yakınında - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

yakınında



Sens de "yakınında" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 35 résultat(s)

Turc Anglais
General
yakınında close at hand adj.
yakınında nearer adj.
yakınında fast by adj.
yakınında at the hands of adv.
yakınında close by adv.
yakınında about adv.
yakınında round adv.
yakınında near adv.
yakınında near-by adv.
yakınında nearhand adv.
yakınında immediately adv.
yakınında by the side of prep.
yakınında by prep.
yakınında agin prep.
yakınında near prep.
yakınında on prep.
yakınında forenenst [dialect] prep.
yakınında outside prep.
yakınında toward prep.
Phrases
yakınında around (someone or something) adv.
yakınında close to hand expr.
Colloquial
yakınında all over adj.
yakınında all over adj.
Idioms
yakınında at the end of (one's) fingertips expr.
yakınında within ames ace expr.
yakınında at elbow expr.
yakınında at your elbow expr.
yakınında at your fingertips expr.
yakınında in backyard expr.
yakınında in your backyard expr.
yakınında within cooee of expr.
Technical
yakınında by prep.
yakınında in proximity expr.
Archaic
yakınında thereby adv.
yakınında whereby adv.

Sens de "yakınında" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 181 résultat(s)

Turc Anglais
General
yakınında bulunduğu şehre bağımlı yerleşim yeri satellite town n.
yakınında bekle stick around n.
göl yakınında çalışan ya da yaşayan insan laker n.
orta noktada veya orta noktanın yakınında olan şey mean n.
yakınında olmak cling v.
çok yakınında olmak be hard by v.
sunak veya türbe yakınında tütsü yakmak thurify v.
yakınında olmak jostle v.
bir yerin yakınında beklemek loiter v.
(tilki avında) av köpeklerinin yakınında gitmek override v.
sahilde ya da sahil yakınında bulunan littoral adj.
zenitte veya yakınında konumlanan zenithal adj.
çitlerin yakınında doğmuş hedge adj.
çitlerin yakınında yaşayan hedge adj.
(evin) çok yakınında olan inby [scotland] adj.
(evin) çok yakınında olan inbye [scotland] adj.
göz irisinin yakınında bulunan iritic adj.
yakınında olan satellite adj.
yakınında olan satellitic adj.
zirvenin yakınında yer alan supernal adj.
in yakınında vasıtasıyla at the hands of adv.
dünyanın kutuplarından biri etrafında veya yakınında circumpolar adv.
hemen yakınında at one's foot adv.
limanın yakınında harborside adv.
sahil yakınında on shore adv.
distal bölümün yakınında distal adv.
distal ucun yakınında distal adv.
bir yerin yakınında whereabout conj.
hangi yerin yakınında whereabouts conj.
araba … numaralı çıkışın yakınında the car is near exit number ... expr.
araba … numaralı kavşağın yakınında the car is near junction number ... expr.
Phrasals
(birinin) yanında/yakınında/çevresinde olmak have someone about v.
(bir şeyi) yanında/yakınında/çevresinde bulundurmak have something about v.
(birini veya bir şeyi) yakınında tutmak have (someone or something) about v.
(birini veya bir şeyi) yakınında tutmak have (someone or something) around v.
birşeyi yanında/yakınında bulundurmak keep something around v.
birşeyi yanında/yakınında bulundurmak keep something about v.
(arabayla) bir şeyin yakınında durmak pull up to something v.
(birinin/bir şeyin) yakınında close by (somebody/something) v.
(birinin/bir şeyin) yanında/yakınında bir araya gelmek converge upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yakınında toplanmak converge upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yanında/yakınında bir araya gelmek converge on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yakınında toplanmak converge on (someone or something) v.
yanında/yakınında/çevresinde olmak have about v.
yanında/yakınında/çevresinde bulundurmak have about v.
yakınında tutmak have about v.
yanında/yakınında bulundurmak keep around v.
yanında/yakınında tutmak keep around v.
yanında/yakınında tutmak keep by v.
Phrases
çok yakınında if it was a snake, it would've bit you expr.
Colloquial
(birinin bir şeyinin) aşırı yakınında durmak get (all) up in (one's) (something) v.
Idioms
birisinin yakınında olması sheer proximity n.
kale çizgisi üzerinde ya da yakınında topa vurmak clear (one's) lines v.
sıralamada (birinin/bir şeyin) çok yakınında/hemen arkasında olmak nip on (someone's or something's) heels v.
sıralamada, puanlamada, beceride (birinin/bir şeyin) çok yakınında/hemen arkasında olmak nip on (someone's or something's) toes v.
(birinin) burnunun dibinde/aşırı yakınında durmak get (all) up in (one's) face v.
