|
- Scotland and the fisheries issue spring to mind.
- İskoçya ve balıkçılık sorunu ilk akla gelenler.
- Cod stocks in the Kattegat, Irish Sea and west of Scotland waters are in similar condition.
- Kattegat, İrlanda Denizi ve İskoçya'nın batısındaki sulardaki morina rezervleri de benzer durumdadır.
- In the central belt of Scotland there are two serious broadsheet newspapers, The Herald and The Scotsman.
- İskoçya'nın orta kuşağında The Herald ve The Scotsman olmak üzere iki ciddi gazete bulunmaktadır.
- What will happen to a place like Scotland, which I represent here?
- Burada temsil ettiğim İskoçya gibi bir yere ne olacak?
- For example, Scotland, the constituency which I represent, is for some purposes called a region.
- Örneğin, temsil ettiğim seçim bölgesi olan İskoçya, bazı amaçlar doğrultusunda bir bölge olarak adlandırılmaktadır.
- Even England and Scotland have very different criminal laws and legal traditions.
- İngiltere ve İskoçya bile çok farklı ceza kanunlarına ve hukuki geleneklere sahiptir.
- More people have long-term illnesses in Wales than in England or Scotland.
- Galler'de, İngiltere ve İskoçya'ya kıyasla daha fazla sayıda insan uzun süreli hastalıklara yakalanmaktadır.
- The majority of these jobs are in Scotland, and in some of the most peripheral areas of Scotland.
- Bu işlerin büyük çoğunluğu İskoçya'da ve İskoçya'nın en kenar bölgelerinde yer almaktadır.
- Indeed, fishers may become pioneers in the area as happened in Scotland with the square mesh panel.
- Gerçekten de balıkçılar, İskoçya'da kare gözlü panelde olduğu gibi bu alanda öncü olabilirler.
- But most of the inhabitants of Scotland think it is a nation within a multinational state.
- Ancak İskoçya'da yaşayanların çoğu buranın çok uluslu bir devlet içinde bir ulus olduğunu düşünüyor.
- For Scotland and similar countries this will only be a start, but it will be an important one.
- İskoçya ve benzeri ülkeler için bu sadece bir başlangıç olacaktır ancak önemli bir başlangıç olacaktır.
- In Scotland, which I represent, 13,000 people died last year due to smoking.
- Temsil ettiğim İskoçya'da geçen yıl 13.000 kişi sigara nedeniyle hayatını kaybetti.
- In Scotland and the UK we have a specific issue with CJD.
- İskoçya ve Birleşik Krallık'ta Creutzfeldt Jakob ile ilgili özel bir sorunumuz var.
- There is a significant problem in Scotland.
- İskoçya'da önemli bir sorun var.
- We, in Scotland, recently in the case the Braer disaster suffered a similar misfortune.
- Biz İskoçya'da, yakın zamanda Braer felaketinde benzer bir talihsizlik yaşadık.
- Crop trials are presently being conducted in Scotland.
- Şu anda İskoçya'da mahsul denemeleri yapılmaktadır.
- The social and economic pain being felt by families in Scotland's coastal communities is very real.
- İskoçya'nın kıyı toplumlarındaki ailelerin hissettiği sosyal ve ekonomik acı çok gerçektir.
- I was in Scotland recently, where I saw some marvellous moorland, a real paradise in anyone's eyes.
- Geçenlerde İskoçya'daydım, orada herkesin gözünde gerçek bir cennet olan muhteşem bozkırları gördüm.
- Fishing is one of the mainstays of rural life in Scotland.
- Balıkçılık, İskoçya'da kırsal yaşamın temel dayanaklarından biridir.
- Fishing is one of the mainstays of rural life in Scotland.
- Balıkçılık İskoçya'da kırsal yaşamın temel dayanaklarından biridir.
- Too many people in Scotland, Britain, the EU and the world, die from this disease.
- İskoçya'da, Britanya'da, AB'de ve dünyada çok sayıda insan bu hastalıktan ölmektedir.
- But Scotland is not the only country affected by these draconian measures.
