|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
zamanından önce |
premature adj.
|
|
2 |
Common Usage |
daha önce olan |
prior adj.
|
|
3 |
Common Usage |
ilk önce |
firstly adv.
|
|
4 |
Common Usage |
ilk önce |
first of all adv.
|
|
5 |
Common Usage |
en önce |
first of all adv.
|
|
General |
|
6 |
General |
bir sanat eserinin vücud bulmadan önce yaratıcı insan zekasında kazandığı ilk form |
eidola n.
|
|
7 |
General |
saygıdeğer (başdiyakozun isminden önce kullanılan unvan) |
the venerable n.
|
|
8 |
General |
daha önce kapma |
preoccupancy n.
|
|
9 |
General |
cinsel ilişkiden önce oynaşma |
foreplay n.
|
|
10 |
General |
tanrı tarafından kulun cennete veya cehenneme gideceğini doğmadan önce tayin etmesi |
predestination n.
|
|
11 |
General |
önce gelen karakter |
leading character n.
|
|
12 |
General |
önce olma |
precedence n.
|
|
13 |
General |
rahibelerin ilk adından önce kullanılan unvan |
sister n.
|
|
14 |
General |
zamanından önce olma |
prematureness n.
|
|
15 |
General |
paskalyadan önce gelen büyük perhiz |
lent n.
|
|
16 |
General |
reklamlardan önce veya sonra mini klipler gösterme |
eyecatching n.
|
|
17 |
General |
vaktinden önce gelişme |
prematurity n.
|
|
18 |
General |
hastalara bakan hemşirenin ilk adından veya ilk adıyla soyadından önce kullanılan unvan |
sister n.
|
|
19 |
General |
yapmadan önce inceleme |
before look journalizing n.
|
|
20 |
General |
önce kuvvetli sonra yavaş |
forte piano n.
|
|
21 |
General |
kalkıştan önce uçuştan vazgeçme |
aborted take off n.
|
|
22 |
General |
mösyö soyadından önce gelir |
mister n.
|
|
23 |
General |
ilk önce |
transmitting n.
|
|
24 |
General |
yatmadan önce içilen içki |
nightcap n.
|
|
25 |
General |
önce gelme |
preceding n.
|
|
26 |
General |
herkesten önce satın alma hakkı |
preemption n.
|
|
27 |
General |
şükran duası (yemekten önce/sonra söylenen) |
grace n.
|
|
28 |
General |
sanatçıda sahneye çıkmadan hemen önce başlayan korku ve heyecan |
stage fright n.
|
|
29 |
General |
paskalya'dan önce gelen büyük perhiz süresinin ilk çarşambası |
ash wednesday n.
|
|
30 |
General |
önce gelen kimse |
progenitor n.
|
|
31 |
General |
yazı yazmadan önce kabataslak hazırlanarak kaleme alınan yazı |
draft n.
|
|
32 |
General |
öğleden önce |
am n.
|
|
33 |
General |
belirli durumlarda isimden önce kullanılır |
the n.
|
|
34 |
General |
önce gelme |
primacy n.
|
|
35 |
General |
vaktinden önce teslim |
early delivery n.
|
|
36 |
General |
zamanından önce teslim |
early delivery n.
|
|
37 |
General |
düğünden önce erkeklerin kendi aralarında yaptığı eğlence |
stag party n.
|
|
38 |
General |
düğünden önce erkeklerin kendi aralarında yaptığı eğlence |
stag night n.
|
|
39 |
General |
düğünden önce erkeklerin kendi aralarında yaptığı eğlence |
stag do n.
|
|
40 |
General |
programdan önce tamamlama |
completion ahead of schedule n.
|
|
41 |
General |
öğleden önce |
ante-meridiem (a.m.) n.
|
|
42 |
General |
-den önce davranma |
anticipation n.
|
|
43 |
General |
16.yy'daki ispanyol fethinden önce meksika'da egemen imparatorluk ve halk |
aztec n.
|
|
44 |
General |
önce gelen karakterler |
leading characters n.
|
|
45 |
General |
önce gelenler |
antecedents n.
|
|
46 |
General |
önce olanlar |
antecedents n.
|
|
47 |
General |
sahneye çıkmadan önce kendini kötü hissetme |
stage struck n.
|
|
48 |
General |
düğünden önce kadınların kendi aralarında yaptığı eğlence |
hen night n.
|
|
49 |
General |
düğünden önce kadınların kendi aralarında yaptığı eğlence |
hen do n.
|
|
50 |
General |
düğünden önce kadınların kendi aralarında yaptığı eğlence |
bachelorette party n.
|
|
51 |
General |
düğünden önce erkeklerin kendi aralarında yaptığı eğlence |
bucks party n.
|
|
52 |
General |
düğünden önce kadınların kendi aralarında yaptığı eğlence |
hen's night n.
|
|
53 |
General |
düğünden önce erkeklerin kendi aralarında yaptığı eğlence |
bachelor party n.
|
|
54 |
General |
düğünden önce erkeklerin kendi aralarında yaptığı eğlence |
bulls party n.
|
|
55 |
General |
düğünden önce kadınların kendi aralarında yaptığı eğlence |
hen party n.
|
|
56 |
General |
düğünden önce erkeklerin kendi aralarında yaptığı eğlence |
bucks night n.
|
|
57 |
General |
önce gelen |
predecessor n.
|
|
58 |
General |
tarihi isa'dan önce ve isa'dan sonra olmak üzere ayıran takvim metodu |
common era n.
|
|
59 |
General |
tarihi isa'dan önce ve isa'dan sonra olmak üzere ayıran takvim metodu |
current era n.
