Tureng - nurse - İngilizce Türkçe Cümleler

Geçmiş

	İngilizce	Türkçe
1	nurse	hemşire	n.
	A beautiful, uncompromising, hard and nice nurse of men. Yakışıklı, inatçı, sert ve iyi kalpli bir erkek hemşire. A beautiful, uncompromising, hard and nice nurse of men. Hoş, ödün vermez, güçlü ve nazik bir erkek hemşire. The nurse took his temperature with the thermometer. Hemşire termometre ile onun ateşini ölçtü. My mother is a nurse. Annem bir hemşire. Do I need a nurse? Bir hemşireye ihtiyacım var mı? The nurse took Tom's temperature. Hemşire Tom'un ateşini ölçtü. The nurse told Tom to count backwards from ten as she administered the anaesthetic. Hemşire Tom'a anesteziyi uygularken ondan geriye doğru saymasını söyledi. The nurse will tell you how to do it. Hemşire onu nasıl yapacağını sana söyleyecek. So, are you really a nurse? Peki,sen gerçekten bir hemşire misin? The girl is a nurse. Kız bir hemşire. The nurse soothed the crying child. Hemşire ağlayan çocuğu yatıştırdı. The nurse used a sphygmomanometer to check my blood pressure. Hemşire tansiyonumu ölçmek için tansiyon aleti kullandı. The nurse can tell you how to do it. Hemşire sana onu nasıl yapacağını söyleyebilir. She's a nurse and she works here. O bir hemşire ve burada çalışıyor. My wife works as a nurse at a local hospital. Karım yerel bir hastanede hemşire olarak çalışıyor. Tom's mother is a nurse at the hospital that's across the street from where Mary lives. Tom'un annesi Mary'nin yaşadığı sokağın karşısındaki hastanede hemşire. Have you ever thought of becoming a nurse? Hiç bir hemşire olmayı düşündün mü? The nurse found a good vein in Mennad's right hand. Hemşire Mennad'ın sağ elinde iyi bir damar buldu. Would you prefer to be examined by a female nurse? Bir kadın hemşire tarafından muayene edilmeyi tercih eder misiniz? Why do you want to become a nurse? Neden hemşire olmak istiyorsun? She is a nurse. O bir hemşire. The nurse took his temperature. Hemşire ateşini ölçtü. The nurse gave Tom a flu shot. Hemşire Tom'a grip aşısı vurdu. The nurse gave him a flu shot. Hemşire ona grip aşısı yaptı. Dania went to school to be a certified nurse. Dania sertifikalı hemşire olmak için okula gitti. Tom moved to Boston to become a nurse. Tom bir hemşire olmak için Boston'a taşındı. The handsome young soldier fell in love with a nurse and married her after the war. Yakışıklı genç asker bir hemşireye aşık oldu ve savaştan sonra onunla evlendi. He's not a doctor, but a nurse. O bir doktor değil, hemşire. I need a nurse now. Hemen bir hemşireye ihtiyacım var. My grandmother's nurse is very kind. Büyükannemin hemşiresi çok naziktir. So, are you really a nurse? Yani, gerçekten hemşire misin? Mary has always wanted to be a nurse. Mary hep hemşire olmak istemişti. Tom thought Mary was a nurse. Tom Mary'nin bir hemşire olduğunu düşündü. Tom's mother is a nurse at the hospital that's across the street from where Mary lives. Tom'un annesi Mary'nin yaşadığı caddenin karşısındaki hastanede bir hemşiredir. She dreamed of becoming a nurse. Bir hemşire olduğunu hayal etti. The nurse looked after the babies. Hemşire bebeklere baktı. Tom doesn't think that Mary is a nurse. Tom Mary'nin bir hemşire olduğunu düşünmüyor. In the hospital room, the nurse wearing white clothes and the midwife were preparing for the delivery. Hastane odasında, beyaz kıyafetler giymiş hemşire ve ebe doğum için hazırlanıyorlardı. The nurse recommended that he try walking. Hemşire yürümeyi denemesini tavsiye etti. The nurse gave an injection to the patient. Hemşire hastaya bir iğne yaptı. My wife works as a nurse at a local hospital. Eşim yerel bir hastanede bir hemşire olarak çalışıyor. The