- Ancak bu acımasız tedbirlerden etkilenen tek ülke İskoçya değil.
- I would refer to cod fishing in Scotland, but also to areas along the North Sea.
- İskoçya'daki morina balıkçılığına ve aynı zamanda Kuzey Denizi boyunca uzanan bölgelere atıfta bulunacağım.
- This is what matters to Scotland.
- İskoçya için önemli olan budur.
- And Scotland itself has extremely varied regions.
- Ve İskoçya'nın kendisi de son derece çeşitli bölgelere sahiptir.
- Indeed, fishers may become pioneers in the area as happened in Scotland with the square mesh panel.
- Hatta balıkçılar, İskoçya'da kare ağ panelinde olduğu gibi bu alanda öncü olabilirler.
- Scotland, as a whole, has 462 different coastal plans in place, almost three quarters of them locally based.
- İskoçya'da bir bütün olarak 462 farklı kıyı planı bulunmaktadır ve bunların neredeyse dörtte üçü yerel bazlıdır.
- More people have long-term illnesses in Wales than in England or Scotland.
- Galler'de, İngiltere ve İskoçya'ya kıyasla daha fazla sayıda insan uzun süreli hastalıklara sahiptir.
- One of my ancestors was the captain of a ship sailing between Scotland and Valparaiso, Chile.
- Atalarımdan biri İskoçya ile Şili'nin Valparaiso kenti arasında sefer yapan bir geminin kaptanıydı.
- How can you justify this to the fishermen of Scotland?
- İskoçya'daki balıkçılara bunu nasıl izah edebilirsiniz?
- The Labour Party heartlands of Scotland have sent them an unmistakable message.
- İskoçya'nın İşçi Partisi'nin kalbi olan bölgeleri onlara açık bir mesaj göndermiştir.
- I would refer to cod fishing in Scotland, but also to areas along the North Sea.
- İskoçya'daki morina balıkçılığına ve aynı zamanda Kuzey Denizi boyunca uzanan bölgelere atıfta bulunuyorum.
- In this new enlarged Europe, Scotland must surely aspire to more than that.
- Bu yeni genişlemiş Avrupa'da İskoçya kesinlikle bundan daha fazlasını hedeflemelidir.
- Not only Flanders, but also Scotland, Wales, the Basque Country, Galicia and others spring to mind.
- Sadece Flandre değil; İskoçya, Galler, Bask Bölgesi, Galiçya ve diğerleri de akla geliyor.
- More people have long-term illnesses in Wales than in England or Scotland.
- Galler'de İngiltere ve İskoçya'ya kıyasla daha fazla insan uzun süreli hastalıklara sahiptir.
- Those who were less seriously injured have now been flown home to Scotland on a specially chartered plane.
- Daha az ciddi şekilde yaralananlar özel olarak kiralanan bir uçakla İskoçya'daki evlerine uçuruldu.
- Scotland, which is hugely interested in that, at the moment has a walk-on role.
- Buna büyük ilgi duyan İskoçya'nın şu anda bir figüran rolü var.
- This is a matter of real concern in many parts of Europe, including Scotland.
- Bu, İskoçya da dahil olmak üzere Avrupa'nın pek çok yerinde gerçek bir endişe konusudur.
- Why Cyprus and not Scotland?
- Neden İskoçya değil de Kıbrıs?
- Scotland and the fisheries issue spring to mind.
- Aklıma İskoçya ve balıkçılık meselesi geliyor.
- Earlier, it had claimed intimate knowledge of the west of Scotland.
- Daha önce, İskoçya'nın batısını yakından bildiğini iddia etmişti.
- I got back from Scotland last night.
- Geçen gece İskoçya'dan geri döndüm.
- Tom owns an estate in Scotland.
- Tom'un İskoçya'da bir mülkü var.
- What's the minimum salary in Scotland?
- İskoçya'da asgari maaş ne kadar?
- Tom's great-great-great grandmother lived in Scotland.
- Tom'un büyük büyük büyükannesi İskoçya'da yaşamış.