|
|
60 |
General |
tarihi isa'dan önce ve isa'dan sonra olmak üzere ayıran takvim metodu |
christian era n.
|
|
61 |
General |
yazı icat edilmeden önce |
preliterate n.
|
|
62 |
General |
daha önce aranmamış bir yerde petrol/maden arayan |
wildcatter n.
|
|
63 |
General |
ölmeden önce yapılması gerekenler listesi |
bucket list n.
|
|
64 |
General |
ölmeden önce yapılacaklar listesi |
bucket list n.
|
|
65 |
General |
eskiden (buzdolabının icadından önce) derelerin üstüne inşa edilen yapı |
spring house n.
|
|
66 |
General |
eskiden (buzdolabının icadından önce) derelerin üstüne inşa edilen yapı |
springhouse n.
|
|
67 |
General |
herkesten önce satın alma hakkı |
pre-emption n.
|
|
68 |
General |
yatmadan önce yenilen atıştırmalıkar |
bedtime snacks n.
|
|
69 |
General |
insan ruhunun (doğmadan) daha önce de varolması |
preexistence n.
|
|
70 |
General |
insan ruhunun (doğmadan) daha önce de varolması |
beforelife n.
|
|
71 |
General |
insan ruhunun (doğmadan) daha önce de varolması |
pre-mortal existence n.
|
|
72 |
General |
insan ruhunun (doğmadan) daha önce de varolması |
pre-existence n.
|
|
73 |
General |
kıyamet gelmeden önce barış ve mutluluğun hüküm süreceği düşünülen bin yıllık dönemin geleceğine inanan kimse |
millenarian n.
|
|
74 |
General |
evlenmeden hemen önce terkedilen gelin |
jilted bride n.
|
|
75 |
General |
milattan önce 2. yüzyılda ortaya çıkan bir yahudi mezhebi |
pharisaism n.
|
|
76 |
General |
bir (tam) sayının 1 sayı önce geleni |
preceding number n.
|
|
77 |
General |
park halindeki bir otomobilin yanında, genellikle park yerinde, bir spor etkinliğinden önce gerçekleştirilen piknik |
tailgate party n.
|
|
78 |
General |
daha önce cenova'da baş hakimlerden birine verilen unvan |
abbot of the people n.
|
|
79 |
General |
şarabı süzülmeden önce berraklaştıran kişi |
cellarman n.
|
|
80 |
General |
belirli bir faaliyette daha önce eğitimi veya deneyimi olmayan kimse |
newcomer n.
|
|
81 |
General |
iki hafta önce |
the week before last n.
|
|
82 |
General |
s.o.s 'ten önce kullanılan acil yardım kodu |
c q d n.
|
|
83 |
General |
uzun zaman önce yaşamış kimse |
ancient n.
|
|
84 |
General |
başka bir eylemden önce yapılan şey |
antefact n.
|
|
85 |
General |
bir diğerinden önce gelen sayı |
antenumber n.
|
|
86 |
General |
ana etkinlikten önce yapılan etkinlik |
undercard n.
|
|
87 |
General |
daha büyük bir işten önce tamamlanması gereken ufak, nispeten önemsiz işler |
yak shaving n.
|
|
88 |
General |
sonradan evlenen ve meşru bir oğulları olan ebeveynlerin evlilikten önce doğan oğlu |
bastard elder n.
|
|
89 |
General |
düşmanı gözetlemek veya tehlikeyi bildirmek için nöbetçilerden önce yerleştirilen gözcü |
vedette n.
|
|
90 |
General |
düşmanı gözetlemek veya tehlikeyi bildirmek için nöbetçilerden önce yerleştirilen gözcü |
vidette n.
|
|
91 |
General |
19. yüzyıldan önce portekiz hindistan'ında kullanılan bir gümüş sikke |
xerafin n.
|
|
92 |
General |
evrenden önce var olduğuna inanılan düzensiz ve biçimsiz madde |
matter [obsolete] n.
|
|
93 |
General |
letonya'nın avrodan önce kullandığı para birimi |
lats n.
|
|
94 |
General |
kesilmeden önce giysi, ahşap ve metal gibi malzemelerin üzerine desen taslağı çizen işçi |
marker n.
|
|
95 |
General |
kesilmeden önce giysi, ahşap ve metal gibi malzemelerin üzerine çizilen desen taslağı |
marker n.
|
|
96 |
General |
eğitilmeden önce bir doğanın tutulduğu yarı serbestlik hali |
hack n.
|
|
97 |
General |
rusya'da çar birinci petro'dan önce asil sınıfına mensup kimse |
boiar n.
|
|
98 |
General |
rusya'da çar birinci petro'dan önce asil sınıfına mensup kimse |
boyar n.
|
|
99 |
General |
rusya'da çar birinci petro'dan önce asil sınıfına mensup kimse |
boyard n.
|
|
100 |
General |
felemenkçe konuşulan bölgelerde, bir erkeğin isminden önce kullanılan bir hitap |
mynheer n.
|
|
101 |
General |
anglo-sakson istilalarından önce britanya'da yaşayan halkların üyesi |
britain [obsolete] n.
|
|
102 |
General |
(briçte) oyuncunun deklarasyon veya oyundan önce düşünmek için verdiği uzun ara |
huddle n.
|
|
103 |
General |
daha önce görülmemiş olup var olduğu varsayılan yaratık |
hypothetical creature n.
|
|
104 |
General |
lakaptan önce kullanılan gayri resmi unvan |
mister n.
|
|
105 |
General |
casusluğa başlamadan çok önce gizlenip geniş çapta casusluk faaliyetleri yürüten bir organizasyonda yetkili konuma ulaşmış casus |
mole n.