yakınında/yakında bulundurmak have at fingertips v.
(birini/bir şeyi) yakınında/yanında bulundurmak/tutmak keep (someone or something) about v.
çok yakınında at (one's) door adv.
çok yakınında at (one's) doorstep adv.
çok yakınında if it was a snake it woulda bit you expr.
çok yakınında under someone's nose expr.
in yakınında within reach of expr.
çok yakınında on your doorstep expr.
çok yakınında on the doorstep expr.
-in çok yakınında in/under the shadow of expr.
(birinin) yakınında at (one's) fingertips expr.
birinin çok yakınında at one's door expr.
birinin yakınında at someone's elbow expr.
(birinin kendi) çevresinde/yakınında in (one's) (own) back yard expr.
(birinin/bir şeyin) çok yakınında in spitting distance (of someone or something) expr.
(birinin/bir şeyin) çok yakınında in striking distance (of someone or something) expr.
(birinin/bir şeyin) çok yakınına/yakınında on top of (someone or something) expr.
çok yakınında under nose expr.
(birinin/bir şeyin) çok yakınında within a stone's throw (of someone or something) expr.
(bir şeyin) yakınında within cooee of (something) [australia/new zealand] expr.
(birinin/bir şeyin) çok yakınında within spitting distance (of someone or something) expr.
(birinin/bir şeyin) çok yakınında within striking distance (of someone or something) expr.
Speaking
ülkenin birinde nehir yakınında bir köy varmış there was a village in a country near a river expr.
Technical
apron veya hangar yakınında uçağın park edildiği yer ramp n.
Architecture
oxfordshire'ın lechlade kasabası yakınında bulunan tudor döneminden kalma bir malikane kelmscott manor n.
angus'taki glamis yakınında yer alan bir iskoç kalesi glamis castle n.
Construction
çekiçle işlenmiş bir kesme yapı taşının diğer bir yapı taşı ile birleşeceği kısımlarının yakınında bırakılan pürüzsüz kenar payları margin draft n.
Aeronautic
hangar yakınında uçağın park edildiği yer ramp n.
saldırı alanının yakınında bulunan, helikopterlerin iniş ve kalkış yapmasının güvenli olduğu bir yer helispot [us] n.
uçağın burnu yakınında forward adv.
Marine
rıhtım alanı yakınında olan dockside adj.
güverte yakınında alow adv.
Medical
çekirdeğin yakınında (bir hücrenin) juxtanuclear adj.
Anatomy
beyin tabanının yakınında bulunan talamus ve yakınındaki diğer gri maddelerden oluşan çekirdek kitleleri basal ganglia n.
femurun lateral kondilinin yakınında oluşan yuvarlak çıkıntı lateral epicondyle n.
nazofarenksin içinde veya yakınında bulunan nasopharyngeal adj.
hem türbinal hem de nazal kemiklerle bağlantılı veya yakınında nasoturbinal adj.
yüzeyin yakınında yer alan ectal adj.
tabanda veya tabanın yakınında bulunan basilar adj.
tabanda veya tabanın yakınında bulunan basilary adj.
burun ve ağız arasındaki sapan kemiği yakınında olan vomeronasal adj.
mezenterde veya yakınında yer alan mesenteric adj.
üst yüzeyin yakınında olan dosel adj.
arka yüzeyin yakınında olan dosel adj.
göz kapağının yakınında yer alan palpebral adj.
uterusun yakınında bulunan parametric adj.
uterusun yakınında bulunan parametrial adj.
pubik kemik yakınında yer alan pectineal adj.
kulağın yakınında bulunan parotid adj.
gastrik sistemin yakınında veya etrafında bulunan perigastric adj.
kalbin yakınında bulunan praecordial adj.
ganglionun önünde veya yakınında yer alan pregangliar adj.
Optics
(lens veya aynadaki boşluk) optik eksen yakınında yer alan paraxial adj.
Chemistry
molekül oluşturan bir atom zincirinin ucunda veya yakınında terminal adj.
Biology
kalaza yakınında bulunan chalazal adj.
sinir kavşağı yakınında bulunan presynaptic adj.
Astronomy
kuzey yarımküre'de kuğu ve andromeda takımyıldızlarının yakınında yer alan bir takımyıldız lacerta n.
kova takımyıldızı'nın yakınında bulunan bir çin takımyıldızı girl n.
kova ve kanatlı at takımyıldızlarının yakınında bulunan bir takımyıldız roof n.
güneşin yakınında olan heliacal adj.
güneşin yakınında meydana gelen heliacal adj.
Zoology
abd'de kaliforniya'nın kuzeybatısında su yakınında bulunan dağ kurbağası cascades frog (rana cascadae) n.
afrika'da göl ve nehirlerin yakınında yaşayan bir antilop cinsi reedbuck (redunca) n.
birtakım kamçılı protozoaların çekirdeklerinin yakınında bulunan granüler hücre gövdesi kinetoplast n.
güney afrika'ya özgü, göl ve nehirlerin yakınında yaşayan bir antilop rietboc n.
güney afrika'ya özgü, göl ve nehirlerin yakınında yaşayan bir antilop inghalla n.
güney afrika'ya özgü, göl ve nehirlerin yakınında yaşayan bir antilop rietbok n.
