bir grup) hastane trust n.
Gastronomy
hotel ve restoranlarda menüyü hazırlayan ve mutfak personelini yöneten aşçı chef de cuisine n.
Logic
eylemlerde ortaya çıkan argümanları yöneten ilkeler practical reason n.
eylemlerde ortaya çıkan argümanları yöneten ilkeler practical reasoning n.
Biology
somatik hücreler yolu ile yöneten somatogenetic adj.
Astrology
(evi yöneten gezegen) giriş dönemini göstermek ingress v.
History
geçmişte ispanya ve fas'ı yöneten berberi müslümanlar almohade n.
geçmişte ispanya ve fas'ı yöneten berberi müslümanlar almohad n.
(hindistan'da) özellikle büyük bir eyaleti yöneten hükümdar maharajah [india] n.
(orta çağ'da) krallıklar arasındaki sınır bölgelerini yöneten ve düşmana karşı savunan lord marcher n.
yedi krallığın bir bölgesini yöneten kimse heptarch n.
yedi krallığın bir bölgesini yöneten kimse heptarchist n.
bir alman kalesini veya kasabasını yöneten soylu burgrave n.
şirketi yöneten kimse lochage n.
halkın algısını yöneten lider demagogue n.
halkın algısını yöneten lider demagog n.
1789'dan 1794'e kadar paris hükümetini yöneten devrimci grup commune n.
paris'i 1871'de kısa süreliğine yöneten devrimci sosyalist bir hükümet commune n.
(eski roma'da) ayin yöneten yedi rahipten her biri septemvir n.
(eski roma'da) ayin yöneten yedi rahibin oluşturduğu makam septemvirate n.
(eski roma'da) ayin yöneten yedi rahibin oluşturduğu zümre septemvirate n.
japonya'yı yöneten şogun ailesiyle ilgili tokugawa adj.
japonya'yı yöneten şogun ailesine ait tokugawa adj.
milattan önce iran ve anadolu'nun bazı bölgelerini yöneten part imparatorluğuna ait veya ilgili arsacid adj.
Religious
şarap ve ekmek ayinini yöneten rahip celebrant n.
(japoncada) budizmde evrenin batısında yer alan arı toprağı yöneten ermiş amida n.
budizm'de evrenin batısında yer alan arı toprağı yöneten ermiş amitabha n.
kraliçe anne fonunu yöneten kurul kurul queen anne's bounty n.
(roma katolik kilisesi'nde) katı fransiskanları yöneten kurallar observance n.
guru yolunda bekçilik yapan ve sih ayinlerini yöneten kimse granthi n.
ayin yöneten kimse ritualist n.
(hinduizm'de) doğayı yöneten tanrı rudra n.
metodist kilise bakanlığını yöneten döngüsel sistem itineracy n.
kilisede ayin yöneten papazlara ayrılmış bölüm presbyterium n.
piskoposluk bölgesini yöneten diocesan adj.
kiliseler topluluğunu yöneten oecumenical adj.
Philosophy
maddeyi yöneten hylarchical adj.
özdeği yöneten hylarchical adj.
Geography
venezuela'nın kuzeybatı kıyılarında bulunup kendi kendini yöneten hollanda'ya bağlı ada aruba n.
Military
amfibi harekatlarda sahile yapılacak operasyonu yöneten çizelge landing sequence table n.
iki veya daha fazla gruptan oluşup iki veya daha fazla filoyu yöneten büyük bir düzen wing [us] n.
iktidarı ele geçirdikten sonra bir ülkeyi yöneten bir grup askeri görevli military junta n.
askeri operasyonda konaklama bölgesini yöneten birlik issue control group n.
alayın fifre çalan üyelerini yöneten astsubay fife major n.
askeri tatbikatı yöneten düzenlemeler school n.
iki veya daha fazla ulusun ortaklaşa oluşturdukları çok uluslu kuvvete sağladığı lojistik desteği yöneten birim milu (multinational integrated logistic support unit) abrev.
Sport
amerikan futbolunda oyunu yöneten oyuncu quarterback n.
amerikan futbolunda oyunu yöneten oyuncunun yaptığı çalım roll out n.
Basketball
takımının hücum sistemini yöneten oyuncu guard n.
Theatre
el hareketleriyle müziği yöneten kimse chironomer n.
bir oyunun sergilendiği sahneye ait teknik süreci yöneten ekip stage crew n.
Mythology
insan hayatını yöneten, yaşam koşullarını ve süresini belirleyen varsayımsal güçler the destinies n.
sınırları yöneten yunan tanrısı terminus n.
(irlanda mitolojisinde) hristiyanlık çağı'nın başında ulster'i yöneten kral conchobar n.
Archaic
orkestra, koro gibi bir müzik grubunu yöneten kimse manuductor n.
evi yöneten kimse dispenser n.
Engineering
madenin havalandırma sistemini yöneten makine işletme mühendisi fanner n.