1 |
leave out |
atlamak |
v. |
|
- Don't leave out a single detail.
- Tek bir detayı bile atlama.
- What you've written isn't actually wrong, but it leaves out some important facts.
- Yazdıklarınız aslında yanlış değil, ama bazı önemli gerçekleri atlıyor.
- You should leave out these two lines.
- Bu iki satırı atlamanız gerekir.
- Tom left out no details.
- Tom hiçbir detayı atlamadı.
- I had to leave out this problem for lack of space.
- Yer darlığı yüzünden bu problemi atlamak zorunda kaldım.
- You may leave out the details.
- Ayrıntıları atlayabilirsiniz.
- Tom left out an important detail.
- Tom önemli bir detayı atladı.
- She left out the fourth question on the examination.
- Sınavdaki dördüncü soruyu atladı.
- Have we left out anything, Tom?
- Atladığımız bir şey mi var, Tom?
- I had to leave out this problem for lack of space.
- Yer olmadığı için bu sorunu atlamam gerekti.
- How could such an important fact be left out?
- Bu kadar önemli bir gerçek nasıl atlanabilir?
- Tom left out no details.
- Tom hiçbir ayrıntıyı atlamadı.
Show More (9)
|
2 |
leave out |
dışarıda bırakmak |
v. |
|
- It is important that we leave out the phrase 'collective agreements declared or deemed to be generally binding'.
- Genel olarak bağlayıcı olduğu ilan edilen ya da kabul edilen toplu sözleşmeler' ifadesini dışarıda bırakmamız önemlidir.
- We have extended this definition by leaving out the alternative airport requirement.
- Alternatif havaalanı şartını dışarıda bırakarak bu tanımı genişlettik.
- We must do what is needed and leave out what is not needed.
- Gerekli olanı yapmalı ve gerekli olmayanı dışarıda bırakmalıyız.
- Other things have been left out, however, which have already been debated in the special committees on agriculture.
- Bununla birlikte, tarımla ilgili özel komitelerde zaten tartışılmış olan diğer hususlar dışarıda bırakılmıştır.
- Are our much-valued European regions not left out?
- Çok değerli Avrupa bölgelerimiz dışarıda bırakılmadı mı?
- What are you leaving out?
- Neyi dışarıda bırakıyorsun?
- Do you want to be left out?
- Dışarıda bırakılmak ister misin?
- If the list of books is too long, please leave out all foreign books.
- Eğer kitapların listesi çok uzunsa lütfen bütün yabancı kitapları dışarıda bırak.
- I feel left out.
- Dışarıda bırakılmış hissediyorum.
- No one wants to feel different or left out.
- Hiç kimse farklı hissetmek veya dışarıda bırakılmak istemiyor.
Show More (7)
|
3 |
leave out |
unutmak |
v. |
|
- Don't leave out a single detail.
- Bir tek ayrıntıyı unutmayın.
- Have we left out anything, Tom?
- Bir şey unuttuk mu, Tom?
Show More (-1)
|
4 |
leave out |
çıkarmak |
v. |
|
- This part of the report may be left out.
- Raporun bu bölümü çıkarılabilir.
- You should leave out these two lines.
- Bu iki satırı çıkarmalısın.
Show More (-1)
|
5 |
leave out |
dahil etmemek |
v. |
|
- This document leaves out issues which clearly should have been included.
- Bu belge, açıkça dahil edilmesi gereken konuları dışarıda bırakmaktadır.
Show More (-2)
|
6 |
leave out |
hariç tutmak |
v. |
|
- If the list of books is too long, please leave out all foreign books.
- Kitap listesi çok uzunsa, lütfen tüm yabancı kitapları hariç tutun.
Show More (-2)
|
7 |
leave out |
geçmek |
v. |
|
- Leave out this word.
- Bu sözü geç.
Show More (-2)
|