put something into

"put something into" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 121 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	put something into orbit f.	bir şeyi yörüngeye oturtmak
2	Genel	put something into action f.	fiiliyata geçirmek
3	Genel	put something into one's head f.	aklına sokmak
4	Genel	put something into report form f.	rapor haline getirmek
5	Genel	put some heart into something f.	coşku katmak
6	Genel	put something into service f.	hizmetine sunmak
7	Genel	put something into practice f.	pratiğe dökmek
8	Genel	put something into practice f.	uygulamaya geçirmek
9	Genel	put/bring/carry something into effect f.	(bir şeyi) kuvveden fiile çıkarmak
10	Genel	put something into action f.	(bir şeyi) kuvveden fiile çıkarmak
11	Genel	put one’s weight into something f.	ağırlığını bir şeyin üzerine vermek
12	Genel	put something into orbit f.	yörüngeye oturtmak/yerleştirmek
Phrasals
13	Öbek Fiiller	put something into order f.	bir şeyi düzene sokmak
14	Öbek Fiiller	put something into order f.	(odayı vb) düzeltmek
15	Öbek Fiiller	put (one's) back into (something) f.	(bir şeye) omuz vermek
16	Öbek Fiiller	put (one's) back into (something) f.	(bir şeyi) sırtlanmak
17	Öbek Fiiller	put (one's) back into (something) f.	(bir şeye) yüklenmek
18	Öbek Fiiller	put (one's) back into (something) f.	(bir şey) için çabalamak
19	Öbek Fiiller	put (one's) back into (something) f.	(bir şey) için elinden geleni yapmak
20	Öbek Fiiller	put (one's) back into (something) f.	(bir şey) için kıçını yırtmak
21	Öbek Fiiller	put (one's) back into (something) f.	(bir şey) için canını dişine takmak
Colloquial
22	Konuşma Dili	put all one’s energy into something f.	tüm enerjisini bir şeye vermek
Idioms
23	Deyim	put (something) into play f.	(bir şeyi) devreye sokmak
24	Deyim	put (something) into play f.	(bir şeyi) oyuna sokmak
25	Deyim	put (something) into play f.	(bir şeyi) başlatmak/işin içine katmak
26	Deyim	put (something) into play f.	(başka şeyler) etkili olmak/dahil olmak
27	Deyim	put something into play f.	(bir şeyi) devreye sokmak
28	Deyim	put something into play f.	(bir şeyi) oyuna sokmak
29	Deyim	put something into play f.	(bir şeyi) başlatmak/işin içine katmak
30	Deyim	put something into play f.	(başka şeyler) etkili olmak/dahil olmak
31	Deyim	put something into effect f.	bir şeyi yürürlüğe almak
32	Deyim	put something into effect f.	bir şeyi yürürlüğe sokmak
33	Deyim	put something into use f.	bir şeyi kullanıma sunmak
34	Deyim	put something into effect f.	bir şeyi uygulamaya koymak
35	Deyim	put something into place f.	bir şeyleri yerli yerine yerleştirmek
36	Deyim	put something into force f.	bir şeyi yürürlüğe sokmak
37	Deyim	put teeth into something f.	bir şeyi kuvvetlendirmek
38	Deyim	put something into service f.	bir şeyi hizmete sunmak
39	Deyim	put something into someone's head f.	birinin aklına bir şeyler sokmak
40	Deyim	put something into force f.	bir şeyi uygulamaya koymak
41	Deyim	put something into force f.	bir şeyi yürürlüğe almak
42	Deyim	put something into use f.	bir şeyi hizmete sunmak
43	Deyim	put something into service f.	bir şeyi kullanıma sunmak
44	Deyim	put teeth into something f.	desteklemek
45	Deyim	put teeth into something f.	güç vermek
46	Deyim	put/throw something into (sharp/stark) relief f.	iyice belirginleştirmek
47	Deyim	put someone or something into jeopardy f.	riske sokmak
48	Deyim	put someone or something into jeopardy f.	riske atmak
49	Deyim	put someone or something into jeopardy f.	tehlikeye sokmak
50	Deyim	put someone or something into jeopardy f.	tehlikeye atmak
51	Deyim	put one's whole life into something f.	tüm hayatını bir şeye vermek
52	Deyim	put your heart and soul into something/doing something f.	varını yoğunu/tüm enerjisini vermek
53	Deyim	put some teeth into something f.	(bir şeyi) (daha) etkili/etkin kılmak
54	Deyim	put (something) into plain english f.	daha açık ifade etmek
55	Deyim	put (something) into plain english f.	daha basit bir dille anlatmak
56	Deyim	put (something) into plain english f.	daha düz bir dille/ingilizceyle ifade etmek
57	Deyim	put (one's) backbone into (something) f.	(bir işe) tüm gücünü vermek
58	Deyim	put (one's) backbone into (something) f.	(bir işi) var gücüyle yapmak
59	Deyim	put (one's) backbone into (something) f.	(bir işe) olanca kuvvetini vermek
60	Deyim	put (one's) backbone into (something) f.	(bir işe) çok emek vermek
61	Deyim	put (one's) backbone into (something) f.	(bir işi) çok çaba harcayarak yapmak