bazı hayvanlarda yumurtalıkların yakınında bulunan tübüllü küçük bir kitle paroophoron n.
nehir yakınında doğmuş amnigenous adj.
Botanic
bitki tabanının yakınında bulunan basal adj.
toprağın yakınında büyüyen epigaeous adj.
toprak yüzeyinin yakınında büyüyen epigean adj.
Breeding
kümes hayvanlarının uyluk bölgesinin yakınında bulunan yuvarlak et parçası oyster (fowl) n.
Linguistics
çok heceli kelimelerde ilk hecede veya yakınında bulunan (vurgu) recessive adj.
Archaeology
mabet yakınında bulunan, arşiv ve hazineleri içeren antik yunan işi yapı treasury n.
Religious
roma'da veya yakınında bulunan katolik kilisesi title n.
roma içinde veya yakınında bir roma katolik unvanı taşıyan kimse titular n.
mary teresa ball tarafından dublin yakınında kurulan rahibe topluluğunun üyeleri loreto nuns n.
kiliselerde altarın yakınında bulunan ve eskiden suçluların sığınma olarak kaçtıkları yer freedstool n.
Geography
güney afrika'da capetown yakınında tepesi düz bir dağ table mountain n.
dere yakınında bulunan arazi batch n.
georgia'nın kuzeyinde atlanta yakınında bir dağ kennesaw mountain n.
ırak'ta fırat nehri yakınında bulunan ve şii islam'ın merkezi olan kutsal şehir najaf n.
rusya federasyonu'nda yenisey nehri yakınında bir şehir norilsk n.
bolivya'nın batısında, titicaca gölü yakınında yer alan başkenti ve en büyük şehri la paz n.
paris'te marne nehri yakınında banliyö champigny-sur-marne n.
italya'nın kuzeydoğusunda adriyatik denizi yakınında şehir ravenna n.
kudüs yakınında küçük bir kasaba bethlehem ephrathah n.
belçika'da brüksel'in yakınında yer alan bir köy quatre bras n.
yeni zelanda'nın kuzeydeki adası olan north island'ın kuzeybatı kısmında, auckland yakınında yer alan bir liman kenti manukau n.
doğu çekya'da doğup slovak kenti bratislava'nın yakınında tuna nehri'ne dökülen bir nehir march n.
doğu slovenya'da, avusturya sınırı yakınında drava nehri'ne kurulmuş bir sanayi kenti maribor n.
kuzeydoğu iran'da, türkmenistan ve afganistan sınırlarının yakınında yer alan bir kent mashhad n.
kuzey fransa'da, belçika sınırının yakınında yer alan bir sanayi yerleşimi maubeuge n.
alaska'nın juneau kenti yakınında yer alan bir dağ eteği buzulu mendenhall glacier n.
batı yunanistan'da, patras körfezi yakınında yer alan bir kent mesolonghi n.
batı yunanistan'da, patras körfezi yakınında yer alan bir kent missolonghi n.
batı yunanistan'da, patras körfezi yakınında yer alan bir kent mesolóngion n.
ekvator yakınında yer alan bölge low latitude n.
kanada'da niagara şelaleleri yakınında bir yol lundys lane n.
kanada'da niagara şelaleleri yakınında bir yol lundy's lane n.
genellikle küçük bir kasaba yakınında bulunan, siyahi afrikalıların veya beyaz olmayan insanların yaşadığı idari bölge location [south africa] n.
orizaba volkanının yakınında bir şehir orizaba n.
akdeniz kıyısı yakınında bulunan bir filistin şehri gaza n.
akdeniz kıyısı yakınında bulunan bir filistin şehri ghazze n.
washington d.c'nin yakınında bir yerleşim silver spring n.
atlantik okyanusunun yakınında olan atlantic adj.
ganj nehri'nin yakınında gangetic adj.
pasifik okyanusu yakınında olan pacific adj.
güney kutbu yakınında bulunan south-polar adj.
Geology
isviçre'de ve yakınında bulunan bir dizi fosilli tortul tabaka molasse n.
nehir ağzı yakınında bulunan çamur veya alüvyon birikmiş alan liman n.
yeryüzünün yakınında oluşan epigenetic adj.
saint lawrence nehri'nin yakınında yer alan laurentian adj.
Military
(amfibik harekatlarda) iniş sahası yakınında yer alan bölge distant support area n.
Sport
(golfte) topa deliğin çok yakınında duracağı ve sonradan kolayca sayı atılabileceği biçimde yapılan vuruş lag n.
(golfte) topa deliğin çok yakınında duracağı ve sonradan kolayca sayı atılabileceği biçimde vurmak lag v.
(savunma) kale alanı yakınında konumlanan short adj.
Tennis
oyuncunun arka çizginin yakınında durduğu ve ağa nadiren yaklaştığı bir tenis oynama stili base line n.
oyuncunun arka çizginin yakınında durduğu ve ağa nadiren yaklaştığı bir tenis oynama stili baseline n.
Photography
kamera ana ışık kaynağına doğru veya yakınında tutularak çekilen (fotoğraf) contre-jour adj.
Mythology
kansas, great bend şehrinin yakınında yer aldığı düşünülen efsanevi şehir quivira n.
(iskandinav mitolojisinde) dünya ağacı'nın köklerinin yakınında yer alan bilgelik kuyusunu koruyan dev mimir n.
Archaic
daha yakınında nigher adj.
mezenterde veya yakınında yer alan mesaraic adj.