|
|
106 |
General |
kahvaltıdan önce içilen alkollü içki |
morning [scotland] n.
|
|
107 |
General |
kahvaltıdan önce yenen hafif yemek |
morning [scotland] n.
|
|
108 |
General |
daha önce görülmemiş olup kuş gözlemcisinin tür listesine eklenen kuş türü |
lifer n.
|
|
109 |
General |
daha önce görülmemiş bir kuş türünün görülmesi |
lifer n.
|
|
110 |
General |
daha önce görülmemiş olup kuş gözlemcisinin tür listesine eklenen kuş türü |
life bird n.
|
|
111 |
General |
cenaze töreninden önce ölünün başında bekleme |
lyke-wake [uk] n.
|
|
112 |
General |
(abd'de) postaya yapıştırılmadan önce iptal edilmiş posta pulu |
bureau n.
|
|
113 |
General |
(abd'de) postaya yapıştırılmadan önce iptal edilmiş posta pulu |
bureau print n.
|
|
114 |
General |
milyon yıl önce |
mya (million years ago) n.
|
|
115 |
General |
birinin mahkemeye çıkarılmadan önce tutulduğu hücre |
holdover n.
|
|
116 |
General |
zaman olarak kendisinden önce gelen bir uygulama veya fikrin ürünü |
descendant n.
|
|
117 |
General |
zaman olarak kendisinden önce gelen bir uygulama veya fikrin ürünü |
descendent n.
|
|
118 |
General |
eskiden düşman gemisini basmadan önce yanaşmak için kullanılan, iple fırlatılan demir pençeli bir alet |
grappling n.
|
|
119 |
General |
seramik eşyaların pişmeden önce kurutulduğu yer |
greenhouse [uk] n.
|
|
120 |
General |
(paintball) silaha takılmadan önce boya toplarının yerleştirildiği tüp |
guppy n.
|
|
121 |
General |
çok önce |
long ago n.
|
|
122 |
General |
soy isimlerinden önce "yaşlı bay" anlamında kullanılan bir ifade |
old man n.
|
|
123 |
General |
sözleşmeyi hazırlamadan önce yürütülen müzakereler |
communings n.
|
|
124 |
General |
mektubun imzadan önce saygı, sevgi bildiren kısmı |
complimentary close n.
|
|
125 |
General |
mektubun imzadan önce saygı, sevgi bildiren kısmı |
complimentary closing n.
|
|
126 |
General |
bar kapanışından önce içkilerin bitirilmesi için verilen kısa süre |
drinking-up time [uk] n.
|
|
127 |
General |
gömülmeden önce halka açık bir yerde sergilenme |
lying in state n.
|
|
128 |
General |
(protestan kiliselerinde) günah çıkarmadan hemen önce gelen kısa vaaz |
invitement [obsolete] n.
|
|
129 |
General |
kanıtlar sunulmadan önce verilen hüküm |
forejudgement [obsolete] n.
|
|
130 |
General |
kanıtlar sunulmadan önce verilen hüküm |
forejudgment n.
|
|
131 |
General |
kanıtlar sunulmadan önce verilen hüküm |
forejudgement n.
|
|
132 |
General |
bölge veya alanın kendine ait olanları basmadan önce kullandığı posta pulu |
forerunner n.
|
|
133 |
General |
tanıtılmadan önce yatı saklamak için gerilen bir astar türü |
petticoat n.
|
|
134 |
General |
önce gelme |
precession n.
|
|
135 |
General |
önce çiçeklenme |
precocity n.
|
|
136 |
General |
birinden daha önce vefat etme |
predecease n.
|
|
137 |
General |
(iskoçya kilisesinde) ilahiye başlamadan önce yapılan açılış yorumu |
preface n.
|
|
138 |
General |
(fotoğraf) ışığa duyarsızlaştırılmadan önce gerçekleştirilen uygulama |
prefixation n.
|
|
139 |
General |
önce davranma |
premotion n.
|
|
140 |
General |
önce davranma |
premovement n.
|
|
141 |
General |
(yer veya tür adı) isimden önce gelen öge |
prenomen n.
|
|
142 |
General |
vaktinden önce piyasaya çıkarma |
prerelease n.
|
|
143 |
General |
filmi gösterime gireceği tarihten önce oynatma |
prerelease n.
|
|
144 |
General |
önce oy kullanma hakkı |
prerogative n.
|
|
145 |
General |
bir şeyin gerçek bilgisine sahip olmadan önce oluşan fikir veya görüş |
presentiment n.
|
|
146 |
General |
esas eğlenceden önce izletilen ikincil önemdeki gösteri |
preshow n.
|
|
147 |
General |
(dikmeden önce) bitki köklerini balçık çamura bulama |
puddling n.
|
|
148 |
General |
kaka yapmadan önce şekerleme yapma |
nappy poo n.
|
|
149 |
General |
önce gelme |
prevenance n.
|
|
150 |
General |
önce gelme |
prevenience n.
|
|
151 |
General |
insan davranışından önce olma |
prevenience n.
|
|
152 |
General |
(tiyatro) piyesin resmi olarak gösterileceği ilk geceden önce halka açık sahnelenmesi |
prevue n.
|
|
153 |
General |
insanoğlundan önce dünya'da başka bir uygarlığın yaşadığını öne süren hipotez |
silurian hypothesis n.
|
|
154 |
General |
temel nota veya tondan önce gelen ufak süsleme notası |
beat [obsolete] n.
|
|
155 |
General |
yapısal bir parçanın eğri kısmını kesmeden önce malzeme üzerine yerleştirme işlemi |
spiling n.
|
|
156 |
General |
tohumu daha önce ekilmiş tohum üzerine ekme |
supersemination [obsolete] n.