nurse recommended that he try walking. Hemşire onun yürümeyi denemesini tavsiye etti. She became a nurse. Hemşire oldu. The nurse fell in love with one of her patients. Hemşire hastalarından birine aşık oldu. I found out that the woman I thought was a nurse was actually a doctor. Hemşire sandığım kadının aslında doktor olduğunu öğrendim. The nurse checked Tom's blood pressure. Hemşire Tom'un tansiyonunu ölçtü. I now understand that the woman I thought was a nurse is a doctor. Hemşire sandığım kadının doktor olduğunu şimdi anlıyorum. The nurse is ill. Hemşire hasta. Bill was sent to live with his grandparents while his mother studied to become a nurse. Bill, annesi hemşire olmak için eğitim alırken büyükanne ve büyükbabasıyla yaşamaya gönderildi. Their daughter is a nurse. Kızları hemşire. I don't want to be a nurse any more. Artık hemşire olmak istemiyorum. Tom is a nurse and his best friend is a practical nurse. Tom bir hemşire ve en iyi arkadaşı da pratik hemşire. I don’t want a nurse who swoons at the sight of blood. Kan görünce bayılan bir hemşire istemiyorum. The nurse attended the patient. Hemşire hastayla ilgilendi. Did Tom ever mention a nurse named Mary Jackson? Tom hiç Mary Jackson adında bir hemşireden bahsetti mi? John likes the nurse. John hemşireden hoşlanıyor. I'm married to a nurse. Ben bir hemşireyle evliyim. Mary wanted to be a nurse. Mary bir hemşire olmak istiyordu. The nurse checked Tom's pulse. Hemşire Tom'un nabzını ölçtü. Another nurse came into the room. Başka bir hemşire odaya geldi. The nurse checked Tom's blood pressure. Hemşire Tom'un kan basıncını kontrol etti. Mary had always wanted to be a nurse. Mary hep hemşire olmak istemişti. I thought you were a nurse. Ben senin bir hemşire olduğunu düşündüm. The nurse gave us flu shots. Hemşire bize grip iğnesi yaptı. I'm the night shift nurse. Nöbetçi hemşire benim. The nurse gave Tom something to ease the pain. Hemşire Tom'a ağrısını hafifletecek bir şey verdi. I'm the weekend nurse. Ben hafta sonu hemşiresiyim. The last time I saw Mary she was dressed in a nurse's uniform. Mary'yi son gördüğümde hemşire üniforması giymişti. Mary is a retired nurse. Mary emekli bir hemşire. The nurse gave Tom a flu shot. Hemşire Tom'a grip aşısı yaptı. She dreamed of becoming a nurse. Hemşire olmayı hayal ediyordu. He took off his glasses and frowned at the nurse. O, gözlüğünü çıkardı ve hemşireye kaşlarını çattı. Layla wanted to be a nurse. Leyla bir hemşire olmak istiyordu. His daughter is a nurse. Onun kızı bir hemşiredir. The nurse moved the patient to the top floor of the hospital. Hemşire hastayı hastanenin en üst katına taşıdı. Tom is a competent nurse. Tom işinin ehli bir hemşire. I'm married to a nurse. Ben bir hemşire ile evliyim. He's not a doctor, but a nurse. O doktor değil, sadece bir hemşire. Her dream is to become a nurse. Onun hayali bir hemşire olmak. My sister is a nurse. Kız kardeşim hemşire. The nurse will tell you how to do it. Hemşire size nasıl yapacağınızı söyleyecek. Mary was no nurse and Tom's wound got infected. Mary hemşire değildi ve Tom'un yarası enfekte oldu. I am the night shift nurse. Nöbetçi hemşire benim. The nurse took his temperature with a thermometer. Hemşire termometre ile ateşini ölçtü. The nurse fell in love with her patient. Hemşire hastasına aşık oldu. His cousin, whose name I forget, was a nurse. Adını unuttuğum kuzeni hemşireydi. The nurse gave you a sedative. Hemşire sana sakinleştirici verdi. She became a nurse. O bir hemşire oldu. A nurse wears white. Bir hemşire beyaz giyer. Tom isn't a doctor, but a nurse. Tom doktor değil, hemşire. The nurse will check your arm within 2 days