a drink - Türkçe İngilizce Sözlük

a drink

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"a drink" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 81 sonuç

İngilizce Türkçe
General
have a drink f. içmek
I hadn't had a drink since lunch.
Öğle yemeğinden beri içki içmemiştim.

More Sentences
drink a beer f. bira içmek
Mary is drinking a lemonade and Tom is drinking a beer.
Mary bir limonata içiyor ve Tom bir bira içiyor.

More Sentences
drink a lot f. çok içmek
Tom drank a lot at the party.
Tom partide çok içti.

More Sentences
Colloquial
drink a toast f. kadeh kaldırmak
Let's drink a toast to our friends!
Arkadaşlarımıza kadeh kaldıralım.

More Sentences
General
a drink of water i. bir yudum su
a drink of water i. biraz su
have a drink f. ağzını ıslatmak
drink like a fish f. fazla içki içmek
have a drink f. iki tek atmak
stand somebody a drink f. içki ısmarlamak
stand someone a drink f. birisine içki ısmarlamak
buy a drink f. içki ısmarlamak
buy a drink for f. içki ısmarlamak
knock back a drink f. tek atmak
drink a cup of tea f. çay içmek
mix drink with a drug f. içkisine ilaç katmak
sip a drink by the in-ground pool f. havuza karşı içkisini yudumlamak
have a little too much to drink f. içkiyi biraz fazla kaçırmak
drink a toast to someone f. birinin şerefine içmek
drink through a straw f. pipetten içmek
drink through a straw f. pipetle içmek
drink a health f. (birinin) sağlığına kadeh kaldırmak
Phrasals
have a drink f. kadeh yuvarlamak
Proverb
you can lead a horse to water, but you can't make it drink birine şans verebilirsin ama o şansı kullanması için zorlayamazsın
you can lead a horse to water but you can't make it drink zorla güzellik olmaz
you can take a horse to water but you can't make him drink birine şans verebilirsin ama o şansı kullanması için zorlayamazsın
you can take a horse to water but you can't make him drink zorla güzellik olmaz
you can lead a horse to water but you can't make him drink zorla güzellik olmaz
you can lead a horse to water but you can't make him drink birine şans verebilirsin ama o şansı kullanması için zorlayamazsın
Colloquial
have yourself a drink expr. kendine bir içki al
make yourself a drink expr. kendine bir içki hazırla
I could use a drink expr. bir içki iyi olurdu
I could use a drink expr. bir içkiye hayır demezdim
(can I) buy you a drink? expr. sana içki alabilir miyim?
(could I) buy you a drink? expr. size içki alabilir miyim?
buy you a drink? expr. sana/size içki alabilir miyim?
buy you a drink? expr. sana/size bir içki ısmarlayabilir miyim?
Idioms
a tall drink of water i. boyu çok uzun kimse
a tall drink of water i. boyu çok uzun olan kimse
a tall drink of water i. sıkıcı tip
a tall drink of water i. sırık gibi uzun
a tall drink of water i. sıkıcı şey
a tall drink of water i. sırık gibi
a stiff drink i. sert içki
a stiff drink i. sert sek içki
a stiff drink i. seyreltilmemiş sert içki
a stiff drink i. herhangi bir şeyle karıştırılmamış/seyreltilmemiş sert içki
knock back a drink f. bir tek atmak
knock back a drink f. bir bardak içki yuvarlamak
knock back a drink f. bir bardak içki devirmek
drink like a fish f. çok içki içmek
drink like a fish f. çok içmek
belt a drink down f. içki yuvarlamak (aceleyle içmek)
knock back a drink f. içki içmek/yuvarlamak
drink like a fish f. sünger gibi içmek
drink from a fire hose f. aşırı yüklenmek (bilgiyle/sorumlulukla)
drink from a fire hose f. başa çıkılmayacak kadar çok sorumluluk/bilgi yüklenmek
nurse a drink f. içkiyi dikkatli içmek
nurse a drink f. yavaş yavaş içmek
nurse a drink f. içkiyi yavaş içmek
nurse a drink f. yavaş içmek
nurse a drink f. yudum yudum içmek
nurse a drink f. uzun sürede/sündüre sündüre içmek
Speaking
can I buy you a drink? expr. bir içki ısmarlayabilir miyim sana?
I need a drink expr. bir içkiye ihtiyacım var
do you want to buy me a drink? expr. bana bir içki ısmarlamak ister misin?
shall we go for a drink? expr. bir şeyler içmeye gidelim mi?
I went out with my friends for a drink on friday expr. cuma günü arkadaşlarla içmeye gittim
how much coffee do you drink a day? expr. günde ne kadar kahve içersin?
let's go for a drink expr. hadi bir şeyler içmeye gidelim
if you want a drink expr. içki istiyorsan
I'm gonna make myself a drink expr. kendime bir içki hazırlayacağım
a pretty lady like you shouldn't drink that much expr. sizin gibi hoş bir bayan bu kadar çok içmemeli
can I take you for a drink? expr. seni bir şeyler içmeye götürebilir miyim?
could I buy you a drink? expr. sana bir içki ısmarlayabilir miyim?
can I get you a drink? expr. sana içki alabilir miyim?
can I get you a drink? expr. sana içki ısmarlayabilir miyim?
let me buy you a drink expr. sana bir içki ısmarlayayım
can I buy you a drink? expr. sana bir içki ısmarlayabilir miyim?
Gastronomy
a drink made with milk, sugar and orchid bulb powder i. sahlep
Slang
put a roofy in her drink f. içkisine ilaç katmak