İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | advertising i. | reklamcılık | ||
Television advertising has lost its power with the rise of social media. Sosyal medyanın yükselişiyle televizyon reklamcılığı etkisini kaybetmiştir. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | advertising i. | reklam | ||
Advertising that encourages people to start using tobacco products or to start using more of them is extremely damaging. İnsanları tütün ürünlerini kullanmaya başlamaya veya daha fazla kullanmaya teşvik eden reklamlar son derece zararlıdır. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | advertising i. | tanıtım | ||
Obviously the presidency is only paying lip service to Africa, despite advertising it as a priority. Belli ki Başkanlık, önceliği olarak tanıtmasına rağmen Afrika'ya sadece sözde hizmet veriyor. More Sentences |
||||
Genel | advertising i. | reklamcılık | ||
Unlike paper-based advertising, this is often at the expense of the recipient. Kağıda dayalı reklamcılığın aksine, bu genellikle alıcının zararına olmaktadır. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | advertising i. | reklam | ||
The advertising industry has a huge amount to answer for. Reklam endüstrisinin hesap vermesi gereken çok şey var. More Sentences |
||||
Ticaret/Ekonomi | advertising i. | reklamcılık | ||
In the case of e-mail advertising, despite having major reservations we have agreed to the general opt-in. E-posta reklamcılığı söz konusu olduğunda, büyük çekincelerimiz olmasına rağmen genel katılımı kabul ettik. More Sentences |
||||
Advertising | ||||
Reklam | advertising i. | reklamcılık | ||
The legal basis selected only allows advertising to be regulated where it impacts on the internal market. Seçilen yasal dayanak, sadece iç pazarı etkilediği durumlarda reklamcılığın düzenlenmesine izin vermektedir. More Sentences |
||||
Reklam | advertising i. | reklam | ||
That is why it is vital for the law to make a clear distinction between information and advertising. Bu nedenle yasanın bilgilendirme ve reklam arasında net bir ayrım yapması hayati önem taşımaktadır. More Sentences |
||||
Education | ||||
Eğitim | advertising i. | reklamcılık | ||
Social media had a huge impact on public relations, marketing and advertising. Sosyal medyanın halkla ilişkiler, pazarlama ve reklamcılık üzerinde büyük bir etkisi oldu. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | advertising i. | ilancılık | ||
Genel | advertising i. | ilan | ||
Genel | advertising i. | tanıtıcılık | ||
Genel | advertising i. | duyurma | ||
Genel | advertising i. | ilan etme | ||
Genel | advertising i. | bildirme | ||
Genel | advertising s. | reklamcılık ile ilgili | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | advertising i. | satıcının mal veya hizmetlerini olası müşterilerine tanıtmak için basın yayın araçlarıyla yaptırdığı paralı tanıtma faaliyeti | ||
Ticaret/Ekonomi | advertising i. | reklam yapma | ||
Ticaret/Ekonomi | advertising i. | tanıtma | ||
Law | ||||
Hukuk | advertising i. | ilan etme | ||
Advertising | ||||
Reklam | advertising i. | ilan |