to see if there is a reaction. Hemşire bir reaksiyon olup olmadığına bakmak için iki gün içinde kolunuzu kontrol edecek. Do you have a doctor or nurse in this hotel? Bu otelde doktor ya da hemşire var mı? Layla wanted to be a nurse. Layla hemşire olmak istiyordu. I don't want to be a nurse any more. Artık bir hemşire olmak istemiyorum. I thought you were a nurse. Hemşire olduğunu sandım. The nurse is busy washing scalpels now. Hemşire şu anda neşterleri yıkamakla meşgul. The nurse wore scrubs. Hemşire ameliyat önlüğü giydi. The nurse took my blood pressure. Hemşire benim kan basıncımı ölçtü. Mary was a nurse for nearly thirty years. Mary yaklaşık otuz yıldır hemşireydi. Mary wanted to be a nurse. Mary hemşire olmayı istiyordu. The nurse took his temperature. Hemşire onun ateşini ölçtü. My nurse took me this morning into the streets. Bu sabah hemşirem beni sokaklara götürdü. Why do you want to become a nurse? Niçin bir hemşire olmak istiyorsun? Why do you want to be a nurse? Niçin bir hemşire olmak istiyorsun? The nurse is dressed in white. Hemşire beyaz giyinmiş. The nurse told me that it wasn't supposed to hurt. Hemşire bana acımaması gerektiğini söyledi. A nurse took my temperature. Bir hemşire ateşimi ölçtü. Sami posed as a nurse at a Cairo hospital when he was just sixteen. Sami henüz on altı yaşındayken Kahire'deki bir hastanede hemşire olarak çalışıyordu. Layla is a private nurse now. Leyla şu anda özel hemşire. I need a nurse right now. Hemen bir hemşireye ihtiyacım var. She works as a nurse in the local hospital. Yerel bir hastanede hemşire olarak çalışıyor. Please follow the nurse's directions. Lütfen hemşirenin talimatlarına uyun. Bill was sent to live with his grandparents while his mother studied to become a nurse. Bill, annesi bir hemşire olmak için eğitim alırken, büyükanne ve büyükbabası ile birlikte yaşamaya gönderildi. The nurse gave you a sedative. Hemşire sana bir sakinleştirici verdi. My niece is a nurse. Yeğenim bir hemşiredir. Their daughter is a nurse. Onların kızı hemşire. Mary is a retired registered nurse. Mary emekli bir hemşire. I am the weekend nurse. Ben hafta sonu hemşiresiyim. I collected my urine sample in a small, plastic cup and gave it to the nurse. İdrar örneğimi küçük, plastik bir kapta topladım ve hemşireye verdim. As a girl, Elisa loved to play nurse with her dolls. Elisa küçük bir kızken bebekleriyle hemşirelik oynamayı çok severdi. My niece is a nurse. Yeğenim hemşire. She works as a nurse in the local hospital. Yerel bir hastanede bir hemşire olarak çalışıyor. I'm the weekend nurse. Hafta sonu nöbetindeki hemşire benim. He took off his glasses and frowned at the nurse. Gözlüklerini çıkardı ve hemşireye kaşlarını çattı. The girl who Brown married is a nurse. Brown'ın evlendiği kız bir hemşire. Mary is a registered nurse. Mary kayıtlı bir hemşiredir. My grandmother was a nurse. Anneannem bir hemşireydi. That nurse is very kind and polite. O hemşire çok nazik ve kibardır. The nurse took his temperature with the thermometer. Hemşire termometreyle ateşini ölçtü. The nurse took my blood pressure. Hemşire tansiyonumu ölçtü. John likes the nurse. John hemşireyi seviyor. Tom married a nurse. Tom bir hemşire ile evlendi. Layla is Sami's private nurse. Leyla, Sami'nin özel hemşiresidir. The nurse hit a blood vessel. Hemşire bir damara vurmuş. Why do you want to become a nurse, then? O halde, neden hemşire olmak istiyorsun? I am the night shift nurse. Ben gece vardiyası hemşiresiyim. The nurse left the room. Hemşire odayı terk etti. Layla is a private nurse now. Layla artık özel hemşire. The nurse removed Tom's bandages. Hemşire Tom'un bandajlarını çıkardı. I