|
|
157 |
General |
gece uyumadan önce atıştırılan yemek |
supper n.
|
|
158 |
General |
gece uyumadan önce bir şeyler atıştırılan zaman dilimi |
suppertime n.
|
|
159 |
General |
esas gösteriden önce performans sergileyen sanatçı |
support act n.
|
|
160 |
General |
kısa süre önce |
yesterday n.
|
|
161 |
General |
önce gelmek |
antedate v.
|
|
162 |
General |
önce olmak |
have the precedence v.
|
|
163 |
General |
başlanması gereken zamandan önce başlamak |
jump the gun v.
|
|
164 |
General |
son bir hazırlık yapmak (konserden/temsilden önce) |
warm up v.
|
|
165 |
General |
yarıştan önce tartılmak (cokey) |
weigh out v.
|
|
166 |
General |
daha önce savunduğunun tersini savunmaya başlamak |
reverse oneself on v.
|
|
167 |
General |
önce gelmek |
forego v.
|
|
168 |
General |
önce gelmek |
precede v.
|
|
169 |
General |
önce davranmak |
forestall v.
|
|
170 |
General |
önce davranmak |
take precedence of v.
|
|
171 |
General |
önce tartılmak |
weigh in v.
|
|
172 |
General |
önce davranmak |
anticipate v.
|
|
173 |
General |
önce olmak |
precede v.
|
|
174 |
General |
önce gelmek |
come before v.
|
|
175 |
General |
önce davranmak |
precede v.
|
|
176 |
General |
önce gelmek |
take precedence of v.
|
|
177 |
General |
önce gelmek |
predate v.
|
|
178 |
General |
tarttırmak (uçağa binmeden önce bagajı) |
weigh in v.
|
|
179 |
General |
-den önce gelmek |
precede v.
|
|
180 |
General |
hafif idman yapmak (yarışmadan önce) |
warm up v.
|
|
181 |
General |
herkesten önce ele geçirmek |
preempt v.
|
|
182 |
General |
çalıştırmadan önce pompanın içine su akıtmak |
prime a pump v.
|
|
183 |
General |
önce ölmek |
predecease v.
|
|
184 |
General |
teslim almadan önce parasını ödemek |
pay in advance v.
|
|
185 |
General |
birinden önce ölmek |
predecease v.
|
|
186 |
General |
işi hayatından önce gelmek |
one's work dominate one's life v.
|
|
187 |
General |
artırma ile satılan bir şey için önce bir miktar para vermek ya da önermek |
submit a bid v.
|
|
188 |
General |
önce olmak |
anticipate v.
|
|
189 |
General |
-den önce davranmak |
anticipate v.
|
|
190 |
General |
-den önce gitmek |
go ahead of v.
|
|
191 |
General |
daha önce var olmak |
pre-exist v.
|
|
192 |
General |
-den daha önce gelmek |
predate v.
|
|
193 |
General |
-den önce gelmek |
take precedence of v.
|
|
194 |
General |
önce davranıp engellemek |
forestall v.
|
|
195 |
General |
daha önce ölmek |
die before v.
|
|
196 |
General |
önce ölmek |
die earlier than v.
|
|
197 |
General |
daha önce ölmek |
die earlier than v.
|
|
198 |
General |
daha önce ölmek |
predecease v.
|
|
199 |
General |
birinden önce ölmek |
die earlier than v.
|
|
200 |
General |
birinden önce ölmek |
die before v.
|
|
201 |
General |
yemeklerden önce ve sonra dua etmek |
say grace v.
|
|
202 |
General |
vaktinden önce varmak |
get there ahead of time v.
|
|
203 |
General |
vaktinden önce varmak |
arrive ahead of time v.
|
|
204 |
General |
(söylenenden/beklenenden/duyurulan zamandan) önce gelmek/varmak/ulaşmak |
show up ahead of time v.
|
|
205 |
General |
(söylenenden/beklenenden/duyurulan zamandan) önce gelmek/varmak/ulaşmak |
arrive ahead of time v.
|
|
206 |
General |
(söylenenden/beklenenden/duyurulan zamandan) önce gelmek/varmak/ulaşmak |
get there ahead of time v.
|
|
207 |
General |
önce gelmek |
rank in priority v.
|
|
208 |
General |
önce ölmek |
die before v.
|
|
209 |
General |
kazadan önce ölmek |
die before the accident v.
|
|
210 |
General |
patlamadan iki saat önce öldürülmek |
be killed two hours before the explosion v.
|
|
211 |
General |
görevine beklenenden bir hafta önce başlamak |
take up one’s post a week earlier than expected v.
|
|
212 |
General |
vadedeki parayı tarihinden önce bozdurmak/çekmek |
withdraw the money before the maturity date v.
|
|
213 |
General |
daha önce var olmak |
preexist v.
|
|
214 |
General |
herkesten önce ele geçirmek |
pre-empt v.
|
|
215 |
General |
sanki daha önce yaşamış gibi hissetmek |
feel like she(he's had it before v.
|
|
216 |
General |
eti yuvarlak biçimde sarıp pişirmeden önce iple bağlamak |
collar beef v.
|
|
217 |
General |
öldürülmeden önce düşmana maksimum zararı vermek |
sell one's life dearly v.
|
|
218 |
General |
önce davranmak |
lead the way v.
|
|
219 |
General |
tarlayı ekimden önce üç kez sürmek |
trifallow [obsolete] v.
|
|
220 |
General |
tarlayı ekimden önce üç kez sürmek |
thrifallow [obsolete] v.
|
|
221 |
General |
tarlayı ekimden önce üç kez sürmek |
thryfallow [obsolete] v.