- My plan is visiting old castles in Scotland.
- Benim planım İskoçya'daki eski kaleleri ziyaret etmek.
- Dan came back after spending two months in Scotland.
- Dan, İskoçya'da iki ay geçirdikten sonra geri döndü.
- His sister resides in Scotland.
- Onun kızkardeşi İskoçya'da ikamet ediyor.
- Her sister lives in Scotland.
- Onun kız kardeşi İskoçya'da yaşıyor.
- Her sister lives in Scotland.
- Onun kız kardeşi İskoçya'da yaşar.
- Great Britain consists of Wales, England, and Scotland.
- Büyük Britanya Galler, İngiltere ve İskoçya'dan oluşur.
- The United Kingdom is comprised of England, Scotland, Wales, and Northern Ireland.
- Birleşik Krallık; İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşur.
- She leads a solitary life in a remote area of Scotland.
- O, İskoçya'nın uzak bir bölgesinde tek başına bir hayat sürüyor.
- The climate of England is milder than that of Scotland.
- İngiltere'nin iklimi İskoçya'ya göre daha ılımandır.
- Scotland is part of the United Kingdom.
- İskoçya Birleşik Krallık'ın bir parçasıdır.
- This is for Scotland, not for Sparta.
- Bu Sparta değil, İskoçya içindir.
- England and Scotland were unified on May 1, 1707, to form the Kingdom of Great Britain.
- İngiltere ve İskoçya 1 Mayıs 1707'de birleşerek Büyük Britanya Krallığı'nı oluşturdu.
- The foreigner comes from Scotland.
- Yabancı İskoçya'dan geliyor.
- She leads a solitary life in a remote area of Scotland.
- İskoçya'nın uzak bir bölgesinde yalnız bir hayat sürüyor.
- His sister resides in Scotland.
- Kız kardeşi İskoçya'da yaşıyor.
- England and Scotland are neighbours.
- İngiltere ve İskoçya komşudurlar.
- What's Scotland like in summer?
- İskoçya yazın nasıldır?
- If it's not from Scotland and it hasn't been aged at least twelve years, then it isn't whisky.
- İskoçya'dan gelmiyorsa ve en az on iki yıl yıllandırılmamışsa, viski değildir.
- The United Kingdom is comprised of England, Scotland, Wales, and Northern Ireland.
- Birleşik Krallık İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşur.
- If it's not from Scotland and it hasn't been aged at least twelve years, then it isn't whisky.
- Eğer İskoçya'dan gelmiyorsa ve en az on iki yıl eskitilmediyse o zaman o, viski değildir.
- In 2014 Scotland may become an independent state.
- 2014 yılında İskoçya bağımsız bir devlet olabilir.
- England and Scotland are neighbours.
- İngiltere ve İskoçya komşudur.
- The picture reminded me of Scotland.
- Resim bana İskoçya'yı hatırlattı.
- My plan is visiting old castles in Scotland.
- Planım İskoçya'daki eski kaleleri ziyaret etmektir.
- He spent a few months in Scotland.
- İskoçya'da birkaç ay geçirdi.
- The people who left yesterday are from Scotland.
- Dün giden kişiler İskoçyalı.
- What's the minimum salary in Scotland?
- İskoçya'da asgari ücret nedir?
- Scotland can be very warm in September.
- İskoçya eylül ayında çok sıcak olabilir.
- She lives a solitary life in a remote part of Scotland.
- İskoçya'nın ücra bir köşesinde yalnız bir hayat yaşıyor.
- England and Scotland were unified on May 1, 1707, to form the Kingdom of Great Britain.
- İngiltere ve İskoçya, 1 Mayıs 1707'de birleşti ve Büyük Britanya Krallığı'nı oluşturdu.
- Scotland is famous for its woollen textiles.
- İskoçya, yünlü tekstili ile ünlüdür.
- What's Scotland like in summer?
- Yaz mevsiminde İskoçya nasıldır?
- This photo reminds me of Scotland.
- Bu fotoğraf bana İskoçya'yı hatırlatıyor.