have a daughter who's a nurse. Hemşire olan bir kızım var. Mary is a capable nurse. Mary yetenekli bir hemşire. The nurse is dressed in white. Hemşire beyaz giyiyor. Another nurse came into the room. Odaya başka bir hemşire geldi. Do I need a nurse? Hemşireye ihtiyacım var mı? Tom moved to Boston to become a nurse. Tom hemşire olmak için Boston'a taşındı. The nurse will check your arm within 2 days to see if there is a reaction. Hemşire reaksiyon olup olmadığını görmek için 2 gün içinde kolunuzu kontrol edecektir. The nurse left the room. Hemşire odadan ayrıldı. Dania went to school to be a certified nurse. Dania sertifikalı bir hemşire olmak için okula gitti. Mary will make a good nurse. Mary iyi bir hemşire olacak. The nurse gave me a shot. Hemşire bana iğne yaptı. Nancy is a capable nurse. Nancy yetenekli bir hemşiredir. The nurse fell in love with her patient. Hemşire, hastasına aşık oldu. She is not a nurse, but a doctor. O bir hemşire değil ama bir doktor. I collected my urine sample in a small, plastic cup and gave it to the nurse. İdrar örneğimi küçük plastik bir bardakta topladım ve onu hemşireye verdim. My mother is a nurse. Annem bir hemşiredir. Becky is by far the best nurse in the whole hospital. Becky tüm hastanedeki en iyi hemşire. Layla is Sami's private nurse. Layla, Sami'nin özel hemşiresi. The nurse used a sphygmomanometer to check my blood pressure. Hemşire kan basıncımı ölçmek için tansiyon aleti kullandı. In the hospital room, the nurse wearing white clothes and the midwife were preparing for the delivery. Hastane odasında beyaz giysili hemşire ve ebe doğuma hazırlanıyorlardı. Was Tom a nurse? Tom bir hemşire miydi? Mary was a nurse for nearly thirty years. Mary yaklaşık otuz yıldır bir hemşireydi. I need a nurse right now. Şu anda bir hemşireye ihtiyacım var. Tom's mother was a nurse. Tom'un annesi hemşireydi. María has always wanted to be a nurse. Maria hep hemşire olmak istemişti. The nurse gave them flu shots. Hemşire onlara grip aşısı yaptı. I am a nurse. Ben bir hemşireyim. Mary has always wanted to be a nurse. Mary her zaman bir hemşire olmak istedi. I am the weekend nurse. Hafta sonu nöbetindeki hemşire benim. Do you have a doctor or nurse in this hotel? Bu otelde bir doktor ya da hemşire var mı? The nurse gave an injection to the patient. Hemşire hastaya iğne yaptı. His daughter is a nurse. Kızı bir hemşire. Tom doesn't think that Mary is a nurse. Tom, Mary'nin hemşire olduğunu düşünmüyor. Sami has been spending time in the clinic with a nurse named Layla. Sami, Leyla adında bir hemşireyle klinikte vakit geçiriyor. The nurse took his temperature with a thermometer. Hemşire termometreyle ateşini ölçtü. The nurse gave me a flu shot. Hemşire bana grip aşısı yaptı. I want to be a nurse. Hemşire olmak istiyorum. Her daughter is a nurse. Kızı hemşire. My grandmother was a nurse. Büyükannem hemşireydi. Tom was a nurse. Tom bir hemşireydi. She is qualified as a nurse. Hemşire olarak kalifiye. Tom thought Mary was a nurse. Tom, Mary'nin hemşire olduğunu sanıyordu. The nurse handed Tom some pills and he took them. Hemşire Tom'a birkaç hap verdi ve o da içti. Have you ever thought of becoming a nurse? Hiç hemşire olmayı düşündünüz mü? The nurse has given Tom a sedative. Hemşire Tom'a bir yatıştırıcı verdi. Tom married a nurse. Tom bir hemşireyle evlendi. That young lady is a nurse. O genç hanım bir hemşire. Nancy is a capable nurse. Nancy yetenekli bir hemşire. I'm the night shift nurse. Ben gece vardiyası hemşiresiyim. The nurse checked Tom's pulse. Hemşire Tom'un nabzını kontrol etti. The nurse has given Tom a sedative. Hemşire, Tom'a sakinleştirici verdi. Her