|
|
222 |
General |
borcu vade tarihinden önce ödemek |
anticipate v.
|
|
223 |
General |
kitabı yeniden ciltlemeden önce eskimiş yapısını çıkarmak |
pull v.
|
|
224 |
General |
bir şeyden (bayram, özel günü gibi) önce gelmek |
eve v.
|
|
225 |
General |
(kauçuğu) diğer malzemelerle karıştırmadan önce, daha yumuşak ve biçimlenebilir hale getirmek için makinede işlemek |
masticate v.
|
|
226 |
General |
önce bir yöne sonra tersine doğru hareket etmek |
move back and forth v.
|
|
227 |
General |
(sinyali) aktarımdan önce sıkıştırıp sonrasında genişletmek |
compand v.
|
|
228 |
General |
daha önce bulunulan yerden çıkmak |
dislodge v.
|
|
229 |
General |
avlanma sırasında bir engelde durup atılmadan önce göz gezdirmek |
crane v.
|
|
230 |
General |
gömülmeden önce halka açık bir yerde sergilenmek |
lie in state v.
|
|
231 |
General |
(deriyi) yüzmeden önce nemlendirmek |
sammy v.
|
|
232 |
General |
(deriyi) yüzmeden önce nemlendirmek |
sammie v.
|
|
233 |
General |
cinsel ilişkiden önce oynaşmak |
foreplay v.
|
|
234 |
General |
daha önce gerçekleştirmek |
precede v.
|
|
235 |
General |
bir şeyden önce gerçekleştirmek |
precede v.
|
|
236 |
General |
(film veya film rulosunu) kullanmadan önce kameraya yerleştirmek |
pre-expose v.
|
|
237 |
General |
(motoru) çalıştırmadan önce ısıtmak |
preheat v.
|
|
238 |
General |
(yazılımı) satmadan önce bilgisayara yüklemek |
preinstall v.
|
|
239 |
General |
(yazılımı) satmadan önce bilgisayara yüklemek |
pre-install v.
|
|
240 |
General |
herkesten önce çağırmak |
preinvite v.
|
|
241 |
General |
(bomba veya torpil) vaktinden önce patlamak |
premature v.
|
|
242 |
General |
önce davranmak |
premove v.
|
|
243 |
General |
önce davranmak |
preoccupate [obsolete] v.
|
|
244 |
General |
herkesten önce işgal etmek |
preoccupy v.
|
|
245 |
General |
başka bir olay gerçekleşmeden önce (bir şeyi) bir yere yerleştirmek |
preposition v.
|
|
246 |
General |
(radyo veya tv programını) yayından önce kaydetmek |
prerecord v.
|
|
247 |
General |
(müziği, ses efektlerini) çekimden önce kaydetmek |
prerecord v.
|
|
248 |
General |
(filmi, tv programını) genel gösterimden veya yayınlanmadan önce izlemek |
prescreen v.
|
|
249 |
General |
resmi cezadan önce hüküm vermek |
presentence v.
|
|
250 |
General |
(bir bitkiyi dikmeden önce) köklerini ince çamura bulamak |
puddle v.
|
|
251 |
General |
(vücut geliştirme) yarışmadan önce yağ ve su ağırlığını azaltmak |
shred v.
|
|
252 |
General |
önce olmak |
prevene v.
|
|
253 |
General |
önce davranmak |
prevene v.
|
|
254 |
General |
önce gelmek |
prevene v.
|
|
255 |
General |
önce davranmak |
prevent [obsolete] v.
|
|
256 |
General |
genel sunuştan önce görmek |
preview v.
|
|
257 |
General |
genel sunuştan önce göstermek |
preview v.
|
|
258 |
General |
kullanmadan önce ısıtmak |
prewarm v.
|
|
259 |
General |
kullanmadan önce sarmak |
prewrap v.
|
|
260 |
General |
vermeden önce sarmak |
prewrap v.
|
|
261 |
General |
daha önce ulaşmak |
beat v.
|
|
262 |
General |
hedefi önce vurmak |
beat v.
|
|
263 |
General |
daha önce başlamak |
beat v.
|
|
264 |
General |
(konserde) esas gösteriden önce sergilemek |
support v.
|
|
265 |
General |
-den önce davranmak |
beat v.
|
|
266 |
General |
daha önce söylenilen |
aforesaid adj.
|
|
267 |
General |
vaktinden önce yetişmiş |
precocious adj.
|
|
268 |
General |
çağlar önce |
eonian adj.
|
|
269 |
General |
sayın (papazın isminden önce kullanılan unvan) |
the reverend adj.
|
|
270 |
General |
daha önce anlatılan |
aforementioned adj.
|
|
271 |
General |
muhterem (katedral dekanının isminden önce kullanılan unvan) |
the very reverend adj.
|
|
272 |
General |
daha önce adı geçen |
abovementioned adj.
|
|
273 |
General |
zamanından önce olan |
precipitated adj.
|
|
274 |
General |
zamanından önce gelişen |
premature adj.
|
|
275 |
General |
zamanından önce |
premature adj.
|
|
276 |
General |
bir (ünlülerden önce) |
an adj.
|
|
277 |
General |
önce gelen |
antecedent adj.
|
|
278 |
General |
zamanından önce olan |
premature adj.
|
|
279 |
General |
görülmemiş (daha önce) |
unprecedented adj.
|
|
280 |
General |
daha önce yaşamadığı bir iklim ve doğa ortamına getirilen ve orada yaşamaya devam eden (canlı) |
naturalized adj.
|
|
281 |
General |
daha önce adı geçenler |
abovementioned adj.
|
|
282 |
General |
daha önce adı geçen |
above-mentioned adj.