62	Deyim	put something into reverse f.	tersine döndürmek/çevirmek
63	Deyim	put something into reverse f.	tepetaklak etmek
64	Deyim	put something into someone's head f.	birine kendi kendine düşünemeyeceği fikirler vermek
65	Deyim	put (something) into reverse f.	(bir şeyi) geriletmek
66	Deyim	put (something) into reverse f.	(bir şeyi) geriye götürmek
67	Deyim	bring/call/put something into play f.	bir şeyi çalıştırmaya başlamak
68	Deyim	bring/call/put something into play f.	bir şeyi kullanmaya başlamak
69	Deyim	bring/call/put something into play f.	bir şeyi kullanıma sokmak
70	Deyim	bring/call/put something into play f.	bir şeyi işin içine dahil etmek
71	Deyim	bring/put something into effect f.	bir şeyi yürürlüğe koymak
72	Deyim	bring/put something into effect f.	bir şeyi uygulamak
73	Deyim	put something into reverse f.	tersine döndürmek
74	Deyim	put something into reverse f.	tepetaklak etmek
75	Deyim	put something into reverse f.	geriletmek
76	Deyim	put (one's) heart (and soul) into (something) f.	(bir şeye) canla başla çalışmak
77	Deyim	put (one's) heart (and soul) into (something) f.	(bir şeyi) yürekten yapmak
78	Deyim	put (one's) heart (and soul) into (something) f.	(bir şey) için her şeyini vermek
79	Deyim	put (one's) heart (and soul) into (something) f.	(bir şey) için elinden geleni yapmak
80	Deyim	put (one's) nose into (something) f.	(bir şeye) bununu sokmak
81	Deyim	put (one's) nose into (something) f.	(bir şeye) karışmak
82	Deyim	put (one's) oar into (something) f.	yerli yersiz fikir belirtmek
83	Deyim	put (one's) oar into (something) f.	sorulmadan fikrini söylemek
84	Deyim	put (one's) oar into (something) f.	hariçten gazel okumak
85	Deyim	put (one's) oar into (something) f.	bilip bilmeden konuşmak
86	Deyim	put (one's) oar into (something) f.	(bir şeye) burnunu sokmak
87	Deyim	put (one's) oar into (something) f.	(bir şeye) karışmak
88	Deyim	put (one's) oar into (something) f.	(bir şeye) salça olmak
89	Deyim	put (something) into perspective f.	(bir şeyi) açıklığa kavuşturmak
90	Deyim	put (something) into perspective f.	(bir şeyin) gerçek değerini/önemini göstermek
91	Deyim	put (something) into operation f.	(bir şeyi) faaliyete sokmak
92	Deyim	put (something) into operation f.	(bir şeyi) faaliyete geçirmek
93	Deyim	put (something) into operation f.	(bir şeyi) işler hale getirmek
94	Deyim	put (something) into operation f.	(bir şeyi) işletmeye açmak
95	Deyim	put (something) into operation f.	(bir şeyi) işleme koymak
96	Deyim	put (something) into operation f.	(bir şeyi) işleme almak
97	Deyim	put (something) into plain language f.	(bir şeyi) basit bir dille ifade etmek/anlatmak
98	Deyim	put (something) into plain language f.	(bir şeyi) yalın bir dille ifade etmek/anlatmak
99	Deyim	put (something) into plain language f.	(bir şeyi) anlaşılır bir dille ifade etmek/anlatmak
100	Deyim	put (something) into plain language f.	(bir şeyi) düz bir dille ifade etmek/anlatmak
101	Deyim	put (something) into plain language f.	(bir şeyi) açıkça ifade etmek/anlatmak
102	Deyim	put (something) into plain language f.	(bir şeyi) herkesin anlayabileceği bir dille ifade etmek/anlatmak
103	Deyim	put (something) into words f.	(bir şeyi) dile getirmek
104	Deyim	put (something) into words f.	(bir şeyi) dillendirmek
105	Deyim	put (something) into words f.	(bir şeyi) kelimelere dökmek
106	Deyim	put (something) into words f.	(bir şeyi) sözcüklere dökmek
107	Deyim	put money into (something) f.	(bir şeye) yatırım yapmak
108	Deyim	put money into (something) f.	(bir şeye) para koymak
109	Deyim	put something into operation f.	bir şeyi faaliyete sokmak
110	Deyim	put something into operation f.	bir şeyi faaliyete geçirmek
111	Deyim	put something into operation f.	bir şeyi hizmete somak
112	Deyim	put something into operation f.	bir şeyi işleme koymak
113	Deyim	put something into operation f.	bir şeyi işler hale getirmek
114	Deyim	put your back into something f.	bir şey için çok çabalamak
115	Deyim	put your back into something f.	bir şeyi yapmak için canını dişine takmak
116	Deyim	put your back into something f.	bir şey için hayvan gibi çalışmak
117	Deyim	put your back into something f.	bir şeyi yapmak için elinden geleni yapmak
118	Deyim	put your back into something f.	bir şey için gayret göstermek
119	Deyim	put your back into something f.	işe yüklenmek
120	Deyim	put your back into something f.	bir şeyi yapmak için kıçını yırtmak
121	Deyim	put a thought into something f.	bir şeyi enine boyuna tartmak