İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | clamber f. | yavaş yavaş tırmanmak | ||
The hiker had to clamber up the steep cliff to reach the top. Yürüyüşçü zirveye ulaşmak için dik uçuruma yavaş yavaş tırmanmak zorunda kaldı. More Sentences |
||||
Genel | clamber i. | zor tırmanış | ||
Genel | clamber i. | zorlayıcı tırmanış | ||
Genel | clamber i. | acemi tırmanış | ||
Genel | clamber f. | sarılarak tırmanmak | ||
Genel | clamber f. | güçlükle tırmanmak | ||
Genel | clamber f. | tırmanmak | ||
Genel | clamber f. | güçlükle çıkmak |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | clamber up the slope f. | bayır yukarı çıkmak | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | clamber into something f. | doluşmak | ||
Öbek Fiiller | clamber into something f. | yığılmak | ||
Öbek Fiiller | clamber into something f. | hücum etmek | ||
Öbek Fiiller | clamber into something f. | üşüşmek | ||
Öbek Fiiller | clamber in something f. | doluşmak | ||
Öbek Fiiller | clamber in something f. | yığılmak | ||
Öbek Fiiller | clamber in something f. | hücum etmek | ||
Öbek Fiiller | clamber in something f. | üşüşmek | ||
Öbek Fiiller | clamber on f. | doluşmak | ||
Öbek Fiiller | clamber on f. | yığılmak | ||
Öbek Fiiller | clamber on f. | hücum etmek | ||
Öbek Fiiller | clamber on f. | üşüşmek | ||
Öbek Fiiller | clamber onto something f. | doluşmak | ||
Öbek Fiiller | clamber onto something f. | yığılmak | ||
Öbek Fiiller | clamber onto something f. | hücum etmek | ||
Öbek Fiiller | clamber onto something f. | üşüşmek | ||
Öbek Fiiller | clamber up f. | tırmanmak | ||
Öbek Fiiller | clamber up (something) f. | (bir şeye) tırmanmak | ||
Öbek Fiiller | clamber (over) f. | (genellikle el ve ayakları kullanarak) acemice tırmanmak |