|
|
283 |
General |
çok uzun müddet önce |
eonian adj.
|
|
284 |
General |
zamanından önce |
precipitate adj.
|
|
285 |
General |
daha önce belirtilen |
aforementioned adj.
|
|
286 |
General |
pek muhterem (başpiskoposun isminden önce kullanılan unvan) |
the most reverend adj.
|
|
287 |
General |
daha önce sözü edilen |
abovementioned adj.
|
|
288 |
General |
önce gelen |
preceding adj.
|
|
289 |
General |
zamanından önce |
preterm adj.
|
|
290 |
General |
öğleden önce |
ante meridiem adj.
|
|
291 |
General |
öğleden önce |
a/m adj.
|
|
292 |
General |
daha önce söylenilen |
forenamed adj.
|
|
293 |
General |
daha önce tartışılmış |
discussed earlier adj.
|
|
294 |
General |
kısa bir süre önce kullanıma açılan |
recently opened up for use adj.
|
|
295 |
General |
daha önce belirtilen |
foregoing adj.
|
|
296 |
General |
savaştan önce |
ante-bellum adj.
|
|
297 |
General |
daha önce sözü edilen |
above-mentioned adj.
|
|
298 |
General |
-den önce olan |
antecedent to adj.
|
|
299 |
General |
daha önce belirtilen |
afore-mentioned adj.
|
|
300 |
General |
-den önce gelmiş |
preceded adj.
|
|
301 |
General |
-den önce gelen |
preceded adj.
|
|
302 |
General |
daha önce anlatılan |
twice-told adj.
|
|
303 |
General |
daha önce yapılan |
twice-told adj.
|
|
304 |
General |
vaktinden önce olan |
untimely adj.
|
|
305 |
General |
zamanından önce |
untimely adj.
|
|
306 |
General |
zaman olarak önce gelen |
antecedent adj.
|
|
307 |
General |
daha önce sözü edilen/edilmiş |
beforementioned adj.
|
|
308 |
General |
daha önce/yukarıda bahsedilen/verilen/sözü edilen |
aforecited adj.
|
|
309 |
General |
daha önce/yukarıda bahsedilen/verilen/sözü edilen |
beforementioned adj.
|
|
310 |
General |
tadil edilmeden önce |
preamended adj.
|
|
311 |
General |
daha önce söylenen |
aforecited adj.
|
|
312 |
General |
daha önce belirtilen |
aforesaid adj.
|
|
313 |
General |
önce alma hakkı olan |
preemptible adj.
|
|
314 |
General |
daha önce yaşamadığı bir iklim ve doğa ortamına getirilen ve orada yaşamaya devam eden (canlı) |
naturalised adj.
|
|
315 |
General |
daha önce çok sayıda doğum yapmış |
multiparous adj.
|
|
316 |
General |
daha önce bahsedilen |
forementioned adj.
|
|
317 |
General |
daha önce belirtilen |
forementioned adj.
|
|
318 |
General |
uzun zaman önce terk edilmiş |
long-abandoned adj.
|
|
319 |
General |
öğleden önce meydana gelen |
antemeridian adj.
|
|
320 |
General |
öğleden önce olan |
antemeridian adj.
|
|
321 |
General |
dünyanın oluşmasından önce |
antemundane adj.
|
|
322 |
General |
varlıktan önce |
antemundane adj.
|
|
323 |
General |
daha önce belirtilen |
abovesaid adj.
|
|
324 |
General |
daha önce bahsi geçen, değinilen |
abovesaid adj.
|
|
325 |
General |
daha önce sözü edilen/edilmiş |
prementioned adj.
|
|
326 |
General |
çağlar önce |
aeonian adj.
|
|
327 |
General |
çok uzun müddet önce |
aeonian adj.
|
|
328 |
General |
daha önce belirtilen |
aforegoing adj.
|
|
329 |
General |
daha önce sözü edilen |
above adj.
|
|
330 |
General |
daha önce kullanılmış (madde) |
nonvirgin adj.
|
|
331 |
General |
daha önce başka birinin sahip olduğu fakat halen iyi durumda olan ürün |
nearly-new adj.
|
|
332 |
General |
evlenmeden önce …. olarak bilinen |
née adj.
|
|
333 |
General |
evlenmeden önce …. olarak bilinen |
nee adj.
|
|
334 |
General |
daha önce suistimale uğramış olan |
once abused adj.
|
|
335 |
General |
önce gelen |
antecedaneous [obsolete] adj.
|
|
336 |
General |
akşam yemeğinden önce |
anteprandial adj.
|
|
337 |
General |
bir şeyden önce olmayan |
unprevented adj.
|
|
338 |
General |
birliklerin bir harekata katılmak üzere araca binmeden önce toplanmaları için kullanılan (karargah veya saha) |
marshalling adj.
|
|
339 |
General |
daha önce |
lower adj.
|
|
340 |
General |
yayınlanmadan önce hakem değerlendirmesine gönderilen |
oblatum adj.
|
|
341 |
General |
(avcı) daha önce avlanmamış |
green adj.
|
|
342 |
General |
(tahıl) hasattan önce filizlenmiş |
grown adj.
|
|
343 |
General |
inşa edilmeden önce planlarına göre değerlendirilen (yeni bina) |
off-plan adj.
|
|
344 |
General |
ertesi sabahtan önce biten |
overnight adj.
|
|
345 |
General |
uzun zaman önce kurulmuş |
old-established adj.
|
|
346 |
General |
yansımasından önce giren |
incidental adj.
|
|
347 |
General |
ölümden hemen önce söylenen |
dying adj.
|
|
348 |
General |
ölmeden biraz önce ortaya çıkan |
dying adj.