daughter is a nurse. Onun kızı bir hemşiredir. That nurse is very kind and polite. O hemşire çok nazik ve kibar. Mary is a registered nurse. Mary kayıtlı bir hemşire. I found out that the woman I thought was a nurse was actually a doctor. Hemşire olduğunu düşündüğüm kadının aslında doktor olduğunu öğrendim. The nurse told Tom to count backwards from ten as she administered the anaesthetic. Hemşire Tom'a anestezi uygularken 10'dan geriye doğru saymasını söyledi. Please follow the nurse's directions. Lütfen hemşirenin dediklerini yapın. Sami has been spending time in the clinic with a nurse named Layla. Sami klinikte Layla adında bir hemşireyle vakit geçiriyormuş. Mary wanted to be a nurse. Mary hemşire olmak istiyordu. The nurse is busy washing scalpels now. Hemşire şimdi neşterleri yıkamakla meşgul. Why do you want to become a nurse, then? O zaman neden hemşire olmak istiyorsun? Would you prefer to be examined by a female nurse? Kadın hemşire tarafından mı muayene edilmeyi tercih edersiniz? The nurse gave her a flu shot. Hemşire ona grip aşısı yaptı. Mary works part-time as a nurse. Mary yarı zamanlı hemşire olarak çalışıyor. Tom closed his eyes as the nurse inserted the needle into his arm. Hemşire koluna iğneyi sokarken Tom gözlerini kapattı. The nurse has very gentle hands. Hemşirenin çok nazik elleri var. Tom's mother was a nurse. Tom'un annesi bir hemşireydi. The nurse anticipated all his wishes. Hemşire onun bütün isteklerini tahmin etti. Mary was no nurse and Tom's wound got infected. Mary hemşire değildi ve Tom'un yarası enfeksiyon kaptı. Tom is a nurse and his best friend is a practical nurse. Tom bir hemşiredir ve onun en iyi arkadaşı hemşire yardımcısıdır. Why do you want to be a nurse? Neden hemşire olmak istiyorsun? The nurse gave us flu shots. Hemşire bize grip aşısı yaptı. My nurse took me this morning into the streets. Hemşirem bu sabah beni sokaklara götürdü. Are you a real nurse? Sen gerçek bir hemşire misin? My brother is a nurse at the teaching hospital. Kardeşim, eğitim hastanesinde bir hemşire. I want you to go see the nurse. Hemşireyi görmeni istiyorum. My sister is a nurse. Kız kardeşim hemşiredir. I'm a nurse. Ben bir hemşireyim. The nurse can tell you how to do it. Hemşire sana nasıl yapacağını söyleyebilir. She is not a nurse, but a doctor. O bir hemşire değil, doktor. The nurse wore scrubs. Hemşire önlük giyiyordu. Would you prefer to be examined by a male nurse? Erkek bir hemşire tarafından muayene edilmeyi mi tercih edersiniz? The last time I saw Mary she was dressed in a nurse's uniform. Mary'yi son gördüğümde o bir hemşire üniforması giymişti. The nurse removed Tom's bandages. Hemşire, Tom'un bandajlarını çıkardı. The nurse found a good vein in Mennad's right hand. Hemşire, Mennad'ın sağ elinde iyi bir damar buldu. The nurse soothed the crying child. Hemşire ağlayan çocuğu sakinleştirdi. The nurse is not here. Hemşire burada değil. The nurse gave me a shot. Hemşire bana bir iğne yaptı. My brother is a nurse at the teaching hospital. Kardeşim eğitim hastanesinde hemşire. María has always wanted to be a nurse. Maria her zaman bir hemşire olmak istedi. Show More (226)
2	nurse	hasta bakıcı	n.
	Dozens of rules, procedures and administrative obligations are impeding the work of nurses and carers. Düzinelerce kural, prosedür ve idari yükümlülük hemşirelerin ve hasta bakıcıların çalışmalarını engellemektedir. Was Tom a nurse? Tom bir hasta bakıcı mıydı? Show More (-1)
3	nurse	emzirmek	v.
	Mary nursed her baby. Mary bebeğini emzirdi. Show More (-2)
4	nurse	bakmak	v.
	The family members nursed the patient in turns. Aile üyeleri hastaya nöbetleşe baktılar. Show More (-2)