- I got back from Scotland last night.
- Dün gece İskoçya'dan döndüm.
- Scotland wants to break away from England.
- İskoçya, İngiltere'den kopmak istiyor.
- We don't live in Scotland yet.
- Henüz İskoçya'da yaşamıyoruz.
- Mr Thompson had lived in Tokyo for two years before he went back to Scotland.
- Bay Thompson İskoçya'ya dönmeden önce iki yıl Tokyo'da yaşadı.
- Are you still in Scotland?
- Hala İskoçya'da mısın?
- Scotland becomes part of the Kingdom of Great Britain.
- İskoçya, Büyük Britanya Krallığının parçası haline geldi.
- There are some songs from Scotland.
- İskoçya'dan bazı şarkılar var.
- Mr Thompson had lived in Tokyo for two years before he went back to Scotland.
- Bay Thompson İskoçya'ya geri dönmeden önce iki yıl boyunca Tokyo'da yaşamıştı.
- Scotland wants to break away from England.
- İskoçya İngiltere'den ayrılmak istiyor.
- He came to the United States as a boy from Scotland.
- Amerika Birleşik Devletleri'ne İskoçya'dan çocuk yaşta gelmişti.
- Marge works for the Royal Bank of Scotland.
- Marge, İskoçya Kraliyet Bankası için çalışıyor.
- If it's not from Scotland and it hasn't been aged at least twelve years, then it isn't whisky.
- İskoçya'dan değilse ve en az on iki yıl yıllandırılmamışsa, o zaman viski değildir.
- Late autumn in Scotland is rather cold.
- İskoçya'da sonbaharın sonları oldukça soğuk geçer.
- This summer I went on vacation in Scotland.
- Bu yaz İskoçya'ya tatile gittim.
- This is for Scotland, not for Sparta.
- Bu İskoçya için, Sparta için değil.
- This character represents Scotland.
- Bu karakter İskoçya'yı temsil ediyor.
- I'll postpone my trip to Scotland until it's warmer.
- İskoçya seyahatimi havalar ısınana kadar erteleyeceğim.
- Should Scotland be an independent country?
- İskoçya bağımsız bir ülke olmalı mı?
- Scotland is famous for its woollen textiles.
- İskoçya, yünlü kumaşlarıyla ünlüdür.
- He came to the United States as a boy from Scotland.
- O, çocukken İskoçya'dan Amerika Birleşik Devletleri'ne geldi.
- Her sister lives in Scotland.
- Kız kardeşi İskoçya'da yaşıyor.
- Are you still in Scotland?
- Hâlâ İskoçya'da mısın?
- Tom owns an estate in Scotland.
- Tom'un İskoçya'da bir malikanesi var.
- In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.
- Kuzeyde İskoçya; güneyde İngiltere; batıda Galler ve daha batıda Kuzey İrlanda vardır.
- I'm living in Scotland.
- Ben İskoçya'da yaşıyorum.
- Stand up if you hate Scotland!
- İskoçya'dan nefret ediyorsan ayağa kalk!
- Did they enjoy their holiday in Scotland?
- İskoçya'daki tatillerinden keyif aldılar mı?
- Great Britain consists of Wales, England, and Scotland.
- Büyük Britanya; Galler, İngiltere ve İskoçya'dan oluşur.
- The people who left yesterday are from Scotland.
- Dün gidenler İskoçya'dan.
- Did they enjoy their holiday in Scotland?
- İskoçya'daki tatillerinden zevk aldılar mı?
- In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.
- Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.
- Stand up if you hate Scotland!
- İskoçya'dan nefret ediyorsanız ayağa kalkın!
- The climate of England is milder than that of Scotland.
- İngiltere'nin iklimi İskoçya'nınkinden daha yumuşaktır.
- She lives a solitary life in a remote part of Scotland.
- İskoçya'nın uzak bir bölgesinde yalnız yaşıyor.
- Scotland becomes part of the Kingdom of Great Britain.
- İskoçya, Büyük Britanya Krallığı'nın bir parçası oldu.
Show More (110)
|