|
|
349 |
General |
resmen doğrulanmadan önce kabullenilmiş |
conceded adj.
|
|
350 |
General |
ilk önce başvurulan |
first-line adj.
|
|
351 |
General |
daha önce bahsedilen |
forecited adj.
|
|
352 |
General |
daha önce alıntılanmış |
forecited adj.
|
|
353 |
General |
daha önce olan |
forehand [obsolete] adj.
|
|
354 |
General |
öğleden önce |
forenoon adj.
|
|
355 |
General |
öğleden önce için |
forenoon adj.
|
|
356 |
General |
daha önce atıfta bulunulmuş |
forequoted adj.
|
|
357 |
General |
daha önce anlatılan |
forerecited adj.
|
|
358 |
General |
daha önce akla gelen |
foreremembered adj.
|
|
359 |
General |
önce giden |
foreright adj.
|
|
360 |
General |
ilk önce doğan |
primigenial adj.
|
|
361 |
General |
vaktinden önce gelişmiş |
precoce [obsolete] adj.
|
|
362 |
General |
beklenenden önce gelen |
precocious adj.
|
|
363 |
General |
temastan önce gerçekleşen |
precontact adj.
|
|
364 |
General |
temastan önce uygulanan |
precontact adj.
|
|
365 |
General |
temastan önce yapılan |
precontact adj.
|
|
366 |
General |
krizden önce var olan |
precrisis adj.
|
|
367 |
General |
krizden önce görülen |
precrisis adj.
|
|
368 |
General |
eleştiri safhasından önce gelen |
precritical adj.
|
|
369 |
General |
eleştiri evresinden önce gelen |
precritical adj.
|
|
370 |
General |
gün doğmadan önce gelişen |
predawn adj.
|
|
371 |
General |
şafaktan önce görülen |
predawn adj.
|
|
372 |
General |
ölümden önce gelişen |
predeath adj.
|
|
373 |
General |
ölmeden önce ile ilgili |
predeath adj.
|
|
374 |
General |
çekişmeden önce meydana gelen |
predebate adj.
|
|
375 |
General |
çekişmeden önce gerçekleştirilen |
predebate adj.
|
|
376 |
General |
ayrılmadan önce yapılan |
predeparture adj.
|
|
377 |
General |
gelişimden önce gerçekleşen |
predevelopment adj.
|
|
378 |
General |
taslaktan önce düzenlenen |
predraft adj.
|
|
379 |
General |
taslaktan önce oluşturulan |
predraft adj.
|
|
380 |
General |
kurumadan önce olan |
predry adj.
|
|
381 |
General |
alaca karanlıktan önce olan |
predusk adj.
|
|
382 |
General |
gün batmadan önce olan |
predusk adj.
|
|
383 |
General |
var olmadan önce gelen |
preexistent adj.
|
|
384 |
General |
satılmadan veya dağıtılmadan önce kaplanan |
prefinished adj.
|
|
385 |
General |
satılmadan veya dağıtılmadan önce işlem uygulanan |
prefinished adj.
|
|
386 |
General |
satılmadan önce perdahlanan |
prefinished adj.
|
|
387 |
General |
yangın çıkmadan önce meydana gelen |
prefire adj.
|
|
388 |
General |
göreve başlamadan önce gerçekleşen |
preinaugural adj.
|
|
389 |
General |
göreve başlamadan önce gerçekleşen |
preinduction adj.
|
|
390 |
General |
evlenmeden önce gerçekleşen |
premarriage adj.
|
|
391 |
General |
bin yıldan önce gelen |
premillennial adj.
|
|
392 |
General |
(biyolojik adlandırmalarda) daha önce kullanılmış |
preoccupied adj.
|
|
393 |
General |
yörüngeye girmeden önce meydana gelen |
preorbital adj.
|
|
394 |
General |
performanstan önce gerçekleşen |
preperformance adj.
|
|
395 |
General |
kararlaştırılan zamandan önce gelen |
prepunctual adj.
|
|
396 |
General |
revizyonizmden önce gelen |
prerevisionist adj.
|
|
397 |
General |
önce oy verme ayrıcalığı bulunan |
prerogative adj.
|
|
398 |
General |
önce büyüyen |
roody [dialect] [uk] adj.
|
|
399 |
General |
önce gelen |
preterient adj.
|
|
400 |
General |
sondan önce |
preterminal adj.
|
|
401 |
General |
sonundan önce |
preterminal adj.
|
|
402 |
General |
tiyatroya gitmeden önce gerçekleşen |
pretheatre adj.
|
|
403 |
General |
tiyatronun ortaya çıkmasından önce gelen |
pretheatre adj.
|
|
404 |
General |
tiyatroya gitmeden önce gerçekleşen |
pretheater adj.
|
|
405 |
General |
önce gelen |
prevenient adj.
|
|
406 |
General |
önce var olan |
prevenient adj.
|
|
407 |
General |
insan davranışından önce olan |
prevenient adj.
|
|
408 |
General |
önce gelen |
preventional [obsolete] adj.
|
|
409 |
General |
konum olarak önce gelen |
previous adj.
|
|
410 |
General |
zamanından önce gelişen |
previous adj.
|
|
411 |
General |
altı yıl önce yapılan |
six-year-old adj.
|
|
412 |
General |
çok uzun zaman önce |
deep in the past adj.
|
|
413 |
General |
daha önce görülmemiş |
unprecedented adj.
|
|
414 |
General |
birkaç gün önce |
the other day adv.
|
|
415 |
General |
daha önce |
before adv.
|
|
416 |
General |
vaktinden önce |
ahead of time adv.
|
|
417 |
General |
her şeyden önce |
before anything else adv.
|
|
418 |
General |
bundan önce |
previous to this adv.
|
|
419 |
General |
çok (nitelediği sözcükten önce gelince) |
absolutely adv.
|
|
420 |
General |
daha önce (bir yazıda) |
above adv.
|
|
421 |
General |
kesinlikle (nitelediği sözcükten önce gelince) |
absolutely adv.
|
|
422 |
General |
daha önce |
afore adv.
|
|
423 |
General |
kısa süre önce |
recently adv.
|
|
424 |
General |
ilk önce |
beforehand adv.
|
|
425 |
General |
her şeyden önce |
first and foremost adv.
|
|
426 |
General |
ilk önce en önce |
in the first place adv.
|
|
427 |
General |
en önce |
in the first place adv.
|
|
428 |
General |
en önce |
first of all adv.
|
|
429 |
General |
bundan önce |
ere now adv.
|
|
430 |
General |
yıllar önce |
years ago adv.
|
|
431 |
General |
az önce |
just now adv.
|
|
432 |
General |
haftalarca önce |
weeks ago adv.
|
|
433 |
General |
az önce |
a short time ago adv.
|
|
434 |
General |
deneyden önce |
a priori adv.
|
|
435 |
General |
zamanından önce |
prematurely adv.
|
|
436 |
General |
bundan önce |
heretofore adv.
|
|
437 |
General |
bundan yıllar önce |
long since adv.
|
|
438 |
General |
bundan önce |
ere this adv.
|
|
439 |
General |
bundan önce |
before this adv.
|
|
440 |
General |
hepsinden önce |
first of all adv.
|
|
441 |
General |
biraz önce |
just now adv.
|
|
442 |
General |
bir gün önce |
the day before adv.
|
|
443 |
General |
ilk önce |
first of all adv.
|
|
444 |
General |
-den önce |
just before adv.
|
|
445 |
General |
her şeyden önce |
above all adv.
|
|
446 |
General |
daha önce |
already adv.
|
|
447 |
General |
bir süre önce |
a while ago adv.
|
|
448 |
General |
hepsinden önce |
above all adv.
|
|
449 |
General |
ilk önce |
in the first place adv.
|
|
450 |
General |
özellikle her şeyden önce |
above all adv.
|
|
451 |
General |
bir an önce |
as soon as possible adv.
|
|
452 |
General |
biraz önce |
a little while ago adv.
|
|
453 |
General |
daha önce |
previously adv.
|
|
454 |
General |
uzun bir süre önce |
a long time ago adv.
|
|
455 |
General |
ilk önce |
begin with adv.
|
|
456 |
General |
ilk önce |
first adv.
|
|
457 |
General |
biraz önce |
just adv.
|
|
458 |
General |
bir an önce |
anon adv.
|
|
459 |
General |
çok zaman önce |
a long time ago adv.
|
|
460 |
General |
bir an önce |
in no time adv.
|
|
461 |
General |
bir an önce |
right away adv.
|
|
462 |
General |
her şeyden önce |
first of all adv.
|
|
463 |
General |
öğleden önce |
in the forenoon adv.
|
|
464 |
General |
dünden bir gün önce |
the day before yesterday adv.
|
|
465 |
General |
çok önce |
long before adv.
|
|
466 |
General |
bir süre önce |
some time ago adv.
|
|
467 |
General |
ilk önce |
at first adv.
|
|
468 |
General |
1890'lı yıllardan önce |
before 1890's adv.
|
|
469 |
General |
güneş doğmadan önce |
before day adv.
|
|
470 |
General |
ilk önce |
first and foremost adv.
|
|
471 |
General |
uzun süre önce |
long ago adv.
|
|
472 |
General |
az önce |
deja adv.
|
|
473 |
General |
seneler önce |
years ago adv.
|
|
474 |
General |
bundan önce |
before now adv.
|
|
475 |
General |
ilk önce |
in the first instance adv.
|
|
476 |
General |
bundan önce |
previously adv.
|
|
477 |
General |
haftalar önce |
weeks ago adv.
|
|
478 |
General |
belirtilen zamandan çok önce veya çok sonra |
long adv.
|
|
479 |
General |
öğleden önce |
a.m. adv.
|
|
480 |
General |
az önce |
just adv.
|
|
481 |
General |
epeyce önce |
quite a while ago adv.
|
|
482 |
General |
bir hayli zaman önce |
quite a while ago adv.
|
|
483 |
General |
bir süre önce |
quite a while ago adv.
|
|
484 |
General |
epey önce |
quite a while ago adv.
|
|
485 |
General |
iki hafta önce |
two weeks ago adv.
|
|
486 |
General |
hafta önce |
weeks ago adv.
|
|
487 |
General |
iki ay önce |
two months ago adv.
|
|
488 |
General |
iki yıl önce |
two years ago adv.
|
|
489 |
General |
milattan önce |
before christ adv.
|
|
490 |
General |
günümüzden önce |
before present day adv.
|
|
491 |
General |
günümüzden binlerce yıl önce |
thousands years ago adv.
|
|
492 |
General |
günümüzden binlerce yıl önce |
thousands of years now adv.
|
|
493 |
General |
günümüzden binlerce yıl önce |
thousands of years ago adv.
|
|
494 |
General |
şafaktan önce |
before sunrise adv.
|
|
495 |
General |
üç saat önce |
three hours ago adv.
|
|
496 |
General |
düşmanından önce saldırarak |
preemptively adv.
|
|
497 |
General |
birkaç yıl önce |
a few years ago adv.
|
|
498 |
General |
gün önce |
days ago adv.
|
|
499 |
General |
çok daha önce |
much earlier adv.
|
|
500 |
General |
her şeyden önce |
primarily adv.
|
|